Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/733 E. 2021/950 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/733 Esas
KARAR NO : 2021/950

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket nezdinde sigortalı …. plakalı araç sürücüsü dava dışı …. adına kayıtlı, davalı …Ş.’ne sigortalı …. plakalı aracın, 22/12/2020 tarihinde müvekkil adına kayıtlı …. plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini,…. plakalı aracın sürücüsünün 1.68 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi suretiyle asli kusurlu olduğunu, bu kaza sonucu müvekkilinin maddi olarak zarara uğramış olduğunu, bu zararın sorumluluğunun davalı sigortaya ait olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, araçta meydana gelen şimdilik 1.000 TL değer kaybının davalı … şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava trafik kazası-haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
1-Bergama 1.Asliye Hukuk Mahkemesi;… Esas sayılı dosyasında yargılama başlamış ise de 17/09/2021 tarihinde yapılan inceleme neticesinde, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 Karar sayılı kararına ve bu karar ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği gerekçe gösterilerek dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, tevzi bürosu tarafından dosyanın mahkememize tevzi edilmesi sonrasında dosya resen ele alınmıştır.
2-Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 Karar sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevresi yeniden düzenlenmiş, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir. Kararda, kararın 01.09.2021 tarihi itibariyle uygulanacağı açıkça belirtilmiştir.
3-Kararın yayınlanmasından ve özellikle 01/09/2021 tarihinden bu yana farklı yargı çevresindeki mahkemeler dahil mahkememiz yargı çevresindeki mahkemelerde de, 01/09/2021 tarihi itibariyle derdest dava dosyalarının akıbetinin ne olacağı, dosyayı elinde bulunduran mahkemenin yargı yetkisinin sona erip ermediği ve buna göre dosyayı 07/07/2021 tarihli karar ile yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderip göndermeyeceği konusunda belirsizlikler oluşmuştur.
4-Öncelikle genel kuralın bir davanın açıldığı tarihteki yetki durumuna göre sonuçlandırılması gerektiği esas olup bu durumun istisnalarının yetki veya görevi değiştiren kanun hükmü veya kararda gösterilmesinin esas olduğu, aksi bir karar bulunmadıkça değişen yetki veya görevin mevcut davalara da uygulanmasının tabii hakim ilkesi ve usul ekonomisi başta olmak üzere yargılamanın temel ilkeleriyle çelişeceği tartışma konusu değildir.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
5-Yukarıda işaret edildiği üzere, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 Karar sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevreleri yeniden düzenlenmiş ve İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları(Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir. Ancak kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. O hâlde, mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak yoktur. Nitekim, özel kanunlarına göre kurulmuş olan ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarının yeniden belirlenmesi ile ilgili bir uyuşmazlığı konu edinen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarih ve 11-10/401 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
6-Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin yeniden belirlenmesine dair kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, kararın “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” ilişkin cümlenin yorumlanması gerektiği, Kurul tarafından bu kararın 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara uygulanıp uygulanmayacağı hususunda herhangi bir görüş belirtilmediği görülmüştür.
7-Öncelikle, her ne kadar yargılama sırasında görevli ve yetkili mahkemenin değiştirilmesinin tabi hakim ve usul ekonomisi ilkelerine aykırı olduğu görüşü ileri sürülebilir ise de kanaatimizce somut olayda bu ilkelerden hareketle yargı merci belirlenmesi mümkün değildir. Zira tabi hakim ilkesi ile korunan hukuki değer uyuşmazlığın yargı önüne götürülmesinden sonra hakim değişikliği yoluyla kişilerin adalete olan itimadının sarsılmasının önüne geçilmesidir. Fakat bu kuralın mutlak şekilde uyuşmazlığın aynı hakim tarafından görülmesini gerektirmediği bilinmektedir. Nitekim her yıl tayin veya müstemir yetki kararnameleri yoluyla davayı görmekle yetkili hakimin değişebildiği nazara alındığında yetki çevresinin değişmesi nedeniyle tabi hakim ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülemez. Nitekim değişikliğin gayesinin uyuşmazlığı başka bir hakimin önüne götürmekten ziyade ihtisaslaşma amacı taşıdığı da gözetildiğinde tabi hakim ilkesine aykırı bir durum bulunmadığı kanaati oluşmaktadır.
8-Usul ekonomisi ilkesi yönünden değerlendirildiğinde ise 01.09.2021 tarihinden önce açılmış ve derdest davalarla ilgili gönderme kararı verilmesinin ise yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Anayasa’nın 141. Maddesinde; usul ekonomisi ilkesine atıf yaptığı, bu maddede davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, hakimin görevidir. Ayrıca medeni usul hukukuna egemen olan ilkelerden biri olan usul ekonomisi ilkesi yasalarda öngörülen düzenleme çerçevesinde yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan zaman süresinin aşılmamasını ve gereksiz gider yapılmamasını amaçlar ve bunu hakime bir görev olarak yükler. Somut olayda belirli bir aşamaya getirilmiş davada Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun açık bir yetki belirlemesi bulunmaksızın gönderme kararı verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Zira dosyaya bakmakta olan hakimin görüşü ve hukuki değerlendirmesi doğrultusunda belirli bir noktaya gelmiş olan dosyanın farklı bir mahkemeye ve hakimin yargılamasına gönderildiğinde dosyanın sonuçlandırılma süresinin önemli ölçüde uzayacağını tahmin etmek zor değildir. Ülkemizin özellikle makul sürede yargılanma hakkı ihlali nedeniyle yüzlerce dosyada tazminat ödemek zorunda kaldığı gözetildiğinde, salt yetki belirlemesine ilişkin kararda derdest dosyaların devredilmeyeceğine dair bir kayıt bulunmamasını derdest dosyaların da 01.09.2021 tarihi sonrası yetkili mahkemelere gönderileceği şeklinde yorumlanması mümkün değildir.
9-Yukarıda yapılan genel ilkeler çerçevesindeki değerlendirmelerden daha önemlisi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 Karar sayılı kararında derdest dosyaların mezkur karar kapsamında olup olmadığı yönündeki iradesinin irdelenmesidir.
Yüksek kurul kararın sonunda açık bir şekilde “İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” şeklinde kararın yürürlüğe gireceği tarihi göstermiştir.
Kanun metinlerinin yorumlanmasında temel ilkelerden biri olan “kanun koyucu abestle iştigal etmez” ilkesinin Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yetki sınırlarının belirlenmesi yönünden de gözetilmesi gerekmektedir. HSK’nın muhtelif tarihli yargı çevrelerinin değişmesine dair kararlarında(örneğin: 24.03.2005 tarihli 188 sayılı ve 26.03.2014 tarihli 141 sayılı yargı çevrelerinin belirlenmesine dair kararlarda kararın yürürlük tarihi gösterilmemiştir.) herhangi bir yürürlük tarihi gösterilmediği halde derdest dosyaların değişen yargı çevrelerinden devredilmediği, mevcut davaların mahallerinde görülmeye devam ettiği, bu mahkemelerce verilen kararların Yargıtay denetiminden geçerek onandıkları, Yargıtay’ın resen gözettiği görev yönünden herhangi bir bozma konusu yapılmadığı bilinmektedir.
Bu durumda önceki tarihli kararın uygulanma tarihi de gösterilmediği mahkemelerin yetki sınırlarının belirlenmesi kararlarında uygulanmayan ve Yargıtay tarafınca da bozma veya eleştiri konusu edilmeyen derdest dosyaların devredilmesi yönündeki uygulamanın, HSK’nın 01.09.2021 tarihi itibariyle uygulanacağı kaydı ile yürürlüğe giren yetki çevresi belirleme kararı sonrasında uygulanması da yerinde değildir . Bu nedenle mahkememize tevzi edilen dosyayla ilgili olarak gönderme kararı verilmesinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
10-Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararının 01.09.2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olması, bu tarih öncesi derdest dosyaların devrine dair herhangi bir irade gösterilmemiş olması, HSK Genel Kurulu’nun derdest dosyaların devredilmesine yönelik iradesinin bulunması halinde kararın yürürlük tarihine dair kayıt göstermesine gerek bulunmadığı, kararda 01.09.2021 tarihi itibariyle yürürlük tarihi gösterilmesinin o tarihe kadar açılacak davaların yetki sınırlarının eski durumuna
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin dava tarihi itibariyle görevli olmaması nedeniyle dosyanın Bergama 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Mahkememiz kararı ile gönderme kararı veren mahkeme arasında uyuşmazlık oluştuğu anlaşılmakla dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, kararın kanun yolu incelemesine tabi görevsizlik veya yetkisizlik türü bir karar olmayıp gönderme kararının yerindeliğine ilişkin olduğundan kesin olarak, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 09/11/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