Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2022/690 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/484 Esas
KARAR NO : 2022/690

DAVA : Paydaşlığın Tespiti
DAVA TARİHİ : 31/10/2014
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Paydaşlığın Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin davalı … Aş’nin evvelce %95,55 ‘ine denk gelen 95.550 adet hissesinin sahibi olduğunu, ancak şirketin İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………. E ……….K sayılı ve 19/04/1988 tarihli kararı ile iflasına karar verildiğini, müvekkilinin şirketin içinde bulunduğu dar boğazdan kurtulması için dava dışı Av. … isimli şahsa ve yakını avukatlara şirket adına vekaletler verdiğini, bu avukatın hem alacaklıların vekilini hem de iflas masasında iflas memuru olarak atanmayı sağlayarak usulsüz işlemler yaptığını, 2001 yılında bir kısım iflas borçlarının ödendiğini ve şirketin iflastan kurtulması için genel kurul yapılması gerektiğinin ve bunun için de gerekirse şirket hisselerinin satılarak gayrimenkul bedelinin tahsili için Av. … tarafından belirlendiği söylenen ……. oğlu,……….doğumlu … isimli şahsa vekalet verilmesi gerektiğinin müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin de kimlik dökümü bilgisi belirsiz olan ……..isimli şahsa vekaletname verdiğini, … isminin hayali bir isim olduğunu, 2011 yılında şirketin borçlarının ödendiğini ve İstanbul 2. ATM’nin …….. E-……..K sayılı kararıyla şirketin iflasının kaldırılmasına karar verildiğini, ancak haricen edinilen bilgiden Av. … isimli şahsın şirkete ait ….’ta bulunan 6100 m2’lik taşınmazı satmaya çalıştıklarını öğrendiklerini, müvekkilinin verdiği vekaletnameye istinaden yaşayıp yaşamadığı dahi belli olmayan davacının vekili olarak gözüken … isimli şahsın yine davalı … ile yapmış olduğu gayri resmi 25/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesinin onaylanması sırasında müflis………. şirketinin vekili olan Av. …’nun bu devir sözleşmesi üzerinde bir araştırma yapmayarak devralan … ve diğer alıcıların taleplerini kabul ettiğini, oysa şirket hissesi devirlerinin nasıl yapılacağının belli olduğunu, imzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ve devre muvafakat edildiğine ilişkin yönetim kurulu kararının noter tasdikli örneğinin ilgili makama verilmesi gerektiğini, bu nedenle 25/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesindeki davacıya atfen vekili sıfatıyla atılan imzanın sahte olduğunun ve iflas idaresi memurluğuna 19/10/2009 tarihinden bir gün önce Av. … tarafından sahte olarak hazırlanıp sunulduğunun beyan edildiğini, İstanbul 1. İflas Müdürlüğü’nün 1988/19 iflas dosyasına aslı sunulu hisse devir sözleşmesinde … imzasının sahte olduğunu, hisse devri alan … isimli şahsın Av. …’nun kız kardeşinin kocası olduğunu, adreslerinin aynı ofis adresi olduğunu, davalı şirketin daha sonra ticaret sicil merkezini İzmir’e taşıdığını, şirket adresinin dahi Av. …’nun adresiyle aynı olduğunu, dolayısıyla …, Av. … ‘nun birlikte hareket ettiklerini ve müvekkilini dolandırdıklarını, bu nedenlerle İstanbul CBS’nın …Hz sayılı soruşturma dosyasıyla şikayette bulunduklarını, şirketin ihtiyati tedbire konu olan İstanbul Kartal Soğanlık mevkindeki 139-9 pafta, 4485 ada, 159 parselde kayıtlı taşınmazın dosyada mübrez yüklenici Suat Altın Yapı Malzemeleri İnşaat Yapı Malzemeleri isimli şirkete İzmir 27. Noterliği’nin 13/05/2014 tarih 09386 Y nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satmak üzere olduklarını, şirketin tek varlığının bu taşınmaz olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin söz konusu davalı şirketin paydaşı olduğunun tespitine, belirtilen taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temliğinin önlenmesine yönelik HMK’nun 209.md. hükmü gereğince tedbir kararı verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı tarafın sahte vekaletle ya da olmayan birisinin sahte imzalarıyla vekaleten hisselerinin satıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, hissenin satış zamanının 25/08/2001 olduğunu ve şirket hissesinin devir alınmasının üzerinden 13 yıl geçtiğini, sözde bulundukları suç duyurusunun dahi zaman aşımına uğradığını, …’un davacı ve ailesiyle taraflarının birlikte tanıdığı olduğunu ve satışa vekil olarak da davacının bizzat kendi iradesiyle noterden vekil kılındığını, hisse devrinin vekaletle yapıldığını, imzaların vekil …’a ait olduğunu, vekaletin gerçek olup dolayısıyla da satışın yasal olduğunu, gönderildiği idda edilen paralarla hisse devrinin hiç bir ilgisinin ve alakasının olmadığını, davayla bir ilgisinin bulunmadığını, davacının diğer tüm iddialarının davayla bir ilgisinin olmayıp yalan olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı vekili iddiasını ispata yönelik olarak; 03 Mart 1982 tarih 453 sayılı ticaret sicil gazetesi sureti, Avukatlık sözleşmesi ve Gayrimenkul satım komisyon sözleşmesi, müvekkil … imzasıyla … A.Ş. adına verilen vekaletname sureti, müvekkilin şahsı adına verdiği vekaletname, … isimli şahsa verilen vekaletname sureti, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/498 Esas, 2011/7 Karar sayılı dosyası, Av………. tarafından İstanbul 1. İflas Müdürlüğü 1988/19 Eflas dosyasına yapılan 19.10.2009 tarihli başvuru ve başvuru ekinde sahteliğinin tespiti tarafımızca talep olunan hisse devir sözleşmesi fotokopisi, ………. A.Ş. İzmir Ticaret Sicil Memurluğu internet sayfası dökümü uyarınca şirket adresini gösterir döküm, İzmir Barosu Baro Levhası internet sayfası Av…. verileri, …’a FREN-AS tarafından Av….’ya iletilmek üzere açıklamasıyla gönderilen havale dekontları, … A.Ş. ile müteahit firma arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi, İstanbul C.Başsavcılığının …soruşturma numaralı dosyası, İstanbul 1. İflas Müdürlüğü 1988/19 İflas dosyası, davalı …’ın vukuatlı nüfus kayıt örneği, Av….’nun vukuatlı nüfus kayıt örneği, davalı … A.Ş. ticari defter ve kayıtları özellikle pay defteri, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve ibrazı kabil her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalılar vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; tanık, İstanbul 1. İflas Müdürlüğü’nün 1988/19 sayılı iflas dosyası, ticaret sicil ve vergi dairesiyle cevap dilekçesinde geçen tüm belgeler, mail yazışmaları ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Mahkememizin 17/12/2015 tarih 2014/1637 Esas 2015/1242 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2017 tarih 2016/4141 Esas 2017/6296 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, söz konusu karara davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna gidilmesine müteakiben, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2019 tarih 2018/1219 Esas 2019/1474 Karar sayılı ilamı ile davanın niteliği itibarı ile nispi harca tabi olduğu ve heyetçe karara bağlanması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilerek dosyanın Mahkememizin 2019/75 Esasına kaydedildiği, mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkememizin 2019/75 Esas 2019/1368 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/04/2021 tarih 2020/1912 Esas 2021/3349 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemenin bozma ilamına uyulmasına karar verdiği halde, nispi harç ikmal edilmeden yargılamaya devamla karar verilmiş olması” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkememize gönderilerek yukarıda belirtilen esasa kaydının yapıldığı,
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına müteakiben, dava konusu şirketin rayiç değerinin belirlenmesi hususunda, şirket adına kayıtlı olan taşınmazın değerinin tespiti hususunda İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimat mahkemesince dava dosyasının inşaat yüksek mühendisi Şöhret Verda Dönmez’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 26/01/2022 tarihli raporda özetle; İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi, 4486 ada, 159 (yeni:332) parsel sayılı, 6.100,00 m2
