Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/924 E. 2022/437 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/924
KARAR NO : 2022/437

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili, dava dilekçesinde; 15.04.2021 tarihinde İzmir .. Mahallesinde davacı …’in sürücüsü olduğu …. plakalı otomobile seyir halindeyken; davalı …’ın ruhsat sahibi ve sürücüsü olduğu …. plakalı aracın çapması sonucunda meydana gelen maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasında, araçta bulunan eşi davacı … ile birlikte her iki davacının ciddi bir şekilde yaralandığını, davalılardan … A.Ş.’nin zorunlu trafik sigortası (ZMMS) kapsamında sigortaladığı …. plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 tam kusurlu olduğunu, dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yapıldığını, sigorta şirketinden bugüne kadar herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, fazlaya ilişkin arttırma hakları saklı olmak üzere, şimdilik; a. Davacı … için; 1000 TL. Sürekli maluliyet tazminatı, 1.000 TL. Geçici İş Göremezlik Tazminatı, 500 TL. Bakıcı ve Refakatçi Gideri Alacağı, 250 TL. Tedavi Giderleri ve 250 TL. Ulaşım ve Yol Gideri alacağı olmak üzere 3.000 TL. Maddi Tazminata; Davacı … için; 1.000 TL. Sürekli maluliyet tazminatı, 1.000 TL. Geçici İş Göremezlik Tazminatı, 500 TL. Bakıcı ve Refakatçi Gideri Alacağı, 250 TL. Tedavi Giderleri ve 250 TL. Ulaşım ve Yol Gideri alacağı olmak üzere 3.000 TL. Tazminat olmak üzere toplam 6.000 TL. maddi tazminatın davalı … bakımından kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi bakımından ise temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müşterek ve müteselsil tahsiline karar verilmesini, Davacıların bedensel bütünlüklerinin zedelenmesi ve bozulması nedeniyle yaşadıkları elem ve keder, duydukları acı ve üzüntü ile oluşan manevi zararlarının bir nebze giderilebilmesi için; davalı … bakımından kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi bakımından ise temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı … için 20.000 TL. Manevi tazminat, davacı … için 20.000 TL. Manevi tazminat olmak üzere, 40.000 TL. Manevi Tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline ve davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 25/05/2022 tarihli kısmi feragat dilekçesi ile; davalı … A.Ş. yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerimizden feragat ettiklerini, davalı …’a karşı sadece maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiklerini, bu davalıya karşı Manevi Tazminat davalarına devam ettiklerini, davacı müvekkillerinin dava konusu bu trafik kazası nedeniyle bedensel bütünlüklerinin zedelenmesi ve bozulması nedeniyle yaşadıkları elem ve keder, duydukları acı ve üzüntü ile oluşan manevi zararlarının bir nebze giderilebilmesi amacıyla; davacı müvekkili … için 20.000 TL. Manevi Tazminat, davacı müvekkili … için 20.000 TL. manevi Tazminat olmak üzere, 40.000 TL. Manevi Tazminatın davalı …’ tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve davacı müvekkillere verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, sağlık kurulu raporu, kusur raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “… Davalı sürücü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a-b ve 56/a maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu.
Davacı sürücü … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlali görülmediği.
Davacı yolcu … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlali görülmediği.
Dava dışı yolcu … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlali görülmediği. …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı …’in maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre; “… 01.02.1957 doğumlu … ‘in 15.04.2021 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan engellilik oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (Resmi Gazete, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı) dikkate alınarak değerlendirildiğinde; Şahsın engellilik oranına neden olacak bir arızasının bulunmadığı, dolayısıyla engellilik oranının ”%0 (yüzde sıfır) olduğu mütalaasına varılmıştır. Mevcut yaralanması nedeniyle ortalama fizyolojik tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (bir buçuk) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak kesin iyileşme süresinin varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği kanaatine varılmıştır. Şahsın yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli bakıma muhtaç olmadığı mütalaasına varılmıştır. SGK kapsamında ödenmeyen iyileştirici tedavi ihtiyacının bulunmadığı kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı …’in maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre; “…Şahsın engellilik oranına neden olacak bir arızasının bulunmadığı, dolayısıyla engellilik oranının %0 (yüzde sıfır) olduğu mütalaasına varılmıştır. Mevcut yaralanması nedeniyle ortalama fizyolojik tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (bir buçuk) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak kesin iyileşme süresinin varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği kanaatine varılmıştır. Şahsın yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli bakıma muhtaç olmadığı mütalaasına varılmıştır. SGK kapsamında ödenmeyen iyileştirici tedavi ihtiyacının bulunmadığı kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde davacıların içerisinde bulunduğu ve davacı …’in sürücüsü olduğu …. plaka sayılı araca davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan ve davalı …’ın maliki olduğu, kendisinin sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın çarpması nedeniyle davacıların yaralandığını ileri sürerek geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı, tedavi, bakıcı ve yol gideri zararlarının tazmini için maddi tazminat ve kişilik haklarının zarar görmesinden dolayı manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
2-Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde yargılamanın seyrine ilişkin bir kısım talepler ileri sürerek neticeten davanın reddini savunmuştur.
3-Yargılama sırasında davacı vekili sigorta şirketi ile maddi tazminat talepleri yönünden ödeme alınması nedeniyle anlaşma sağlandığını beyan ederek maddi tazminat talebi yönünden her iki davalı yönünden, manevi tazminat talepleri yönünden ise sadece davalı sigorta şirketi yönünden feragat edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce feragat beyanı dikkate alınarak her iki davacının maddi tazminat davaları ile davalı sigorta şirketine yönelik manevi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle ret kararı verilmiştir.
Kural olarak davacının talep sonucundan tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştıran feragati halinde feragatin diğer davalıya da sirayet etmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı tarafça davalı sigorta şirketine manevi tazminat talepleri yöneltilmiş ise de davalıya ait aracın KZMSS ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, poliçenin incelenmesinden manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına dahil olmadığı, bu itibarla davacının sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinden feragat etmesinin diğer davalı aleyhine olumsuz bir sonuç doğurmayacağı, tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmayacağı dikkate alınarak manevi tazminat talebinden feragatin davalı …’a sirayet etmeyeceği değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle yargılamaya davacıların …’a yönelik manevi tazminat davaları yönünden devam olunmuştur.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Mahkememizce davacılar ile davalı arasındaki manevi zararın belirlenmesinde öncelikle haksız fiilin kusur unsuru yönünden inceleme yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 15/03/2021 tarihli adli trafik bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsü …’ın kural ihlali hatası nedeniyle tamamen etken olduğu, davacı araç sürücüsünün ve diğer davacı …’in kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede dava konusu kazanın davalı araç sürücüsünün yol ve viraj durumuna göre hızını gerektiği ölçüde ayarlayamaması nedeniyle davacıların seyrettiği aracın bulunduğu şeride geçmesi neticesinde kazanın meydana geldiği, davalı araç sürücüsünün gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle kaza oluşumuna sebebiyet verdiği değerlendirildiğinden asli ve %100 oranında kusurlu kabul edilmiştir.
8-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı öğretim üyelerinden oluşan sağlık kurulundan maluliyet raporu alınmış, dosyaya sunulan 27/04/2022 tarihli maluliyet raporunda davacı …’in sürekli engelliliğinin bulunmadığı ve 1,5 aylık geçici iş gücü kaybı süresinin bulunduğu, davacı … yönünden düzenlenen 27/04/2022 tarihli maluliyet raporunda da benzer şekilde davacı …’in sürekli engelliliğinin bulunmadığı, 1,5 aylık geçici iş gücü kaybı süresinin bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Maluliyet raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili ve davalı … tarafından bir itirazda bulunulmadığı, mahkememizce resen gözetilmesi gereken bir eksiklik veya hata da bulunmadığı dikkate alınarak düzenlenen her iki maluliyet raporu hükme esas alınmıştır.
9-Taraflarca düzenlenen maluliyet raporlarına karşı itirazlarda bulunulmuş ise de hem Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hem de Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporların dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı küçüğün omuz kırığı nedeniyle tariflenen ağrıları bulunduğu ileri sürülmekte ise de hareket kısıtlılığı yaratmayan kırıklar nedeniyle maluliyet tayinine yer olmamasının hukuka uygun olduğu, kaza nedeniyle kaza sonrası yaşanan bir kısım ağrı, güç kayı ve biçim değişikliğinin tek başına iş gücü kaybına yol açmayacağı, her iki maluliyet raporunun birbiriyle uyumlu olduğu gözetilerek davacının sürekli iş gücü kaybının bulunmadığı, geçici iş gücü kaybı süresinin ise 1,5 ay olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce maddi tazminat talepleri yönünden feragat nedeniyle ret kararı verildiğinden ayrıca aktüerya raporu alınmamıştır. Manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde ise davacıların yaralanmaları ve 1,5 aylık geçici iş gücü kaybı süreleri dikkate alınmıştır.
10-Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Mahkememizce kazanın oluş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumları, davacıların her birinin yaşları dikkate alınarak, her ne kadar sürekli maluliyet oluşmamış ise de her iki davacının da 1,5 ay süresince geçici iş gücü kaybı oluştuğu, bu süre zarfında her iki davacının oluşan kaburga kırıkları nedeniyle yaşadıkları ağrı, acı, stres ve üzüntü dolayısı ile tarafların ekonomik güçleri oranında tatmin duygusu verebilecek miktarda bir tazminatın belirlenmesi gerektiği, davalı …’ın dosyaya getirtilen ekonomik-sosyal durum araştırması raporunda öğretmen olduğu ve aylık gelirinin 10.000,00-TL olduğunun belirlendiği, davacıların yaşadığı 1,5 aylık geçici iş gücü kaybı ve yaralanmaları, kusur durumları dikkate alınarak ayrı ayrı 7.500,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun olacağı, davalının toplam 1,5 aylık geliri tutarındaki manevi tazminatın tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yaralanmanın niteliği dikkate alındığında yeterli tatmin düzeyini sağlayacağı, davacıların zenginleşmesine sebep olmayacağı gibi davalı aleyhine de önemli ölçüde bir külfet yüklemeyeceği değerlendirildiğinden belirlenen miktarlar üzerinden kısmen kabul kararı verilmiştir.
11-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davacıların davalının asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu 1,5 aylık süre boyunca geçici iş gücü kaybı oluşturacak şekilde kaburga kırığı ile yaralandıkları, maddi tazminat talepleri yönünden feragat nedeniyle ret kararı verilmiş, manevi tazminat talebi yönünden ise davalı Mustafa Kararkış ile davacıların ekonomik-sosyal durumları dikkate alınarak her bir davacı yönünden 7.500,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş, yargılama giderleri davalı üzerine yükletilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’in maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’in manevi tazminat davasının davalı … yönünden KISMEN KABULÜ ile, 7.500,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, tazminata kaza tarihi 15/04/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
3-Davacı …’in manevi tazminat davasının davalı HDİ Sigorta A.Ş. Yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
4-Davacı …’in maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
5-Davacı …’in manevi tazminat davasının davalı … yönünden KISMEN KABULÜ ile, 7.500,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, tazminata kaza tarihi 15/04/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
6-Davacı …’in manevi tazminat davasının davalı HDİ Sigorta A.Ş. Yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
7-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65-TL harçtan peşin olarak alınan 157,12-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 867,53-TL karar ve ilam harcının davalı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınıp iş bu davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınıp iş bu davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 157,12-TL harcın davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine,
11-Davalı sigorta şirketi vekili tarafından açıkça vekalet ücreti talebi bulunmadığı beyan edildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davacılar tarafından sarf edilen 59,30-TL. başvuru harcı, 143,85‬-TL posta ve tebligat ücreti, 550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 753,15‬-TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine,
13-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
14-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalı …’tan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”