Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/559 E. 2022/785 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/559 Esas
KARAR NO : 2022/785

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 16/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın İzmir Tire şubesi ile davalılar arasında 05/06/2017 tarihli ve 150.000,00-TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmesi akdedildiğini, Beyoğlu 48. Noterliğinin 19/02/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı keşide edilerek genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi ihtar edildiğini, hesap kat ihtarı ve ekinde yer alan hesap özeti davalıya tebliğ edildiğini, hesap kat ihtarında verilen süreye rağmen borcun ödememesi üzerine, borçlu hakkında İzmir 11. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı borçlunun 20/04/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borca, ödeme emrine, faiz oranına ve her türlü ferilerine itiraz ettiğini, itirazın süresinde yapıldığının anlaşılması halinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, 07/06/2021 günü müvekkili bankamın başvurusu ile arabuluculuk sürecinin başladığını, ancak 28/06/2021 tarihli ve …/… dosya, …/… arabuluculuk numaralı son tutanak ile taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, borçlu davalının itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, icra takibini geciktirmeye yönelik olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile İzmir 11. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibine konu alacak kalemlerinden; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik alacağın 23.837,31-TL’lik kısmı ile ilgili olarak borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden borçlu davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ çıktığı, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
Dava, kredi sözleşmeleri ve ihtarnameden kaynaklı alacağın tahsili için banka tarafından başlatılan icra takibinde boçlu-davalının borca itiraz neticesinde takibin durması sonucu itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 24.396,48- TL üzerinden takibin başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/ borçluya tebliğ edildiği, davalı tarafından ödeme emrine itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
18/02/2021 tarihli celse 7 nolu ara kararı gereği tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre icra takibine dayanak yapılan alacaktan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup, olmadığı alacaklı ise miktarı hususunda bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davacı bankaca davalıya kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalının itirazı nedeniyle işbu davanın açıldığı, davacının tazminat talebine ilişkin değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, tarafımızca yapılan inceleme ve hesaplama neticesinde, nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere, davalı İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 22.200,16 TL Asıl Alacak, 1.267,94 TL Faiz, 63,40 TL BSMV ve 440,24 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 23.971.74 TL üzerinden iptalinin gerekeceği, toplam alacağın; taksitli Ticari Krediden kaynaklanan 22.117,64 TL olan asıl alacak kısmına takip tarihi olan 08.04.2021 tarihinden tahsiline kadar geçen günler için yıllık %46,80 temerrüt faizinin ve faizin %5 gider vergisiyle birlikte hesaplanan tutarın ödenmesinin gerekeceği, kredi Kartından ve Kredili Mevduat Hesabından kaynaklanan 82,52 TL olan asıl alacak kısmına takip tarihi olan 08.04.2021 tarihinden tahsiline kadar geçen günler için 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/3.maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanacak kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami gecikme (temerrüt) faiz oranı ve faizin %5 gider vergisiyle hesaplanacak tutarın ödenmesinin gerekeceği, davacı vekilince dava dilekçesinde“müvekkil banka ile davalı arasında imzalanan 05.06.2017 tarihli ve 150.000,00 TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi uyarınca”denildiği, ancak dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalanmış Genel Kredi Sözleşmesinin 21.06.2019 tarihli ve 100.000,00 TL limitli olduğu, tarafımızca işbu raporda yapılan incelemenin ve hesaplamanın da dosyaya sunulmuş 21.06.2019 tarihli ve 100.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine göre yapıldığı görüş ve kanaatine varıldığını belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 25/10/2022 tarihli dava değeri ile alacak kalemlerine ilişkin sunduğu dilekçesinin sonuç kısmına göre; itirazın iptali davasında, icra takibine konu alacaklarının 22.200,16-TL asıl alacak (21.187,64-TL + 82,52-TL), 1.139,91-TL Temerrüt Faizi, 57,00-TL Faizin %5 Gider Vergisi,440,24 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 23.971,74-TL üzerinden hüküm kurulmasını beyan ettiğini bildirmiştir.
Yanlar arasında 21.06.2019 tarihli “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi” başlıklı kredi sözleşmesi imzalanmıştır.Bu sözleşmenin hükümleri incelendiğinde ticari nitelikte genel kredi sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bahsedilen kredi sözleşmesine istinaden davalıya verilen kredi kartından ve taksitli ticari krediden kaynaklanan borç için davacı banka hesabı kat ederek davalıya ihtarname tebliğe çıkarılmıştır.Bu hesap kat ihtarnamesi borçluya 22/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebligat parçası iade edilmiş olsa dahi Yargıtay yerleşik uygulamasına göre İİK 68/b maddesi gereğince davalının kredi sözleşmesindeki adresini değiştirmiş olması alacaklı banka aleyhine yorumlanamayacaktır.
Yanlar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 11. bendine göre borcun muaccel olup borçlunun temerrüde düşmesi halinde davacı bankaca TCMB’ye bildirilen Kredi Azami Yıllık Faiz Oranları tablosuna göre, davacı bankaca bildirilen uygulanacak en yüksek faiz oranının yıllık %36,00 olduğu, bu bakımdan uygulanabilecek temerrüt faiz oranın da, bu oranın %30 fazlası olan (%36,00 x 1,3) %46,80 olacağı düzenlenmiştir.
TTK. madde 8’e göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebilir. Davacı banka ile imzalanan GKS bankacılık işi olup ticari iş niteliğindedir. Bu yönüyle TBK madde 88. ve 120. hükümlerindeki sınırlandırmalar ticari iş veya kredilere uygulanmaz. Bu itibarla somut olayda daha özel bir düzenleme niteliğinde olan TTK 8 ve 9. madde hükümlerinin uygulanması gerekir. Yargıtay HGK’nın 2010/12-124 esas, 2010/110 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Tüm bu nedenler ile, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davalı tarafın 19.900 TL (ana para) kredi kullandığı, kullanılan kredide taksitlerin (1. Taksit dahil) ödenmediği, ödemeye ilişkin bir delilin de sunulmadığı, sözleşemin 9.19 bendi gereği kat ihtarı ile taksitlerin tamamının muaccel hale geldiği, takip tarihi itibari ile akdi faizin işletilmesi sonucu asıl alacağın 22.117,64 TL, faiz miktarının 1.265,13 TL ve BSMV’ nin 63,26 TL olarak bilirkişi raporunda hesaplandığı, takipte tahsili istenilen kredili mevduat hesabına ilişkin de hesaplamanın akdi faiz oranına ve davacı tarafından gönderilen hesap hareketlerine göre yapıldığı, bu hali ile rapor hükme esas alınarak davacı vekilinin 28/10/2022 tarihli dilekçesinde belirtmiş olduğu alacak kalemleriyle bağlı kalınarak (HMK madde 26) davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit ve davalının icra takibine itirazında haksız olması nedeniyle davada kabul edilen miktar üzerinden İİK’ nın 67.maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir (Yargıtay 19. HD 2017/4776 E.-2019/3154 K., 2019/61 E.- 2019/2673 K.) .
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı/borçlunun İzmir 11. İcra Müdürlüğü’ nün …/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin;
A-22.117,64 TL Asıl alacak
1.138,00 TL Faiz
56,90 TL Faizin %5 Gider Vergisi
B- 82,52 TL Asıl alacak
1,91 TL Faiz
0,10 TL Faizin %5 Gider Vergisi
440,24 TL İhtarname Masrafı
olmak üzere toplam 23.837,31-TL üzerinden devamına,
2-Davalının sorumlu olduğu 23.837,31 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 4.767,46 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.628,32 TL karar ve ilam harcının yatan 285,11 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.343,21 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 285,11 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 103,50 TL posta ve diğer giderler ile 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.047,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸ e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”