Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/770 E. 2021/1176 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/770
KARAR NO : 2021/1176

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2014
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı takip alacaklısı …Finansal Hizmetleri Tic. A.Ş. Müvekkili şirket aleyhine …Şubesinin 5.420,00.-TL tutarlı çekini dayanak yaparak icra takibine giriştiğini, öncelikle belirlenecek teminat karşılığında dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, anılı çekin asıl keşide tarihinin 30/03/2013 olduğu tahrif edilerek 30/08/2013 olarak işleme konulduğunu, 5.420,00.-TL tutarlı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava konusu yapılan çekin İstanbul icra müdürlüğünde takibe konulduğu bu nedenle davanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret mahkemelerinden görülmesi gerektiğini ve bu nedenle yetki itirazında bulunduğunu, esasa ilişkin olarak tahrifat iddiası yerinde olsa bile bu durumun çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği sonucunu ortaya çıkaracağını, bu durumda müvekkilinin davacıya karşı müracaat hakkı düşmüş olması bile davacı takip konusu borçtan yine de sorumlu olacağını, davacının dava konusu çekin keşidecisi olduğunu, çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle TTK 644 maddesine göre davacı sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenle takip konusu çek bedelinden sorumlu olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılmış Menfi Tespit davası olup, Mahkememizin 02/02/2016 tarih ve …/…-…/… Esas ve Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı bozma ilamı ile “…Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Çekteki keşide tarihinin değiştirildiği, keşidecinin rızasının olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Çekin keşide tarihi 30.03.2013 olup, yasal ibraz süresi geçirildikten sonra 02.09.2013 tarihinde bankaya ibraz edilmiş ve son hamil …..A.Ş. tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılmıştır.
TTK. 793. maddesinde “… ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur.” denilmektedir. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek, kambiyo vasfını kaybeder, TTK. 793. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olur.
Mahkemece, belirtilen ilke çerçevesinde davalının savunmasını ispatlaması yönünde delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir ..” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılamasında bozmaya uyulup yapılan yargılama sonucunda;
Mahkememizin 08/10/2019 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay … Hukuk Dairesinin 15/06/2021 tarih, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …/… Esas, …/…Karar sayılı bozma ilamı ile; “…Dava, icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı çekin keşidecisi olup çek zamanında ibraz edilmemiş olsa bile çekten dolayı çek hamiline karşı sebepsiz zenginleştiği oranda sorumlu olduğundan davacı bu çekten dolayı TTK m. 732 gereğince sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece 03.04.2013 tarihli davacı ile dava dışı lehtar arasında düzenlenen tahsilat makbuzu geçerli bir ödeme kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de söz konusu makbuz adi tahsilat makbuzu olup her zaman düzenlenmesi mümkündür. Bu nedenle söz konusu belge ödemenin yapıldığına dair delil oluşturmaz. Mahkemece davacının ödemeye yönelik başka bir yazılı belgesinin olup olmadığı sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin 2021/770 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonucunda;
1-Davacı tarafça dava konusu çekin yetkili hamil elindeyken çalındığını, çekin keşide tarihinin değiştirildiği ve ibraz süresinden sonra ibraz edildiği ileri sürülerek menfi tespit isteminde bulunulmuştur.
2-Davalı taraf davalı şirketin faktoring şirketi olduğunu, davacının zararına hareket ettiğini gösterir bir delil bulunmadığını, davalının çekin bankaya süresinde sunulmaması nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3-Mahkememizce Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı sonunda yapılan incelemede bozma ilamı ile gösterilen hususların hukuka uygun olduğu, davacının dava konusu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmemiş olduğunu üçüncü kişileri de bağlar şekilde ispatlanabilecek bir delille kanıtlaması gerektiği değerlendirilmiş, bozma ilamına uyulmuştur.
4-Bozma ilamına uyulması sonrasında davacı vekiline dava konusu çekle ilgili ödeme belgelerini veya başkaca bir delil var ise sunulması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde davacı tarafça herhangi bir delil sunulmamıştır.
5-Yargıtay bozma ilamında da değinildiği üzere davacı tarafça bozma öncesi dava konusu çek bedelinin ödendiğine dair “Para Makbuzu” başlıklı belge sunulmuş ise de bu belgenin her zaman düzenlenebilecek adi tahsilat makbuzu olduğu, davacının çek bedelini ödemiş olduğuna dair delil oluşturamayacağı değerlendirilmiştir.
6-Davacı tarafça bozma sonrasında çek bedelinin ödendiğine dair dosya kapsamı dışında başkaca bir delil gösterilmemiştir. Dosya kapsamının incelenmesinde de çek bedelinin ödendiğine dair üçüncü kişileri de bağlar nitelikte tam ve kesin bir delil bulunmadığından davacının çek hamiline karşı sebepsiz zenginleşmediğinin ispat edilemediği, bu nedenle davacının çek bedeli miktarınca davalıya sorumlu olduğu değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
7-2004 sayılı İİK 72/4. Maddesinde davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde davalı alacaklının alacağını geç almasından dolayı uğrayacağı zararın görülen davada karara bağlanacağı ve bu zararın alacak miktarının %20’sinden az olamayacağı düzenlenmiştir. Görülmekte olan davada mahkememizin 17/02/2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş, verilen tedbir kararının uygulandığı görülmüştür. Dava sonucunda davanın reddine karar verilmiş olup davacının iyi niyetli veya kötü niyetli olup olmadığına bakılmaksızın emredici olarak en az %20 miktarında tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı tarafça daha yüksek bir zararın bulunduğuna dair herhangi bir delil gösterilmediği gözetilerek alacak miktarının %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava konusu takibin tedbir nedeniyle durmuş olduğu anlaşıldığından İİK 72/4. Maddesi uyarınca %20 oranında hesaplanan 1.084,00-TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin olarak alınan 92,60-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 33,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememizin 25/04/2016 tarih, …/… Esas, …/… Karar, 2016/243 Harç nolu harç tahsil müzekkeresi ile 277,65-TL bakiye karar harcının davalı … … AŞ’den tahsili için harç tahsil müzekkeresi yazıldığından, karar kesinleştiğinde ve istek halinde iptali için müzekkere yazılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça posta ve tebligat ücreti olarak sarf edilen 750,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”