Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/57 E. 2021/1175 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/57 Esas
KARAR NO : 2021/1175

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacının Tacir olduğunu, 02.12.2020 tarihli … Nolu satış tipi elektronik faturaya istinaden alacaklı olduğunu, borçlunun fatura içeriği malları satın almasına rağmen ödeme yapmadığını, bunun üzerine İzmir …. İcra Müdürlüğü … E. sayısı ile icra takibi başlattığını, ancak borçlunun borcu inkar ederek 23.12.2020 tarihinde borca itiraz ettiğini, davalı/borçlunun şirket cari hesapları incelendiğinde 100.000,00 TL borcunun olduğunu, davalı tarafça sunulan itiraz dilekçesinde de ticari ilişkilerin inkar edilmediğini, ticari defter ve kayıtlarının, ekte sunulu faturanın bilirkişi marifeti ile incelenmesi ile haklılığının ve alacağının ortaya çıkacağını, bu nedenlere fazlaya ilişkin hertürlü alacak, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, İzmir…. İcra Müdürlüğünün …. İcra sayılı takibine davalı tarafından kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ve takibin 100.000,00 TL alacağa ilişkin kısmının devamına, bakiye alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına, iş bu dava sonuçlanıncaya kadar davalının mallarına tedbiren haciz konulmasına, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalı şirketin takip konusu alacağın %20 sinden aşağı kalmamak üzere İcra İnkar tazminatna mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete usulüne uygun tebligat çıkartıldığı, ancak süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLER:
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası, 02/12/2020 tarihli satış tipi elektronik fatura, 02/12/2020 tarihli watsapp mesaj kayıtları, arabuluculuk son oturum tutanağı, ticari defterler, banka kayıtları, delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “… Davacının 2020 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının (görülmüştür), 2020 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının (görülmüştür) yaptırılmış olduğu, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu, davalı şirketin yasal defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının yasal defterlerinde kayıtlı olan 4 adet toplamı 221.570,70 TL lik faturaların davalı yanca da mal alışlarını beyan ettiği bildirim formu olan BA formu ile bağlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davalının iki adet toplamı 58.285 TL lik ödeme belgesi sunduğu, davacının yasal defterlerinde ise davalıdan toplamda 121.549 TL tahsilat kaydının olduğu, tarafların yasal defter kaydı ve beyanları ile kabulünde olduğu anlaşılan davacının düzenlediği toplam 221.570,70 TL lik fatura alacağından davacının yasal defterinde kayıtlı olan toplamı 121.549,00 TL lik tahsilat bedeli düşüldüğünde davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibari ile takip ve dava konusu faturadan kaynaklı 100.021,70 TL alacaklı olduğu, davacının 126.285,20 TL sini icra takip konusu, 100.000 TL sini dava konusu ettiği …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.maddesi uyarınca açılmış, faturaya dayalı alacak talebine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından davalı adına düzenlenen 02.12.2020 tarihli, … nolu 126.285,20-TL(KDV dahil) tutarlı fatura nedeniyle takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Faturaya dayanan alacaklı kural olarak fatura içeriği mal veya hizmeti davalıya verdiğini ispat külfeti altındadır. Borçlu ise bunun aksini ispat edebileceği gibi takip konusu alacağın ödendiğini de ispat edebilir. Somut olayda davalının ödeme iddiasına yönelik bir delil sunmadığı gözetilerek davacının fatura içeriği mal veya hizmeti davalıya verip vermediği noktasında inceleme yapılmıştır.
4-Mahkememizce yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi yönünde ara karar kurulmuş, davacı taraf ticari defterlerin yerinde incelenmesini talep ederken davalı şirketin usulüne uygun ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği görülmüştür.
SMMM bilirkişi tarafından davacıya ait ticari defterler ve tarafların BA-BS formları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen 08.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“1-Davacının 2020 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının (görülmüştür), 2020 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının (görülmüştür) yaptırılmış olduğu, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2-Davalı şirketin yasal defterlerini incelemeye sunmadığı,
3-Davacının yasal defterlerinde kayıtlı olan 4 adet toplamı 221.570,70 TL lik faturaların davalı yanca da mal alışlarını beyan ettiği bildirim formu olan BA formu ile bağlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği,
4-Davalının iki adet toplamı 58.285 TL lik ödeme belgesi sunduğu, davacının yasal defterlerinde ise davalıdan toplamda 121.549 TL tahsilat kaydının olduğu,
5-Tarafların yasal defter kaydı ve beyanları ile kabulünde olduğu anlaşılan davacının düzenlediği toplam 221.570,70 TL lik fatura alacağından davacının yasal defterinde kayıtlı olan toplamı 121.549,00 TL lik tahsilat bedeli düşüldüğünde davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibari ile takip ve dava konusu faturadan kaynaklı 100.021,70 TL alacaklı olduğu, davacının 126.285,20 TL sini icra takip konusu, 100.000 TL sini dava konusu ettiği …” şeklinde görüş bildirilmiştir.
5-6100 sayılı HMK’nın Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Hükümlerini haizdir.
6-Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 100.021,70-TL miktarında alacaklı olduğu görülmüştür. Davalı tarafın usulüne uygun ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defter ve kayıtlarını sunmamış olduğu, bu durumda davacının ticari defter ve kayıtlarında yer alan alacak kaydının davacı lehine delil teşkil edebileceği, davacı ticari defterlerinde yer alan alacak ve borç kayıtlarının davalı aleyhinde sonuç doğurabileceği değerlendirilmiştir.
7-Bir diğer taraftan davalının dosyaya getirtilen Ba-Bs form kayıtlarının incelenmesinde davalının 2020/12 döneminde davacının düzenlemiş olduğu 107.021,00-TL(Kdv Hariç) tutarlı faturanın Ba formu olarak mal veya hizmet satın alımı olarak bildirilmiş olduğu, bu itibarla alacak dayanağı yapılan fatura karşılığı mal veya hizmetin davalıya verildiğinin kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
8-Davacı her ne kadar takipte tek bir fatura alacağına dayanmış ise de yapılan incelemede taraflar arasında süregelen bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, davalı tarafça yapılan bir kısım ödemelerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Davacı ticari defterleri, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle kendi lehine delil kabul edilmiş olup, ticari defterlerde kayıtlı bulunan ödemelerin mahsubu sonrasında davacının halen 100.021,70-TL alacaklı bulunduğu, davalının yapmış olduğu ödemelerin TBK 102. Maddesi uyarınca değerlendirilmesinde, davacı tarafça düzenlenen son faturanın dava konusu fatura olduğu, bu itibarla davacının dava konusu fatura nedeniyle 100.000,00-TL alacak talebinde haklı olduğu değerlendirildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık faturaya dayalı alacağa ilişkin olup davalı borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumdadır. Bu nedenle itiraz üzerine takibin durduğu gözetilerek %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 22.09.2021 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının İzmir ….İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 100.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 20.000,00-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.831,00-TL harçtan peşin olarak alınan 1.076,32-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.754,68-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.076,32-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 703,3‬0-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen yatıran tarafa iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