Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/151 E. 2022/289 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/151
KARAR NO : 2022/289

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkilinin … Bilişim ile mali müşavirler … ve … arasında 01.10.2021 tarihinde, diğer müvekkili … Bilişim ile 27.10.2020 tarihinde, Vergi Usul Kanunu ve ikincil mevzuat kapsamında şirketin mali hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla sözleşmeler imzaladığını, müvekkili şirketlerin yetkilisi …’ın, sözleşme kapsamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve başka bir mali müşavirden hizmet almak üzere mali müşavirler … ve … ile olan sözleşmelerini İzmir … Noterliği’nin 03.12.2021 tarihli… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshettiğini, fesihname içeriğinde tüm ticari defter ve kayıtların fesihten itibaren 3 gün içerisinde teslim edilmesi yönünde ihtarda bulunulduğunu, mali müşavirler ile yapılan görüşme neticesinde, mali müşavirlerin defterleri teslim etmeyeceklerini bildirdiklerini, müvekkili şirketlerin defter ve kayıtları şüphelilerin uhdesinde olduğu için, müvekkili şirketlerin sunması gereken bildirim ve beyannameleri süresi içerisinde veremediğini, müvekkili şirketler yasal bildirim ve beyannamelerini veremediği için Vergi Dairesi’nden ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan idari yaptırım tehdidi altında olduğunu, Mali Müşavir …’nün bu tutumunun Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7 maddesinde belirtilen “hırsızlık” kavramına girdiğini, müvekkili şirketlerin ticari defterleri ve kayıtlarının Mali Müşavir … tarafından adeta çalındığını, bu nedenle müvekkili şirketlerin tüm ticari defter ve kayıtlarının zayi olduğuna dair müvekkil şirketlere zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: Davacı şirket kayıtları, İzmir … Noterliği’nin 03.12.2021 tarihli… yevmiye numaralı ihtarnamesi davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen mailler, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Sor.No.’lu soruşturma dosyası
Mali müşavir …’nün Çamdibi Şehit İbrahim Üncü Polis Merkezi Amirliği’nce alınan ifade tutanağı ve ekran görüntüsü delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Tüm dosya kapsamından; davacı vekili tarafından 6102 sayılı TTK’nun 82. maddesi uyarınca davacıya ait ticari defter ve kayıtların, davacının bir dönem ticari defter ve kayıtlarını tutan mali müşavir … ve … tarafından davacıya iade edilmediği ve bu davranışın “hırsızlık” niteliğinde olduğu ileri sürülerek davacı şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar hakkında zayi belgesi verilmesi talep edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesi kapsamında bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Madde içeriğinden de anlaşıldığı üzere zayi belgesi isteyebilmek için ticari defter ve belgelerin bir afet neticesinde ziyaa uğraması veya hırsızlıkla zayi olması gerekmektedir. Yine ziyaa uğradığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde talebin mahkemeye ulaştırılması gerekmektedir.
Davacı tarafça her ne kadar dava dışı mali müşavirleri ile davacı arasında meydana gelen uyuşmazlık sonrasında defterlerin kendisine iade edilmemesinin hırsızlık kapsamında olduğu beyan edilmiş ise de;
Hırsızlık suçu niteliği itibariyle zilyede karşı işlenebilen bir suç olup, bir eşyanın rıza ile teslim edilen kişi tarafından iade edilmemesi halinde oluşacak suç güveni kötüye kullanma suçudur. Bu yönüyle davacının dava konusu defter ve kayıtları mali müşavirine rızası ile teslim ettiği ancak iadesi talep edildiğinde iade edilmemiş olduğu sabit olmakla iddia olunan eylem anlatımı TCK’nın 155/2. Maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçudur.
TTK’nın zayi belgesi verilme nedeni olarak lafzi olarak hırsızlık suçunu düzenlemiş olmasının yanında güveni kötüye kullanma suçu açısından zayi koşullarının oluşup oluşmayacağı ayrı değerlendirme gerektirmekte ise de somut olay açısından bu ayrımın incelenmesine gerek bulunmamaktadır. Kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 950. Maddesi uyarınca alacaklının zilyet olduğu borçluya dair eşya üzerinde hapis hakkı kullanması mümkündür. Uyuşmazlık konusuyla ilgili mali müşavir … alacaklı olduğunu ileri sürerek davacıya ait ticari defter ve kayıtları iade etmemesi hukuken hapis hakkı kullanımı niteliğinde olup bu uygulamanın yerinde olup olmadığı, hapis hakkı kullanımı şartlarının oluşup oluşmadığı ve defterlerin haklı olarak elde bulundurulup bulundurulmadığı tamamen farklı bir yargılama konusudur. Dava dışı mali müşavir …’nün hapis hakkı kullanımının haklı veya haksız olmasından bağımsız olarak somut olayda zayi koşulları da oluşmamıştır. Zira “zayi” kavramı bir şeyin geri dönülemez bir şekilde yok olması, temin edilmesinin objektif olarak imkansızlaşması anlamına gelmektedir.
Somut olayda davacının önceki mali müşaviri … 29/01/2022 tarihli kolluk ifadesinde ticari defter ve kayıtların kendisinde olduğunu, alacağının ödenmesi halinde bunları iade edebileceğini açık bir şekilde beyan etmiş olup, kişinin hukuki uyuşmazlık nedeniyle bu defterleri iade etmemesi tek başına bu defterlerin zayi olduğu anlamına gelmemektedir. Davacı tarafın yedin iadesi davası açarak kendisine ait ticari defter ve diğer kayıtları bunları elinde haksız olarak bulundurduğu ileri sürülen mali müşavirinden talep etmesi mümkündür. Davacıya ait ticari defterlerin halen nerede ve kimde olduğu belirli olup bu koşullar altında defterlerin “zayi” olduğu kabul edilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, zayi olduğu iddia edilen ticari defter ve kayıtların halen bulunduğu yer ve kişinin belirli olduğu, davacının ileri sürdüğü defterlerin mali müşavirce iade edilmemesi vakıasının kanunda belirtilen “ziyaa uğrama” olgusunu gerçekleştirmediği, davacının başka hukuki yollarla defter ve kayıtların kendisine iadesini talep edebileceği, defter ve kayıtların temin edilmesi hukuken mümkün olduğu sürece bunlarla ilgili zayi belgesi verilmesinin kanunun amacı ile bağdaşmayacağı değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harç peşin olarak alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”