Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1051 E. 2022/918 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/352 Esas
KARAR NO : 2022/871
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 02/01/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkili şirketten takibe konu faturalarda belirtildiği ürünleri satın aldığını, fatura konusu ürünlerin müvekkil şirket tarafından davalıya eksiksiz olarak teslim edilmesine rağmen fatura bedeli müvekkil şirkete ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından davalıya birden çok kez başvuruda bulunulmuşsa da davalı tarafın borcunu ödemekten imtina ettiğini, 18.220,92-TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla Müvekkil Şirket tarafından davalı tedarikçi aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, ancak davalı tedarikçi 24.12.2018 tarihinde icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durduğunu, davalı borçlunun İzmir 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile icra takibinin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı borçlu tarafından müvekkili şirkete ödemek üzere takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 16/07/2020 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Davacının incelenen 2017 ve 2018 yılları yasal defterlerinin noter açılış tasdklerinin yaptırılmış olduğu, 2017 yılı yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, yılı yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, HMK 222. maddesine göre sahibi lehine delil niteliğine haiz olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Davacının icra takip ve dava dilekçesinde davalıdan 18.220,92 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, Davalının icra takibine itiraz ve savunma dilekçesi sunmadığı, davacı yanca sunulan 2017 ve 2018 yılı yasal defterlerine göre; takip tarihi olan 17.12.2018 tarihinde davalıdan 18.223,47 TL alacaklı göründüğü, icra takip tarihi sonrası – dava tarihi öncesi 31.12.2018 tarihinde davalıdan Pos ile 18.223,47 TL tahsilat yapıldı kaydı ile dava tarihi itibari ile davalıdan alacaklı görünmediği tespit edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 21/05/2021 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre; “…davacının yasal defterlerindeki 18.223,47 TL lik tahsilat kaydının kabul edilmesi durumunda, Takip tarihi 17.12.2018 olup davacının icra takibine konu ettiği 18.220,92 TL üzerinden 31.12.2018 tarihine kadar geçen 14 gün için %19,50 yasal faiz oranına göre 136,28 TŞ işlemiş faiz eklendiğinde 18.357,20 TL alacaklı olacağını, 31.12.2018 tarihli 18.223,47 TL lik tahsilat kaydı düşüldüğünde 133,73 TL alacaklı kabul edilebileceği kanaatlerimi içerir seçenekli ek raporumu Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarım ile sunarım…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 27/10/2022 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre; “… Davacının davalıdan icra takibinde 18.220,92 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, davalı yanca takip tarihi sonrası – dava tarihi öncesi 31.12.2018 tarihinde yasal defterlerinde davalı tarafından 18.223,47 TL ödendi kaydı dikkate alındığında ödeme tarihine kadar TBK 100.md gereği hesaplanan icra,faiz,vekalet vb. masrafları düşüldükten sonra kalan asıl alacağının 3.204,39 TL olarak hesap edilmiş olup, raporumun takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygıyla sunulur…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi nedeniyle davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davacının sehven ticari defterine kaydedildiğini ileri sürdüğü pos tahsilatının davalı borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
3-Mahkememizin 11/02/2020 tarihli celsesinin 9 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, duruşma zaptı ihtarlı davetiye ile davalı şirketin bilinen adresine tebliğe çıkartılmış, tebligat 17/02/2020 tarihlinde usulüne uygun olarak davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Davacı taraf süresi içerisinde defterler hakkında yerinde inceleme talep ederken, davalı tarafça defter ve kayıtların ibraz edilmediği görülmüştür.
4-SMMM Bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihinden sonra davacı defterlerine yapılan ödeme ile borcun sona erdiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
5-Davacı tarafça 31/12/2018 tarihinde pos tahsilatı olarak ticari deftere işlenen 18.223,47-TL tahsilat kaydının sehven girildiği, gerçekte böyle bir tahsilat yapılmadığı ileri sürülmüştür.
6-Mahkememizce davacı adına kayıtlı pos cihazlarının bağlı olduğu hesap kayıtları getirtilmiş, gerçekten de bu miktarda bir pos cihazı tahsilatı bulunmadığı görülmüştür.
7-Davacı vekili bu ödemenin sehven ticari deftere kaydedildiğini, banka kayıtlarında bu miktarda bir ödemenin görülmediğini, davalının bu ödemeye ilişkin bir makbuz da sunmadığını ileri sürerek bu miktarın borç bakiyesinden düşülmemesi gerektiğini savunmıştur. Davacı taraf davada ticari defterlerine dayanmış olup, davacının kendi ticari defterlerinin hatalı, eksik veya yanlış tutulması karşı taraf lehine delil teşkil edebilmektedir. Davacının ticari defterinde kayıtlı olan bir hususta davalıdan ödemeyi yeniden ispat etmesi beklenemez. Kaldı ki davacının tacir olduğu gözetildiğinde ticari defter ve kayıtlarının basiretli bir tacir olarak maddi gerçeğe uygun tutulmasını sağlamakla yükümlü olduğundan muhasebe hatası gerekçesi ile ticari defterlerinde aleyhinde yer alan kayıtların geçersizliğini talep edemez. Açıklanan nedenlerle uyuşmazlık konusu ödemenin davalı tarafça yapıldığı kabul edilmiş, TBK’nın 102.Maddesi kapsamında vadesi ilk gelen muaccel borca mahsuben bu ödemenin yapılmış olduğu kabul edilmiştir.
8-Mahkememizce her ne kadar davalı tarafa 31/12/2018 tarihli 18.223,47-TL tutarlı ödemeye ilişkin beyanda bulunup belge sunması için süre verilmiş ve beyanda bulunulmadığı takdirde tahsilatın davacı ticari defterlerine sehven işlenmiş olduğunun kabul edileceği ihtar edilmiş ise de yapılan değerlendirmede davalının ödemeyi davacının ticari kayıtları ile ispat etmiş olduğunun kabulü gerektiği, davacının bizzat kendi ticari defterinde kayıtlı bir ödemeyle ilgili olarak davalının yeniden ödemeyi ispat etmesinin beklenemeyeceği, davacı alacaklının ticari kayıtlarına kredi kartı ile tahsilat şeklinde ödeme kaydı işlemiş olduğu, tahsilat kaydının takip tarihinden sonra gerçekleştiği de dikkate alındığında davalıya yaptığı ödemenin yeniden ispatı külfetinin yüklenemeyeceği değerlendirilmiştir.
9-Davacı tarafça ticari defterlere işlenen tahsilat kaydının sehven yapıldığı, davacının yalnızca Denizbank A.Ş. Tarafından verilen Pos cihazı ile tahsilat imkanı bulunduğu, tahsilat kayıtlarının incelenerek değerlendirme yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacı şirketin basiretli bir tacir olarak ticari defterlerine işlemiş olduğu kayıtlarla bağlı olduğu, davacı şirketin ticari defterine kayıtlı ödemenin gerçek bir ödemeye dayanmadığını ancak yazılı bir delil ile ispat edebileceği, banka kayıtlarında bu ödemenin yer almamasının tek başına ticari defterde yer alan kayıtların aksini ispata yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
10-Takip tarihi ile 31/12/2018 tarihli ödeme arasında geçen süre açısından işlemiş faiz hesabı yönünden ek rapor aldırılmış, ek raporda belirtildiği üzere yapılan ödemenin öncelikle faiz ve yargılama giderlerinden mahsubu ile bakiye alacak miktarının ödeme tarihi 31/12/2018 tarihi itibariyle bakiye asıl alacak miktarının 3.204,39-TL olacağı kabul edilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, fazlasına dair kısım yönünden dava tarihi itibariyle dava açılmasına hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İzmir 2.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 3.204,39-TL asıl alacak üzerinden takip öncesi koşullarda devamına, asıl alacak miktarına 31/12/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlasına dair istemin dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan %20 oranında 640,88-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 218,89-TL harçtan peşin olarak alınan 220,07-TL harcın mahsubu ile fazlaya yatırılan 1,18-TL talep halinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 3.204,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 218,89-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 44,40-TL başvuru harcı ile 230,20-TL posta ve tebligat ücreti, 600,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 874,6‬0-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 153,80-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 232,13-TL’sinin davalıdan, 1.087,87‬-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”