Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/432 Esas
KARAR NO : 2021/667
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/09/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı davalı kooperatif hissesine ihtiyati tedbir konulmasını, İzmir … Noterliğinin 21/10/2016 tarih ve … düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin aynen ifasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00-TL gecikme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 20/10/2020 tarihli … Esas ve … sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın istinf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 28/05/2020 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile “…Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan, vekaletname yetkilerinin verilmesi ve yüklenicinin arsa sahibine karşı sözleşmenin feshinden kaynaklanan zararların tahsili davasıdır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda davacı vekili taraflar arasında İzmir … Noterliği’nin 21.10.2016 tarihli … nolu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, ancak kooperatifin genel kurulunda sözleşmenin feshi için karar karar alındığını, vekaletten azledildiklerini belirterek sözleşmenin aynen ifası için vekaletname verilmesi ve zararların tazmini için şimdilik 100.000,00 TL zararın tahsili için dava açılmış, davalı vekili davanın reddini talep etmiş, 20.10.2020 tarihli duruşmalarda davayı takipsiz bıraktığı, davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karardan sonra verilen 22.12.2020 tarihli ek kararla da (inceleme duruşmalı yapılmıştır.) taşınmaz üzerine konan ihtiyati tedbire karşı itirazın reddine karar verilmiştir. Bu asıl karara karşı davacı yüklenici vekili tarafından; ek karara karşı da kooperatif vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı yüklenici vekili; istinaf gerekçesi olarak COVID-19 tedbirleri kapsamında ikinci duruşma gününün kendilerine tebliğ edilmediğini (20.10.2020 tarihli duruşmanın), tebliğ edilmeden dosyanın işlemden kaldırılmasının haksız olduğunu belirtip asıl kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili ise, ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu, teminatın çok düşük tutulduğunu, yaklaşık haklılığın ispat olunmadığını belirterek ek karar karşı istinaf yoluna başvurmuştur (Teminat miktarı 20.000,00 TL’dir).
Öncelikle görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değildir. Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan aynen ifa için vekaletname verilmesi ve yüklenicinin açtığı maddi tazminat davası olup, görevli mahkeme davanın yüklenici tarafından açılması nedeniyle asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev konusunda dava şartları değerlendirilerek davanın usulden reddi konusunda değerlendirilme yapılmalıdır . Öte yandan davacı vekiline 20.10.2020 tarihli duruşma günü tebliğ edilmemiş; 02.06.2020 tarihli tutanakla UYAP’tan öğrenmesine karar verilmiş (COVID-19 kapsamında). Duruşma günü tebliğ edilmeden ikinci kez müracaata kalan davanın 20.10.2020 tarihli celsede açılmamış sayılmasına karar verilmesi de hatalıdır. Bu dava basit değil, yazılı yargılama usulüne bağlı bir davadır.
Davanın açılmamış sayılması için HMK 309 kapsamında üçüncü kez müracaata kalmada üç aylık süre de yenilenmemesi gerekir. Davacı vekilinin istinaf isteminin, HMK 353/(1)-a-3 ve 6 maddeleri gereğince kabulü gerekir.
Davalı arsa sahipleri vekilinin istinaf istemi ise yersizdir. Davanın niteliğine göre 20.000,00 TL teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Teminat miktarı istinaf istemine konu edilemez, teminatın arttırılıp eksiltilmesi her zaman mümkündür, ancak görevli mahkeme de değerlendirilme söz konusu değil ise de usul ekonomisi ilkeleri uyarınca görevsiz mahkemede de tarafların telafisi imkansız mağduriyetinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararının verilmesi ve itirazen incelenmesi mümkündür, bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin ise HMK 353/(1)–a-3. ve 6. maddeleri uyarınca kabulü gerektiği kanaatine dairemiz tarafından ulaşılmıştır.
22.07.2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6. bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar, usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı avukatı istinaf başvurusunun, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 355/(1) ve 353/(1)-a-3. ve HMK 353/(1)-a-6. maddeleri doğrultusunda kabulü ile; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.10.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davalı avukatının istinaf talebinin ise, HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup…” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2021/432 Esas sayısına kaydedilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; Dava her ne kadar asliye ticaret mahkemesinde açılmış ise de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesi’nce istinaf incelemesi sırasında yapılan değerlendirmede davanın yüklenici tarafından kooperatife karşı açılmış olduğu, bu itibarla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce kaldırma kararı sonucu yapılan incelemede bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde göreve ilişkin yapılan bu tespitin yerinde olduğu değerlendirilmiş, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar mahkememizin 25/09/2018 tarihli ara kararı ile dava konusu hakkında ihtiyati tedbir uygulanmış ise de tedbir kararının verilmesi anında İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararı bulunduğu, anılan dosyada 1.500.000,00TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı uygulandığı, dava konusu taşınmaz maliklerinin olası zararlarının bu teminattan karşılanabileceği düşünülerek 20.000,00TL teminat belirlendiğinin anlaşıldığı, yargılama sürecinde mahkememizin 19/02/2021 tarihli ara kararı ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında alınan teminatın davacı tarafa iadesine karar verildiği, mezkur durumda davacıların olası zararının teminatı olarak yalnızca 20.000,00TL bulunduğu, dava konusunun değeri ve uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde bu miktarda bir teminatın tarafların olası zararlarını karşılamaktan uzak olduğu değerlendirildiğinden mahkememizce yapılan değerlendirme ve davalı vekilinin aşamalardaki itiraz ve beyanları gözetilerek takdiren sözleşme konusunun %10’u oranında belirlenen 1.000.000,00TL teminatın davacı tarafça karşılanması gerektiği, her ne kadar görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönünde değerlendirme yapılmış ise de görevsizlik kararının kesinleşmesine kadar yeterli teminat bulunmaksızın ihtiyati tedbir kararının devam etmesinin tarafların zararına yol açabileceği anlaşılmakla mahkememizce 05/07/2021 tarihli ara karar ile teminat miktarının 1.000.000,00TL’ye yükseltildiği, belirtilen süre içerisinde teminatın yatırılmaması halinde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının davacı vekiline ihtar edildiği, ihtarlı tebligata rağmen davacı tarafça eksik kalan 980.000,00TL tutarlı teminatın dosyaya sunulmadığı, bu itibarla uygulanan ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılması gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
3-HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince yapılan yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verileceğinden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 03/09/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır