Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1093 Esas
KARAR NO : 2023/655
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 17/09/2021 tarihinde, maliki ve sürücüsü davalı… olan … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı park halindeki araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeni ile müvekkilinin maliki olduğu araçta yüksek hasar meydana geldiğini, taraflarca birlikte tanzim edilerek imza altına alınan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçimi ifade edildiğini, kaza tutanağından da anlaşılacağa üzere … plakalı aracın sürücüsü davalı…’in kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, işbu kaza neticesinde müvekkiline ait araçta oluşan hasarın giderilmesi için kazada kusurlu olan … plakalı aracın aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı … Sigorta A.Ş. ‘ye başvurulduğunu, … hasar dosyası kapsamında onarımın tamamlandığını, ancak orijinal aracın piyasa değerinde, yapılan tamirat ve bu kaydın Tramerde gözükecek olması nedeniyle ciddi düşüş olduğunu, bu değer kaybı nedeniyle müvekkilinin, aracını gerçek piyasa fiyatından daha düşük bir bedele satmak durumunda kalacağını, dolayısıyla davalı araç sürücüsünün haksız eylemiyle doğan bu zararın da tazmininin gerektiğini, hasar dosyası kapsamında ödenen miktar yalnızca hasara ilişkin olup gerçek zararı karşılamadığını, müvekkili aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararı (kazanç kaybı) doğduğunu, davalı araç maliki ve sürücüsünün bu zarardan da sorumluluğunun mutlak olduğunu, davalı araç maliki şirkete karşı taleplerimize ilişkin olarak önce Ticari Dava Şartı Arabuluculuk yoluna müracaat edilmiş ise de görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine işbu davanın açılması zorunlu hale geldiğini, kusur dağılımı yargılamayı gerektirdiği ve değer kaybı likit alacak olarak kabul edilmediği için davanın HMK m. 107 gereği belirsiz alacak davası niteliğinde olup, bilirkişi raporuyla müvekkili aracında meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet (kazanç kaybı) zararının belirlenebilir hale geldiği zaman artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik talebimiz 100-TL araç mahrumiyet ve 900-TL değer kaybı zararı olmak üzere toplam 1000,00-TL olduğunu, bu nedenlerle davamızda müvekkili aracında oluşan değer kaybı zararı ve araç mahrumiyet bedeli likit alacak olarak kabul edilmediğinden ve kusur irdelemesi gerekebileceğinden HMK m.107 kapsamında fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik; Müvekkili aracında meydana gelen 900 TL değer kaybı, 100 TL araç mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam 1000 TL’lik zararın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, AAÜT m.16/2-c gereği davalı şirket yönünden arabuluculuk görüşmelerine katılmamız sebebiyle yargılama giderleri arasında vekâlet ücretine hükmedilmesine, İşbu davamızda yapılacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; Talebin kabulü ile; aracın değer kaybı için; 900,00-TL yapılan talep bakımından 2.924,00 -TL arttırılarak toplam 3.824,00 -TL olarak, davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu olup davalı…’den kaza tarihinden itibaren, davalı sigortadan da hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, ikame araç bedeli için ; 100,00-TL yapılan talep bakımından, 1850,00 -TL artırılarak toplam 1.950,00 .-TL üzerinden davalı… sorumlu olup kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili, cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 16.02.2021 – 16.02.2022 başlangıç ve bitiş tarihli … no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkile sigorta şirketi tarafından davacıya değer kaybı ödemesi yapılmış olup şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, kaza dolayısıyla davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine … nolu hasar dosyası açıldığını ve yapılan değerlendirmeler sırasında alınan Ekspertiz Raporu doğrultusunda ödeme yapılarak sorumluluk yerine getirildiğini, nitekim Ekspertiz Raporunda araçta meydana gelen kaza ile ilgili değer kaybı tutarının 1.716,00-TL olduğu tespit edildiğini, iş bu rapor doğrultusunda, 08.12.2021 tarihinde 1.716,00-TL değer kaybı davacıya ödenmiş olup, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu kapsamda, başvuru sahibinin talebinin müvekkili şirketçe karşılanmış olduğundan haksız talebin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davanın reddi taleplerine halel gelmemek kaydıyla birlikte, davacının, aracının kasko poliçesindeki ikame araç teminatından yararlanıp yararlanmadığı tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespiti ile davanın müvekkili şirket yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı… vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı … Sigorta arasındaki ilişkide görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğundan dolayı zorunlu arabulucuğa başvurulmuş ancak anlaşılamadığını, bu aşamaya müvekkili…’in de dahil edilmediğini, bu sebeple dava sonunda haksız çıkana yükletilecek olan dava giderlerinden olan arabuluculuk masrafının hiçbir şekilde kendilerine yükletilmesinin mümkün olmadığını, davacının değer kaybına ilişkin zararını dava öncesinde diğer davalı … Sigorta’dan tahsil ettiğini, meydana gelen kazadan kaynaklanan değer kaybı bedelinden yapılan sigorta poliçesi gereği müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir. Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…Davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 16.02.2021/2022 tarihleri arasında … sayılı ZMS (trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı 2003 model … marka … marka kamyonet sürücüsü davalı…’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK.nın diğer sürücü kusurlarından 52/B, 56/A ile sürücü asli kusurlarından 84/L kurallarını ihlal ettiği,
Davacı …’ya ait … plakalı araç ile dava dışı … ve … plakalı araçların olay mahallinde yolun sağında park yerinde yola paralel vaziyette arkalı önlü nizami park halinde olmaları nedeniyle her üç aracın kazanın oluşumuna katkı sağlayacak etkenlikleri olmadığı, Başkaca kazanın oluşumuna katkı sağlayacak etken kişi kurum, kuruluş ve dış etmenler olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Somut olayda … plaka sayılı … model otomobilde Yargıtay içtihatlarına ve serbest piyasa rayiçlerine göre 5.000,00 TL. değer kaybı bedeli meydana geldiği, Söz konusu araçta meydana gelen zararı (Heyetimiz Trafik Uzmanı tarafından … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde Etken olmadığı belirlendiğinden %100) sigortalısının kusuru oranında, sigortacısının sorumluluk riski ve K.T.K 85/1 ve 91 kapsamında riziko tarihi itibarıyla 5.000,00 TL. olarak belirlenen değer kaybı bedelinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, ancak 08.12.2021 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından 1.716,00 TL değer kaybı bedeli ödendiği belirtilmiş olmakla (dosya kapsamında finansal evrağın yer almaması nedeniyle nihai kararın takdiri Sn. Mahkemeye ait olmak üzere) 3.284,00 TL. olarak hesaplanan bakiye değer kaybı bedelinden poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında ve dava dilekçesi ekinde … Sigorta A.Ş.ne hasarın ihbarı ve tebliği konulu bir belge yer almadığı, bu nedenle nihai kararın takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla davalı sigorta şirketi tarafından 08.12.2021 tarihinde kısmi değer kaybı bedeli ödenmiş olmakla bu tarihinden itibaren -ödenmeyen borç miktarı bakımından- temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Somut olayda söz konusu aracın 6 günde tamir ve boyanarak faal hale gelebileceği, 1.950,00-TL. olarak hesaplanan ikame araç bedelinden nihai kararın takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla … plaka sayılı araç maliki ve sürücüsü olan diğer davalının riziko tarihi itibarıyla sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı, diğer davalı…’in maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç arasında 17/09/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararlarının giderilmesi talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle, dava öncesi yine mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasında aynı taleplerin ileri sürüldüğü bir davanın açıldığı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği ancak davalı vekili yerine başka bir avukata tebligat yapıldığını ve kararın usulsüz olarak kesinleştirildiğini, davanın halen derdest olduğunu, davanın derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, arabuluculuk ücretinin davalı araç malikine yüklenmemesi gerektiğini, değer kaybı zararından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, araç mahrumiyeti zararına ilişkin bir faturanın dosyaya sunulmadığını bu nedenle zararın oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı sigorta şirketinin değer kaybı ödemesi yaptığını ve sorumluluğu bulunmadığını, davalının sorumluluğu sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, değer kaybı zararının sigorta genel şartlarında gösterilen yöntemle hesaplanması gerektiğini, araç mahrumiyeti bedelinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını ve sair hususları ileri sürerek davnaın reddini savunmuştur.
3-Davalı tarafın derdestlik itirazının değerlendirilmesinde, mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasının taraflarının ve talep sonucunun görülmekte olan dosya ile aynı nitelikte olduğu ve gerçekten de davalı savunmasında belirtilen şekilde davalı vekilinin Uyap sisteminde isim benzerliği bulunan başka bir avukat kaydı ile hatalı olarak kaydedilmiş olması nedeniyle başka bir vekile tebligat yapıldığı anlaşılmış ise de, mahkememizce gerçekleştirilen tebligat ve kesinleştirme işlemlerine güvenerek görülmekte olan davanın açılmış olduğu, kesinleştirme işleminin usulsüz olduğu kabul edilse dahi … Esas sayılı dava dosyasında ileri sürülen talep sonucunun 1.000,00-TL olduğu, görülmekte olan dava dosyasında da tespit edildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın miktarı itibariyle karar tarihi itibariyle verilen hükmün kesin nitelikte olduğu, anılan dosyada karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunun açık gösterilmesinin taraflara kesinlik sınırı altındaki bir karara karşı kanun yolu başvuru hakkı vermeyeceği, bu itibarla … Esas sayılı dava dosyasında verilen kararın verildiği tarihte kesin olduğu ve hatalı vekile tebligat yapılmasının sonucu etkilemeyeceği, açıklanan nedenlerle görülmekte olan dava tarihi itibariyle derdestlik oluşmadığı değerlendirilmiş ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 24/05/2023 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümünde dava konusu kazanın davalı araç sürücüsü…’in asli kusuruyla meydana geldiği, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı taraflarca rapora karşı itirazlar ileri sürülmüş ise de dava konusu kazanın davacıya ait aracın yol kenarında park halinde olduğu sırada meydana geldiği ve kazanın salt davalı kusuruyla meydana geldiği, davalının kazanın oluşumunda asli ve %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının ve araç mahrumiyeti zararının tespiti yönünden dosya araç hasarları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 24/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle hasarsız halinin 310.000,00-TL değerinde olduğunu, oluşan hasarın 18.028,39-TL bedel ile onarılabileceği, bu miktarın uyuşmazlık konusu olmamakla birlikte onarımın ekonomik olacağı, aracın kaza sonrası değerinin 305.000,00-TL olacağı ve 5.000,00-TL değer kaybı gerçekleşeceği, aracın onarımının 6 gün süreceği ve sürede emsal bir aracın günlüğü 350,00-TL’den olmak üzere 1.950,00-TL zarar oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
10-Bilirkişi raporuna karşı davalı… vekili tarafından bir kısım itirazlar ileri sürülmüş ise de, davacıya ait araçta meydana gelen hasar sonucu işlem gören parçalar, hasar onarım bedeli miktarının onarım kayıtlarında görünmesi, aracın marka, model ve KM’si itibariyle 5.000,00-TL değer kaybı zararının dosya kapsamı ve piyasa rayiçlerine uygun olduğu gözetilerek itirazlar yerinde görülmemiştir.
İkame araç ücreti zararı yönünden yapılan itirazlarda davacının zararını gösterir belge sunmadı yönünde itirazlar bulunmakta ise de, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin istikrarlı uygulamasına göre hasar gören aracın tamirde kaldığı süre boyunca aracın kullanılamamasından dolayı araç sahibinin zararının oluşacağı, bu sürede araç kiralanmış olup olmamasının zararın oluşmasında etkisinin bulunmadığı, salt aracın kullanılamamasının zararın oluşmasında yeterli olduğu yönünde olup mahkememizce de bu görüş benimsenmekle davacının ayrıca bir araç kiralama belgesi sunmaksızın salt 6 günlük araç onarımı süresince aracını kullanmaktan mahrum kalmasından dolayı zarar talebinde bulunabileceği, bilirkişi raporunda belirtilen günlük 350,00-TL zararın aracın marka ve modeline göre piyasa koşullarına uygun olduğu değerlendirildiğinden davacının 1.950,00-TL araç mahrumiyeti zararı oluştuğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafça araç yoksunluğu zararı talebinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, davacının bu yönde oluşan zararına yönelik olarak talep edebileceği miktarın salt kendisinin kiralama için ödediği ücret olmayıp, bilirkişi incelemesi neticesinde bu miktardan daha az bir zarara hükmedilebileceği, davacının oluşan zararının kendi faydalandığı kiralık aracın ücreti değil, serbest piyasa rayiçlerinde emsal bir aracın kiralama bedeli olduğu ve bunun da bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağı, bu itibarla belirsiz alacak davası şartlarının oluştuğu görüşü ile davalının bu itirazları da yerinde görülmemiştir.