yüzölçümlü taşınmazın mevcut durumu yerinde incelenerek, değerlendirme bölümünde ayrıntılı olarak açıklanan
özellikleri göz önüne alınarak ve emsaller değerlendirilerek;
Ocak 2022 tarihindeki (güncel) değeri;
2.639,00 m2 alanında dükkan ve 10.420,00 m2 alanında ofis olarak ve %85 i tamamlandığı dikkate
alınarak toplam 30 katlı yapının toplam değeri 180.367.544,00 TL,
Arsa sahibi ile Müteahhit arasında düzenlenen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre binanın %50 sinin
toprak sahibine ait olacağı hususunda anlaşıldığı, 30 katlı yapının %85 i tamamlandığı dikkate alınarak
davacıların hissesine düşen yapı değeri 90.183.772,00 TL,
31/10/2020 dava tarihinde;
Arsa değeri 21.624.650,00 TL,
30 katlı yapının %85 i tamamlandığı dikkate alınarak davacıların hissesine düşen yapı değeri
17.627.128,00 TL olarak hesap edildiğini rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Davalı şirkete ait taşınmazın değerinin tespitine müteakiben, davaya konu edilen şirketin %95,55 oranındaki 95.550 adet hissenin, dava tarihi ve iş bugünkü tarih itibarı ile değerini gösterir rapor aldırılması hususunda, dosyanın bilrikişi Tahir Öztürk’e tevdine karar verildiği, bilirkişi YMM Tahir Öztürk tarafından dosyaya ibraz edilen 28/04/2022 tarihli raporunda özetle; dava dosyasına davalı şirketin ticari defterleri sunulmadığı için şirketin bilançosunda hem dava tarihi itibariyle hem de güncel tarih itibariyle taşınmaz (arsa) haricinde başkaca nakit, banka, alacak, stok, demirbaş v.s.varlığı ile borcunun olup olmadığının tespit edilemediği, dolayısıyla şirketin gerçek değerinin hesaplanabilmesi için dava tarihi olan 31.10.2014 tarihli detay bilanço ile güncel tarihli detay bilançonun dava dosyasına sunulmasının gerektiği, şayet davalı şirket vekillerince defter kayıtları ile uyumlu bilançoların sunulmaması halinde şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesinden 2014 ve 2021 yılları kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki mali tablolarının istenmesi halinde dava ve güncel tarihlere yakın bir değer tespitinin mümkün olabileceği, bununla birlikte şayet sayın mahkeme genel şirket değerinin hesaplamasındaki hususlar haricinde sadece Gayrimenkul uzmanı tarafından düzenlenerek dosyaya sunulu bilirkişi raporundaki şirketin taşınmazının (arsanın) değerini şirketin gerçek değeri olarak kabul etmesi halinde, tarafların rapora itirazlarının takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, Sayın bilirkişi Şöhret Verda Dönmez arsanın değerini, 31/10/2014 dava tarihi itibariyle 21.624.650,00 TL, ve Ocak 2022 tarihi (güncel) itibariyle (şirkete düşen payı) 90.183.772,00 TL. tespit ettiğinden; dava tarihi itibariyle %95,55 hisseye düşen değerin 20.662.353,07 TL, Ocak 2022 tarihi (güncel) itibariyle %95,55 hisseye düşen değerin 86.161.039,15 TL olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Davalı şirketin 2014 ve 2021 yılları kurumlar vergisi beyannamesi ekinde mali tabloların vergi dairesinden temini ile, dosyanın bilirkişiye tevdi ile itirazları karşılar, dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 01/06/2022 tarihli ek raporda özetle; dava tarihine en yakın olarak 2014 yılı sonu itibariyle kaydi değerinin 42.069,85 TL. ve Rayiç Değerinin ise 21.666.539,98 TL. olduğu, yine mevcut bilgiler dahilinde karar tarihine en yakın olarak tespit edilebilen 2020 yılı sonu itibariyle kaydi değerinin 18.067,57 TL. ve rayiç değerinin ise 90.201.412,65 TL. Olduğunun hesaplandığı, şirketin bu hesaplanan rayiç değerine göre; dava tarihine en yakın olarak 2014 yılı sonu itibariyle %95,55 hisseye düşen değerin (21.666.539,98*%95,55=) 20.702.378,95 TL, mevcut bilgiler dahilinde karar tarihine en yakın olarak tespit edilebilen 2020 yılı sonu itibariyle %95,55 hisseye düşen değerin (90.201.412,65*%95,55=)86.187.449,78 TL olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
Davalılar vekili mahkememizin 25/05/2022 tarihli celsesinde imzalı beyanında; davacı tarafın yokluğunda yargılamaya devamla harç eksikliğini ikmal etmesi hususunda davacı tarafa ihtarat çıkartılmasını talep ettiklerini, ayrıca bilirkişi raporunda müvekkil şirketin 31/10/2014 tarihli detay bilançosu ile güncel tarihli detay bilançosunun temini istemiş ise de, bu belge ve kayıtların taraflarında olmadığını, bu konuda taraflarına süre verilmesine gerek olmadığını, bu hususta başkaca bir belge taraflarınca sunulmayacağını beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 06/07/2022 tarihli celsesinde; Harçlar Kanunu 1 sayılı tarife uyarınca, dava konusu edilen şirketin hissesinin dava tarihi itibarı ile tespit edilen 20.702.378,95-TL dava değeri üzerinden 353.544,87-TL peşin nispi harcın yatırılması gerektiğinden, davacı tarafından peşin yatırılan 25,20-TL maktu peşin harcın mahsubu ile 353.519,67-TL nispi peşin harcı yatırmak üzere, davacılar vekiline gelecek celseye kadar süre verilmesine, verilen süre içerisinde eksik peşin harç yatırılmadığı takdirde, Harçlar Kanunu 32. Maddesi uyarınca müteakip işlemler yapılmaksızın dava dosyasının 6100 sayılı HMK nun 150 ve 320 maddeleri uyarınca yenileninceye ve harç ikmal edilinceye kadar işlemden kaldırılacağına karar verileceğinin davacılar vekiline ihtarına e-duruşma sistemi üzerinden ihtarat yapıldığı ve davacılar vekili tarafından eksik harcın ikmal edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; davalı şirketin %95,55 hissesine tekabül eden 95.550 adet hissenin davacıya ait olduğunun tespit istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,
Davacı, davalı şirketin % 95,55 oranında payına sahip iken 19.04.1988 tarihinde davalı şirketin iflasına karar verildiğini, devam eden hukuki süreçte davacının Avukat … ve yakını olan avukatlara davalı … A.Ş. adına vekaletler verdiğini, adı geçen avukatın Avukatlık Kanununa aykırı olarak hem davacı, davalı şirketin ve hem de alacaklıların vekilliğini yaparak kendisinin iflas memuru olarak atanmasını sağladığını, şirkete ait hisselerin devrinin, yaşayıp yaşamadığı dahi belli olmayan … isimli kişiye verilen vekaletname ile yapıldığını, hisse devir sözleşmesinin üzerinde bulunan 25.08.2001 tarihinin gerçek dışı olduğunu, … isimli var olup olmadığı dahi belli olmayan şahıs tarafından davacı lehine vekaleten atılan imzaların sahte olduğunu iddia ederek, yapılan hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile davacının davalı şirketin paydaşı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş ise de, yapılan yargılama sırasında 16.06.2015 tarihli celsede, davacı vekili, davaya verilen cevaplardan sonra davadaki iddialarının hisse devir sözleşmesindeki imzanın sahteliğine değil, Avukatlık Kanunu’nun 47.maddesindeki aykırılığa dayandırdıklarını, hisse devrine ilişkin tüm işlemlerin Avukat … tarafından organize edildiğini, bu nedenle işlemin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.Davalılar vekili ise davanın konusunun değiştirilmesine, genişletilmesine ve yeni deliller sunulmasına muvafakat etmediklerini, davacı …’nin 17.06.2010 tarihinde İstanbul İflas Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde hisselerinin satıldığını bildirmiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.Davada çözümü gereken yön, davacıya ait iken davalı …’a devri yapılan davalı şirkete ait hisselere ilişkin 25.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ile yine davacı tarafça ileri sürülen Avukat …’nun Avukatlık Kanunu’nun 47. maddesine aykırı bir işleminin bulunup bulunmadığı ve bunun yapılan hisse devir işlemini geçersiz hale getirip getirmediği, davacının iddialarının yerinde olup olmadığı noktasındadır.
