Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/453 E. 2022/328 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/453
KARAR NO : 2022/328

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı … plakalı araca, … plakalı araç tarafından 07.02.2021 tarihinde çarpılmış olup, maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verildiğini, kazadan sonra taraflarca kaza tespit tutanağı tutulduğunu, müvekkili meydana gelen kazada, kusursuz olup …. plakalı araç ve sürücüsü kusurlu olduğunu, araçta oluşan hasarın tespit edilmesi amacı ile tarafımızca Eksper …’dan alınan eksper raporundan da anlaşılacağı üzere araçta 10.288,21-TL’lik hasar tespit edildiğini, bunun üzerine araçta oluşan hasar tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine 12.04.2021 tarihinde başvuru yapılmışsa da olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmamış ve kanuni süresi içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, hasar tazminatının yanı sıra, müvekkilinin aracında değer kaybı da meydana geldiğini, kaza neticesinde oluşan hasarın boyutu ve aracın özellikleri dikkate alındığında, aracın 2. el piyasasında önemli ölçüde değer kaybettiği açık olduğunu, araçta oluşan değer kaybının sigortacı tarafından tazmini için yine 26.03.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine mail yoluyla başvuru yapılmış olsa da davalı taraf olumlu/olumsuz herhangi bir cevap vermediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını, araçtaki değer kaybı mahkemenizce alınacak bilirkişi raporu ile belirlenebileceğini, bilirkişi incelemesinde, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli …. Sayılı iptal kararma riayet edilmesini, KTK. 90. maddesinin mezkur iptal kararı ile aldığı son haline göre genel esaslara göre değer kaybının hesaplanmasını, bilhassa Genel Şartlar ve ekindeki formüller ile değer kaybı hesaplaması yaptırılmamasını, aracın kaza tarihi itibariyle hasarsız hali ve hasarlı hali arasındaki rayiç bedel farkının hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin alacakları hakkında yasal işlem başlatabilmek adına zorunlu dava şartı olan arabuluculuğa davalı sigorta şirketi yönünden başvurulduğunu, arabulucu olarak … sicil numaralı … atanmış, tarafların anlaşamaması üzerine arabuluculuk faaliyetine son verilmiş ve son tutanak 20.05.2021 tarihinde imzalandığını, izah edilmeye çalışılan sebeplerden dolayı, huzurdaki davayı ikame etmek zorunlu hale geldiğini, yukarıda izah edilmeye çalışılan ve mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kısmi dava olarak şimdilik 100,00-TL hasar tazminatının davalılardan sigorta yönünden temerrüde düştüğü tarihten, diğer davalılardan yönünden de kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şimdilik 10,00 TL değer kaybının davalılardan sigorta yönünden temerrüde düştüğü tarihten, diğer davalılardan yönünden de kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini,
Davacı vekili, slah dilekçesi ile; davanın kabülü ile, hasar tazminatı olarak 100,00 TL olan taleplerini 10.188,21 TL arttırarak toplam 10.288,21 TL’nin, davalılardan … ile …San. Ve Tic. A.Ş. yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini, 10,00 TL olan değer kaybı taleplerini 4.990,00 TL arttırarak toplam 5.000,00 TL’nin davalılardan … ile …San. Ve Tic. A.Ş. yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına verilmesini, TTK 1426 kapsamında makul gider olan 400,00 TL ekspertiz rapor ücretinin yargılama giderlerinde nazara alınmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin 23.08.2021 tarihli, davaya cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan ….plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde …. numaralı Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile 05.02.2021-2022 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi ZMSS poliçesi gereği ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, çünkü sigorta tazminatı bir zenginleşme aracı olmadığını, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurunun uzman bilirkişilerce tespitinin ardından maddi eksper hesap raporu alınması mümkün olduğunu, müvekkili şirketin ancak kaza tarihi itibariyle teminat limiti olan 43.000,00 TL’ye kadar sorumluluğu bulunduğunu, olay yeri fotoğraflarından tespit edildiği üzere davaya konu kaza 04.02.2021 tarihinde gerçekleşmiş olup poliçe vadesinde yer almadığını, iş bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini, tazminat davasında ispat yükü kural olarak davacıda olduğunu, aksi kabul anlamına gelmemek üzere, fatura sunulmadan KDV ödenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulu fatura bulunmadığından davanın
reddi ile davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “… Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’in 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/d maddesi ile aynı kanunun 56/c, 52/b maddelerini ihlal ettiği, kazanın oluşunda etken olduğu,
Davacı taraf sürücü …’ın kazanın oluşumunda etken bir davranışının bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında (bu olayda %100) 10.288,21 TL olarak hesaplanan hasar onarım bedelinden ve 5.000,00 TL olarak hesaplanan değer kaybı bedelinden davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı, sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesi eki belgelerden kaza nedeniyle … plaka sayılı aracın ZMMS’nı yapan … Sigorta A.Ş’.ne hasar ihbarının … elektronik posta adresine 12.04.2021 tarihinde yapıldığı, ihbarın 12.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, tebliğ tarihinden itibaren 8 işgününün hitamı olan 26.04.2021 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait …. plaka sayılı araç ile davalı …’in, sürücüsü, davalı ….San.ve Tic.A.Ş.’nin maliki ve davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı zararlarından dolayı oluşan zararın tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Dava dilekçesi davalı taraflara tebliğ edilmiş, araç maliki ve sürücüsü tarafından cevap sunulmamış, davalı sigorta şirketi tarafından sunulan cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş, dava konusu kazanın kaza tespit tutanağında yer alan 07/02/2021 tarihinde meydana gelmediğini ileri sürerek hasarın poliçe teminatı kapsamında yer almadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava konusu kazanın mahkememiz yargı çevresi içerisinde yer alan İzmir ili Urla ilçesinde meydana geldiği anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmiş, uyuşmazlığın esasına geçilmiştir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde
karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Mahkememizce dosya kusur ve hasar yönünden bilirkişi raporu aldırılmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
A-Kusur yönünden yapılan incelemede dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, dava konusu kazanın davalı araç sürücüsü …’in davacıya ait aracın arkasında seyrederken yol ve hız durumuna göre güvenli duruş mesafesi kadar aralık bırakmadan seyretmesi nedeniyle kazanın arkadan çarpma suretiyle gerçekleştiği, kazanın oluşumunda davalının asli ve %100 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
B-Hasar yönünden yapılan incelemede davacıya ait aracın onarımının ekonomik olduğu, aracın hasar onarım bedelinin 10.288,21-TL, değer kaybı zararının ise 5.000,00-TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce dava dosyası ve hasarın araç üzerindeki yerinin incelenmesinde bilirkişi tarafından tespit edilen onarım bedelinin ve değer kaybı zararının benzer nitelikteki araçların uğradığı benzer kazalarda ortaya çıkan onarım bedeli ve değer kaybı zararlarıyla uyumlu olduğu değerlendirilmiştir.
10-Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında dava konusu kazanın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı sigorta şirketi dava konusu kazanın kaza tespit tutanağında belirtilen gün ve saatte meydana gelmediğini, kaza tespit tutanağında belirtilen tarihin gerçek kaza tarihi olmadığını, olay yeri fotoğraflarında kaza tarihi olarak 04/02/2021 tarihinin yer almış olduğunu, poliçenin kaza sonrası düzenlendiğini ileri sürmüştür.
Dosyaya sunulan kaza fotoğraf çerçevesi ekran görüntüsünde “…” ibaresinin üst kısımda yer aldığı görülmüştür.
Mahkememizce bu hususta davacının ve davalının ayrı ayrı isticvabına karar verilmiş, davacı ve davalı isticvap davetiyesine icabet etmemiştir. Tarafların kaza tarihine dair isticvap davetiyesinde yer alan ihtara rağmen hazır bulunmamaları nedeniyle kaza tarihinin 04/02/2021 olduğu kabul edilmiş, poliçe düzenleme tarihi 05/02/2021 olması nedeniyle poliçe süresi içerisinde meydana gelmediği anlaşılan kaza nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek sigorta yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
11-Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 01/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri hasar onarım bedeli yönünden 10.288,21-TL’ye, değer kaybı zararı yönünden 5.000,00-TL’ye yükseltilmiştir.
Islah dilekçesi taraflara tebliğ edilmiş, süresi içerisinde herhangi bir beyan sunulmadığı görülmüştür.
12-Davalı araç sürücüsü ve davalı araç malikinin sorumluluğu doğrudan haksız fiil ve araç işleteninin genel tehlike sorumluluğundan kaynaklanmakta olup temerrüt haksız fiil tarihi itibariyle gerçekleşmiş sayılmaktadır. Araç ticaret şirketi adına kayıtlı ticari araç olup davacının ticari faiz isteme hakkı bulunmaktadır. Davacı tarafça haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi talep edilmiş olup haksız fiil tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiği gözetilerek tüm alacak miktarı yönünden haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi işletilmiştir.
13-Davacı dava dilekçesinde ayrıca ekspertiz ücreti talebinde bulunmuş olup, davacının talepte bulunduğu ve faturasını sunduğu 400,00-TL tutarlı ekspertiz ücretinin mahkememizde görülmekte olan benzer nitelikteki tazminat davalarında sunulan ekspertiz ücretlendirmeleriyle yakın tutarlı olduğu, serbest piyasa rayicinde gerçekleştirilen bu harcamanın yargılama giderlerine dahil edilmesi talebinin yerinde olduğu gözetilerek 400,00-TL ekspertiz ücreti yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm kurulmuştur.
14-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek haklılık durumuna göre tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
Arabuluculuk kayıtlarının incelenmesinde yalnızca davalı sigorta şirketinin arabuluculuk kapsamında taraf olarak yer aldığı, her ne kadar davalı araç maliki ve araç sürücüsü arabuluculuk görüşmelerinde yer almamış ise de poliçe tarihinden sonra eski tarihli kaza tespit tutanağı düzenlemek suretiyle bu yargılama giderinin sarf edilmesinde kusurlu oldukları değerlendirildiğinden arabuluculuk ücretinin davalı araç maliki ve davalı araç sürücüsünden tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş. Yönünden KABULÜ İLE, 10.288,21-TL hasar onarım bedelinden kaynaklanan maddi tazminatın ve 5.000,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarlarına 07/02/2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,…. Sigorta A.Ş. Yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.044,33-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL ile ıslah harcı olarak alınan 259,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 725,83‬-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş. yararına reddedilen miktar üzerinden takdiren 110,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, işbu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 259,20-TL toplamı 318,50-TL harcın davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş.’den alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 332,60-TL posta ve tebligat ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.391,9‬0-TL dava içi yargılama gideri ile ve yargılama gideri kapsamına alınan 400,00-TL ekspertiz ücreti toplamı 1.791,90-TL. yargılama giderinin, davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılar … ve …San.ve Tic.A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”