Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/625 E. 2022/382 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/625
KARAR NO : 2022/382

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, …’nin sahibi ve kurucusu olduğunu, müşterisi …’nın siparişi üzerine adedi 45 des/KG olan 3 adet cam filmini … kargonun Gaziemir şubesinden … gönderi numarası ile 23.02.2021 tarihinde … adresine teslim etmek üzere gönderdiğini, ancak alıcı …’ın cam filmlerinin ambalaj hatasından kaynaklı kırılması sebebi ile teslim almadığını ve iade ettiğini, ayrıca alıcı …’ın, cam filmlerinin kırık olması nedeni ile tutanak tutmak istemiş ancak karşı tarafça açılama kısmına “ambalajı hasarlı kendisi sağlam” ibaresi ile davalı … firmasının Gaziemir şubesine eşyalar iade edildiğini, cam filmlerin kırık olduğu nedeninin de hassas ve kırılabilir ürünlerin yeterli özen ve ihtiyat gösterilmeden ambalajlanması neticesinde kırıldığının görüleceğini, 3 adet cam filminin bedelinin 4.779,00-TL olduğunu, ancak müvekkilinin yalnızca bu ürünlerin bedeli ile maddi zarara uğramadığını aynı zamanda kargo bedeli, emek ve zaman kaybı ve bununla da birlikte hem müşterisini kaybettiğini hem de şirketin portföyü açısından kötü bir imaj yaratıldığını, söz konusu zararların giderilmesi amaçlı müvekkilinin hem … mail adresine hem de yazılı dilekçesi ile 05.03.2021 tarihinde maddi zararların giderilmesi amaçlı başvurduklarını sonuç alamaması üzerine 23.03.2021 tarihinde tekrar mail yolu ile davalı şirkete başvurulduğunu, ancak maillere herhangi bir cevabın gelmemesi üzerine müvekkiliin, telefon ile ulaşarak başvurusunu sormuş ve cevap olarak sürecin devam ettiği bilgisi kendisine verildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, müvekkilinin uğramış olduğu ürünlerin bedeli olan 4.779,00-TL ile taşıma ve kargo ücretleri; 177,00-TL’nin müvekkilin zararların giderilmesini talep ettiği 05.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkilinin uğramış olduğu manevi kaybı için 2.000,00-TL manevi tazminatın davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; ambalaj ve işaretlemenin nasıl yapılması gerektiğine dair 862. maddesine göre, eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorunda olduğunu, ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlü olduğunu, TTK’ya tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması kural olarak gönderene ait olduğunu, bizzat davacı tarafından kabul ve beyan edildiği üzere dava konusu kargo gönderici/davacı tarafından uygun ambalajlanmamış ve alıcı tarafından bu gerekçe ile teslim alınmadığını, kargonun içeriği paket olarak belirlendiğini, dava konusu maddi vaktanın oluşumunda davalı müvekkiline atfedilecek bir kusur olmaması nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kargo kayıtları, cam filmin kırık olduğuna dair fotoğraflar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bakırköy 3. ATM’nin 2022/1 Tal sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Dava konusu 3 adet malzemenin 2 adedinin hasarlı olduğu, hasarın taşıma sırasında gerçekleştiği kesindir. Daha uygun ve standartlara uygun ambalajlama yapılsaydı, hasar bu derece yüksek olmayıp veya hiç hasar olmadan veya belki de ufak tefek hasarlarla kurtulma durumu olabilecekti, hasarın kasıttan ziyade pervasızca hareketler sonucu oluştuğu, Davalının hasar nedeniyle sorumlu tutulabileceği zarar miktarının KDV dahil 3.186,00 TL olacağı …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
1-Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
2-Davacı taraf davalı aracıyla müşterisine gönderdiği 3 adet cam filminin taşıma sırasında hasar gördüğünü ileri sürerek cam filmi bedellerini, zarar gören filmler yerine yeniden gönderim yapması nedeniyle kargo ücretini ve ayrıca yaşanan olaydan dolayı oluşan olumsuz durumdan dolayı manevi zararını gidermek üzere manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
3-Davalı taşıyıcı cevap dilekçesinde zararın davacının ambalaj hatasından meydana geldiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
4-Mahkememizce 1 taşıma uzmanı bilirkişi ile 1 malzeme mühendisi bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdi edilmiş, düzenlenen bilirkişi raporuna göre 3 adet film rulosundan 2 adetinin zarar gördüğü, zararın taşıma sırasında meydana geldiği, zararın oluşmasında ambalaj hatasının etken olduğu, ambalajın daha iyi yapılması halinde zarar oluşmayabileceği veya çok az zarar oluşabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
5-Taraflarca bilirkişi raporuna karşı ayrı ayrı itirazda bulunulmuştur.
6-Dosya kapsamında davacının göndericisi olduğu ürünlerin kargo taşıması sırasında zarar görmüş olduğu uyuşmazlık konusu olmayıp tarafların iddia ve savunmalarına göre uyuşmazlık zararın ambalaj yetersizliği nedeniyle kaynaklanmasından dolayı taşıyıcının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
7-Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin benzer nitelikte bir dosyada yapmış olduğu değerlendirmede;
“Dava, yurt içi taşıma sözleşmesine dayalı davacının sigortalısına ödediği tazminatın rücuen davalılardan tahsili istemine ilişkindir. TTK’nun 781. maddesine göre, taşıyıcı, ambalajlamanın fena yapılmasını kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulabilir ise de, bu madde hükmünün, ambalajlama hatasının dıştan görülebilmesinin ve fark edilebilmesinin olanaksız olması haline ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre,yükleme ve istifleme gönderene ait olsa dahi,yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekir. Buna uymayan ve sonuçta taşımayı üstlenen taşıyıcı, en azından müterafik kusurlu kabul edilmelidir. Taşıyıcının,genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekecektir.”(…)
8-Somut olayda her ne kadar dava konusu 3 adet cam filminin ambalajlanmasında davacı gönderici 6102 sayılı TTK’nın 862. Maddesi uyarınca eşyayı zıya ve hasardan koruyacak şekilde ambalajlama külfeti altında ise de Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin yukarıda alıntılanan değerlendirmesinde de açıklandığı üzere ambalajın yetersizliği kolaylıkla fark edilebilecek düzeyde açıktan anlaşılabiliyor ise taşıyıcının bu taşımaya karşı çıkması veya eşyanın güvenle taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekmektedir.
Bilirkişi incelemesi sırasında çekilen fotoğraflar ve davacının dosyaya sunduğu fotoğrafların incelenmesinde dava konusu 3 adet cam filminin ambalajlarından 1 adetinin tam kapalı olduğu ve bunda taşınan eşyanın zarar görmemiş olduğu, yarım açık olarak taşınan 2 adet cam filminin ise zarar gördüğü, bu suretle ambalaj yetersizliğinin zararın oluşmasında başlıca etken olduğu, her ne kadar davacı gönderici ambalaj yetersizliğinden sorumlu ise de davalı taşıyıcının da taşıma işiyle iştigal eden bir tacir olarak eşyanın bu şekilde taşınması halinde zarar görebileceğini davacıya ikaz ederek gerekli tedbirin alınmasını istemesi veya bu şekilde taşımayı kabul ediyorsa eşyanın zarar görmesini engelleyici tedbirleri kendisinin alması gerekirken bu sorumluluklarını yerine getirmeyip eşyayı bu şekilde taşıması ve neticesinde zarar görmesi ile zarardan dolayı sorumluluğu bulunduğu değerlendirilmiştir. Ancak tarafların zarardan sorumlulukları noktasında gönderici ve taşıyıcının karşılıklı olarak kusurlu davrandıkları görüldüğünden takdiren zararın her iki tarafa eşit olarak paylaştırılması gerektiği değerlendirilmekle davalının oluşan zarardan %50 oranında sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Bilirkişi raporunda 3 adet ambalajdan 2 adedinin hasar gördüğü 1 adet ürünün ise zarar görmediği belirtilmiştir. Davacı tarafça 1 adet ambalajdaki ürünün zaman içerisinde davalıya ait depoda beklemesi nedeniyle kullanılamaz hale geldiği ve zarardan davalının sorumlu olduğu ileri sürülmüştür.
Dosya kapsamında davacının davalıdan zarar görmeyen 1 adet cam filmi ürününün kendisine iadesini talep ettiği yönünde herhangi bir kayıt veya delil ileri sürülmemiştir. Davacının iadesini talep etmediği veya ettiğini ispat etmediği ürünün zaman içerisinde depoda beklemesi nedeniyle zarar görmesinden dolayı taşıyıcının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının yalnızca taşıma sırasında zarar gördüğü tespit edilen 2 adet cam filmi ürününden ve taşıma ücretinden doğan zarardan dolayı sorumluluğunun bulunduğu, bunun ise 1593,00-TL(3186,00/2) ve 177,00-TL ikinci gönderi masrafı toplamı 1.770,00-TL olduğu tespit edilmekle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne ve fazlasına dair istemin reddine karar verilmiştir.
10-Davacı tarafça ayrıca manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan gecikme ve hasarlarda manevi tazminata hükmedilmesi için geç teslim veya hasarın, TMK. 24 maddesi ve TBK 58. maddesi anlamında davacının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte olması gereklidir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde gösterilen koşulların somut olayda oluştuğundan söz edilemez. Somut olayda yalnızca gönderi konusu eşyaların taşıma sırasında zarar gördüğü, taşıma sırasında eşyaların zarar görmesi nedeniyle oluşan müşteri memnuniyetsizliğinin tek başına davacının kişilik haklarının ihlal edildiği sonucunu göstermeyeceği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacının kişilik haklarının ihlal edildiğine dair bir kanaat oluşturmadığı değerlendirilmekle manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ürün bedeli ve zarar talebine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1.770,00-TL’nin 05/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 120,90-TL harçtan peşin olarak alınan 119,05.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1,85-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.770,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 1.770,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 120,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 184,50-TL posta ve tebligat ücreti, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.443,8‬0-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 367,38-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 335,88-TL’sinin davalıdan, 984,12‬-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”