Davaya konu hisse devir sözleşmesi incelendiğinde, davacının davalı şirkette bulunan 95.550 payının tamamını, 25.08.2001 tarihinde davacı … adına vekili … tarafından davalı …’a satıldığı, vekil sıfatıyla satış işlemini yapan …’un Kadıköy 16. Noterliği tarafından düzenlenen 24.08.2001 tarihli vekaletnameyle davacı … tarafından … Otom.San.ve Tic.A.Ş.’nde bulunan davaya konu hisse devir sözleşmesini yapmaya yetkili kılındığı, vekaletnamenin sahteliğine ilişkin olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi davacı vekili 16.06.2015 tarihli celsede hisse devir sözleşmesindeki imzanın sahteliğine ilişkin olarak yaptıkları iddiadan vazgeçerek davadaki iddialarının Avukatlık Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca değerlendirilmesini istemiştir.Mahkememizce davaya konu hisse devir sözleşmesinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davacının iddialarının yerinde olup olmadığının tespiti açısından öncelikle işlemi vekaleten yapan …’un tanık olarak dinlenilmesine, bu amaçla ikamet ettiği yer mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olup, anılan şahıs tarafından Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verdiği yeminli beyanında özetle, …’nin şirket paylarını …’a ve diğer birkaç kişiye devredilmesi için kendisine vekalet verdiğini, Nimet’in yapılan hisse devir sözleşmesinden ve buna dair yapılan tüm işlemlerden haberinin olduğunu, … tarafından devir bedeli olarak yüklüce bir miktarın davacı …’e ödendiğini, …’nun hisse devrinde hiçbir işlemde bulunmadığını, bu hisse devir işlemi ile … arasında bir bağlantının olmadığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf ve tanık beyanları ile yargılama süresince toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, 19.04.1988 tarihi itibariyle iflasına karar verilen davalı şirketin, tasfiye işlemleri devam ederken, şirket yönünden İİK’nın 182. maddesinde belirtilen iflasın kaldırılmasına ilişkin koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle, iflasının İİK’nın 182. maddesi uyarınca kaldırıldığı, bu kararın 05.04.2011 tarihinde kesinleştiği, davacı …’nin bu karar öncesinde davalı şirketin iflas işlemlerini yürüten İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasına gönderilmek üzere Kartal 4. İcra Müdürlüğüne verdiği 17.06.2010 tarihli dilekçede, … Otom.San.ve Tic.A.Ş. unvanlı şirketteki hisselerinin tümünü 25.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi ile 3. şahıslara satarak devrettiğinden müflis şirketin iflasının kalkmasına muvafakat ettiğini bildirmiş olduğu, dilekçenin kimlik tespiti yapılmak suretiyle davacıdan alındığı, davaya konu hisse devir sözleşmesinin …’a verilen vekaletnameye dayalı olarak geçerli bir şekilde yapıldığı, bu hususun davacı tarafça da kabul edildiği, davacı tarafın dayandığı Avukatlık Kanunu’nun Çekişmeli Hakları Edinme Yasağına ilişkin 47. maddesi yönünden yapılan incelemede ise Avukat …’nun masa vekili veya müflis şirket vekili sıfatıyla iflas tasfiye dosyasında herhangi bir talep veya işlem yaptığına dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığının İstanbul 1. İflas Dairesinin 02.10.2015 tarihli ……Esas sayılı yazısı ile bildirilmiş olduğu, davalı şirketin yasal olarak müflis durumda bulunduğu sırada yapılan tüm iş ve işlemlerin mahkeme kararları ve iflas müdürlüğü tarafından verilen kararlara uygun olarak yerine getirildiği, davaya konu hisse devir sözleşmesinin, davacı … adına vekili olarak tayin edilen … ve davalı … arasında yapıldığı, …’nin yapılan işlemlerden haberdar olup, hisselerin karşılığı olan bedeli de almış olduğu, yapılan işlemlerde Avukatlık Kanunu’nun 47. maddesinde düzenlenen çekişmeli hakları edinme yasağı kapsamında kalan bir durumun tespit edilemediği, Avukat … yönünden ileri sürülen madde kapsamında bir işlemin bulunmadığı, bu nedenlerle davacının iddialarının yasal olarak yerinde olmadığı gibi 25.08.2001 tarihinde geçerli olarak yapılan ve yüklediği edimler karşılıklı olarak yerine getirilmiş bulunan hisse devir sözleşmesinin üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra geçersiz olduğu iddiasıyla hükümsüz kılınmasına ilişkin olarak açılan işbu davanın hukuken de yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddi gerektiği yönünde mahkememizce varılan vicdani sonuç ve kanaate göre davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
Harçlar Kanunu 1 sayılı tarife uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu red karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden, davacı tarafça peşin yatırılan 353.544,87-TL harçtan iş bu harcın mahsubu ile bakiye 353.464,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 445.023,79-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 174,00-TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza