Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1070 E. 2023/526 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1070 Esas
KARAR NO : 2023/526
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 14.08.2022 tarihinde müvekkilinsı maliki olduğu … plaka sayılı araç ile … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu hasar sebebiyle müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, hasar dosyasının müvekkili aracının kasko poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’de … hasar numarası ile açıldığını, … plaka sayılı aracın sürücüsüıgı kazaya sebep olduğunu, asli ve tam kusurlu bulunduğunu, kusurlu olan … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş.’de … numaralı poliçesiyle ZMMS poliçesi bulunduğunu, meydana gelen kaza neticesinde davacının aracında oluşan değer kaybını, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortası ile karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin ZMMS olarak ödeme yapmış ise işbu ödemelerin doğru tespiti için davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak dekont sunulmasının istenilmesine karar verilmesi talep edildiğini, iş bu davaya konu davacı aracında oluşan değer kaybı bedelinden gerçek zarar kapsamında sorumluluğu bulunmadığını, müvekkiline ait araç değerinde, işbu hasar nedeniyle düşüm meydana geldiğini, bu nedenle bedelin tespiti için sigorta eksperinden Uzman Raporu alındığını, işbu rapora göre müvekkilin aracında 50.000-TL değer kaybı hesaplandığını, işbu raporla davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ve değer kaybı bedeli talep edildiğini, fakat davalı sigorta şirketince talep edilen miktarın ödenmediğini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere, HMK 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak Sayın Mahkemece toplanacak deliller nazara alınarak dava değeri artırılacak olup, trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan (şimdilik harca esas değer olarak 50,00-TL KDV Dahil) değer kaybı bedeli ile yargılama giderleri (269,87-TL Eksper ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına) ve avukatlık ücretinin hasarı ret tarihinden (temerrüt tarihi) itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, değer arttırım dilekçesi ile; talebin kabulü ile hasar bedeli bakımından 500-TL yapılan talep bakımından 7.334-TL arttırılarak toplam 7.384-TL olarak, üzerinden hasarı red tarihinden itibaren işletilecek avans faizi; iş bu dilekçenin davalılara HIZLI TEBLİGAT yapılması ve yargılama giderleri (269,86-TL eksper ücreti yargılama giderlerinden sayılmasına) ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddine, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın müvekkili şirketin zararı ödediği nedeniyle bakiye değer kaybından sorumlu tutulamayacak olup usulden ve esastan reddine, teminat dışı hallerin değerlendirilerek; aracın yaşı, mükerrer kaza ve kilometresi göz önünde bulundurularak değer kaybı taleplerin reddine, gerçek zararın tespiti için alanında uzman ve tarafsız bilirkişiden bilirkişi raporu alınmasına, poliçe teminatı dışında olan avukatlık ücreti , yargılama gideri ve faize fahiş taleplerin reddine, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden aleyhe faize hükmedilmemesine; aksi halde dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasına, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 07/04/2023 tarihli rapora göre; “…Trafik kural ihlalleri yönünden varılan kanaat;
− Davalı sigorta poliçeli aracı kullanan dava dışı sürücü …(…) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı KTK nın 56/1-c (Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar) maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu,
− Davacı …(…) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, kazanın oluşumuna etken olmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Değer kaybı Bedeli yönünden varılan kanaat;
−… plaka sayılı … model otomobilde meydana gelen gerçek zarar bedeli 27.920,51 TL. olarak hesaplanmış olup, taraflar arasında bu konuda husumet bulunmamaktadır.
− Somut olayda davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında (heyetimiz trafik Uzmanı tarafından … plaka sayılı araç kazanın meydana gelmesinde Etken Olmadığı görüş ve kanaati belirtildiğinden) Yargıtay içtihatlarına göre belirlenen 20.000,00 TL. değer kaybı bedelinden davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğu,
− Dava dilekçesi ekinde yer alan belgede davacı tarafın davalı sigorta şirketinin … elektronik posta adresine 23.09.2022 tarihinde değer kaybı bedeli ihbarı yaptığı, elektronik postaların aynı gün adreslerine ulaştığı, takdir Sn. Mahkemenin olmak üzere 23.09.2022 tarihinde ihbarın tebliğ edildiği kabul edilerek ödendiğine dair dosya kapsamında finansal kayıt bulunmayan değer kaybı bedeli yönünden 06.10.2022 tarihinden itibaren -ödenmeyen borç miktarı bakımından- temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Hukuki değerlendirmenin ve nihai kararın takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere görüş ve kanaatimizi saygılarımızla arz ederiz…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacıs olduğu … plaka sayılı araç arasında 14/08/2022 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu ileri sürülen değer kaybı zararının karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davalı sigorta şirketi davacı tarafça kaza öncesi KTK 97.maddesinde düzenlenen yazılı başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmediğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemeleri olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusura ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yetki itirazı yönünden yapılan incelemede dava konusu kazanın İzmir ili Urla ilçesinde meydana geldiği ve haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi de yetkili mahkemelerden olduğu gözetilerek yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 07/04/2023 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümünde dava konusu kazanın davalının sigortalısı olan aracın dava dışı sürücüsünün kural ihlali nedeniyle meydana geldiği, davacının kazanın oluşumunda etkisi olan bir kural ihlalinin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafça rapora karşı itirazlar ileri sürülmüş ise de kazanın gerçekleşme şekline göre davalının sigortalısı araç sürücüsünün güvenli sürüş mesafesine ilişkin yeterli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle önünde seyreden davacıya ait araca çarpması suretiyle kazanın oluştuğu ve kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, kazaya etki eden başkaca bir kusurlu davranış bulunmadığı gözetilerek davalının sigortalısı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının ve araç mahrumiyeti zararının tespiti yönünden dosya araç hasarları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 07/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 2.480.000,00-TL seviyesinde olduğu, aracın onarımının 27.920,51-TL bedel ile gerçekleştirilebileceği, onarımın ekonomik olacağı, onarım sonrasında aracın 20.000,00-TL değer kaybına uğrayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından rapora karşı itirazlar ileri sürülmüş ise de aracın modeli, yaşı ve değerine göre uygulanan hasar onarımı sonrasında oluşacak değer kaybı miktarının bilirkişi raporunda belirtilen 20.000,00-TL civarında olabileceği, davalının itirazlarının somut hatalı uygulama veya eksiklik işaret etmediği gözetilerek yeniden rapor aldırılmamış, davacıya ait aracın 20.000,00-TL değer kaybı zararına uğradığı kabul edilmiştir.
Dava öncesinde davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 12.616,00-TL değer kaybı ödemesi yapılmış olup, davalının bakiye sorumluluğunun 7.384,00-TL olduğu anlaşılmıştır. Kaza tarihi itibariyle davalının sorumlu olduğu poliçe limiti 50.000,00-TL ile sınırlıdır. Davalı tarafça dava konusu kaza nedeniyle yapılan ödemeler ve mahkememizce tespit edilen zarar miktarı poliçe limiti sınırları dahilinde kaldığından davalının sorumluluğunda herhangi bir sınırlama uygulanmamış ve poliçe limitleri dahilinde zararın bakiye kısmının tamamından sorumlu tutulmuştur.
10-Tespit edilen zarara temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanması talep edilmiştir. Mahkememizce yapılan incelemede dava öncesinde 23/09/2022 tarihinde davalıya ait e-posta adresine değer kaybı zararı ödenmesine ilişkin yazılı talebin iletildiği anlaşılmış olup davalının 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği gözetilerek 06/10/2022 tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre zarar veren aracın ticari nitelikte olması halinde zarara ticari faiz işletilmekte, hususi amaçlı kullanılan araçların verdiği zararlarda ise yasal faiz işletilmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalının sigortalısı olan aracın ruhsat kaydının hususi olduğu ve aracın ticari amaçlı kullanıldığını gösteren bir delil bulunmadığı gözetilerek faiz türü olarak yasal faize hükmedilmiştir.
11-Davacı tarafça ekspertiz ücreti talebinde bulunulmuş olup yerleşik yargısal içtihatlar uyarınca davacının kaza öncesi değer kaybının tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırması halinde bunun yargılama giderlerine dahil edilebileceği, ekspertiz ücretinin bir zarardan ziyade yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, davacı tarafça yaptırılan ekspertiz ücreti olan ve faturası sunulan 269,87-TL’nin serbest piyasa rayiçlerine uygun olduğu, ekspertiz hizmeti ile davacının dava açıp açmama yönünde haklılık durumunu dava öncesi tespit ettirebileceği, bu nedenle gereksiz bir harcama olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek bu harcamanın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine karar verilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama gideri olarak haklılık durumuna göre taraflara yükletilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 7.384,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın poliçe limitleri aşılmamak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 06/10/2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 504,40-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL ile tamamlama harcı olarak alınan 126,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 297,70-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 7.384,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 126,00-TL toplamı 206,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 113,75-TL posta ve tebligat ücreti, 2.600,00-TL bilirkişi ücreti, 269,86-TL ekspertiz ücreti toplamı 3.064,31‬-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı