Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/499 E. 2022/246 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/499
KARAR NO : 2022/246

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracının kusurunun bulunmadığı 04/05/2021 tarihinde meydana gelen kazada aracının çarpılması sonucu maddi hasara uğradığını, Davalı Sigorta şirketinden teminat altına alınan kusur konusunda anlaşmazlık bulunmayan … plakalı aracın … nolu trafik poliçesinden … nolu dosya açıldığını, davalı tarafından gönderilen sigorta eksperi raporunda tespiti yaptığı 13.860,74 TL yedek parça tutarıırı %97.67 varan iskontolar ile 11.025,71 TL iskonto düşerek 2.835,03 TL işçilik 4,950.00 TL ile toplamda kdv dahil 9.186,33 TL tespit yaptığını, fakat gerek yedek parçaların orijinal olarak tedarik edilmediğini gerekse işçiliklerin yetersiz olduğunun görüldüğünü, davalıırı 09/06/2021 tarihinde 7.784,52 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin yetersiz olduğunu, servis ile yaptıkları görüşmede parça veya işçilik hakkında iskonto kabul edildiği gibi bir beyanları olmadığı bilgisinin öğrenildiğini, kaldı ki sigortacı servis ile anlaşsa dahi mağdur olan 3. kişi konumundaki müvekkilini bağlamadığını, söz konusu uyuşmazlığın müvekkilinin hasar tespitine karşı oluşmuş ve bu ücretler ve eksik tespit ile aracının yapmasının mümkün olmadığının anlaşılması üzerine müvekkili tarafından 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesine dayanılarak izmir adli bilirkişi listesinde kayıtlı bilirkişiden uzman görüşü raporu alındığını, . Bu rapora göre hasar tutarı kdv dahil 13.471,06 TL olarak hesaplanma yapıldığını, bu hizmet için 400,00 TL fatura düzenlendiğini, uzman görüşü raporu incelendiğinde yedek parça tutarının 13.860,74 TL işçiliğin 4.850,00 TL olduğu kdv dahil 22.078,67 TL olarak görüldüğünü, servis onarımının tamamlandığını, proforma faturasının bu doğrultuda düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, iki ayrı ekspertiz rakamının farklı çıktığını, ve söz konusu uyuşmazlığın meydana geldiğini, davalının 7.784,52-TL ödeme yaptığı görüldüğünden fark olarak 14.294,15 TL daha ödemeyi 20/05/2021 (Temerrüt tarihi olarak yargıtay kararı ektedir.) tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10,00 TL den dava açtıklarını, kaza sonrası müvekkilinin aracında eksik ödenen değer kaybı tazminatı farkının BAM kararı ve Yargıtay kararlarına göre hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle Davalı … Sigorta A.Ş yönünden; eksik ödenen hasar tazminatı farkının hasar tazminatının yargıtay kararlarına göre iskontosuz gerçek zarar fiyatları ile rakama kdv dahil hesabı ile şimdilik 10,00 TL nin 20/05/2021 itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, davalı … Sigorta A.Ş yönünden; değer kaybı farkının yargıtay kararlarına göre yine şimdilik 10,00 TL den , 20/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, TTK 1426 gereği uzman görüşü ücret bedeli (400,00 TL) ve diğer yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili değer arttırım dilekçesi ile; dava dilekçesinin talep kısmını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; davalıdan hasar tazminatı için 12.215,48-TL’nin temerrüt tarihi olarak 20/05/2021 den itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini,HMK 323. Madde gereği yargı giderlerinden; dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne (16/2 madde) göre tayin olunacak yargılama gideri niteliğindeki vekâlet ücretinin davalı Sigorta şirketinden tahsiline ve TTK 1426 gereği yargı giderlerinden özel ekspertiz uzman görüşü ücret bedelinin (400,00 TL) HMK 323. Madde gereği diğer yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde …-…-…numaralı, 15/02/2021-2022 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı yana 09/06/2021 tarihinde 7.784,52-TL maddi hasar ödemesi gerçekleştirildiğini, ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davayı kabul etmemekle birlikte, dava konusu kazanın meydana gelip gelmediğinin kesin delillerle ispatlanmamış olup davacının işbu kazanın meydana geldiğini ve iddia olunan hasar ile kazanın illiyetinin olduğunun ispatlanması