Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/945 E. 2021/1126 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/945 Esas
KARAR NO : 2021/1126

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalı kooperatif nezdinde kasko sigorta poliçesi bulunan davacıya ait ve tüketici olarak kullandığı ….plakalı aracın 06/04/2020 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde iken İhsan Beldek yönetimindeki … plakalı araçla çarpışması neticesinde davacının aracında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davacıya ait aracın asli kusurlu bulunduğunu, yaşanan kaza sonrasında davacının davalı sigorta şirketine ihbarda bulunduğunu ve hasar dosyası açıldığını, davacının aracının olduğu servise davalı sigorta şirketi tarafından eksper görevlendirmesi yapılmadığını, oluşan hasarın tespiti için eksper tayini yapıldığını, hasarın kayıt altına alınarak rapor tanzim edildiğini, 04/08/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu, davalının araçta oluşan maddi hasarı gidermediğini ve araçta oluşan onarım bedeli ödenmediğini beyanla araçta meydana gelen zarar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ileride yapılacak bilirkişi tespiti sonucu ortaya çıkacak zarardan kaynaklı tazminat talebini arttırmak üzere şimdilik 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, araçta oluşan hasarın kayıt altına alınması ve rapor tanzimi için zorunlu olarak yapılan 500,00 TL eksper ücretinin yargılama giderinden sayılarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; açılan davanın uyuşmazlık miktarı nedeniyle tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğunu, davalı şirket adresi İstanbul olduğundan ve taraflar arasındaki uyuşmazlık kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı olduğundan haksız fiile ilişkin yetki kurallarının uygulanmayacağı genel yetki kurallarının uygulanacağını, davalı şirketin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemelerinin görevli olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, davacı tarafın ihbar yükümlülüğünü süresinde gerçekleştirmediğinden dava tarihine kadarki süreçte ekspertiz incelemesinin sona ermediğini, dolayısıyla temerrütün gerçekleşmediğini, kazanın beyan edilen yer ve zamanda beyan edilen şekilde gerçekleşmediğini, davalı şirket tarafından görevlendirilen ekspertiz incelemesinin bizzat araç üzerinde fiziki olarak yapıldığını, ancak davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ekspertiz incelemesinin araç görülmeksizin dosyadaki mevcut belgeler üzerinden düzenlendiğini bu nedenle geçerli bir ekspertiz raporu niteliğinde olmadığını, görev itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, davacının taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
2-Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davanın tüketici mahkemesinde görülmesi ile ticaret mahkemesinde görülmesi arasında davacı açısından önemli farklılıklar oluşmaktadır. Davanın tüketici mahkemesinde görülmesi halinde hükmedilecek vekalet ücreti, dava sonunda harçtan sorumlu olmamak gibi önemli bir kısım avantajlardan faydalanma imkanı varken, davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi halinde davacının tacirler hakkındaki hükümlere tabi olarak durumu dezavantajlı hale gelmektedir. Bu durumda davacının ticari amaçla mı yoksa tüketici ilişkisine dayanarak mı hareket ettiğinin titizlikle irdelenmesi gerekmektedir.
3-Her ne kadar İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin …. Esas …Karar sayılı 09/11/2021 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiş ise de yargılama kapsamının mahkememiz görev alanına girmediği, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu değerlendirilmiştir.
4-İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin anılan kararında aracın ruhsat kaydında kullanım amacının “yük nakli” olduğundan ve araç cinsinin kamyonet olduğundan bahisle sigortalı aracın ticari amaçlı kullanıldığı belirtilmiş ise de bu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira dosya içeriğinde bulunan araç ruhsat kaydına ilişkin evrakın incelenmesinde kullanım amacı bölümünde “YÜK NAKLİ-HUSUSİ” ibaresinin yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bir aracın ticari kullanıma özgü olduğunun kabulü için “ticari” amacın ruhsata işli olması gerekmektedir. Hususi kullanım kaydı bulunan bir aracın salt “yük nakli” kullanım amacına göre üretilmiş olması aracın ticari olduğunu göstermez. Araç sahibi şahsi yüklerinin taşınmasında kullanmak üzere yük nakline yarar bir aracı “hususi” kaydı ile satın aldığında bu aracın ticari amaçlı kullanılmadığı açıktır. Kaldı ki somut olayda aracın Ford Transit Courier marka-model bir araç olduğu, ülkemizde bu tür araçların bagaj kapasitesi ve daha makul fiyatları olması nedeniyle sıklıkla bireysel kullanım amacıyla satın alındığı, trafikte neredeyse sedan gövde tipi araçtan fazla sayıda bu kasada araçların yer aldığı bilinen bir gerçektir. Dosya kapsamında aracın ticari amaçlı kullanıldığına dair farklı bir bilgi ve belge de yer almamakta olup, dava konusu kasko poliçesinde dahi aracın ticari amaçlı kullanıldığına yönelik bir kayıt bulunmamaktadır, aracın trafik kaydı gözetildiğinde hususi amaçlı kullanıldığının kabulü gerekmektedir.
