Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/772 E. 2022/182 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/533 Esas
KARAR NO : 2022/170

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan ticari bir faaliyet neticesinde davalının faturalara dayalı olarak davacı yana 160.000,00-TL tutarında borcu bulunduğunu, davalının cari hesabında biriken borcunu ödememesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün …… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, davalı her ne kadar borca ve tüm ferilerine itiraz etmişse de davacının takip açılış tarihine kadar olan 721,75-TL’lik işlemiş faiz alacağından feragat ettiğini, davalının takip dosyasındaki borca ve ferilerine yönelik yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin 160.000.TL üzerinden devamına, davalının itirazının haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER: İzmir…… İcra Müdürlüğünün ….. sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “… Sayın Mahkemenin ara kararı kapsamında davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri tetkik edilmiş olup buna göre:
-Davacı ile davalı arasındaki çalışmanın mal alım satımına dayalı ticari bir ilişki olduğu, bu kapsamda davalı tarafından davacı yana 13.10.2020 tarihinde 15.000.TL lık banka aracılığıyla ödemede bulunulduğu, buna karşılık davacı tarafından davalı yan adına iki adet toplamda 175.000.TL lık mal faturalarının tanzim edilerek her iki faturanın da dijital ortamda davalı yana tebliğ edildiği, söz konusu faturalara yönelik olarak davalı tarafından yapılan herhangi bir itirazın dosya kapsamında mevcut olmadığı,
-Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen her iki mal faturasının tebliği mevcut olmakla birlikte içeriği malların sevk ve teslimine yönelik herhangi bir belgenin mevcut olmadığı,
-Davacının davalıdan yasal defter ve dayanağı belgeleri kapsamında takip ve dava tarihi itibarıyla bakiye 160.000.TL lık alacağının bulunduğu görülmüş olup takdir sayın Mahkemenindir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi nedeniyle davacı tarafından davalı adına düzenlenen 2 adet faturadan kaynaklı olarak davalının borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı şirket tarafından icra takibinde borca ve ferilerine, faiz oranına itiraz edilmiş, dava sırasında davaya cevap verilmemiştir.
4-Davacı tarafça takipte ve davada faturalara, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
5-Mahkememizin 30/11/2021 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, bu hususta ihtarlı davetiye ile davalı şirkete tebligat çıkartılmış, tebligatın tebligatın iade edilmesi üzerine şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35/4. Maddesi uyarınca ihtarlı davetiye tebliğ edilmiş, verilen süre içerisinde davalı ticari defterleri sunulmamıştır.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda
“Sayın Mahkemenin ara kararı kapsamında davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri tetkik edilmiş olup buna göre:
-Davacı ile davalı arasındaki çalışmanın mal alım satımına dayalı ticari bir ilişki olduğu, bu kapsamda davalı tarafından davacı yana 13.10.2020 tarihinde 15.000.TL lık banka aracılığıyla ödemede bulunulduğu, buna karşılık davacı tarafından davalı yan adına iki adet toplamda 175.000.TL lık mal faturalarının tanzim edilerek her iki faturanın da dijital ortamda davalı yana tebliğ edildiği, söz konusu faturalara yönelik olarak davalı tarafından yapılan herhangi bir itirazın dosya kapsamında mevcut olmadığı,
-Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen her iki mal faturasının tebliği mevcut olmakla birlikte içeriği malların sevk ve teslimine yönelik herhangi bir belgenin mevcut olmadığı,
-Davacının davalıdan yasal defter ve dayanağı belgeleri kapsamında takip ve dava tarihi itibarıyla bakiye 160.000.TL lık alacağının bulunduğu görülmüş olup takdir sayın Mahkemenindir…”
şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 160.000-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
9-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarı belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 17/09/2021 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının İzmir…….İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 160.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilebileceğine,
2-Takip konusu alacağın likit nitelikte olduğu değerlendirilmekle hükmedilen miktarın %20’si oranında hesaplanan 32.000,00-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.929,60-TL harçtan peşin olarak alınan 1.928,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.000,81-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 19.150,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.928,79-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça başvuru harcı, posta ücreti, tebligat ücreti, bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 667,30-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır