Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/849 E. 2021/1177 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/849 Esas
KARAR NO : 2021/1177

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; 18.10.2021 tarihinde davalıdan … Lux marka 2021 model ve kırmızı renginde Marka model motosiklet alındığını, satın alınan tarih itibariyle motosikletin bedelinin 25.000.00TL olduğunu, motosikleti İzmir ilinden alındıktan sonra satın aldığı davalının motosikleti davacının bulunduğu adrese getirmek için ayrıca 500.00 TL tutarında bir ücret aldığını ve motosiklet geldiğinde ise motosikletten memnun olmadığını, motosikletin gaz vermediğini, çalışmadığını, kendisini mağdur ettiğini, bu durum nedeniyle davalıyı bedelin iadesi için aradığını, motosikletin servise gitmesi gerektiğini, eğer servisi yok ise motosikleti geri iade etmek istediğini söylediğini, ancak davalının kendisini geçiştirdiğini, telefonlara çıkmadığını, ayrıca kendisine 25.000.00 TL bedele aldığı motosiklete davalı 10.620.00 TL tutarında fatura kesildiğini, bu nedenlere ayıplı malın satım bedeli olan 25.000.00TL ve satım tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte olmak üzere toplamı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava satış sözleşmesine konu eşyanın ayıplı olması iddiasına dayanan sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesi davasıdır.
2-Mahkemenin görevli olup olmadığı hususu kamu düzenine ilişkin olup her aşamada mahkeme tarafından resen gözetilmesi gerekmektedir. Her ne kadar ticari davalarda arabuluculuğa başvuru dava şartı ise de davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı ilk bakışta anlaşılabildiğinden mahkememizce dava dava şartı yokluğundan reddedilmemiş, öncelikle görev yönünden değerlendirme yapılmıştır.
3-Asliye Ticaret Mahkemeleri görevi itibariyle ticari nitelikli davaların görüldüğü mahkemelerdir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
4-Somut olayda dava dilekçesi, dilekçe ekinde yer alan faturanın ve davacı beyanlarının incelenmesinde davacının tacir olmadığı, uyuşmazlık konusu sözleşmenin mutlak ticari davalar arasında olmadığı, sözleşmeye konu elektrikli motosikletin ticari nitelikte olmadığı görülmüştür. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
Görevli mahkemenin tespiti hususunda yapılan değerlendirmede ise, davacı taraf yargılama sırasında satışa konu 3 tekerlekli, elektrikli ve ayrı bir taşıma bölümü olan motosikleti kişisel ulaşımında ve tarlasında yetiştirdiği sebzeleri evine taşımakta kullandığını beyan etmiştir.
Tarımsal faaliyet ticari nitelik arzedecek ölçüde kapsamlı ve organize şekilde icra edilmediği müddetçe ticari sayılmamakta, ancak tarımsal faaliyet kapsamında kullanılan eşyalar tüketicilik kapsamında da sayılmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Nitekim Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin traktör satımına ilişkin bir uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu yönünde değerlendirmede bulunmuştur “Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Somut olayda davacı çiftçi olup mesleki faaliyetinin icrası amacıyla dava dışı firmadan traktör satın aldığından davacının 4077 sayılı Kanun kapsamında tüketici sıfatı ve 6102 sayılı Kanun kapsamında tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümlere göre 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”(Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 2016/9111 Esas 2016/7942 Karar sayılı 20/09/2016 tarihli ilamı)
5-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı, sözleşmeye konu eşyanın trafik tescil kaydı yapılması zorunlu olmayan elektrikli 3 tekerlekli motosikletlerden olduğu, davacının kullanım amacının kişisel ulaşımı ve tarımsal ürünlerin taşınmasına yönelik olduğu, davacının kullanım amacı doğrultusunda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı gözetilerek davanın görev yönünden usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı asilin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