Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/863 E. 2023/449 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/863 Esas
KARAR NO : 2023/449
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin uzun yıllardır İzmir’de … ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile ticari işletmesinin reklam ve tanıtım hizmeti almak üzere anlaştığını, işbu dava konusu çeklerin de davalı tarafından verilecek reklam ve tanıtım hizmeti karşılığı verildiğini, ancak davalının reklam hizmeti ve tabela tanıtım hizmeti gibi hiçbir hizmet vermediğini, müvekkili mağdur ettiğini, müvekkilinin davalı şirkete borcunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından şu ana kadar müvekkiline reklam hizmeti tabela tanıtım hizmeti gibi karşı tarafa çeklerin verilmesine konu hiçbir hizmeti vermemiş olmasına rağmen aynı konuyla ilgili olarak müvekkilinin 4 adet çek bedelini davalı şirkete vadelerinin gelmiş olması ve cebri icra tehdidi olması sebebiyle ödemek zorunda kaldığını belirterek bu çeklerin;
A-… Bankası A.Ş. … seri no.lu keşide yeri İzmir olan 59.950,00 TL. bedelli 20.08.2021 tarihli çek (Cebri icra tehdidi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını),
B- … Bankası A.Ş. … no.lu keşide yeri İzmir olan 59.950,00 TL. bedelli 15.08.2021 tarihli çek (Cebri icra tehdidi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını),
C- … Bankası A.Ş. … seri no.lu keşide yeri İzmir olan 59.500,00 TL. bedelli 20.10.2021 tarihli çek (Cebri icra tehdidi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını),
D-… Bankası A.Ş. … seri no.lu keşide yeri İzmir olan 59.750,00 TL. bedelli 30.10.2021 tarihli çek (Cebri icra tehdidi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını) olduğu, belirtilerek,
Müvekkilinin davalıdan hiçbir şekilde reklam hizmeti almadığını, ticari itibar kaybına uğrayarak mağdur edildiği, bu nedenle:
1)… Bankası A.Ş. … seri no.lu keşide yeri İzmir olan 59.950,00 TL. bedelli 25.11.2021 tarihli çek ile,
2) … Bankası A.Ş. … seri no.lu keşide yeri İzmir olan 59.950,00 TL. bedelli 30.11.2021 tarihli çekin ilgili bankalara ibrazı halinde ödenmemesi için HMK. m,389 gereği tedbir kararının verilmesinin, bu süreçte karşılıksız kalan çeklerin söz konusu olması halinde Merkez Bankası’na bildirilmemesi, mevcut çeklerin ciro edilmemesi, öncelikle icra takibi açılmaması için tedbir kararının verilmesinin, bunun mümkün olmaması halinde ise icra takibin durdurulması için tedbir kararı verilmesi, söz konusu çeklerin 3. Kişilere ciro edilmesi halinde müvekkilinin mağduriyeti artacağından çeklerin ciro edilmemesi için tedbir kararının verilmesi, davalı şirkete reklam ve tanıtım hizmeti yapılması amacıyla verilmiş olan çekler karşılığında davalı şirket tarafından şu ana kadar müvekkil çeklerin verilmesine konu hiçbir hizmeti vermemiş sebebiyle bedelsiz kalmış olduğundan borçlu olmadıklarının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
Dava, avans olarak verildiği iddia edilen çeklerden ötürü menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, reklam ve tanıtım hizmetine ilişkin avans olarak davalıya çekler keşide ettiğini ancak hizmetin alınmadığını iddia ederek menfi tespit talep etmiş, davalı cevap dilekçesi vermeyerek iddia edilen vakıalara inkar etmiştir.
Dava konusu çekler incelendiğinde, davacının keşideci, davalının lehtar, keşide tarihlerinin sırası ile 25/11/2021-30-11/2021, bedellerinin ise ayrı ayrı 59.950,00 TL olduğu görülmüştür.
Taraflara ticari defterlerinin bulunduğu adresi bildirmek için mahkememizce kesin mehil verilmiş ancak davalı taraf ticari defterlerinin bulunduğu adresi bildirmediğinden tek taraflı defter incelemesi yapılabilmiştir. Yapılan inceleme sonucu Bilirkişiden alınan 01/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre;
“Mahkemenizin … no.lu dosyası gereğince davacı …’ın hem işyerinde, hem de muhasebecisinin bürosunda yaptığımız incelemeler neticesinde;
1-Davacının …’a ait (… Aksesuarları) ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu,
2-Davalı … ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, davacıya kısmen reklam hizmeti verildiği, buna karşılık toplam 239.152,16 TL. tutarında üç adet hizmet faturası düzenlediği,
3- Hizmet faturalarının 239.150,00 TL. olarak … seri no.lu, … seri no.lu, … seri no.lu ve … seri no.lu çekler karşılığında ödendiği,
4- 25/11/2021 tarih, … no.lu, 59.950,00 TL. ve 30/11/2021 tarih, … no.lu 59.950,00 TL. bedelli çeklerin davalı tarafından (bir hizmet faturası olmadan) avans olarak davalıya verildiği,
5- Dolayısıyla da davacının davaya konu 25/11/2021 tarihli 59.950,00 TL. ve 30/11/2021 tarihli 59.950,00 TL. bedelli çeklerden dolayı davalıya borcunun bulunmadığı,
kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Takdir ve değerlendirilmesi Mahkemenize ait olmak üzere inceleme ve tespitlerim sonucu düzenlediğim mahkemenizin … Esas no.lu dosyası ile ilgili raporumu saygılarımla bilgilerinize arz ederim.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişiden alınan 30/03/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre;
“Yukarıda arz edilen açıklamalar ışığında;
… Reklam ve Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin 2020-2021 yılı ticari defter ve belgelerinde tevdi edilen görev doğrultusunda tespit yapılamadığı,
Yönündeki tespit ve değerlendirmeleri içeren işbu raporu nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımızla arz ederim. ” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir ( HGK 2013/19-1155 E., 2014/660K.).
Tüm bu nedenler ile çek, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu sebeple bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu savlayan tarafa aittir. Davacı taraf reklam ve tanıtım hizmeti almak için avans olarak davalıya çekleri keşide ettiğini iddia ettiğinden alt ilişkinin ispatı için yazılı delillerini sunması gerekecektir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda her ne kadar avans olarak davacının çekleri keşide ettiği belirtilmiş ve davalı taraf ticari defterlerinin bulunduğu adresi bildirmemiş ise de, kambiyo senetlerinden olan çekin düzenlemesine esas alt ilişkinin tespiti diğer tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle ispat edilemeyeceğinden somut olayda da davacı bu hususta yazılı delil sunmadığından ayrıca istirdat talebine yönelik araştırma yapılmasına da gerek görülmeyerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcının (179,90 TL) başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubuna, artan harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı