Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/846 E. 2021/987 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/846 Esas
KARAR NO : 2021/987

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının Ödemiş de kurulu bir süt ve peynir üretim işyerinin sahibi olup kullanmakta olup… plakalı …marka ticari frigo soğutmalı ticari araci ile Tire’den Ödemiş istikametine gittiği 08/06/2020 günü akşam saatlerinde tofaş marka hususin aracın yalpalayarak ve kendisine çarpması sonucu trafik kazasına maruz kaldığı, …’nin alkollü olduğu ve asli kusurlu olarak kazaya neden olduğunu, ticari araç büyük zarara uğradığı, karşı tarafın müvekkilinin mağduriyetini gidermesini istediğini, fazla hak saklı olmak üzere şimdilik toplam 20.000,00TL maddi tazminatın tarafların taciir olması nedeni ile reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesini talep etmiştir.
Davalı sompo sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi talep ettikleri, kusur oranlarının tespiti için adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkil şirket söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde gerçek ve doğrudan zarardan sorumlu olduğu, trafik sigortası genel şartları b.2 maddesi gereğince tanınan indirim hakkımızın da zararın tespiti hususunda dikkate alınması gerektiği, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 08/06/2020 günü saat 00.10 sıralarında Tire Ödemiş yolunun 47+500 km’sinde meydana gelen çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında müvekkiller ….’nin müşterek çocukları … vefat ettiği, 08/06/2020 tanzim tarihli Kaza Tespit Tutanağında yazılı şekilde meydana gelen trafik kazasında ……… plakalı araç sürücüsü …’nin kusurunun bulunmadığı ……. plakalı araç sürücüsü …’nun 2918 sayılı KTK’nın asli kusurlarından olan 84/9 (şeride tecavüz etme) kuralını ihlal ettiği kanaatine varıldığı, Tire Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/1774 sayılı soruşturma dosyasının mahkemenizce celbi halinde trafik kazası tespit tutanağı ortaya çıkacağını, müvekkillerin çocuklarının trafik kazasında kusuru olmamasına rağmen açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava trafik kazası-haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
1-Tire…. Asliye Hukuk Mahkemesi; … Esas sayılı dosyasında yargılama sürerken 11/10/2021 tarihinde yapılan inceleme neticesinde, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 Karar sayılı kararına ve bu karar ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği gerekçe gösterilerek dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, tevzi bürosu tarafından dosyanın mahkememize tevzi edilmesi sonrasında dosya resen ele alınmıştır.
2-Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 Karar sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevresi yeniden düzenlenmiş, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir. Kararda, kararın 01.09.2021 tarihi itibariyle uygulanacağı açıkça belirtilmiştir.
3-Kararın yayınlanmasından ve özellikle 01/09/2021 tarihinden bu yana farklı yargı çevresindeki mahkemeler dahil mahkememiz yargı çevresindeki mahkemelerde de, 01/09/2021 tarihi itibariyle derdest dava dosyalarının akıbetinin ne olacağı, dosyayı elinde bulunduran mahkemenin yargı yetkisinin sona erip ermediği ve buna göre dosyayı 07/07/2021 tarihli karar ile yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderip göndermeyeceği konusunda belirsizlikler oluşmuştur.
4-Öncelikle genel kuralın bir davanın açıldığı tarihteki yetki durumuna göre sonuçlandırılması gerektiği esas olup bu durumun istisnalarının yetki veya görevi değiştiren kanun hükmü veya kararda gösterilmesinin esas olduğu, aksi bir karar bulunmadıkça değişen yetki veya görevin mevcut davalara da uygulanmasının tabii hakim ilkesi ve usul ekonomisi başta olmak üzere yargılamanın temel ilkeleriyle çelişeceği tartışma konusu değildir.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
5-Yukarıda işaret edildiği üzere, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 Karar sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevreleri yeniden düzenlenmiş ve İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir. Ancak kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. O hâlde, mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak yoktur. Nitekim, özel kanunlarına göre kurulmuş olan ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarının yeniden belirlenmesi ile ilgili bir uyuşmazlığı konu edinen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarih ve 11-10/401 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
6-Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin yeniden belirlenmesine dair kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, kararın “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” ilişkin cümlenin yorumlanması gerektiği, Kurul tarafından bu kararın 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara uygulanıp uygulanmayacağı hususunda herhangi bir görüş belirtilmediği görülmüştür.
7-Öncelikle, her ne kadar yargılama sırasında görevli ve yetkili mahkemenin değiştirilmesinin tabi hakim ve usul ekonomisi ilkelerine aykırı olduğu görüşü ileri sürülebilir ise de kanaatimizce somut olayda bu ilkelerden hareketle yargı merci belirlenmesi mümkün değildir. Zira tabi hakim ilkesi ile korunan hukuki değer uyuşmazlığın yargı önüne götürülmesinden sonra hakim değişikliği yoluyla kişilerin adalete olan itimadının sarsılmasının önüne geçilmesidir. Fakat bu kuralın mutlak şekilde uyuşmazlığın aynı hakim tarafından görülmesini gerektirmediği bilinmektedir. Nitekim her yıl tayin veya müstemir yetki kararnameleri yoluyla davayı görmekle yetkili hakimin değişebildiği nazara alındığında yetki çevresinin değişmesi nedeniyle tabi hakim ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülemez. Nitekim değişikliğin gayesinin uyuşmazlığı başka bir hakimin önüne götürmekten ziyade ihtisaslaşma amacı taşıdığı da gözetildiğinde tabi hakim ilkesine aykırı bir durum bulunmadığı kanaati oluşmaktadır.
8-Usul ekonomisi ilkesi yönünden değerlendirildiğinde ise 01.09.2021 tarihinden önce açılmış ve derdest davalarla ilgili gönderme kararı verilmesinin ise yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Anayasa’nın 141. Maddesinde; usul ekonomisi ilkesine atıf yaptığı, bu maddede davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, hakimin görevidir. Ayrıca medeni usul hukukuna egemen olan ilkelerden biri olan usul ekonomisi ilkesi yasalarda öngörülen düzenleme çerçevesinde yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan zaman süresinin aşılmamasını ve gereksiz gider yapılmamasını amaçlar ve bunu hakime bir görev olarak yükler. Somut olayda belirli bir aşamaya getirilmiş davada Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun açık bir yetki belirlemesi bulunmaksızın gönderme kararı verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Zira dosyaya bakmakta olan hakimin görüşü ve hukuki değerlendirmesi doğrultusunda belirli bir noktaya gelmiş olan dosyanın farklı bir mahkemeye ve hakimin yargılamasına gönderildiğinde dosyanın sonuçlandırılma süresinin önemli ölçüde uzayacağını tahmin etmek zor değildir. Ülkemizin özellikle makul sürede yargılanma hakkı ihlali nedeniyle yüzlerce dosyada tazminat ödemek zorunda kaldığı gözetildiğinde, salt yetki belirlemesine ilişkin kararda derdest dosyaların devredilmeyeceğine dair bir kayıt bulunmamasını derdest dosyaların da 01.09.2021 tarihi sonrası yetkili mahkemelere gönderileceği şeklinde yorumlanması mümkün değildir.
9-Yukarıda yapılan genel ilkeler çerçevesindeki değerlendirmelerden daha önemlisi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 Karar sayılı kararında derdest dosyaların mezkur karar kapsamında olup olmadığı yönündeki iradesinin irdelenmesidir.
Yüksek kurul kararın sonunda açık bir şekilde “İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” şeklinde kararın yürürlüğe gireceği tarihi göstermiştir.
Kanun metinlerinin yorumlanmasında temel ilkelerden biri olan “kanun koyucu abestle iştigal etmez” ilkesinin Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yetki sınırlarının belirlenmesi yönünden de gözetilmesi gerekmektedir. HSK’nın muhtelif tarihli yargı çevrelerinin değişmesine dair kararlarında(örneğin: 24.03.2005 tarihli 188 sayılı ve 26.03.2014 tarihli 141 sayılı yargı çevrelerinin belirlenmesine dair kararlarda kararın yürürlük tarihi gösterilmemiştir.) herhangi bir yürürlük tarihi gösterilmediği halde derdest dosyaların değişen yargı çevrelerinden devredilmediği, mevcut davaların mahallerinde görülmeye devam ettiği, bu mahkemelerce verilen kararların Yargıtay denetiminden geçerek onandıkları, Yargıtay’ın resen gözettiği görev yönünden herhangi bir bozma konusu yapılmadığı bilinmektedir.
Bu durumda önceki tarihli kararın uygulanma tarihi de gösterilmediği mahkemelerin yetki sınırlarının belirlenmesi kararlarında uygulanmayan ve Yargıtay tarafınca da bozma veya eleştiri konusu edilmeyen derdest dosyaların devredilmesi yönündeki uygulamanın, HSK’nın 01.09.2021 tarihi itibariyle uygulanacağı kaydı ile yürürlüğe giren yetki çevresi belirleme kararı sonrasında uygulanması da yerinde değildir . Bu nedenle mahkememize tevzi edilen dosyayla ilgili olarak gönderme kararı verilmesinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
10-Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararının 01.09.2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olması, bu tarih öncesi derdest dosyaların devrine dair herhangi bir irade gösterilmemiş olması, HSK Genel Kurulu’nun derdest dosyaların devredilmesine yönelik iradesinin bulunması halinde kararın yürürlük tarihine dair kayıt göstermesine gerek bulunmadığı, kararda 01.09.2021 tarihi itibariyle yürürlük tarihi gösterilmesinin o tarihe kadar açılacak davaların yetki sınırlarının eski durumuna
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin dava tarihi itibariyle görevli olmaması nedeniyle dosyanın Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Mahkememiz kararı ile gönderme kararı veren mahkeme arasında uyuşmazlık oluştuğu anlaşılmakla dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, kararın kanun yolu incelemesine tabi görevsizlik veya yetkisizlik türü bir karar olmayıp gönderme kararının yerindeliğine ilişkin olduğundan kesin olarak, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 15/11/2021

Katip …..
E-imzalıdır

Hakim …..
E-imzalıdır