Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2021/551 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/8 Esas
KARAR NO : 2021/551

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı … hakkında müvekkil şirket tarafından 19/09/2020 tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrollerde … tesisat nolu tesisatta mühür sökerek enerji kullanmak suretiyle kaçak elektrik kullanımının tespit edildiğini, ve … zabıt no ve … muta yıl nolu kaçak kayıt dökümü düzenlendiğini, ödenmeyen kaçak elektrik faturası ile ilgili olarak müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla icra dosyası ile davalı borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun borca itiraz ettiğinden takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına borçlunun %20 ‘den aşağıya olmamak üzere tazimat ödenmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmadıkları göürülmüştür.
GEREKÇE: 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1 maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici” olarak tanımlanmış ve 3/1-(l) maddesinde ise tüketici işlemleri sayılmıştır. Anılan hükümde sigorta işlemleri, tüketici işlemleri arasında sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. Ve 138. Maddeleri gereğince; Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Somut olayda dava dilekçesi irdelendiğinde davacı vekili dava dilekçesinde davalının 20/09/2020 tarihine kadar abone olduğunu, davalının kaçak elektrik kullanımının tespitinin 19/09/2020 tarihinde yapıldığını beyan etmiştir. Buna göre davalı tarafın kaçak elektrik kullanımına dair davacı iddiası, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu döneme ilişkindir.
Davacı vekiline tensip zaptı ile birlikte abonelik sözleşmesini ve abonelik dosyasını sunması için iki haftalık kesin süre verilmiş ise de davacı elinde olması gereken sözleşme ve abone dosyasını ….’den celbini talep etmiştir. Davacı dava dayanağı bilgi ve belgeleri dava dilekçesi ile birlikte sunmakla mükelleftir (HMK md. 318). ….’nin işletme konusun davacıya devredildiğinden bahisle sözleşmenin dava dışı üçüncü şirketten celp edilmesine yönelik davacı talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. Gerek davacı şirket, gerekse kurumsal olduğunu ileri süren bir kısım şirketlerin vekillerinin sunması gereken bilgi ve belgeleri sunmayarak bunları mahkeme aracılığı ile müvekkili şirketten celbini talep ettikleri kimi somut uyuşmazlıklarda gözlemlenmiştir. Bu şekilde ileri sürülen taleplerin HMK ‘nın getirmiş olduğu usul kuralları kapsamında kabulü mümkün değildir.
“Usul kuralları keyfiliğin can düşmanı hürriyetin ise ikiz kardeşidir. Aynı zamanda da hukuk devletinin vazgeçilmez bir unsurudur .” Davacı tarafın bu yöndeki talebin kabulü halinde her davacı bu kabul beyanını emsal göstererek müvekkilinden ( gerçek kişilerde dahil olmak üzere Ahmet, Mehmet’ten veya X şirketinden) dava konusu olan belgeleri sunması için müzekkere yazılmasını isteyecekleri öngörülebilen bir husustur. Yargılamanın sıhhati ve HMK kurallarının etkin bir şekilde uygulanması için bu yöndeki taleplerin kabulü mümkün değildir.
Mahkemeler nezdinde tüm taraflar eşittir. Taraflardan birinin kamu kurumu yada kurumsal büyük bir şirket olması ona ayrı bir muamele yapılmasını ayrıcalık tanınmasını gerektirmez, böyle bir beklenti Hukuk Devletinde kabul edilemez, bu nedenle davacı vekilinin taraflar arasında imzalanmış bulunan abonelik sözleşmesi ile abonelik dosyasının celbine dair talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde yer alan kaçak kayıt dökümü başlıklı belge incelendiğinde abone tipinin mesken olarak belirtiltiği anlaşılmıştır. Bu nedenle taraflar arasında tüketici kanunundan kaynaklanan bir abonelik sözleşmesi bulunması ve iddia edilen kaçak elektrik kullanımınına abonelik sözleşmesinin devam ettiği dönemde olduğu dikkate alındığında Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açmış olduğu dava da HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza