Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/807 E. 2022/655 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/500 Esas
KARAR NO : 2022/628

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; dava dışı …’a ait ve yine … idaresindeki … plakalı araç ile, … plakalı araçların 01.08.2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazadan doğan tazminat haklarını …’ın müvekkili …’e devir ve temlik ettiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin “önünde seyreden araca arkadan çarpmak” kusurunu ifa otmok suretiyle kazada asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada … plakalı aracın … poliçe ile KZMM sigortasını 39.000 TL limitle tanzim eden şirket olduğunu, ayrıca diğer davalı … Sigorta’nın ise … poliçe no ile İMMS poliçesini 100.000 TL limitle tanzim eden olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduklarını, kaza sonrası araçtaki hasarın bedelini tespit amaçlı İzmir 5. Sulh Huk Mah. … D.İŞ dosyası ile bilirkişi incelemesi yapıklığını, 85.790 TL tutarında hasar mütalaa edildiğini, alman rapor üzerine davalının e-posata adresine 18.02.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, cevap alınamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 39.000 TL’nin … Sigorta A.Ş’den, kalan 10 TL hasar bedeli ve değer kaybı bedeli olarak tazminatım … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; dava konusu araçta hasar bedeline ilişkin oluşan toplam 53.990 TL maddi tazminatın, 39.000 TL kadarının davalı … Sigorta A.Ş.’ nden, bakiye 14.990 TL kadarının da diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ nden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsiline, yine 10 TL değer kaybı alacağının da davalı … Sigorta A.Ş.’ nden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında sarf edilen 782,90 TL delil tespit gideri ile 606 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 1.388,90 TL delil tespit giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … SİGORTA AŞ vekili, cevap dilekçesinde; davanın usulden reddinin gerektiğini, temliknamenin geçersiz olduğunu, dava şartı olmadığını, sigorta şirketine başvuru şartlarının oluşmadığını, genel şartlara göre hasar gören aracın müvekkili şirketine bildirmek zorunda olduğunu, dava değeri TL iken belirsiz alacak dava açılmasının mümkün olmadığını, … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, limit dahilinde ve sigortalısının kusuru oranında sorumlulukları olduğunu, kusur oranının tespiti gerektiğini, alınan D.iş raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, araç üzerinde keşif yapılmasını istediklerini, istenen zarar miktarının fahiş olduğunu, avans faizi talep edilemeyeceğini, kaza ile hasar arasındaki uyumun gözetilmesi gerektiğini, hasar bedeline istinaden yapılan ödemelere ilişkin faturaların sunulması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

Davalı … SİGORTA AŞ vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirketinin sağlanmış olduğu İMM teminatı poliçede yazılı olduğu üzere 15.000 TL ile sınırlı olduğunu, 39.000 TL ZMMS limiti üzerine çıkıklığında devreye gireceğini, Davanın usulen reddi gerektiğini, dava şartı olmadığını, uygun ihbar yapılmadığını, ekspertiz incelenmesinden kaçınıklığını, ileri sürülen 85.790-TL hasar ile rapor arasında bir illiyet bağı olmadığını, raporda pert değerlendirmesi ve onarımının ekonomik olup olmadığının tespiti gerektiğini, rayiç ve sovtaj değerinin belirlenmesi gerektiğini, 01.08.2019 tarihli kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın bu kazadan 2 ay önce 23.05.2019 tarihinde tek taraflı kazaya uğradığını ve önden hasar aldığını, tüm bu hususların kaza ile ilgili olumsuz görüş oluşturduğunu, mahkeme huzurunda kazaya karışanların dinlenmesini istediklerini, davanın reddini talop etmiştir.
DELİLLER:
Kaza tespit tutanağı, tanık beyanları, hasar dosyası, suretleri delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 25/03/2020 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…1- Davalı sigorta poliçeli aracın (…) sürücü olan dava dışı …’ in %100 oranında Asli ve Tam Kuşurlu olduğu;
2-Davacı tarafın (…) dava dışı sürücüsü …’ın KUSURSUZ olduğu,
3-Tazminata konu … plakalı, 2013 model, … marka aracın kasar onarım bedelinin, 67.654,05-TL yedek parça, 3.450,00 TL işçilik olmak üzere toplam 74.104.05-TL+kdv dahil 83.902,05-TL olduğu,
4-Kaza, hasar ve tutanağın uyumlu olduğu, davacıya ait aracın bu şekilde gerçekleşmiş bir kazada mevcut hasarı alabileceği, aracın onarım bedelinin aracın rayiç değerinin %50 oranının altında kalması nedeniyle aracın onarımının ekonomik olacağı, pert-total işlemine gerek olmadığı,
5-Araçta Değer Kaybı bodelinin 3.116,25-TL olduğu,
6-Hasar bedeli ile (83.902,05 TL) değer kaybı bedeli (3.116,25 TL) toplandığında, toplam tazminet bedelinin 87.018,30 TI olduğu,
Bu hasardan kazada %100 asli ve tam kusurlu … plakalı aracın, … poliçe ile KZMMS Sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun poliçe limitine göre, 32,000.00 T olduğu,
… plakalı aracın, … poliçe no ile İMMS Sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun poliçe limitine göre, 15,000,00 TL olduğu, …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 20/07/2022 tarihli ek raporun sonuç kısmına göre; “…Sayın Mahkemenin 14/04/2020 tarihli 12.Celsesinde, … plakalı aracın maliki …’ın Mahkeme huzurundaki “Fiilen oğlumun kullanımında olan fakat kaza sırasında kullanım halinde olmayan benim adıma kayıtlı Audi marka araç, park halindeyken bu araca çarpıldı. Aracın normalde ruhsat maliki ben olduğum için ve o an kullanılmadığı için tutanağı ben imzaladım. Araç o an kesinlikle kullanımda değildi. Park halinde dururken bu araca çarpıldı. Her ne kadar tutanakta “Leylak Sokaktan gelip, … Sokağa gireceğim esnada” şeklinde bir ibare var ise de ben tutanağı kendim yazmadım. Tutanak o an orada bulunan kişilerce dolduruldu. Bende altına imzamı attım. Kaza benim anlattığım şekilde gerçekleşmiştir” şeklindeki beyanın değerlendirildiğinde ve dosyaya sunulu Kaza Tespit Tutanağı ile kıyaslanması, irdelenmesi, kazanın uyumlu olup olmadığı, beyanında geçtiği şekliyle oluşma ihtimalinin olup olmadığı ve böyle bir kazada bu hasarı alıp almayacağının tespiti için;
Kazanın … plakalı davacı aracının, Leylak sokaktan … sokağa sola dönüşü esnasında sola dönüşü esnasında değil de, … plakalı davacı araç sokak üzerinde sonradan beyan edildiği gibi, PARK HALİNDE İKEN ÇARPILDI İSE,
•Aynı hasarın oluşup oluşmayacağının tespiti için, park halinde olduğu iddia ve beyan edilen … plakalı davacı aracının caddenin neresinde ve hangi konumda park halinde olduğunun bilinmesi gerektiği, bu nedenle KAZA YERİNDE (dava dışı sürücü … ve …’ın katılımı ile) KEŞİF VE İNCELEME YAPILMASI (davacı aracın çarpma anındaki park konumunun gösterilmesi) gerektiği, aksi halde SAĞLIKLI BİR DEĞERLENDİRME YAPILAMAYACAĞI,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, dava dışı araç maliki …’ın kendisine ait olan yine kendi sevk ve idaresinde bulunduğu ileri sürülen … plaka sayılı araç ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS sigorta poliçesi ile sigortalısı olan ve yine diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin İMMS poliçesi ile sigortalısı olan … plaka sayılı araç arasında 01/08/2019 tarinde gerçekleşen kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı nedeniyle oluşan zararların tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde alacağın temlik edilemeyeceğini, sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediğini, aracın davalı sigorta şirketinin incelemesine sunulmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, delil tespiti ile yapılan hasar miktarının yerinde olmadığını, kaza ile hasar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde dava öncesi sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediğini, kazanın usulüne uygun şekilde sigorta şirketine ihbar edilmediğini, aracın sigorta tarafından eksper incelemesi yaptırılmasının engellendiğini, davacının süresinde ve geçerli bir ihbarda bulunmadığını, iyi niyetli ve doğru ihbarda bulunma mükellefiyetinin ihlal edilmesi nedeniyle talep hakkının düştüğünü, sigortalı … plaka sayılı aracın dava konusu kazadan 2 ay önce 23/05/2019 tarihinde başka bir kazaya karıştığı ve bu kaza sonucu hasar alan ön bölgesinden yine hasarlandığının ileri sürüldüğü, kaza tespit tutanağı üzerinde imzası bulunan …’ın imzasının karşılaştırılarak kaza tutanağını kendisinin düzenleyip düzenlemediği hususunda tanık olarak dinlenmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.
3-Davalı taraflarca dava öncesi KTK 97.Maddesi uyarınca sigorta şirketlerine başvuruda bulunulmadığı savunulmuş ise de dava dilekçesi ekinde yer an 04/09/2019 tarihli E-posta çıktılarının incelenmesinde davacı tarafça her iki sigorta şirketinin KEP adreslerine e-posta yoluyla başvurulduğu ve şartın sağlandığı görülmüştür.
Diğer dava şartlarına yönelik yapılan incelemede de herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, dava tarihi itibariyle sigorta poliçesinden kaynaklanan alacakların temlikini kısıtlaya yasal bir düzenleme bulunmadığı gözetilerek yargılamanın esasına geçilmiştir.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Davacı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık yalnızca haksız fiil hükümlerine göre değil, ayrıca sigorta sözleşmesi ve sigorta genel şartlarna göre incelenmektedir.
Davalı tarafça davalı sigorta şirketlerinin sigortalısı olan aracın çok yakın sürelerde aynı bölgelerden iki kez hasar gördüğü ve kazanın ileriye sürülen şekilde meydana gelmemiş olabileceği savunulak bu hususta araç maliki … tanık olarak gösterilmiştir
Araç maliki ve kaza tespit tutanağında imzası bulunan … mahkememiz huzurunda tanık olarak dinlenmiş, beyanlarında özetle aracın park halinde bulunduğu sırada kazanın gerçekleşmiş olduğunu, tutanakta yer alan kaza tarifinin kazayı yansıtmadığını, kaza tespit tutanağını kendisinin doldurmadığını, kaza mahallinde bulunan kişilerce doldurulan tutanağın imzaladığını, kazanın anlattığı şekilde gerçekleştiğini beyan etmiştir.
9-Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre kural olarak hasarın teminat dışında kaldığının ispatı külfeti davalı sigorta şirketindedir. Ancak sigorta şirketi tarafından hasarın kaza tespit tutanağında gösterilen şekilde gerçekleşmediğinin ispat edilmesi halinde ispat külfeti yer değiştirerek davacıya geçmektedir.
Somut olayda davalı tanığının mahkememiz huzurunda alınan beyanları ile kaza tespit tutanağında gösterilen kaza oluş şeklinin gerçeğe aykırı olarak tutanağa geçirildiği ispat edilmiş olup zararın teminat kapsamında kaldığı hususundaki ispat külfeti davacı tarafa geçmiştir.
Davacı tarafça davada delil olarak poliçelere, araç ruhsat kaydına, ehliyet fotokopisine, kaza tespit tutanağına, hasarlı araç fotoğraflarına, delil tespiti dosyasına ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
Araç maliki …’ın mahkememiz huzurunda alınan beyanı ile dava konusu kazanın kaza tespit tutanağında anlatılan şekilde gerçekleşmediği ispat edildiğinden, davacının zararın poliçelerin teminatı kapsamında gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiği, ancak davacı tarafça kazanın ispatına yönelik olarak tanık ve keşif delillerine dayanılmamış olduğu, bunun yanında dava konusu kaza sonrasını gösteren herhangi bir olay yeri fotoğrafı bulunmadığı, kazanın sigorta şirketlerine dava öncesi ihbar edilerek ekspertiz incelemesi imkanı sağlanmadığı hususları da dikkate alındığında davacının dayandığı ve dosya içerisine toplanan deliller itibariyle araçta meydana gelen hasarın kaza tespit tutanağında gösterilenden farklı şekilde olmakla birlikte davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunu gerektirecek şekilde teminat kapsamında gerçekleştiğini ispata elverişli olmadığı ve ispatın sağlanamadığı değerlendirilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
Davalılar arasındaki sorumluluk ilişkisi müteselsil olmayıp sıralı sorumluluk esasına dayalı olduğu ve her bir davalı yönünden ayrı dava değerinin dava konusu edildiği dikkate alınarak davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
11-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davalı tarafça hasarın kaza tespit tutanağında gösterilen şekilde meydana gelmediğinin ispat edildiği, ispat yükünün davacıya geçmesiyle davacı tarafın hasarın sigortacının sorumluluğu dahilinde gerçekleştiğini ispat külfeti altında bulunduğu, davacı tarafça dayanılan delillerin kazanın oluş şekline dair kaza tespit tutanağı dışında yine kazanın teminat kapsamında gerçekleştiğine yönelik bir ispat sağlamaya elverişli olmadığı ve davacının ispat külfetini yerine getiremediği değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 666,37-TL ve ıslah harcı olarak alınan 256,00-TL harç toplamı 922,37-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 841,67-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı dışında yargılama gideri sarf eden taraf bulunmadığından başkaca hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı … Sigorta vekili ve davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim……
e-imzalıdır