Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/986 E. 2023/59 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/986 Esas
KARAR NO : 2023/59

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı …Tekstil Enerji Nak. İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle müvekkil …….. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki nedeniyle 07.12.2019- 31.12.2019 tarihleri arasında müvekkili adına 11 adet fatura düzenlendiğini, bu faturaların toplam bedelinin 123.785,00 TL olduğunu, işbu fatura bedelinin ödenmesi için borçlu firma ile görüşülmüşse de taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu bedelin ödenmesini teminen yine taraflarınca İl Hal Hakem Heyeti’ne başvurulduğunu, borçlu firmanın mevcut bulunan teminatları ve alacakları üzerine tedbir/haciz konularak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödemenin yapılmasını İl Hal Hakem Heyeti’nin 18.11.2021 tarihli kararının iptali ile, 07.12.2019 – 31.12.2019 tarihleri arasında müvekkil adına düzenlenen 11 adet faturanın bedeli olan 123.785,00 TL’nin müvekkile ödenmesine, Borçlu firmanın mevcut bulunan teminatları ve alacakları üzerine tedbir/haciz konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; var olan uyuşmazlığın yargı yerleri nezdinde çözülmesi gerektiğini bu nedenle de karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşıldığını, davacı tarafça da bu açıklama üzerine iş bu yargılamaya başlandığını, Davacı yanca 11 adet fatura bedeli olan 123.785,00-TL alacaklı olduğu iddiasıyla Hal Hakem Heyetinden tedbir talebinde bulunduğunu, söz konusu alacak, var olan hakem kararı da göz önüne alındığında açılacak olan alacak davası, icra takibi ve uygun diğer yargı yolları ile talep edilmesi gerektiğini, alacağın haklı olduğu sonucunun yargı mercilerince ulaşılması akabinde müvekkilin hak ve alacakları üzerinde tedbir talep edilmesi gerektiğini, dolayısıyla sadece fatura ibraz edilerek hak talebinde bulunulmasının taraflar arasındaki ilişki kapsamında mümkün olmadığını, hakem kararı karşısında davacı yanca yasal yollardan alacağının haklı olduğunun araştırılmasına yönelik talepte bulunulması gerekirken iş bu yerinde karara itiraz edilmesinin anlaşılmadığını, müvekkil firmaya yönelik alacak taleplerinin kaynağını 11 adet faturanın oluşturduğunu, şirket defterleri uyarınca bu faturalardan kaynaklı alacaklarının olduğunu hakem heyetince eksik inceleme ile hüküm kurulduğu ifade edildiğini, davacı firmanın yetkilisi olan şahısın tek taraflı işlemler ile müvekkil firmadan aldığı haksız tutarların karşılığını oluşturmak gayesiyle söz konusu faturaları kestiğini, müvekkil firmada da yetkili sıfatının bulunduğunu 2019 yılı defter kapanışlarında da müvekkilin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını müvekkil şirketin ticari defterlerine işletildiğini, kaldı ki hayali olarak belirtilen mallara ilişkin kesilen faturalarda bulunan ürünler ile künyede yer alan ürünlerin örtüşmediğinin hakem heyetince tespit edildiğini söz konusu tespit ve taraflarınca sunulu belgeler kapsamında haklı olduğu hususunda belirsizlik bulunan bir alacak için hal hakem heyetinden talepte bulunulamayacağını, bu doğrultuda hal hakem heyetince verilen kararda herhangi bir eksiklik bulunmadığını, davacının salt soyut ithamlar ile kötüniyetli olarak müvekkil üzerinden haksız menfaat temin etme çabası içine girdiğini, bu yönde de Hal Hakem Heyetine başvuruda bulunulduğunu, Hakem heyetince alacağın varlığı konusunda yargısal denetimin yapılması gerektiği yönünde karar verildiğini, iş bu kararın yerinde olduğunu, karara itiraz kapsamında başlatılan iş bu yargılamada hukuki izahtan vareste olduğunu, açıklanan nedenlerle iş bu mesnetsiz davanın reddini Davacı tarafın haksız ve mesnetsiz olan bütün taleplerinin ve davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
1-.Dava, ticari ilişki nedeniyle 07/12/2019- 31/12/2019 tarihleri arasında düzenlenmiş olan 11 adet faturanın bedel toplamı olan 123.785,00-TL’lik alacağa ilişkin olduğu ve daha önce İl Hal Hakem Heyeti tarafından verilmiş olan 18/11/2021 tarihli kararına itiraza ilişkindir.
2- 6100 sayılı HMK’nın 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”
3- 06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani netice-i talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır.
4- Görülmekte olan dava tazminat davası olup davanın TTK 5/A maddesi ile düzenlenen zorunlu arabulucuya başvuru şartı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
5- Mahkememizce uyuşmazlığın esasına geçilmeden ve yasal düzenleme uyarınca dava dilekçesi davalı tarafa tebliğe çıkarılmadan önce tensip zaptı ile arabuluculuk son tutanağının sunulması hususunda 1 haftalık kesin süre verilmiş, ancak davacı vekilince dosyaya zorunlu arabuluculuk yolunun tüketildiğine ilişkin son oturum tutanağı ya da her hangi bir belge sunulmadığı görülmüştür.
6- Somut uyuşmazlıkta dosya mahkememize tevzi edilmeden önce arabuluculuk süreci başlatılmamış olduğu gibi mahkememizce anlaşamama son tutanağının sunulmasına yönelik 1 haftalık kesin süre verilmesinden sonra da zorunlu arabuluculuk son oturum tutanağını sunmadığı görülmüştür.
7- Buna göre, davacı tarafça dosyanın mahkememize tevzi edilmesinden önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, dava şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı, bu haliyle davanın usulden reddi gerektiği değerlendirilmekle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-. DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USÜLDEN REDDİNE,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın, peşin alınan 59,30-TL’den mahsubu bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL Vekalet Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair taraf davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/01/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E imza

BU BELGE e-İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.