Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/790 E. 2022/798 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/790 Esas
KARAR NO : 2022/798

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2014
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 23/12/2022
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı … Çin’den İzmir’e taşıttırdığı RTG lastik tekerlekli kullanılmamış yeni konteyner saha portal vincin müvekkili şirket tarafından sigortalanmasını talep ettiğini ve müvekkili firma tarafından düzenlenen … poliçe nolu emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığını, işbu poliçe gereği ödenmesi gereken 15.216,43 USD sigorta priminin, müvekkili şirketin tüm uyarılarına rağmen, davalı tarafından ödenmediğini, söz konusu vinç şu an TCDD izmir Liman İşletme Müdürlüğü tarafından İzmir Alsancak Limanında kullanıldığını, bu alacağa istinaden İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe davalının itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirket aleyhine açılan takipte, dosya kapsamında ilamsız icra takibinin yetkisiz icra dairesi nezdinde başlatıldığını, İİK’nun 50. maddesi uyarınca ilamsız icra takibinde yetkili icra müdürlüğünün takip tarihinde borçlunun yerleşim yeri icra müdürlükleri olduğunu, müvekkili şirketin Menemen’de mukim olduğunu, ödeme emrinde de belirtilen adresinde, Menemen’de faaliyet gösterdiğinden yetki itirazında bulunulduğunu, poliçe konusu emtianın yüklemesi yapıldığı aşamada henüz dava konusu poliçenin işleme alınmadığı aşikar olduğunu, bu anlamda yükleme esnasındaki riskler müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, bu meyanda taraflarınca yükleme anında doğacak riskler karşılığının sigorta bedelinden düşülmesi gerektiği haklı olarak belirtilerek talep edilmesine rağmen taleplerinin dikkate alınmadığını, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazının kabulüne, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, davacı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup, Mahkememizin 21/06/2018 tarih ve … Esas… karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin 18/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla; “….Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilince, dava dışı TCDD Genel Müdürlüğü’nce satın alınan ve Çin’den Türkiye’ye nakliyesi davalı şirket tarafından yapılan 4 adet lastik tekerlekli konteyner saha Gantry vinci hakkında taraflar arasında 13.02.2013 tarihli … nolu emtia nakliyat sigorta poliçesinin düzenlendiği, davalı tarafça prim borcunun ödenmediği iddia olunmuştur. Davalı taraf esasa ilişkin savunmalarının yanısıra yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde davacı şirket tarafından düzenlenen 28.02.2013 tarihli belgeye dayanarak prim borcunun ödendiğini savunmuştur.
Davacı şirket tarafından düzenlenen ve TCDD Genel Müdürlüğü Satın Alma ve Stok Kontrol Dairesi Başkanlığı’nca mahkemeye gönderilen belgeler arasında yer alan 28.02.2013 tarihli yazıda, TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait
… nolu poliçenin vadesi gelmiş prim borcunun tahsil edildiği belirtilmiştir. Ödeme definin yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün olup, davacı vekilince yargılama aşamasında ve istinafa cevap dilekçesinde 28.02.2013 tarihli belge hakkında beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla, mahkemece öncelikle davacı şirkete söz konusu belge konusunda beyanları sorularak, gerektiği takdirde davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişiler tarafından inceleme yapılmak suretiyle, davalının dava konusu prim borcuna ilişkin olarak ödeme yapıp yapmadığı, yapmış ise tutarı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizin 2021/790 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılamasında;
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “…Tarafların yasal defterlerinde yapılan incelemede;
Borçlandırıcı kayıt olarak; 13.02.2013 tarihli … nolu 15.216,73 USD bedelli sigorta poliçesinin davacı yanca yasal defterlerine davalıdan alacak olarak kaydedildiği, davalı yanca davacının düzenlediği sigorta poliçesinin kaydedilmediği,
Tahsilat/Ödeme Kaydı olarak; davacının yasal defterlerinde davalıdan yapılmış bir tahsilat kaydına rastlanılmamış olup, davalının yasal defterlerinde de davacıya yapılmış bir ödeme kaydına rastlanılmadığı, Davalı yanca davacıya ödedim dediği tutara ilişkin tevsik edici bir ödeme belgesine de dava dosyasında rastlanılmadığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
1-Mahkememizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin yukarıda alıntılanan kaldırma ilamı sonrasında yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde dava konusu poliçenin yalnızca davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde faturanın kayıtlı bulunmadığı, poliçe nedeniyle yapılmış bir ödemenin davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafa
2-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden dava konusu poliçeye ilişkin davalı tarafça yapılmış bir ödemenin bulunduğuna dair bir delil sunulmadığı gibi davalının ticari defterlerinde de ödeme kaydı işlenmediği görülmüştür. Her ne kadar TCDD Genel Müdürlüğü’nce gönderilen evraklar arasında yer alan 28.02.2013 tarihli davacı tarafından düzenlenen belgede “… nolu (… Sigorta) poliçesinin vadesi gelmiş prim borcu tahsil edilmiş olup, poliçenin yürürlükte olduğunu bilgilerinize sunarız” ibaresinin yer aldığı görülmekte ise de, davalı tarafın bir ödeme belgesi sunamadığı gibi ticari defterlerinde de kayıtlı bir ödemenin yer almadığı, bunun yanında davaya cevap dilekçesinde de bir ödeme yapıldığına yönelik savunmada bulunulmadığı, bunun yanı sıra dava dilekçesi ekinde yer alan tarafların poliçe düzenlenmesine ilişkin e-posta kayıtlarında davalı adına …@….com.tr kullanıcısından gönderilen 27/02/2013 tarihli e-postada poliçenin ne şekilde düzenleneceğine dair talimatların yer aldığı ve 3 nolu talimatta açık bir şekilde “Prim ödendi ibaresi taşımalıdır. (Telefonda da bahsetmiş olduğunuz gibi ödendiğine dair imzalı kaşeli bir bildiride bulunmanız yeterli. )” şeklinde bir talebin bulunduğu ve e-postadan 1 gün sonra mezkur yazının düzenlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, özellikle davalının kendi ticari defterlerinde dahi kayıtlı bir ödemenin yer almadığı ve cevap dilekçesinde de ödeme savunmasında bulunulmadığı dikkate alındığında taraflar arasında yasal prosedürün yerine getirilmesi amacıyla dava dışı TCDD’ye hitaben poliçe bedelinin ödendiğine mezkur yazının düzenlendiği değerlendirilmekle poliçe bedelinin ödenmemiş olduğu kabul edilmiştir.
3-Dosya kapsamında bulunan kayıtlara göre taraflar arasındaki e-posta yazışmaları doğrultusunda poliçenin düzenlendiği ve poliçe kullanılarak Çin Halk Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye taşıma gerçekleştirildiği, davalı taraf sözleşmeden döndüğünü savunmakta ise de poliçe teminatı altında taşımanın gerçekleştirilmesinden sonra sözleşmeden dönmenin işin niteliğine uygun düşmediği, zira poliçenin kesildiği tarihten sonra makul bir süre içerisinde henüz rizikonun gerçekleşme ihtimali mevcut olduğu bir zaman diliminde sözleşmeden dönme mümkün ise de taşıma gerçekleştirilip risk ortadan kalktıktan sonra poliçeden dönülmesinin sigorta prim ödeme borcunu sona erdirmeyeceği değerlendirildiğinden davalının poliçe bedelinden sorumlu olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
4-Davacı tarafça inkar tazminatı talebinde bulunulmuş olup dava konusu poliçenin taşıma aşamasında gerçekleşecek risklere karşı kullanıldığı ve taşımanın poliçeye istinaden gerçekleştirildiği, davalının poliçe ile sigortalanan 4 adet vincin taşındığını bildiği ve poliçe bedeline yönelik ödeme savunmasında da bulunmadığı, dosyada yer alan 28.02.2013 tarihli tahsilat beyanının da davalının prosedür gereği düzenlenmesini talep etmesi üzerine düzenlendiği bu haliyle alacağın likit nitelikte olduğu değerlendirilmekle %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 7.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin itiraz öncesi koşullarda devamına,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 5.976,10-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.228,85-TL harçtan peşin olarak alınan 407,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.821,00-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bakiye harcın tahsili için 07/09/2018 tarih, … Esas, … karar, … harç nolu harç tahsil müzekkeresi yazıldığından, yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 407,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 25,20-TL başvuru harcı, 292,23-TL posta ve tebligat ücreti, 1.950,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 2.267,43‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/11/2022

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”