Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/994 E. 2022/852 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/994 Esas
KARAR NO : 2022/852
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 10/01/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 12.12.2019 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı aracıyla İzmir ili Buca İlçesi … Caddesinde seyreden müvekkiline ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda kaza tespit tutanağına göre… plakalı araç sürücüsü …’un asli kusurlu olup müvekkilinin ise bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, 12.12.2019 tarihli kaza neticesinde müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının tespitinin yapıldığını, 2.000,00 TL değer kaybının giderilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre değer kaybının tanımı şu şekildedir: “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2. el piyasa rayici arasındaki farktır.” yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda denetime elverişli bir rapor ile sonuca gidildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda, müvekkilinin aracında kaza sonrası meydana gelen hasar, değer kaybının ve araç mahrumiyet bedelinin kusurlu aracın malikinden haksız fiil hükümlerine göre karar verilmesi gerektiğini, HMK m. 107 uyarınca arttırmak üzere şimdilik 100,00 TL değer kaybı talepleri bulunduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL değer kaybı tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’den (teminat limitleri dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; 2.000,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile teminat limitleri dahilinde tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Dava konusu kazanın 12.12.2019 tarihinde meydana gelmiş olup dava tarihinin 24.12.2021 tarihi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığının sabit olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kaza tarihi 12.12.2019 olması sebebiyle alacak konusu olmayan kısmın zamanaşımına uğramış olduğunun sabit olduğunu, talep artırım veya ıslah dilekçesi sunulması halinde taleplerin reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacının hasar ve değer kaybı bedeli sigortalı aracın kusuru üzerinden yapıldığını, başkaca hak ve alacağının kalmadığını, değer kaybına ilişkin konu parça ve işçilik olmadığından taleplerin reddi gerektiğini, müvekkili şirket ödemesini yapmış sorumluluğunu yerine getirildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece yapılan inceleme sonucunda alacak çıkması halinde ise yapılan ödemenin mükerrer ödeme olmaması teminat sınırları içerisinde kalması sebebiyle sebepsiz zenginleşmeye mahal verilmemesi adınaödemenin faiziyle birlikte tenzil edilmesini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte; kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, her halükarda müvekkili şirketin ancak ZMMS genel şartlarında öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 26.04.2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6704/3 sayılı kanun ile değişik 90. Maddesinde yer alan”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir…” hükmü ile Genel Şartların uygulanması yasal mevzuat kapsamına alındığını, bu sebeple başvuran tarafından ileri sürülen tazminat miktarının kabul edilebilir olmadığını ve başvuru konusu taleplerin kabul edilemeyeceğini, mahkeme aksi kanaatte ise SBM müzekkere yazılarak söz konusu aracın daha önce kazaya karışıp karışmadığı araştırılması gerektiğini, kazanın varlığı halinde hangi bölgeden hasar aldığı önem arz ettiğini, aynı bölgeden hasarlı olması halinde değer kaybı meydana gelmeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, davacının aracının kasko sigortacısı öğrenilerek olması halinde hasar dosyasının celbinin yapılmasını talep ettiklerini, Mahkeme tarafından davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vermemek adına Sigorta Bilgi Merkezine müzekkere yazılarak kaza tarihi itibariyle davacının belirttiği araçlarının kasko şirketinin öğrenilip bu kasko şirketine ayrıca müzekkere yazılarak uyuşmazlık konusu olaya ilişkin açılan hasar dosyasını ve eksper raporunu, davacıya bir ödeme yapmış ise bu ödemelere ilişkin dekontların talep edilmesi gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “… İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/994 E. sayılı dosyasında,
Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü … 2918 sayılı Trafik Kanununun madde 84 trafik kazalarında asli kusur sayılan hallerden (h) bendini, aynı kanunun 57. maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109/a ve 109/b.4 maddelerini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesine tek Etken Olduğu,
Davacı … plaka sayılı araç sürücüsü …’nin bölünmüş yol üzerinde kendi şeridinde seyir halinde olup, meydana gelen kazaya etken faktörü ve kural ihlali olmadığı, kazaya Etken Olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Değer kaybı tespite konu … plaka sayılı 2012 model TOFAŞ FIAT DOBLO CLASSIC CARGO 1.3 M.JET otomobilin ikinci el piyasa rayicinin riziko tarihi itibarıyla ortalama olarak 35.000,00 TL. mertebesinde olduğu, riziko tarihi itibarıyla hasar onarımı sonrası 2. el piyasa rayicinin takdiren 33.000,00 TL mertebesinde olduğu ve sonuç olarak dava konusu olaya bağlı olarak araçta piyasa rayiçlerine göre (35.000,00 TL. – 33.000,00 TL.) = 2.000,00 TL reel değer kaybı meydana geldiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin Yargıtay içtihatlarına göre 2.000,00 TL. olarak belirlenen değer kaybı bedelinden sigortalısının kusuru oranında (somut olayda … plaka sayılı araç etkili olmadığından %100) sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinde ekli belgelerden davalı … Sigorta A.Ş’ye 22.11.2021 tarihinde yazılı başvuru yapıldığı, başvurunun sigorta şirketine 23.11.2021 tarihinde tebellüğ edilmiş olduğu görülmüş olmakla 06.12.2021 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği ve yasal faiz ile sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile dava dışı …’un sevk ve idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS poliçesi ile sigortalısı olan… plaka sayılı araç arasında 12/12/2019 tarihinde gerçekleşen çift taraflı trafik kazası neticesinde aracın onarımı sonrasında değerinde eksilme oluştuğu iddiasına dayalı maddi tazminat davasıdır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmüş, sigorta şirketinin genel şartlara göre değer kaybı zararından sorumlu olmadığını, davalı şirketin değer kaybına dair ödeme nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirketin dava öncesi yaptığı ödeme ile sorumluluğunun sona erdiğini, değer kaybı hesaplaması yapılacak ise ZMMS Genel Şartlarında öngörülen yönteme göre yapılması gerektiğini, aracın önceki tarihli kazaları var ise bunların değer kaybı hesaplanmasında gözetilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
3-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesindeki kusur dağılımına yönelik olarak yapılan incelemede dosya adli trafik bilirkişisine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun kusura yönelik değerlendirmesinde;
“Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü … 2918 sayılı Trafik Kanununun madde 84 trafik kazalarında asli kusur sayılan hallerden (h) bendini, aynı kanunun 57. maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109/a ve 109/b.4 maddelerini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesine tek Etken Olduğu,
Davacı … plaka sayılı araç sürücüsü …’nin bölünmüş yol üzerinde kendi şeridinde seyir halinde olup, meydana gelen kazaya etken faktörü ve kural ihlali olmadığı, kazaya Etken Olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede bilirkişi görüşü yerinde bulunarak dava konusu kazanın davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün kavşakta geçiş üstünlüğü kurallarına riayet etmemesinden dolayı meydana geldiği ve davacı araç sürücüsünün bir kusurlu hareketi bulunmadığı anlaşıldığından davalının sürücünün kusuru olarak kabul edilen %100 oranına istinaden araçta gerçekleşen zararın poliçe limitleri dahilinde tamamından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında dava konusu değer kaybı zararının tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza öncesi serbest piyasa rayicinde 35.000,00-TL değerinde olduğu, aracın onarımının 10.000,00-TL tutarla mümkün olduğu, aracın kaza sonrasında onarım görmesi ile değerinde 2.000,00-TL azalma meydana geleceği ve 33.000,00-TL olacağı, onarımın ekonomik olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup davalı vekilince rapora itiraz edilmiş ise de dosya kapsamı ve onarım gören parçalar dikkate alındığında düzenlenen bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatları ile kabul edilen gerçek zararın baz alınarak değer kaybı zararı belirlenmesine yönelik uygulamaya uygun olduğu, değer kaybına esas alınan incelemenin hükme esas alınabileceği değerlendirildiğinden yeniden rapor alınmamış, davacıya ait araçta kaza öncesine göre 2.000,00-TL değer kaybı zararı oluşacağı kabul edilmiştir.
10-Dava dilekçesinde 100,00-TL değer kaybı zararı talebinde bulunulmuş olup, dilekçe içeriğinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 24/10/2022 tarihli değer artırım dilekçesi ile dava değeri 2.000,00-TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekilince dava konusu tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığı ve davanın kısmi dava olarak açıldığı savunulmuş ise de dava tarihi itibariyle pandemi sürecinde duran zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak 2 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermediği ve dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtildiği, değer kaybı zararı miktarının belirlenmesi özel bir uzmanlık gerektirdiğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği gözetilerek davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş, davacı vekilinin değer artırım dilekçesi doğrultusunda poliçe limiti kapsamında kaldığı anlaşılan 2.000,00-TL maddi tazminat üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
11-Davacı tarafça temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiş olup dava dilekçesi ekinde yer alan kargo teslim kayıtlarında yazılı başvuru evrakının davalı şirkete 23/11/2021 tarihinde teslim edildiği ve davalı şirketin 8 iş günü sonrasında 04/12/2021 tarihinde temerrüde düştüğü gözetilerek bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek haklılık durumuna göre tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 2.000,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına temerrüt tarihi 04/12/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 136,62-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 77,32‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 66,80-TL posta ve tebligat ücreti, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.226,10-‬TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”