Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1091 E. 2023/428 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1091 Esas
KARAR NO : 2023/428
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirketin davalı taraftan … Mah. … Sk. No:… ve … … adresinde bulunan işyerini kiraladığını, taraflar arasında 01.05.2020 başlangıç ve 17.04.2020 imza tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesine istinaden davacı müvekkil şirket tarafından 02.06.2020 tarihinde 10.000-Euro depozito bedeli davalı şirketin hesabına gönderdiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona ermesine istinaden davacı müvekkil şirket tarafından kiralanan işyerini boşaltığını … nolu deponun 19.05.2022 tarihinde ve … nolu depo 27.05.2022 tarihinde tam ve eksiksiz olarak davalı şirkete teslim edildiğini, Bahsi geçen kira sözleşmesinin 16. Maddesi uyarınca, ”Kiracı tarafından mecura, demirbaş listesindeki eşyalara ve sair eklentiye zarar verilmiş olmadığının anlaşılması halinde tespitten itibaren 15 gün içinde depozito kiracıya iade edilir.” şeklinde kira sözleşmesinde yazılı işbu maddeye ve teslim tutanağına istinaden davalı tarafça, davacı müvekkil şirkete depozito bedelinin iade edilmesi gerekmesine rağmen, davacı müvekkil şirkete depozito iadesi yapılmadığını, davalı tarafı temerrüte düşürdüğünü, Bunun üzerine depozite bedelinin iadesi amacıyla İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından takip başlatıldığını, Davalı tarafın, takip başlatıldıktan ancak icra dosyasından ödeme emri tebliğ edilmeden önce 19.09.2022 tarihinde 10.000-Euro depozito iade bedelini davacı müvekkil şirketin hesabına gönderdiğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesine istinaden ise davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, Davalı tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptaline ve takibin bakiye borç üzerinden devamı ile asıl alacağa 20.09.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranında faiz işletilmesine, icra takibine itirazın haksız ve kötü niyetli olmasından ötürü, davalı aleyhine İİK gereğince alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle ; davacının davasını görevsiz mahkemede ikame ettiğini, Göreve ilişkin dava şartının kamu düzeninden kaynaklı olmakla birlikte davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından resen incelenmesi gerektiğini, HMK M.4/1-A hükmü gereği her türlü taşınır ve taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklı davalara bakmakla yükümlü mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla açılan bu davanın kira sözleşmesine ilişkin depozitonun iadesi olduğundan Mahkemenin bu kanuna göre iş bu davaya bakmakla görevli olmadığını, bu sebeple davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-. Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılmış İtirazın İptali Davasıdır.
2- Dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında kira sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu,davacının alacaklı olduğu, alacağa istinaden başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiği ileri sürülerek itirazın iptali talep edilmiştir.
3- Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
4- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4. Maddesinde; “ (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler” amir hükmüne yer verilmiştir.
5- Görüldüğü üzere, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndan (HUMK) farklı olarak bu düzenlemede miktar ayrımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
6 -Kira sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen rızaî bir sözleşme olup sözleşmenin kurulması için kiraya veren ile kiracının sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde anlaşmaları, irade beyanlarının karşılıklı ve birbirine uygun olması gerekir. Sözleşmede bir şeyin kullanılmasını devretmeyi üstlenen kişiye kiraya veren, buna karşılık bir bedel ödemeyi üstlenen kişiye de kiracı denir. Kiraya veren, kiralanan şeyin maliki olabileceği gibi o şey üzerinde sınırlı bir aynî hak sahibi veya kiracı da olabilir.
7- Dava dilekçesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ileri sürüldüğü dava konusu uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı görülmekle, uyuşmazlığın görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’nce incelenip değerlendirilmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davacının davalıya karşı açmış olduğu davada HMK 4, HMK 114/1-c, 115/2 madddesi gereği GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- HMK’nun 20. maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İZMİR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı