Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/985 E. 2022/609 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/985
KARAR NO : 2022/609

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’ün kendisine ait eşyaları depolamak üzere davalılardan … Depolama ve Lojistik Hizm. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi … ile 03/10/2019 tarihinde ” EŞYA DEPOLAMA SÖZLEŞMESİ” ile imzaladığını; bu sözleşmeye istinaden … Cad. No:… Blok D:… … … İzmir adresinde bulunan depoda saklanmak üzete eşyaların teslim edildiğini, sözleşmenin 2. maddesi ile depolanan eşyaların güvenlik personeli ve elektronik güvenlik önlemleri de alınmak suretiyle depolayanın sorumluluğuna teslim edildiğini, 28/01/2021 tarihinde müvekkilin eşyalarının bulunduğu deponun — bitişik nizamında bulunan davalılardan …’e ait … isimli işyerinde çıkan yangının, müvekkilin eşyalarının bulunduğu depoya sıçraması neticesinde eşyaların tamamen kullanılamaz hale geldiğini, uğradığı zarar neticesinde … Sigorta A.Ş. tarafından, yalnızca 20.954,74’TL ödeme yapılmış olup yapılan bu kısmi ödemenin müvekkilinin uğramış olduğu zararı karşılamadığını, müvekkilin eşyalarının yanarak kullanılamaz bir hale gelmesi sebebiyle uğramış olduğu maddi zarara ilişkin karşılanmayan kısmının ödenmesi için tüm davalılara, yazılı olarak başvuru yapıldığını, fakat olumlu bir sonuç alınamadığını, arabulucuk görüşmesinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin zarara uğramasından tüm davalıların sorumlu olduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılan delil tespiti kapsamında tanzim edilen raporda da belirtildiği üzere yangının … isimli iş yeri ile … isimli işyeri arasında yangın duvarının olmadığı bims briket kullanılmak suretiyle ayırıcı duvarın oluşturulduğu, çatıda kullanılan sandviç panelin yangına karşi yüksek koruma sağlama özelliği olan TAŞYÜNÜ yalıtımlı olmadığı belirtilmiş, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davamızın kısmi dava olarak kabulü ile- müvekkilinin eşyalarının yanarak kullanılamaz bir hale gelmesi neticesinde uğramış olduğu, beyan ettiği toplam eşya bedelinden ödemesi yapılmayan şimdilik 1.000- TL maddi zararın kusur oranları belirlenmek suretiyle davalılardan yangın tarihi olan 28/01/2021 tarihi itibariyle faiz işletilmek suretiyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; gerek itfaiye raporunda gerekse … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İŞ delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda yangının meydana gelmesinde veyahut büyümesinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmiş olup, söz konusu yangında bizzat kendisi mağdur olan müvekkiline karşı işbu davanın yöneltilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığından görev itirazında bulunduklarını, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin yangının çıkmasında bir kusurunun bulunmadığını, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca husumet yokluğundan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava saklama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkiline ait ev eşyalarının davalılardan …’ un maliki, …’ nın kiracısı olduğu depoya teslim edildiğini, … ile müvekkili arasında bu hususta sözleşme imzalandığını, … Sigorta A.Ş.’ nin davalı …’ nın sigorta şirketi olduğunu, saklamaya konu ev eşyalarının davalılardan …’ in işletmesinde çıkan yangın sonucu zarar gördüğünü belirterek hasar bedelinin tahsilini talep etmektedir. Davalı taraflar tacir ise de, davacının tüketici konumunda bulunduğu, zarar gören eşyaların davalılardan sigorta şirketine yapılan başvuruda ve dava dilekçesinde açıkça ev eşyası olduğunun belirtildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerekecektir. Bu sebeple görev hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen nazara alınarak mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davada HMK’ nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi hâlinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”