11-Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere davacının kusur ve zararların miktarı yönünden iddialarını bilirkişi raporları ile ispat ettiği, dava öncesi davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile dava değerini bilirkişi raporu ile belirlenen miktardan bakiye kalan miktarlara yükseltmiş olduğu, davalı itirazları bulunmakta ise de dosya kapsamına göre itirazların yerinde olmadığı değerlendirilmekle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafça araç yoksunluğu bedeli dava dilekçesinde her iki davalıdan talep edilmiş, değer artırım dilekçesinde ise yalnızca davalı… yönünden talep artırımı yapılmış ve…’den talepte bulunulmuştur. Dava dilekçesinde araç mahrumiyeti zararı yönünden davalılardan müşterek ve müteselsil talepte bulunulmuş olup davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyeti zararından dolayı sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından 100,00-TL talep yönünden kısmen ret kararı verilmiştir.
12-Tespit edilen zararlara davalı araç sürücüsü yönünden haksız fiil tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan12/11/2021 tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Faiz türü olarak zarar veren aracın hususi nitelikte olduğu ve yasal faiz talep edildiği gözetilerek yasal faiz belirtilmiştir.13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı… vekilince cevap dilekçesinde davacı ile davalı araç maliki arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı, arabuluculuk dava şartının davalı sigorta şirketinin taraf olmasından kaynaklandığı ve arabuluculuk ücretinin davalı araç malikinden talep edilmemesi gerektiği savunulmuştur. Davacı ile davalı araç maliki arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte olmayıp uyuşmazlığın dava şartı arabulucuğuna tabi olmasının ve ticari nitelik kazanmasının sigorta şirketine karşı dava açılmasından kaynaklandığı gözetilerek davalı araç sürücüsü arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmamıştır. Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde vekil olarak yer alınmasından dolayı A.A.Ü.T. 16/2. Maddesi uyarınca arabuluculuk vekalet ücretine hükmolunması talep edilmiş ise de bahsi geçen düzenlemede açık bir şekilde “akdi avukatlık ücretinin” düzenlendiği, akdi avukatlık ücreti ile tarafın kendisi ile vekili arasındaki ücrete ilişkin asgari ücretin belirlenmiş olduğu, bu ücretin karşı tarafa yükletileceğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek arabuluculuk vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
A-3.284,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına davalı… yönünden kaza tarihi 17/09/2021, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden 12/11/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
B-1.950,00-TL ikame araç bedelinin davalı…’den alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına kaza tarihi 17.09.2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, … Sigorta Anonim Şirketi yönünden talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 357,53-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL ile ıslah harcı olarak alınan 81,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 195,31-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin yalnızca 62,11-TL harç ile sorumlu olduğuna,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.234,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin sorumluluğu 3.284,00-TL ile sınırlıdır.)
4-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden kısmen ret kararı yönünden takdir edilen 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 81,52-TL toplamı 162,22-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 132,25-TL posta ve tebligat ücreti, 2.600,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 2.812,95-TL ve yargılama giderinın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin yalnızca 2.760,21-TL miktarla sınırlı sorumlu tutulmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 1.530,75-TL’sinin davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden, bakiye 29,25-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, Dair, davacı vekilinin e-duruşma yoluyla yüzüne karşı, davalı… vekilinin duruşmada yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”
TASHİH ŞERHİ
Mahkememizce görülmekte olan davada verilen 13/07/2023 tarihli kararın … nolu hüküm fıkrasının a ve b bentlerinde “davalı…” ile “davalılar…” ibarelerinin yer aldığı,…’in dosyada davacı sıfatıyla yer aldığı, davalı …’ın adının yerine sehven davacının adının kararda yer aldığı anlaşılmakla açık yazım hatası niteliğindeki hatanın tashih şerhi yoluyla giderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Karar; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Mahkememizin … Esas … Karar sayılı 13/07/2023 tarihli kararının … nolu hüküm fıkrasının a bendinde yer alan “…” ibaresi ile b bendinde yer alan “…” ibaresinin ayrı ayrı hükümden çıkarılarak, aynı yerlere ayrı ayrı “…” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün tashihine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 304. Maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/08/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”