Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/978 E. 2022/594 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/978
KARAR NO : 2022/594

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/06/2021 tarihinde müvekkiline ait … plaka sayılı ticari araç seyir halinde iken maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, iş bu hasar sebebiyle müvekkilin aracındaki parçaların değişmesi ya da onarım görmesi gerektiğini, müvekkili adına kayıtlı … plaka sayılı araç … Numaralı Kasko Poliçesiyle kayıtlı olup meydana gelen kaza neticesinde davacının aracında oluşan maddi zararın, davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, meydana gelen kaza sırasında oluşan hasarın gerçek onarım maliyeti, hasarın nedeni ve niteliğine ilişkin bilgi ve bulgularla bedelin tespiti için … numaralı hasar dosyası oluşturulmuş olup kaza neticesinde müvekkilinin aracında 9.340.63.-TL hasar onarım maliyetinin olduğunun tespit edildiğini, davalı Sigorta Şirketine davaya konu araçta oluşan hasar bedelinin ödenmesine ilişkin başvurulmuş ise de başvuruya ilişkin herhangi bir dönüş alınamadığını, trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan şimdilik; 500,00.-TL (KDV Dahil) hasar bedeli ile 323,91-TL Eksper ücretinin ( yargılama giderlerinden sayılmasına) hasarı ret tarihinden (temerrüt tarihi) itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatların teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu sebeple kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza nedeniyle davacı tarafın aracında meydana gelen hasar için sigortalıya eksper tespiti doğrultusunda, araç interaktif dağıtım aracı olarak kullanıldığından %15 beyana aykırılık indirimi uygulanarak, … tarihinde 5.219,69-tl ödeme yapılmış olmakla, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesine istinaden bakiye hasar bedelinin davalı sigorta şirketince tazmini istemine ilişkindir.
Öncelikle davalı taraf yetki itirazında bulunmuş olup bu durumun incelenmesi gerekecektir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarında yetki ile ilgili düzenlemelere bakıldığında, Yetkili Mahkeme ve Tahkim” başlıklı C.8. Maddesinin 1. Fıkrasında seçimlik özel bir yetki kuralı düzenlendiğini, “Bu sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketi merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yerde, sigortacı tarafından açılacak davalarda ise davalının ikametgahının bulunduğu yerde ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir.” dendiğini, KTK nundaki yetki ile ilgili düzenlemelere bakıldığında Görevli ve Yetkili Mahkeme başlıklı 110 maddesinin 2. Fıkrasında seçimlik özel bir yetki kuralı düzenlendiğini, “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” dendiğini, söz konusu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere iş bu davada birden fazla mahkemenin yetkili olmasının söz konusu olduğunu, gerek müvekkilinin adresi, gerek davalının iş yeri adresi gerekse de kasko poliçesini tanzim eden acentanın adresinin İzmir ilinde bulunduğunu, dolayısıyla da İzmir Mahkemesi seçimlik yetki olarak gösterilen bir çok mahkemeye göre yetkili olduğunu, ayrıca kasko poliçesinin zarar – mal sigortası türü olması nedeniyle de HMK’ nın m.15/1’e ve kasko genel şartlarının m.C.8./1’e göre ; yine zararı doğuran haksız eylem olması nedeniyle HMK’nın m. 16/1’e ve KTK’nın m.110/2’e göre rizikonun gerçekletiği yani haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesinin de yetkili bulunduğunu, rizikonun gerçekleştiği yani haksız fiilin meydana yer İzmir olmakla İzmir Ticaret Mahkemelerinin de iş bu davaya bakmakla yetkili olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1110 Esas, 2017/860, Karar numaralı, 26.04.2017 sayılı kararına göre ,”… Mevcut bu durum karşısında merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, Kanun (2918 s. KTK) uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst mercii olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu kabul etmek gerekir.” demek suretiyle bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili olduğunun ifade edildiğini, davalının mahkememiz adli yargı sınırları içerisinde bölge müdürlüğü de bulunduğundan yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet veya müziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı vekilinin kusur raporu alınmasına yönelik savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1 ve 1410. maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve 05.06.2021 tarihli rizikonun poliçenin yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. (Poliçe yürürlük 20.07.2020-20.07.2021-Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının maliki olduğu araçta meydana gelen hasar miktarının genel ve özel şartlara göre poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı, %15 veya %30 oranında indirim uygulanıp uygulanmaması noktalarında toplanmaktadır.
Davalı vekili talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait … plakalı kamyonette bu kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 9.086,00.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa hasar tazminat bedeli olarak … tarihinde 5.219,69.-TL ödeme yaptığı, buna göre davacının bakiye zararının 3.866,31.-TL olabileceği, bahse konu … plaka sayılı aracın hasar tespit ekspertiz rapor ücretinin 323,91.-TL KDV Dahil) olduğu, davalı … Sigorta AŞ ile … arasında … plakalı araç için …-… tarihleri arasında geçerli … numaralı poliçe ile kasko sigortası teminatlarını kapsar şekilde sigorta sözleşmesi akdedilmiş olduğu; KASKO sigorta sözleşmeleri, sadece sigorta ettirenin değil, sigortadan faydalanan kimsenin veya eylemlerinden hukuken sorumlu oldukları kimselerin de kusurlu davranışlarından kaynaklanan ve araçta meydana gelen hasar ve ziyal karşılamayı sigortacı tarafından taahhüt edilen yani sigorta ettirenin bizzat uğradığı zararların sigorta güvencesine alındığı mal sigortası türü olduğu, kazanın … tarihinde gerçekleşmekle, …-… tarihleri arasındaki sigorta teminat süresi içinde olduğu, Davalı … SİGORTA AŞ tarafından yapılan müracaat ile konu hakkında Sigorta Eksperi tarafından hazırlanan Kasko ekspertiz raporunda hasarın 6.140,81.-TL sı tespit edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından, kazanın ve zararın sigorta teminat kapsamında olduğu kabul edilerek ancak bu zarardan 9615 muafiyet / indirim yaparak sigortalısına … tarihinde 5.219,69 TL sı ödeme yapıldığı, dosyada, kasko sigorta poliçesine göre … muafiyet indirimi yapılmasını gerektirecek bir belge görülmediği, bu halde davacının bakiye giderilmemiş zararının 9.086,00 – 5.219,69 — 3.866,31.-TL olduğu söyleneceği, dosyada sigorta ekspertiz raporunun … tarihinde teslim edildiği Kasko Sigortası Genel Şartları 3.3.4. Tazminatın Ödenmesi 3.3.4.1.Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorunda olduğunu, tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur hükmü dikkate alındığında, ilk ödemenin 10 iş gününden önce … tarihinde yapıldığı, hususlarındaki tespitleri içermektedir.
Tüm bu nedenler ile; taraflara arasında riziko tarihine kapsar kasko poliçesinin bulunduğu, eldeki dava ile istenilen hasar bedelinin teminat kapsamında olduğu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davacının maliki olduğu araçta oluşan gerçek hasar bedelinin 9.086,00 TL olarak hesaplandığı, yapılan hesaplama mahkememizce de uygun bulunmuş olup, davalının yapmış olduğu ödeme mahsup edildikten sonra, muafiyet indirimi yapılmasını gerektirir bir durum olmadığından davacı vekilinin bedel arttırım dilekçesi nazara alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2021/2341 Esas ve 2021/2722 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “Poliçe ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1427/2. maddesi hükmüne göre; “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Kaza tarihinde yürürlükte olan Kasko Genel Şartlarının B.3.3.4.1. maddesi “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur” düzenlemesini getirmiştir.
Somut olayda; davadan önce zararın tazmini için sigorta şirketine … tarihinde riziko ihbar edilmiştir. Buna göre davalı sigorta şirketinin … tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan dava konusu tazminat talebi TTK’da düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından ve bu tür sözleşmeler TTK.’nun 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işler kapsamında bulunduğundan, mahkememizce davacının tazminat alacağına davacının talebi doğrultusunda avans faiz işletilmesine karar verilmiştir. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin de 16.05.2018 tarihli ve 2016/10978 Esas-2018/5122 Karar sayılı ve 2015/11957 Esas-2018/9334 Karar sayılı emsal nitelikteki kararları da bu yöndedir. Ancak 3095 sayılı yasa gereğince avans oranlarını aşmamak üzere hükmedilmesi gerekir.
Yargılama giderlerinin kapsamı HMK’nın 323. maddesinde açıklanmış olup, davacının talep ettiği ekspertiz ücreti yargılama giderleri içerisinde kaldığından işbu ücret yargılama giderlerine eklenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 3.866,31 TL’ nin … tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte(poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 264,10 TL karar ve ilam harcının yatan 116,79 TL peşin ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 147,31 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 116,79 TL peşin ve tamamlama harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 127,60 TL tebligat ile diğer giderler ve 1.300,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.603,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 3.866,31 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Arabuluculuk eldeki dava için zorunlu olduğundan suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır.

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”