Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/530 E. 2022/725 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/530 Esas
KARAR NO : 2022/725

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla 28/01/2020 tarihi itibariyle İZMİR 4. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak, davalı firmanın takibe itiraz etmiş bulunduğundan haklarındaki takip durduğunu, müvekkili firma ile davalı firma arasında cari hesaba dayalı ticari mal satım ilişkisi bulunduğunu, müvekkili firmanın farklı tutarlı birden fazla fatura ile bugüne dek davalı yana bir çok kez mal sattığını, davalı yanın, müvekkili firmaya ara ara ödemeler yapmış olup, son olarak takibe konu edilen miktarda kalan bakiyeyi ödemediğini, davalı firmaya bu miktarı ödemesi sözlü ve yazılı olarak defalarca bildirilmesine rağmen davalı yan ödeme yapmadığını, davalı borçlunun İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün……. E.sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı davalıların itirazının iptaline, takibin takip tarihi itibarıyla 8.283,50-TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın davaya cevap vermediği görüldü.
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir 4. İcra Müdürlüğü’ nün……Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 4 adet faturadan kaynaklanan toplam 8.623,21 TL alacağın tahsili için takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişiden alınan 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Davacının 28.01.2020 icra takip tarihinde, davalıdan 7.083,50 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, alacağının varlığının davacının dava dosyasına sunduğu 10.08.2021 tarihli “delil” konulu dilekçe ekindeki cari hesap ekstresine göre; Davacının davalıdan 20.01.2020 takip tarihinde 2018 ve 2019 yıllarındaki davalıya kestiği irsaliyeli faturalardan kaynaklı 7.073,50 TL bakiye alacağının kaldığı, Davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve dava konusu edilen faturaların muhteviyatı malların/faturaların davalıya teslimine ilişkin tevsik edici belgelerin dava dosyasına sunulup/sunulmamasının takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere; Davacının davalıya kestiği yukarıda belirtilen 4 adet ve 7.150,41 TL irsaliyeli faturalardan kaynaklı 7.073,50 TL bakiye alacaklı olduğu, Davacı taraf 20.01.2020 tarihli icra takibinde 7.073,50 TL asıl alacağına 1.539,71 TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı görülemediği, bu halde davacının işlemiş faiz talebinin takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğunun mütalaa edildiği, TCMB verilerinden 20.01.2020 takip tarihi itibariyle avans faizin %13,75 olduğu görüldüğünden, davacının (Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere) 7.073,50 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren 96 13,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebilecektir. Faizin infaz aşamasında hesaplanabileceği, Davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin ise Sayın Mahkemeye ait olduğu, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.( HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E., 2002/208 K. ).
Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.(06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)
İlamsız icra takibinde yetkili icra daireleri İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin 6 vd. maddelerine göre belirlenir. Yine 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre para alacaklarına ilişkin icra takibi alacaklının yerleşim yeri icra dairesinde de yapılabilir. Taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığı ispat edilemediğinde alacak bir para alacağına dönüşmeyeceğinden yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra daireleridir.
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı taraf takibe konu ettiği 4 adet fatura bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak iddia edilen tüm vakaları inkar etmiştir. Dosyaya sunulan takip dayanağı irsaliyeli faturalar incelendiğinde teslim alan kısımlarının imzalı olmadığı, bedeller dikkate alındığında ise vergi dairesine müzekkere yazılmasına gerek görülmeyerek davacı, taraflar arasında bir sözleşme ve ticari ilişki olduğunu ispat edememiş, davalıda ödeme emrine itirazında borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğundan, davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından yemin hakkı hatırlatılmayarak mahkememizce özel kanunlarda yer alan dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın itirazın iptali davalarına özgü dava şartı yokluğu (icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmaması) nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcının (80,70 TL) başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubuna, artan harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
5-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır