Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/958 E. 2022/639 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/958 Esas
KARAR NO : 2022/639

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 19/12/2016 tarihinde davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortaladığı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, müvekkilinin kullandığı … plakalı araca çarpması sonucunda müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketinin sigortaladığı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, bu nedenle davalının müvekkilinin uğradığı zararın tümünden sorumlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 900,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarahinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; 100 TL geçici iş göremezlik taleplerini 8.840,31 TL artırmak suretiyle 8.940,31 TL olarak arttırdıklarını, 900 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı taleplerini 130.086,01 TL artırmak suretiyle 130.986,01 TL olarak arttırdıklarını, toplam 139.926,32 TL tazminatının, davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davayı kabul manasında olmamak üzere, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesinin gerektiğini, Müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu. Müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı Yasa ve Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince teminat olduğunu, ayrıca “geçici iş göremezlik” tazminatı taleplerinin de hem 6111 sayılı Kanun gereği hem de Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında oludğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEÜERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat davası olup, Mahkememizin 25/09/2018 tarih ve ……… Esas …….. karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin 29/11/2021 tarih ve …….. Esas ………. Karar sayılı ilamıyla ile; “…Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gecince; Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece, kaza tarihinin 19.12.2016 olduğu gözetilerek öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının raporu alındıktan ve raporun tebliğine müteakip rapora itirazlar giderildikten sonra davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanacak aktüerya raporu alınması gerekirken, kaza tarihinde geçerli olmayan yönetmeliğe göre hazırlanan maluliyet raporuna itibar edilmesi ve bu maluliyet oranına ve % 1,8 teknik faize göre hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle mahkemece usulünce alınmış maluliyet raporu ve aktüerya raporunun varlığından söz edilemez.
Yine davalı sigorta, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olmasına rağmen mahkemece dosya kapsamıyla uygun düşmeyecek şekilde davacının, davalı nezdinde sigortalı araçta yolcu olduğunun belirtilmesi de hatalıdır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair isitinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin …….. Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
Ege Üniversitesinden alınan sağlık kurulu raporuna göre; “… 01.01.1965 doğumlu ………..’ün 19.12.2016 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle kişinin engellilik oranı %24 olarak bulunmuştur. Tıbbi iyileşme süresinin 6 (altı) ay olarak kabulünün uygun olacağı…” şeklide rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce aktüer hesaplama uzmanı bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…19.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında yaralanan ……… ’in %24 engellilik oranı, kusursuz oluşu, TRH-2010 Mortalite tablosu ve prograsif rant yöntemi üzerinden hak etmiş olduğu geçici net tazminat miktarının 8.940,31 TL olduğu, net sürekli iş göremezlik miktarının 100.835,29 TL olduğu hesap edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bozma sonrası yapılan tahkikat sonrası toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde;
1-Davacı taraf 19/12/2016 tarihinde dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketinin KZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı araç ile davacının içerisinde bulunduğu … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatı talebinde bulunmuştur.
2-İstinaf kaldırma kararı öncesi dosyada yapılan kusur incelemesinde, düzenlenen 12/07/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsü …’ün asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, davacının gerçekleşen kazada bir kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 15/01/2017 tarihli maluliyet raporuna göre davacının sürekli maluliyet oranı %42,30 ve bugünkü yaşına göre %43, geçici iş gücü kaybı süresi ise 6 ay olarak belirlenmiştir. Maluliyet raporunun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlendiği ve bu hususun istinaf kararında hukuka aykırı olarak görülmüştür.
Dosyada kusur durumu ve %43 maluliyet oranı doğrultusunda aktüerya raporu düzenlenmiş, 09/05/2018 tarihli rapora göre davacının 130.986,01-TL sürekli iş gücü kaybı ve 8.940,31-TL geçici iş gücü kaybı zararı bulunduğu yönünde rapor düzenlenmiş, mahkememizce raporda gösterilen miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
3-Davalı vekilinin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nce incelenmiş ve 29/11/2021 tarih …….. Esas ……… Karar sayılı ilamında davacının maluliyetinin tespitinde dikkate alınan yönetmeliğin hatalı olarak belirlenmesi ve uygulanan yaşam tablosu hesaplaması yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
4-İstinaf kaldırma kararı sonrası mahkememizce davacı yeniden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilerek maluliyet raporu düzenlenmiş, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları uyarınca kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenen 28/02/2022 tarihli maluliyet raporunda davacının sürekli maluliyet oranı %24, geçici iş gücü kaybı süresi ise 6 ay olarak tespit edilmiştir.
Maluliyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı itiraz ileri sürülmediğinden ve mahkememizce resen gözetilecek bir eksiklik de yer almadığından rapor ile belirlenen oran ve süreler hükme esas alınmıştır.
Bozma öncesi alınan maluliyet raporunda daha yüksek bir oran belirlenmiş olmakla birlikte gerek bozma sonrası alınan rapora karşı tarafların itiraz ileri sürmemiş olması gerekse farklı yönetmeliklere göre alınan raporlarda farklı oranlar ortaya çıkmasının tek başına çelişki bulunduğunu göstermeyeceği dikkate alınarak ayrıca bir rapor alınmamıştır.
5-Maluliyet oran ve süresinin belirlenmesi sonrasında dosya yeniden aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 16/03/2021 tarih ……….Esas ………Karar sayılı ilamında ;
“Oysa; sadece davalı lehine ilk hükmün bozulduğu, davacı tarafın ilk hükmü temyiz etmediği ve ilk hükme esas alınan hesap raporuna itirazının bulunmadığı; bozma ilamı kapsamında belirtilen yönler dışında günlük kazancın 65,00 TL üzerinden ve bilinen (aktif) dönemin de 2013 yılı olarak esas alındığı 17/05/2013 tarihli rapordaki veriler yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmalıdır. İlk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, güncel asgari ücretler uygulanıp bilinen aktif dönemin 2019 yılına kadar getirilerek yeniden hesap yapılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir (HGK’nun 18/02/2020 tarih, 2016/21-817 esas ve 2020/167 karar sayılı ilamı da bu yöndedir).
Şu halde; bozma sonrası hesaplama yöntemi hatalı olup, mahkemece yeni/güncel verilerle hesaplama yapılmayarak ve davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, bilinen (işlemiş) dönemin bozma öncesi alınan 17/05/2013 tarihli tazminat raporundaki veriler esas alınarak bozma ilamında işaret edilen hususa ilişkin davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmak ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerekmiştir.”
Şeklinde gösterildiği üzere, bozma öncesi düzenlenen aktüerya raporuna itiraz edilmemiş olmakla rapora esas alınan ücret ve sonuç rakam yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Zira davalının itiraz ve istinafı sonrasında güncel ücret üzerinden hesaplama yapılması ile bozma öncesi hükmedilen tutarın üzerinde bir zarar hesaplaması yapılması halinde bu durumun aleyhe bozma yasağına aykırı bir sonuç ortaya çıkaracağı açık olup mahkememizce Yargıtay ilamı doğrultusunda istinaf kararı öncesi alınan rapordaki maaş verileri dikkate alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Dosyaya sunulan 24/06/2022 tarihli aktüerya raporuna göre davacının %24 maluliyet oranı ve 6 aylık geçici iş gücü kaybına isabet eden zararı 8.940,31-TL geçici iş gücü kaybı zarar ve 100.835,29-TL sürekli iş gücü kaybı zararı olarak tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup, davacı vekilince asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen güncel rakamların uygulanması gerektiğinden bahisle rapora karşı itirazlar ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklandığı üzere itiraz ve istinaf konusu yapılamakla davalı yönünden istinaf öncesi düzenlenen rapora esas alınan ücret miktarı usuli kazanılmış hak oluşturduğundan davalının itirazları dikkate alınamamıştır.
6-Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, mahkememizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı sonrası alınan maluliyet raporuna göre %24 maluliyet oranı ve 6 aylık sürekli iş gücü kaybı süresine göre davalının istinaf öncesi kazanılmış hakları da gözetilerek alınan rapora göre davacının 8.940,31-TL geçici iş gücü kaybından kaynaklanan ve 100.835,29-TL sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat talebinde bulunabileceği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
7-Davacı tarafça dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de istinaf öncesi verilen kararda dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olduğu ve davacı tarafın bu hususu istinaf konusu yapmamış olduğu dikkate alınarak davalının bu husustaki kazanılmış hakkı dikkate alınmış ve tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 8.940,31-TL geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat ile 100.835,29-TL sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.498,77-TL harçtan peşin olarak alınan 31,40-TL ile ıslah harcı olarak alınan 474,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.992,77-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Mahkememizin 04/12/2018 tarih, ……. Esas, ……… Karar,……. Harç nolu harç tahsil müzekkeresi ile 9.052,37-TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili için vergi dairesine müzekkere yazıldığından, karar kesinleştiğinde ve istek halinde iptali için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 17.466,34-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 474,60-TL toplamı 506,00-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, 189,40-TL posta ve tebligat ücreti, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti ve Ege Üniversitesi rapor düzenleme ücreti 1.006,01-TL olarak sarf edilen toplam 2.476,81‬-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 1.943,11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza