Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/950 E. 2023/515 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/950 Esas
KARAR NO : 2023/515
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile 02.06.2021 tarihinde 71.535,37-TL işlemiş faizi 27.172,71-TL olmak üzere toplam 98.708,08-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlunun takip açıldıktan sonra ödeme emri tebliğ edilmeden önce 07.06.2021 tarihinde toplam borcundan çok daha düşük bir tutar olan 6.150-TL müvekkili şirket hesabına gönderdiğini, 6.150,00-TL ödemenin gerçekleştirdiğini, davalı borçlunun borca itiraz etmesiyle icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olup yalnızca icra takibini durdurma amaçlı olduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamının ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, itirazın iptali ile takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap vermediği görülmüştür.
Dava, satım sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine cari bakiye alacağı dayanak gösterilerek 71.535,37 TL asıl alacağın talep edildiği ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava, 1 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davacı satıcı, davalı satın alandır. Satıcı davacı ürünü teslim ettiğini, davalı alıcı ise teslim edilen ürünlerin bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür.
Bilirkişiden alınan 05/10/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Davacı…. A.Ş ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda; ticari defterlerinin usulüne uygun E-Defter olarak tutulduğu, açılış ve kapanış beratlarının verildiği ve kendi sahibi lehine delil teşkil ettiği, fatura konusu malların yasal sınıra uygun olanların BS Formlarında beyan edildiği, Davacı…. A.Ş ticari defter bilgilerine göre takip tarihi itibari ile davalı …’dan 25.595,37 TL alacaklı bulunduğu, tespit edilmiştir.
Ayrıca davalı … tarafından alınan faturalar karşılık olarak verilen iki adet 50.000,00 TL tutarındaki çek karşılıksız çıkmıştır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin itirazı sonucu mahkememizce celp edilen banka kayıtlarına göre Bilirkişiden alınan 13/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmına göre; “Adana 5 Ocak Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından tüm faturalara ait BA formları gönderilmediğinden sadece BA formu bulunan aylara ait faturalar üzerinde inceleme yapılmış ve BA formu bulunan aylardaki tüm faturalar için davalı tarafından bildirimde bulunulmuştur. Vergi dairesinin neden tüm aylara ait BA formlarını göndermediği anlaşılamamaktadır.
Faturalara ait sevk irsaliyelerinin incelenerek yukarıda bulunan tabloda yer kimler tarafından teslim alınarak imzalandığı tespit edilmiştir.
Karşılıksız kalan çekler yönünden davacı taraf; Takip tarihi itibariyle toplam 71.535,37 TL alacaklı durumdadır. Takipten sonra yapılan 6.150,00 TL ödemenin düşülmesi halinde; dava tarihi itibari ile 65.385,37 TL alacaklı durumdadır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 08/12/2022 tarihli celsesi 2 nolu ara karar gereğince; davalı tarafın ticari defterleri incelenerek taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin ve varsa kayıtlı olmayan faturaların ayrıca gösterilmesinin istenilmesi için Adana … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişinden rapor alınmasına karar verildiği, talimat mahkemesince davalıya ticari defterleri sunması için tebligat çıkarılmış ancak talimat mahkemesine herhangi bir belge, defterlerin sunulmadığı görüldüğünden talimat evrakının işlemsiz olarak mahkememize iadesi talep edilmiştir.
İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Tüm bu nedenler ile; alacağa dayanak faturaların davalının ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığı ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilememiş ise de, davalının celp edilen BA formuna göre bir kısım faturaların vergi dairesine bildirildiği, 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinin üçüncü fıkrasında 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 23. maddesi ile yapılan değişiklikte gözetildiğinden süresinde ticari defterler ibraz edilmediğinden açık hesaba konu ürünlerin ayıpsız ve eksiksiz bir şekilde davalıya teslim edildiği iddiasının ispatladı, dava ve takip talebinde faiz talep edilmiş ise de TBK’ nun 117. Maddesi gereği alacaklı tarafından davalı/borçlunun temerrüte düşürüldüğünde ilişkin delilin bulunmadığı bu hali ile takip tarihinde önce temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilmeyecek olup takip tarihinden kısmi ödeme tarihine kadar mahkememizce resen faiz işletilerek yapılan ödemenin 6.026,53 TL kısmı karşılıksız kalan çeklerde gözetilerek asıl alacaktan mahsup edilmiş ve davanın kısmen kabulüne, takip dosyasındaki alacak faturaya dayandığından (likit) davacı lehine tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı/borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 65.508,84 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalının sorumlu olduğu 65.508,84 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 13.101,76.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HUAK MADDE 18/A-11 UYARINCA DAVALI TARAFA OTURUMA KATILIM SAĞLAMADIĞINDAN
3-Alınması gereken 4.474,90 TL karar ve ilam harcının yatan 1.180,67 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 3.294,23 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 1.180,67 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 485,50 TL posta ve diğer giderler ile 700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.425,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 10.481,41 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/06/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı