Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/816 E. 2022/474 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/567
KARAR NO : 2022/462

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davalı … … … Sigorta Şirketi nezdinde … numaralı sigorta poliçesi ile şirketin acente şubesi olan … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nde kayıtlı bulunan sigortalı … …’ün maliki olduğu … … … plaka numaralı aracın, müvekkiline ait … … … plaka numaralı otomobile; …/…/… tarihinde seyir halindeyken, kontrolsüzce hareket ederek sağ ön kısmından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiği gibi, aracın değerinde de azalma meydana geldiğini, müvekkili … … adına fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL araç değer kaybı bedelinin kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 06/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 4.000,00-TL’nin davalıdan kaza tarihinden itibaren … tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, müvekkili şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğu sigortalımızın kusuru oranında olduğunu, kabul kabul anlamına gelmemek üzere, başvuran tarafça sunulmuş olan ekspertiz raporunda belirtilen değer kaybına ilişkin tutarlar son derece fahiş olup kabulünün imkansız olduğunu, hiçbir şekilde haksız başvuruyu kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkils şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olması ihtimalinde değer kaybı hesaplamasının zorunlu malı mesuliyet sigortası genel şartlar ekinde yer alan formüle göre yapılması gerektiğini, trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca değer kaybı hesabının ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından Genel Şartlar ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirketin faizden sorumluluğu sınırlı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle müvekkili şirket tarafından davacı tarafa hasar aşamasında ödeme yapılmış olması sebebiyle işbu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, aleyhe hüküm kurulması halinde kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, değer kaybına ilişkin taleplerin reddine aksi takdirde bu hususlarda uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına, aleyhe hüküm kurulması halinde hesaplamanın ZMMS Genel Şartlar ekindeki formüle göre karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…Sürücü … …,2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesi ile aynı kanunun trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusurlu sayılan halleri belirleyen 84/l maddesini ihlal ettiği, kazanın oluşumunda Etken olduğu,
… … … plaka sayılı araç park halinde olup meydana gelen kazaya etken faktörü ve kural ihlali olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Değer kaybı tespite konu araçta kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerinin, modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı ve hasarlı araç satışı yapılan sitelerinde yapılan inceleme ile tramer kaydında hasarının olmadığı dikkate alınarak 196.000,00 TL mertebesinde olduğu ve sonuç olarak dava konusu olaya bağlı olarak araçta piyasa rayiçlerine göre (200.000,00 TL. – 196.000,00 TL.) = 4.000,00 TL reel değer kaybı meydana geldiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı sigorta şirketine 22.03.2021 tarihinde başvuru yapıldığı, görülmüş olup, PTT kargo takip numarasından yapılan incelemede yukarıda görüldüğü üzere başvurunun 24.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmekle olayın ihbar edilmiş olduğu, ihbardan itibaren 8 işgününün hitamı olan 06.04.2021 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 17/03/2022 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre; “…. … … plaka sayılı aracın … tarihli kazası ile ilgili … … Sigorta Ekspertizlik firmasının düzenlediği 19.03.2015 tarihli Ekspertiz Raporu incelenmiş ve söz konusu aracın karıştığı kazaya bağlı arka kısımlar ından hasar aldığı görülmüştür.
… … … plaka sayılı aracın tramer kaydı incelendiğinde, … tarihli kazasına konu hasarlı bölgesinin hiç onarım görmediği tespit edilmiştir. Gerçekleşen bir kaza sonucu herhangi bir işlem görmüş parçanın başka bir kazada hasar alması değer kaybı sayılmazken, daha önce işlem görmemiş hasarlı olan parçanın değiştirilmesi değer kaybı sayılır.
Yukarıda arz ve izah edilen hususlara bağlı … … … plaka sayılı aracın … tarihli kazasına bağlı daha önce işlem görmemiş hasarlı olan parçalarının değiştirilmiş olması nedeniyle Kök Raporda tespit edilen değer kaybı bedelinin değiştirilmesi gerekmemiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … … … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … … … plaka sayılı araç arasında …/…/… tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu ileri sürülen değer kaybı zararının karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Mahkememizce yapılan incelemede davacı ile davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında kazanın poliçe vadesi içerisinde gerçekleştiği, mahkememizin yetkisinin uyuşmazlık konusu olmadığı, zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu, tarafların husumet ve taraf ehliyetinin mevcut olduğu, diğer dava şartları yönünden bir eksiklik bulunmadığı gözetilerek esas yönünden incelemeye geçilmiştir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümünde dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı sigortacının sigortalısı olan araç sürücüsü … …’ün araç hakimiyetini kaybederek park halindeki davacı aracına çarpmış olması nedeniyle kazanın gerçekleşmesinde etken olduğu, davacı araç sürücüsünün bir etkisinin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce ihlal edilen trafik kuralları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davacının herhangi bir kural ihlali bulunmadığı ve dava konusu kazanın salt davalı araç sürücüsünün kural ihlali içeren kusurundan kaynaklandığı gözetilerek davalının sigortalısı olan araç sürücüsü asli ve %100 oranında kusurlu kabul edilmiştir.
10-Davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararını tespiti yönünden dosya araç hasarları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda ve 17/03/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda aracın kaza öncesi değerinin 200.000,00-TL olduğu, hasarın onarım bedelinin 1.800,96-TL olup onarımın ekonomik olacağı, aracın onarımı sonrasında değer kaybı sonrası serbest piyasa değerinin 196.000,00-TL’ye düşeceği, değer kaybının 4.000,00-TL miktarında olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından rapora itirazda bulunulmuş ise de bilirkişi raporu ile tespit edilen aracın hasar öncesi ve sonrası değer tespitinin emsal nitelikteki diğer dava dosyalarında değerlendirilmesi yapılan araçlarla uyumlu ve benzer olduğu, araç değer kaybı zararının tespitinde net objektif bir veri kıyaslaması yapılmasının mümkün olmadığı, serbest piyasada aracın kaza sonrası onarım görmesi sonrasında alıcılar tarafından onarım görmemiş araçların daha çok talep gördüğü ve bunun ise özellikle boyalı, değişmiş parçası bulunan araçların değerinde önemli ölçüde azalma meydana getirdiği, somut olayda aracın 1 parçasının kaza sonucu 1 parçasının boyalı hale geldiği ve işlem gördüğü dikkate alındığında toplam değerinin %2’si oranında değerinde azalma meydana gelmesinin makul olduğu değerlendirilmekle yeniden bilirkişi raporu alınmamış, rapor ile tespit edilen değer kaybı miktarı hükme esas alınmıştır.
11-Davalı sigorta şirketine dava öncesi posta yoluyla yazılı başvuru yapılmış olup başvuru evrakının 24/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü ödeme süresi sonunda 06/04/2021 tarihinde temerrüt oluştuğu gözetilerek bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir. Faiz türü olarak zarar veren aracın hususi nitelikte olduğu gözetilerek yasal faiz belirtilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, poliçe limitini aşmamak kaydı ile 4.000,00-TL değer kaybı zararına dayalı maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 06/04/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 273,24-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL ile ıslah harcı olarak alınan 51,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 162,71-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 51,23-TL toplamı 110,53-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 100,00-TL posta ve tebligat ücreti, ve 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.159,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”