Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/997 E. 2022/200 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/997 Esas
KARAR NO : 2022/200

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili firmanın … İnşaat Elektrik Malzeme Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şti,’nin davalı borçlu … Demir Geri Kazanım Madencilik Petrol Nakliye Turizm İnşaat Taahhüt Pazarlama Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’ye birçok mal/ürün satışında bulunduğunu, söz konusu satışlarla ilgili 19 adet fatura düzenlendiğini, davalı borçlunun fatura bedellerini ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün…….E. Sayılı dosyasıyla takip çıkışı 43.768.48-TL üzerinden cari döküm için icra takibi yaptıklarını, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin faturalarda mevcut olduğunu, ancak davalı borçlunnun takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalının içinde bulunduğu durum itibariyle sadece ana parayı ödeyeceğini beyan ettiğini, bunu da taksitler halinde ödeyeceğini söylediğini, ancak hiç bir ödeme yapmadığını, konuyla ilgili arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle davalı borçlunun haksız şekilde yapmış olduğu itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkil Şirket ve davacı şirket arasında mal alım, satımına yönelik olarak ticari ilişki bulunduğunu, uzun süredir süregelen ticari ilişki neticesinde taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin fatura başına değil, cari hesap dökümü neticesinde taraflar arasında belirlenen süreler içerisinde yapıldığını, buna rağmen, müvekkili şirketin 19 adet fatura bedelini ödemediği iddiasıyla davacı şirket tarafından İzmir……. İcra Müdürlüğü’nün …….Esas sayılı dosyasıyla aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında takip konusu edilen alacağın faturadan değil cari hesaptan kaynaklı olduğunu, müvekkili şirket ve davacının aralarındaki düzenli ticari ilişki neticesinde davacı tarafından fatura edilen malların taraflar arasındaki cari hesaba işlendiğini, cari hesabın, kesilen faturalara ilişkin ödemelerin her bir fatura başına değil taraflar arasında kararlaştırılan hesap kesim tarihlerinde yapılmasına imkan sağlandığını, taraflar arasında cari hesapların kendileri lehine delil ifade edebilmesi için düzenli olarak karşılıklı bakiyelerinin birbirini tutup tutmadığının kontrol edilmesi gerektiğini, işbu belgeye cari hesap mutabakatı verdiğini, davacının hiçbir koşulda cari hesap mutabakatlarını zamanında ve gereği gibi yapmadığını, bundan kaynaklı olarak usulüne uygun şekilde tutulmuş bir cari hesap dökümünden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, tüm bunlara ek olarak davacının dava dilekçesinde dahi ikrar ettiği şekilde cari hesap ilişkisine dayanan borca yönelik başlatılan takibin fatura alacağından kaynaklı olarak açılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, icra takipleriyle sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davalarına dayanak yapılan icra takibinin gerçek borç ilişkisini yansıtmaması nedeniyle işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kesin konkordato mühleti olan müvekkili şirket adına hiçbir takip ve icrai yaptırım uygulanamayacağını, müvekkili şirketin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….esas sayılı dosyası ile konkordato talep ettiğini, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…… esas ve ……..karar sayılı ilamı neticesinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 10/07/2020 tarih ……. esas ve ……. karar sayılı dosyasında verilen karar gereğince konkardato talebinin reddine yönelik verilen kararın bozularak, müvekkili şirket tarafından talep edilen konkordato sürecinin başlatılmasına ve 1 yıllık kesin mühlet verilmesine karar verildiğini, anılan karar ilamından 10 gün içinde davacının da aralarında bulunduğu müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia eden gerçek ve tüzel kişiler alacaklılar kuruluna girmeyi talep ettiklerini, müvekkil şirket tarafından davacının vadelere bölünmüş alacağının vade tarihlerinde ödendiğini, öncelikle haksız olan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise 25 Mayıs 2018 Tarihinde 30431 Sayı ile Resmi Gazetede Yayımlanan 7144 Sayılı BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN gözetilerek davanın REDDİNE ve bu doğrultuda Davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün…… sayılı dosyası,İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas Cari hesap delil olarak değerlendirilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında devam eden ticari ilişki bulunduğu, davalıya satışı yapılan mallar nedeniyle 19 adet fatura düzenlendiği, davalının mal teslimleri yapılmasına rağmen fatura bedellerini ödemediği ve açık hesapta davacı lehine 48.768,48-TL alacak bakiyesi oluştuğu, alacak bakiyesinin tahsili hususunda başlatılan icra takibinde davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptali talep edilmiştir.
3-Davalı tarafça süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde, cari hesapların usulüne uygun olarak tutulmadığı, davalının İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….Esas sayılı dosyasından verilen mühlet süresi içerisinde icra takibi yapılamayacağı, dava konusu takibin kesin mühlet süresi içerisinde yapıldığı ileri sürülerek davanın reddi savunulmuştur.
4-Uyuşmazlık konusu, davalı hakkında verilen konkordato geçici ve kesin mühlet kararlarının takibe etkisi ile davalı hakkında takip yapılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nın 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nın 288. Maddesine göre; (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./16. Md); “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.”
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nın 294. Maddesine göre (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./22. md); “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, borçlu davalı şirket aleyhine başlatılan takip tarihinin 15/11/2019 olduğu, İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Esas sayılı dosyasında davalı şirket hakkında 11/11/2019 tarihinde tensip ara kararı ile 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK 288. maddesi hükümleri uyarınca verilen geçici mühlet kararı sebebiyle uygulanması gereken İİK’nun 294. maddesine göre borçlu hakkında takip başlatılamayacağı ve alacaklı tarafından başlatılan takip alacağının İİK’nun 206. maddesinde belirtilen nitelikte alacaklardan da olmadığı, 11/11/2019 tarihinde başlayan geçici mühlet süresi içerisinde 15/11/2019 tarihinde icra takibi yapılamayacağı anlaşıldığından davanın usulden reddi gerektiği değerlendirilmiştir.(Bkz: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2021/314 Esas 2021/619 Karar sayılı ilamı)
5-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere dava konusu icra takibinin davalı şirket hakkında süren konkordato davası sırasında uygulanan geçici mühlet süresi içerisinde açıldığı, geçici mühlet süresi içerisinde davalıya karşı icra takibinde bulunulamayacağı anlaşıldığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-2004 sayılı İİK’nın 294. maddesine göre mühlet içinde hiç bir takip işlemi yapılamayacağından 6100 sayılı HMK 114/2, 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-Davacının kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 487,14-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 406,44‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
5-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır