Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2022/59 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/582
KARAR NO : 2022/59

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, davalı yana ait olan iş yerinde mobilya tasarım, vs. işi yapmakta olup, davalıya ait “… Mah. … Sok. No:…/… …/…”de bulunan mezkur taşınmazda EKİM 2018 yılından beri kiracı olarak bulunduğunu, taraflar arasında kira ilişkisi dışında iş ortaklığı, alışveriş vb. hiç bir hukuki ilişki bulunmadığını, taraflar arasında 01/11/2020 başlangıç tarihli kira kontratı gereğince aylık kira bedeli 5.500,00- TL olacak şekilde kira sözleşmesi yenilendiğini, kira sözleşmesi yenilenirken, davalı kiralayan tarafından davacı müvekkillerden her aylık kira bedeline tekabül edecek şekilde senet imzalanması istenmiş ve uzun zamandır burada kiracı olmaları sebebiyle müşteri portföyünden dolayı taşınma imkanı olmayan müvekkillerinin mecburen bunu kabul etmek zorunda kaldıklarını, bu şekilde bir kısım kira bedellerine karşılık olarak Ocak 2021-Aralık 2021 aylarına ait 12 adet 5.500,00.- TL. bedelli 04/11/2020 düzenleme tarihli seri halinde senet imzalandığını, 3 Ocak 2021 tarihine ait kira bedelinin gecikmesi sebebiyle davalı yanca 10 Ocak 2021 vade tarihli bono İzmir … İcra Müdürlüğü …/… E. Sayılı dava dışı dosyası ile icra takibine konulduğunu, bu dosya borcunun müvekkilleri tarafından ödendiğini, ayrıca Şubat 2021 tarihli kira da süresinde ödenmiş ancak bono aslı müvekkiline teslim edilmediğini, bu sebeple de davalı yana 25/02/2021 tarihinde Bornova … Noterliği … Yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş ve ödenen kiralara karşılık olan bono asıllarının taraflarına teslimi talep edildiğini, bu ihtarnameden de bonoların kira bedellerinin teminatı olarak verildiğini, davalı yanca bu ihtarnameye itiraz edilmediğini, daha sonrasında da Mart 2021 kira bedeli, 10 Mart 2021’de müvekkilleri tarafından davalı asile ait olan ve kira kontratında da geçen … Bankası … Şubesi …-… nolu hesap numarasına yapıldığını, buna rağmen davalı yanca kötü niyetli olarak bu kira bedeline tekabül eden 10/03/2021 vade tarihli 5.500,00.- TL. bedelli bono, aynı gün ödeme yapıldıktan sonra İzmir … İcra Müdürlüğü …/… E. dosyası ile icra takibine konulduğunu, davalı tarafından icra takiplerine konu edilen senetlerin kira bedellerine karşılık teminat olarak alınmış ancak kötü niyetli olarak kira bedelleri ödenmiş olmasına rağmen icra tabine konu edildiğini, bonoların vade tarihleri incelendiğinde her ayın (10. günü) olduğunun görüleceğini, bunun gibi 01/11/2020 başlangıç tarihli kira kontratı da incelendiğinde kira ödeme gününün her ayın (10. günü) olarak belirlendiği hususunun da bonoların kira için verildiğinin açık kanıtı olduğunu, müvekkilleri ile davalı arasında kira ilişkisi dışında bono borcuna sebep olabilecek başkaca bir ilişki bulunmadığını, zira müvekkillerinin mobilya imalatı işi ile iştigal olmakta ve bu sebeple de davalıya ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, davalının ise mobilya işi ya da ticaretle hiçbir ilgisi olmayan birisi olduğunu, müvekkilleri tarafından, kira kontratı yenilenme döneminde baskı altında imzalanmaya mecbur bırakılan bu teminat senetlerinin dayanağı olan Mart 2021 kira bedeli ödenmiş olmasına rağmen ödeme yapıldıktan sonra icra takibine konulmuş olması davalı yanın kötü niyetini gösterdiğini, müvekkillerinin, icra takiplerine konu yapılan senetlerin dayanağı olan kira bedellerini ödemiş oldukları için davalıya borçlarının bulunmadığını, müvekkilinin içinde bulunduğu baskıyı ve hangi baskı altında söz konusu bonoları verdiği hususunu şu şekilde ortaya koymanın mümkün olduğunu, müvekkilinin 01.10.2018 tarihinde imzaladığı kira kontratı 1.500,00.- TL. iken ve daha da önemlisi mezkur kontrat (5) yıllık iken müvekkil bu kontrattan sadece (2) yıl sonra 01/11/2020 tarihli kontratla aynı yer için 5.500,00.- TL. bedelli yeni bir kontrat imzalamak zorunda kaldığını belirterek; müvekkili adına başlatılmış bulunan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyasında icra takibinin müvekkilleri aleyhine daha büyük zararlara yol açmadan durdurulması amacıyla öncelikle; mevzuat, ekonomik şartlar, kira bedellerinin davalı – alacaklı yana ödenmiş olması ve her ne kadar kötü niyetli olarak davalı/alacaklı yan tarafından görmezden gelinmiş olsa da müvekkilleri tarafından takip öncesinde takibe konu ayların kira bedellerinin ödenmiş olması teminatsız olarak; gerekirse mahkememiz tarafından uygun görülecek teminat miktarı yatırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve takibin durdurulmasına, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, müvekkillerinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni olmayan borçlara ilişkin olarak takip yapılmış olması karşısında kanunun takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere belirlediği kötüniyet tazminatının en az %50 olarak belirlenmek suretiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE : Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Davacı vekilinin 27/08/2021 tarihli dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan icra takibinde talep edilen alacağın kira bedeline ilişkin olduğu ve taraflar arasında mevcut bir kira sözleşmesi ve kira ilişkisi olduğu ileri sürülmüştür.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde taraflar arasında 01/11/2021 tarihinde kira sözleşmesi akdedildiği, kira bedelinin aylık 5.500,00-TL olduğu, kiraları her ayın 10. Günü ödeneceğinin kararlaştırıldığı, dava konusu edilen İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyasına dayanak yapılan bono bedelinin 10/03/2021 vade tarihli 5.500,00-TL bedelli bono olduğu anlaşılmakla davacı taraf takip dayanağı bononun kira bedeli için verildiğini ve bu bono ile kira bedelinin ödendiğine ilişkin iddiada bulunarak dava açtığı, bononun temel ilişkisinin kira ilişkisinden kaynaklandığı iddia ve dava edilmiştir.
İcra takibine dayanak ve davaya konu edilen bononun taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı olarak tanzim edildiği iddia edildiğinden HMK madde 4 gereğince kira sözleşmelerinden kaynaklanan ve buna bağlı menfi tespit istemli davaların bonodan da kaynaklı olsa temel ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklı olması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açmış olduğu davada HMK.114/1-c,115/2 maddesi gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”