Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1012 E. 2023/441 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1012 Esas
KARAR NO : 2023/441
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; Davalı yanın müvekkili şirketin Karabağlar – …. tesisat nolu elektrik abonesi olduğunu, bu abonelikte müvekkili şirket görevlileri tarafından 19.12.2016- 29.12.2016 ve 31.12.2016 tarihlerinde yapılan denetimler sırasında aboneliğin kullanıcısı olan … tarafından; “sayaç sökük iken direk bağlamak suretiyle” kaçak elektrik kullanıldığı yönünde 3 ayrı tutanak düzenlendiğini, bu tutanaklara dayanılarak müvekkili şirket tarafından Elektrik piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre kaçak elektrik faturalarının tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik faturalarının ödenmemesi üzerine davalı abone … ile kullanıcı … davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, abone kaydı , faturalar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, kaçak elektrik tüketimine dayalı fatura borcu nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olup mahkememizin 05/12/2019 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 07/12/2022 tarih, … Esas,… Karar sayılı kararı ile görev yönünden araştırma ve değerlendirme yapılmak üzere mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-İstinaf kaldırma kararı üzerinde mahkememizce yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, dava konusu tahakkukla ilgili olarak davalının, kaçak tüketime konu işyerinin sahibi olmasından dolayı hakkında takip başlatıldığı, kaçak elektrik tüketimini gerçekleştiren haksız fiil sorumlusunun davalının kiracısı olan dava dışı … adlı kişi olduğu anlaşılmıştır.
Gerek davalının gerekse haksız fiil sorumlusu olan dava dışı …’in tacir olup olmadıklarına yönelik yapılan araştırmada, davalı …’in tacir olduğu ve inşaat malzemelerinin toptan satışı ve otobüsçülük işiyle iştigal ettiği, dava dışı …’in ise kahvehane işletmekte olduğu, nitekim uyuşmazlık konusu kaçak elektrik tüketiminin de bu işyerinde meydana geldiği görülmüştür.
3-Bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi için davanın mutlak ticari dava niteliğinde olması gerekmektedir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
4-Somut uyuşmazlıkta her ne kadar davalı gerçek kişi tacir ise de uyuşmazlık konusu kaçak elektrik tüketimi davalının ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, davalıya ait işyerinin davalının ticari faaliyetlerinin bir parçası olarak değerlendirilemeyeceği, işyerinin niteliğinin dükkan veya kahvehane olmasının tek başına uyuşmazlığı ticari niteliğe de büründürmeyeceği, davalının yürüttüğü ticari faaliyetin tamamen farklı bir adreste ve farklı bir sektörde olduğu, davalının gerçek kişi tacir olması nedeniyle ticari faaliyetleriyle bağlantısı bulunmayan diğer iş ve işlemlerinin de ticari nitelikte kabul edilemeyeceği, bu haliyle davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı