Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/465 E. 2022/324 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/465
KARAR NO : 2022/324

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/11/2014 gün ve 2014/7 sayılı kararıyla müvekkili davacının aidat borcunu ödemediği gerekçesi ile kooperatif üyeliğinden ihracına karar verdiğini, kooperatif tarafından müvekkiline aidat tutarının ödememesi gerekçesiyle ihtar çekildiğini, ancak müvekkilinin kooperatife aidat borcu olmadığından dolayı gönderilen ihtarı dikkate almadığını, kooperatif müvekkiline bu defa 2. kez ihtar gönderdiğini, müvekkilinin bunun üzerine üye olduğu kooperatife aidat borcunun olmadığını ve bugüne dek borçlarını ödediğini bildirdiğini, buna karşın müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığını, müvekkilinin tüm aidatlarını eksiksiz olarak ödediğini ve ortaklıktan çıkarma kararı alınmış olmasının kanuna ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, bu nedenlerle kooperatif yönetim kurulunun 25/11/2014 gün ve 2014/7 sayılı müvekkilinin ortaklıktan ihracına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili kooperatife olan borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirdiğini, kooperatifte eşitlik ilkelerine uymaksızın diğer ortakların ödentileri ile yürütülen kooperatif gelirleri üzerinde onlarla eşit haklara sahip olmak istediğini, bu amacı gerçekleştirmek için seçilmiş olduğu yönetim kurulu üyeliğini kendi menfaatine kullandığını, bu nedenle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu nedeniyle hakkında …. hazırlık nolu dosyada tahkikat işlemi devam ettiğini, davacının daha öncede parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için 17/12/1997 tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını, ancak keşide edilen ihtarda edimlerini yerine getirmesi için verilen süre bir yerine 30 gün yazıldığı için ortaklıktan çıkarma kararının usul eksikliği nedeniyle iptal edildiğini, bu nedenlerle çıkarma kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, hukuki ve maddi dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ortaklıktan çıkma ve çıkarılmaya ilişkin ticari şirket davası olup, ..tarih ve…. sayılı kararı tarih ve .. Esas,.. karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, hükmün istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … tarih ve ….Karar sayılı ilamıyla; “…Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece kooperatif uzmanı bilirkişiden alınan 23.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 31.05.2014 tarihi itibariyle davalı kooperatif tarafından davacının 6.345,00 TL anapara, 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL tutarında borcunun hesaplandığı, ortakların ödemelerinin 1980 li yıllara kadar gerilere gittiği, 2007 yılı Temmuz ayına kadar genel kurulca belirlenen aidatların uygulandığı, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle ödenmesi gereken aidat miktarının 5.488,65 TL olduğu, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 606,15 TL ödeme yapıldığı, ödenen bu miktar düşüldüğünde 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 4.882,50 TL eksik ödeme yapıldığı, 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kurulda 2008 yılı Ekim ayında 5.000,00 TL, 2008 yılı Kasım ayından itibaren 25 ay süre ile 1.400,00 TL ödenmesinin kabul edildiği, bu para ile müteahhide ödeme yapılması düşünülmüş ise de bu karar gereğince ortaklardan 19.000,00 TL civarında para tahsil edildikten sonra tahsilatların durdurulduğu, bir miktarının müteahhidin imalatlara başlayamaması nedeniyle iade edildiği, yukarıdaki tespitlere göre kooperatif ortaklarının 5.488,65 TL + 19.000,00 TL olmak üzere toplam 24.488,65 TL ödeme yapmaları gerektiği, kooperatif ortaklarının bir çoğunun bu şekilde ödeme yaptığı, müteahhit ile yaşanan sorunlar üzerine yönetim kurulunun özel bir formül ile yaptığı hesaplama sonucunda tam ödeme yapan ortaklara 13.018,00 TL’nin iade edilmesine karar verdiği, böylece ödenmesinde eksiklik olmayan ortaklar tarafından iade edilmesine karar verilen kısım düşüldüğünde 11.470,65 TL ödeme yapılmış olduğu, 01.01.2014 tarihi itibariyle ortaklara borçlar ve ortaklara alacaklar hesabının açılış kaydı incelendiğinde düzenli ödeme yapan ortakların ödemeleri 24.488,65 TL’ye ulaştığı ve bunlara 13.018,00 TL iade yapıldığının görüldüğü, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından davacıya para iadesi yapılmadığı, 20.07.2011 tarihinde toplanan yönetim kurulunun davacının borcunun 5.719,00 TL olduğu ve bunun da yatırıldığı, davacının başka borcunun kalmadığına ilişkin karar verdiği, davacının daha önce ödemiş olduğu 606,15 TL ilave edildiğinde davacının 6.325,15 TL kooperatif kayıtlarında görülen ödeme miktarının bulunduğu, davacının esas aldığı hesaplamanın 30.06.2008 ve 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurulda belirlenen parasal yükümlülükleri içermediğinden kabulünün mümkün olmadığı, 02.02.2014 tarih 2014/… sayılı yönetim kurulu kararı ve ekindeki denkleştirme listesinde açıkça belirtildiği üzere her ortağın 11.470,65 TL ödeme yapmasının gerektiği, tüm bu tespitlere göre davacının 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken 6.325,15 TL ödediği, 5.145,50 TL eksik ödemesinin bulunduğu, davalı kooperatifin de 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kuruldan önceki süreç için bu meblağı talep ettiğinin görüldüğü, 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif ortaklarından Mart ayı sonuna kadar 1.000,00 TL, Nisan- Aralık döneminde ise aylık 100,00 TL tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2014 yılının Mart ayının aidatı 1.000,00 TL ile Nisan ve Mayıs ayı aidatları 200,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL’nin talep edildiği, bu durumda davacının eksik ödemesi 5.145,50 TL ile 1.200,00 TL olmak üzere toplam 6.345,50 TL anapara (aidat borcunun) bulunduğu ve davacıya gönderilen ihtarnamelerde anapara olarak bu meblağın talep edildiği, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2007 yılı Temmuz ayındaki borç bakiyesi için ilk ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle 82 aylık gecikme olduğu halde kooperatif tarafından 64 aylık TBK’nın 120/2 maddesi ile getirilen sınırlamaya riayet edilerek aylık %1,5 (yıllık %18) üzerinden gecikme faizi hesaplandığından davalının lehine olduğu, davalının ödemediği 7.519,00 TL üzerinden faiz hesaplanmasının da davalının lehine olduğu, ikinci ihtarnamenin tebliğinden sonra kısmi ödeme yapılmasının ihtarnamedeki borç miktarını etkilemediği, kooperatif tarafından talep edilen anapara ve gecikme faizi hesabında davacının aleyhine bir yanlışlığa rastlanmadığı bildirilmiş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle çıkarma kararının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli listeye göre; ihraç kararına dayanak genel kurul kararları gereğince üyelerin 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken davacı dışında 8 üyenin daha eksik ödeme yaptığı ve halen parasal yükümlülüklerinin devam ettiği görülmüş, ancak buna rağmen davacı dışında eksik ödemesi bulunan 8 üyeye ihtarname gönderilip gönderilmediği ve haklarında ihraç kararı alınıp alınmadığı anlaşılamamış, bilirkişi raporunda bu husus incelenmemiştir. Bilirkişi raporu bu haliyle hükme esas alınamaz. Kooperatifler Kanunu’nun 23 ncü maddesi uyarınca kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve vecibelerde eşittir. Ortaklar arasında eşitlik ilkesinin dışına çıkılmak istendiği takdirde bu husus, yönetim kurulunca genel kurula getirilmeli ve genel kurulca karara bağlanmalıdır. Bu nedenle mahkemece, davalı kooperatif yönetim kurulunca borcu olan diğer ortaklar hakkında da ihraç prosedürünün işletilip işletilmediği ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ihraç kararı alınıp alınmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının ihracına karar verilmesinin Kooperatifler Kanununun 23.maddesindeki hak ve vecibelerdeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılmaksızın yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. ….” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
…. sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
…. aldırılan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Dava, davacı…’ın ortaklıktan çıkarılması ile ilgili olan … sayılı yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin olup, inceleme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere,
1- T. C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. tarih, … Esas ve …. Karar sayılı kararında bahsedilen belge, …. yılına ait Yevmiye Defterinden alı-nan açılış kaydıdır.
2- İnceleme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde, ilk müteahhitten alınan teminatın paraya çevrilmesi ve ikinci müteahhide nakit olarak ödeme yapılmaması nedeniyle, ihtiyaç fazlası paranın ortaklara iade edilmesi düşünülmüş ve uygulanmıştır. Ancak iadelerden sonra ortaklar tara-fından yapılan ödeme miktarlarında farklılıklar oluşmuştur. Ortaklar arasındaki eşitliği sağlayabil-mek amacıyla, 2014 yılının başlarında, en fazla ödeme yapan ortakların ödemeleri esas alınarak, iadelerden sonra kalan ödemelerin 11.470,65 TL’ye tamamlanmasını yoluna gidilmiştir.
3- Diğer ortaklara kıyasla eksik ödeme (6.325,15 TL) yaptığı için davacı…’a, aidat iadesi yapılmamıştır. Bu durumda ortaklar arasındaki eşitliğin sağlanabilmesi için davacı ….’ın, 5.145,50 TL ödeme yapması gerekmektedir.