gerektiğini, haksız davanın reddini ettiklerini, davacının AYM kararı çerçevesinde piyasa rayicine göre değer kaybı hesabı yapılması talebinin uygun olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için öncelikle olayı kapsayan poliçe mevcut olması gerektiğini, olayın vukundan itibaren 2 yıl içinde mahkemeye başvuruda bulunulması gerektiğini, öncelikle zaman aşımı itirazlarını sunduklarını, ayrıca davacının kısmi dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, nitekim davacının huzurdaki dava bakımından talep ettiği değer kaybı tutarı net bir şekilde tespit edilebilir bir zarar kalemi olmakla nitekim daha evvel müvekkili şirkete başvurusu kapsamında da kısmi nitelikte bir talepte değil net bir tutar talep edildiğini, dolayısıyla huzurdaki davanın kısmi dava olarak ikamesinin davacı açısından hukuki faydası bulunmadığını, işbu sebeple aşağıda emsal nitelikte sunulan Yargıtay uygulamasında olduğu üzere öncelikle davanın esasa girilmeksizin usulden reddini talep ettiklerini, sigortalı araç yönünden yapılan kusur değerlendirilmesinin kabulünün de mümkün olmadığını, kaza kapsamında kazaya karışan araçlar yönünden değerlendirme yapılırken her bir araç yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak kusur atfı yapılması gerektiğini, mahkemece yapılacak bu değerlendirmelerle kazada davacı aracın %100 kusurlu olduğu talep konusu hadise kapsamında gerek kaza tespit tutanağı gerekse sair belgeler ile sabit olup, gerek sigortalı araç işleteni, gerekse de müvekkili şirketin dava konusu kaza kapsamında, KTK md.86 vd. gereği tazmin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, işbu rapor temin edildiğinde de görüleceği üzere davaya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde itirazları dikkate alınarak dosyanın yeni bir kusur bilirkişine tevdiini talep ettiklerini, davayı kabul etmemekle birlikte, davacının aracı için pert işlemi yapılıp yapılamayacağının tespiti için aracın tamirinin ekonomik olmaması gerektiğini, ayrıca pert işlemi yapılan araca değer kaybı hesabı yapılamayacağını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının ekleri kısmında aşağıdaki durumlarda değer kaybı taleplerinin teminat dışında bırakıldığını, aşağıdaki hususların araştırılması ve teminat dışında kalan bir durum varsa davacının bu yöndeki taleplerinin reddini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, işbu rapor temin edildiğinde de görüleceği üzere başvuruya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu onarım merkezinde başvuran aracının zararını giderebilecekken müvekkili şirketin bu hakkını kullanamadığını, dolayısıyla müvekkil şirket için yansıtma fatura düzenlenmiş olmadığından haksız ve mesnetsiz talep edilen kdv tutarına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, aksi kanaatte olunması halinde davanın esastan reddine, davacının zararı karşılanmış olduğundan haksız başvurunun reddine, teminat dışı olan sair gider taleplerinin reddine, ticari faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: Kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, poliçe, ödeme dekontu, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’ın2918 sayılı K.Y.T.K’nun 67.maddesini ihlal ettiği,
Davacı taraf sürücü …’in kural ihlali görünmediği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında (bu olayda %100) 20.000,00 TL. olarak tespit edilen gerçek zarar bedelinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu ancak, davalı sigorta şirketi tarafından 09.06.2021 tarihinde 7.784.52 TL. ödenmiş olmakla 12.215,48 TL. olarak hesaplanan bakiye hasar onarım bedelinden sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde kaza nedeniyle … plaka sayılı aracın ZMMS’nı yapan … Sigorta A.Ş.ne hasar ihbarının …@…kep.tr kep adresine 15.06.2021 tarihinde yapılmış olduğu, bu tarihten itibaren 8 işgününün hitamı olan 28.06.2021 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç arasında 04/05/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle uğranılan bakiye hasar ve değer kaybı zararının karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacıya ait aracın, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde zarar gördüğünü, zarar sonrası davalı sigorta şirketinin 7.784,52-TL hasar ödemesi yaptığı ancak bu ödemenin davacının zararının tamamını karşılamadığı ileri sürülerek bakiye hasar tazminatı ile aracın kaza sonrası onarımı ile kaza öncesi değerine göre azalma oluştuğu ileri sürülerek değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davalı şirketin sorumlu olduğu hasar bedelini ödediğini, bakiye sorumluluğunun bulunmadığını, zamanaşımı süresi geçmiş olabileceğini, davada kısmi dava açılamayacağını, zarar hesaplamasının KDV hariç ve iskontolu fiyatlar üzerinden yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Mahkememizce öncelikle kusur tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan 09/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazanın oluşumunda davalının sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü …’in kazanın oluşumunda bir kusuru bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce kaza tespit tutanağı, olay yeri fotoğrafları ve dosya kapsamının incelenmesinde davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün yolun en sağında park halindeyken sol tarafa doğru dönmek için manevra yaptığı sırada aynı şeritten düz olarak seyrine devam eden davacıya ait araca çarpması suretiyle kazanın gerçekleştiği, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsünün yoldan başka araçların geçişine dikkat ederek öncelikle onlara geçiş hakkını tanıdıktan sonra dönüş için aracı hareket ettirmesi gerekirken doğrudan manevra yaparak kazaya neden olduğu, bu itibarla bilirkişi raporunda da değinildiği üzere KTK 67.maddesine aykırı davranarak kazanın oluşumuna sebebiyet verildiği değerlendirilmekle davalı sigorta şirketinin %100 oranında zarardan sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
10-Araç üzerinde meydana gelen hasarın onarım bedeli, onarımın ekonomik olup olmadığı ve değer kaybı bulunup bulunmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınmış, dosyaya sunulan 09/12/2021tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza öncesi piyasa değerinin 60.000,00-TL olduğu, aracın hasarlı şekilde satılması halinde 40.000,00-TL değerinde olacağı, hasarın onarım bedelinin KDV dahil 35.207,01-TL olduğu, bu sebeple onarımının ekonomik olmadığı, davacının gerçek zararının kaza öncesi değeri ile kaza sonrası onarımsız halinin değerinin farkı miktarınca olan 20.000,00-TL olacağı, aracın onarımı ekonomik olmaması nedeniyle değer kaybı zararı oluşmayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
11-Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı sigorta şirketi vekili itiraz dilekçesi ile kusur durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği, araçta pert uygulaması yapılması için trafikten çekme belgesi sunulması gerektiği, aracın serbest piyasa rayiç değerinin fahiş olduğu hususları ileri sürülerek yeniden rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce itiraz sebepleriyle ilgili sınırlı olarak yapılan incelemede, kusur yönünden gerekçenin 9 nolu paragrafında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı şirketin sigortalısı olan araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği, davalının bu hususta somut bir itiraz nedeni göstermediği, bu nedenle yeniden kusur tayini yoluna gidilmesine gerek bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Aracın pert-total işlemine tabi tutulmasına yönelik olarak çekme belgesi sunulması gerektiği belirtilmiş ise de, görülmekte olan davada davacının kaza nedeniyle uğradığı gerçek zararın tazminini talep ettiği, idari bir kısım uygulamalarla aracın hasarı nedeniyle oluşan zararın tazmininden kaçınılamayacağı, davacının dilediği takdirde aracın onarımını yaptırmak suretiyle kullanmaya devam edebileceği, ancak hasarın onarımının yapılması ekonomik değil ise davalının sorumluluğunun artmaması için aracın pert total işlemi uygulanması halinde oluşacak maddi zararın hüküm altına alınacağı, bu itibarla idari nitelikteki genelge ile davacının gerçek zararının tazmininin önüne geçilemeyeceği değerlendirildiğinden bu yöndeki itirazlara itibar edilmemiştir.
Aracın serbest piyasa rayiçleri hususundaki itiraz konusunda ise, benzer yıl, yaş ve segmentteki araçların değerinin kaza tarihi itibariyle ortalama olarak dava konusu aracın bilirkişi raporunda belirtilen 60.000,00-TL civarında seyrettiği, aracın değerinin marka, model, km, kullanım şekli, önceki kazaları ve birçok unsurun birleşiminden oluştuğu, doğrudan emsal alınabilecek nitelikte bir kıyasın mümkün olmadığı ancak emsal nitelikteki dosyalarda aynı segment ve modeldeki benzer nitelikli araçlarda da yine bu miktarlara yakın rayiç değerler tespit edildiği, kaldı ki aracın hasar onarım değerinin 35.207,01-TL olduğu da gözetildiğinde onarım bedelinin 2 katından daha az bir miktar araç değeri bulunmasının makul olduğu kanaati ile bu yöndeki itirazlar da kabul edilmemiştir.
Netice itibariyle davacıya ait aracın kaza nedeniyle kaza öncesi değerine göre hasarın onarımı yapılmamış halinin 40.000,00-TL değerinde bulunduğu, kaza öncesi değere göre 20.000,00-TL zarara uğranılmış olduğu, aracın tamiri ekonomik olmaması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı tespit edilmiş, dava öncesi ödendiği anlaşılan 7.784,52-TL’nin mahsubu ile bakiye zarar miktarı olarak tespit edilen 12.215,48-TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
12-Davacı tarafça dava öncesi 10/05/2021 tarihinde ekspertiz talebinde bulunduğunun hasar dosyasında belirtildiği, davalı şirketin ekspertiz talebinden sonraki 8 iş günü yasal sürenin sona ermesi sonrasında 26/05/2021 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşıldığından bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir. Davacıya ait araç ve zarar veren sigortalı araç hususi nitelikte olup faiz türü olarak yasal faiz belirlenmiştir.
13-Davacı dava dilekçesinde ayrıca ekspertiz ücreti talebinde bulunmuş olup, davacının talepte bulunduğu ve faturasını sunduğu 400,00-TL tutarlı ekspertiz ücretinin mahkememizde görülmekte olan benzer nitelikteki tazminat davalarında sunulan ekspertiz ücretlendirmeleriyle yakın tutarlı olduğu, serbest piyasa rayicinde gerçekleştirilen bu harcamanın yargılama giderlerine dahil edilmesi talebinin yerinde olduğu gözetilerek 400,00-TL ekspertiz ücreti yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm kurulmuştur.
14-Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde vekil olarak yer alınmasından dolayı A.A.Ü.T. 16/2. Maddesi uyarınca arabuluculuk vekalet ücretine hükmolunması talep edilmiş ise de bahsi geçen düzenlemede açık bir şekilde “akdi avukatlık ücretinin” düzenlendiği, akdi avukatlık ücreti ile tarafın kendisi ile vekili arasındaki ücrete ilişkin asgari ücretin belirlenmiş olduğu, bu ücretin karşı tarafa yükletileceğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek arabuluculuk vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
15-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 12.215,48-TL bakiye hasar onarım bedelinden kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 26/05/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Değer kaybı zararı bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 834,43-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL harcın ve tamamlama harcı olarak alınan 208,50-TL toplamı 267,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 566,63-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 10,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 208,50-TL toplamı 267,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça 59,30-TL başvuru harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, ve 42,60-TL posta-tebligat ücreti olarak sarf edilen toplam 1.101,9‬0-TL. yargılama gideri ile yargılama gideri kapsamına alınan 400,00-TL uzman görüşü ücret bedeli toplamı 1.501,9‬0-TL’nin davanın ret ve kabul oranına göre 1.500,67-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 1.318,92-TL’sinin davalıdan, tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, bakiye kalan 1,08-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 1,08-TL terkin sınırları içinde kaldığından bu miktarın hazine üzerinde bırakılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”