Nitekim Yargıtay’ın farklı kararlarında “yük nakli-hususi” kayıtlı araçların ticari olarak değerlendirilemeyeceği yönünde istikrar kazanmış uygulaması bulunmaktadır.
“Davacı vekili meydana gelen kaza nedeni ile ortaya çıkan zararların tazmini amacı ile eldeki davayı açmış, faiz türü olarak avans faizine karar verilmesini talep etmiş, Hakem Heyetince de avans faizine karar verilmiştir. Zarara neden olan aracın ruhsat kaydında kullanım amacı “yük nakli-hususi” yazmaktadır. Ceza dosyasındaki beyanlarda 31.12.2013 günü saat 21:00 sıralarında kazaya karışan araç ile davacıyı hastaneye götürürken kazanın gerçekleştiği beyan edilmiştir. Kazaya karışan aracın ticari kullanım sırasında gerçekleştiği ispat edilemediğinden hususi kullanım sırasında zarar gerçekleştiğinden faiz türü olarak yasal faize karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere avans faizine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”(Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2021/2538 E. 2021/4375 K. 08.07.2021T.)
“Somut olayda davacı gerçek kişi olup tacir olduğuna dair bilgi ve belgeye dosyada rastlanılmadığı gibi dava konusu aracın trafik ruhsat kaydında ise kullanım amacı olarak “hususi” yazmaktadır. Bu durumda görevli mahkeme, tüketici mahkemesidir. ” (Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2017/6990 E. 2017/5940 K. 28/06/2017 T.)
“Dava konusu araca ilişkin bilgilerde, aracın gayri ticari panelvan kamyonet olduğu, ticari-genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğu aracın ticari olarak ilişkin dosya kapsamında bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davanın tüketici sıfatını kaldıran bilgi bulunmaması , poliçenin düzenlenmiş tarzının tek başına davayı ticari hale getirmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.” (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi 2020/2325 E. 2020/2020 K. 04/12/2020 T.)

5-Her ne kadar “yük nakli-hususi” ruhsat kaydı bulunan araçların ticari nitelikte olduğuna yönelik görüşler içeren yüksek mahkeme kararlarına da rastlanmakta ise de bu kararlarda dosya kapsamında araçların üzerinde ticari amacı kullandığını gösterir iş yeri isim ve logolarının bulunduğu veya dosya davacısının aracı ticari amaçlı kullandığını gösterir başka delillerin de bulunduğu, oysa ki görülmekte olan dosyada davacıya ait aracın ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı gözetildiğinde bu kararların emsal nitelikte olamayacağı değerlendirilmiştir.
6-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı davacıya ait aracın ruhsat kaydının hususi olduğu, yük nakli amaçlı üretilmiş olmasının tek başına aracı ticari hale getirmeyeceği, aracın ticari amaçlı kullanıldığının kabulü için başkaca delillerin bulunması gerektiği, dosya kapsamında ise aracın ticari kullanımına yönelik herhangi bir kayıt, delil veya beyan bulunmadığı gözetildiğinde aracın ruhsat kaydına itibar edilerek hususi olarak nitelendirilmesi gerektiği bu durumda görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olacağı değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine ve İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararı ile kararın kesinleşmesinden sonra, İzmir 7.Tüketici Mahkemesi tarafından da görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinden dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 15/12/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