4- Kooperatifin diğer ortakları, eşitleme bedelinden oluşan borçlarını 2014/Haziran ve Temmuz aylarında ödemişlerdir. Davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin süreç, 2014/Eylül ayında başlatılmış olup, bu tarih itibariyle diğer ortakların, eşitleme bedeli olarak herhangi bir borçları bu-lunmamaktadır. Dolayısı ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinin ihlali söz konusu değildir….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İSTİNAF İLAMI SONRASI;
1-Mahkememizce istinaf kaldırma kararı sonrasında dosya kooperatif alacak hesaplamaları konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 05.01.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının ortaklıktan çıkarılma sürecinin başladığı sürece kadar diğer ortakların eşitleme bedelinden oluşan borçlarını kooperatife ödemiş olduklarının tespit edildiği bildirilmiştir.
2-Bilirkişi raporuna karşı davacı vekili tarafından davacının aidat borcu bulunmadığı, kooperatifin tüm evrak ve belgelerinin incelenmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu borcun aidat borcu olmadığını, davacının 2014 yılına kadar aidat borcu olmadığını, ihtara konu borcun doğru hesaplanması gerektiğini ileri sürerek itirazda bulunmuştur.
3-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ‘nin … Esas …Karar sayılı kaldırma kararında kooperatif yönetim kurulunun ortaklar arasında eşitlik ilkesine aykırı uygulamasının bulunup bulunmadığının araştırılarak oluşacak sonuca göre yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiş olup mahkememizce bu kaldırma nedeniyle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporunda davacı dışındaki diğer kooperatif ortaklarının ayrıntıları bilirkişi raporunun 4.sayfasında yer alan muhtelif tarihlerde aidat borçlarını ödemiş oldukları görülmüştür.
4-Davalı tarafça kooperatifin tüm kayıtlarının incelenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de uyuşmazlık konusu aidat tahakkukunun dayandığı genel kurul kararının en çok ödeme yapan kooperatif ortaklarının ödeme miktarına yani 11.470,65-TL’ye toplam ödeme miktarlarının tamamlanmasına yönelik olup üyelerin geçmiş tarihli ödemelerinin bu miktara tamamlanması şeklinde belirlenen ve her bir üyenin farklı miktarda aidat yükümlülüğü altına alındığı görülmüştür. Yönetim kurulu kararına karşı davacı tarafça açılmış bir iptal kararı bulunmadığı ve görülmekte olan davada artık belirlenen aidatın miktarı ve yerinde olup olmayacağı denetlenemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
5-Davacı vekilince dava konusu aidat borcunun gerçek bir aidat borcu niteliğinde olmadığını ileri sürmüş ise de dosya kapsamının incelenmesinde talep edilen aidat borcunun üyelerin tüm üyelik dönemleri içerisindeki toplam ödemelerini eşitlemek üzere tahsili talep edilen ve her bir üye için önceki tarihli ödemeleri baz alınarak hesaplanan bir aidat olduğu, kooperatif alacağının aidat niteliğini kazanması için dönemsel tahakkuk ve her üyeden eşit şekilde talep edilmesi gerekmediği, her bir üyenin önceki dönem ödemelerine göre farklı miktarlarda aidat ödeme yükümlülüğü altına sokulması suretiyle ek aidat talep edilebileceği değerlendirilmiştir. Kaldı ki tahakkukun yerinde olup olmadığı hususunda yönetim kurulu kararına karşı yasal süreler içerisinde genel kurula itiraz edilebileceği, genel kurulda itirazların kabul görmemesi halinde iptal davası açılabileceği gözetildiğinde bu yöndeki iddiaların görülmekte olan davada dinlenmesi mümkün değildir.
6-Davacı vekilinin bir diğer itiraz noktası tüm kooperatif kayıtlarının dosyaya getirtilerek incelenmesi yönündedir. Bilirkişi raporunun incelenmesinde uyuşmazlık konusu aidat kayıtları ve önceki dönem ödemelere ilişkin yeterli veri bulunduğu, iptal davası açılmayan ve hukuken kesinleşen yönetim kurulu kararı ile belirlenen bakiye alacak miktarlarının diğer üyeler tarafından kooperatif hesabına yatırılmış olduğu, davalı kooperatifin tüm geçiş dönemlerinin ayrı ayrı incelenmesinin görülmekte olan davanın konusu olmadığı değerlendirilmekle bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir.
7-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere davacının ortaklıktan çıkarılma gerekçesi olarak gösterilen aidat borcunun diğer ortaklar tarafından muhtelif tarihlerde kooperatife ödendiği, diğer ortakların toplam ödeme miktarlarının eşitlenmiş olduğu ancak davacının süresinde ödeme yapmaması nedeniyle bakiye borcunun bulunduğu, yönetim kurulunun kooperatif ana sözleşmesi ile ortaklıktan çıkarma yetkisi verildiği, usul ve yasaya aykırı bir uygulama bulunmadığı gibi kooperatif üyeleri arasında eşit işlem yasağına aykırı bir uygulama da bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan , peşin olarak alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”