Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/419 E. 2022/588 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/419
KARAR NO : 2022/588

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili …’a ait … plakalı … marka araç … günü saat … civarında … mahallesi … sokak no:… …/… adresinde evinin önünde yola paralel şekilde park halindeyken sürücüsü ve maliki davalı … idaresindeki … plakalı … marka aracın çarpması üzerine müvekkili aracında hasar oluştuğunu, söz konusu kaza nedeniyle müvekkili aracında maddi hasar meydana gelmiş olup ve araçta değer kaybı oluştuğunu, dava trafik kazası neticesinde araçta oluşan zarar ve değer kaybının giderilmesi istemli olduğunu, trafik kazasında davalı araç sürücüsünün kusurlu eylemiyle müvekkili aracında maddi hasar ve bu hasar sebebiyle değer kaybı meydana geldiğini, müvekkiline ait araçta maddi zararın tazmini için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin aracındaki değer kaybının tazmini için … plakalı aracın maliki davalı … ve … poliçe numaralı aracın sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş. ye karşı ihtiyati tedbirli iş bu tazminat davasını açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili aracında oluşan değer kaybı nedeniyle şimdilik 10.000-TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; dosyaya ibraz olunan 11.05.2022 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkilinin tazminat alacağının 17.268,00 TL olduğunun hesap olunduğunu, dava dilekçemizde harca esas değer 10.000.00 TL olarak gösterildiğini, H.M.K.nun 107/2. maddesi gereği, 7.268,00 TL alacak üzerinden eksik harcın ikmaline, davanın kabulü ile 17.268,00 TL değer kaybı tazminatının, olay tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … 03.02.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … tarihinde … plakalı aracı ile kontrolü dışında bayılma esnasında zincirleme trafik kazasına karıştığını, … plakalı araçta 60.000,00-TL hasar bedeli çıkmış sigortalısı olduğu … Sigorta şirketi karşı tarafa eksik ödeme yaparak toplamda 35.000 TL ödediğini, geriye kalan 25.000 TL kendisine rücu ettiğini, borcu kredi çekip ödediğini, sigorta poliçesinde kaza başına limitin 86.000 TL olarak belirtildiği halde … Sigorta şirketi bahaneler uydurarak ödeme yapmadığını, 60.000 TL nin hepsini karşılaması gerektiğini, bu kazada en çok zarar görenin kendisi olduğunu, … plakalı araca 2500 TL ödediğini, işsiz olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…
3.1. TRAFİK KURALLARINI İHLAL YÖNÜNDEN:
3.1.1. Davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 18.11.2020/2021 tarihleri arasında … sayılı ZMS (Trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı … marka otomobilin malik/sürücüsü davalı …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı karayolları trafik kanunun diğer sürücü kusurlarından 52/B ve 56/A ile sürü asli kusurlarından 84/F ve 84/L maddelerini ihlal ettiği,
3.1.2. Davacı …’a ait … plakalı araç ile dava dışı …’a ait … plakalı araçların, olay mahalli yolun sağ kenarında yola paralel vaziyette arkalı önlü nizami park halinde olmaları nedeniyle kazanın oluşumunda etkenlikleri olmadığı,
3.1.3. Kazanın oluşumuna katkı sağlayacak başkaca etken kişi kurum ve kuruluş olmadığı,
3.2. DEĞER KAYBI YÖNÜNDEN:
3.2.1. Dava konusu … plakalı … … otomobilin hasarlı olduğu anlaşılan parçalarının , dava konusu … tarihli maddi hasarlı trafik kazası ile uyumlu olduğu,
3.2.2. Dava konusu … plakalı … … otomobilde … tarihli kaza nedeniyle meydana gelen hasarın giderim bedelinin 59.218,41 TL ( KDV dahil) olduğu ,
3.2.3. Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayı numaralı 17.07.2020 tarihli kararı ve yerleşik Yargıtay kararları gözetilerek yapılan hesaplamada … tarihli kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı … … otomobilde 25.000,00 TL değer kaybı zararı oluştuğu, kaza tarihinde dava konusu kazaya karışan … plakalı otomobilin davalı … Sigorta Şirketi nezdinde … sayılı ZMMS nolu poliçesi ile sigortalısı olduğu ve araç başına 41.000 TL teminat limiti olduğu, davacı yanın değer kaybı zararı kapsamında davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 7.732,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği , araçta meydana gelen değer kaybı zararından davalı yanın (davalı sigorta şirketinin) yaptığı ödeme düşüldüğünde 17.268,00 TL bakiye değer kaybı alacağı olduğu , (Sayın Mahkemece … tarihli kazanın oluşumunda davalı tarafça sigortalı sürücüye tam kusur takdir edilmesi halinde ) söz konusu bedelden nihai takdir sayın Mahkemede olmak üzere davalıların müştereken sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. .” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS sigorta poliçesi ile sigortalısı ve davalı …’ın sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı araç araç arasında 01/01/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıya ait aracın onarımı sonrasında araçta meydana geldiği ileri sürülen değer kaybı zararının karşılanmayan bakiye kısmının karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılarca süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Yargılama sırasında davalı …’ın 03/02/2022 tarihli beyan dilekçesi ile hasarın sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini savunduğu görülmüştür.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 11/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsün kazanın gerçekleşmesinde KTK’nın 52/B, 56/A, 84/F ve 84/L maddelerinde yer alan kuralları ihlal etmiş olduğu, davacıya ait aracın ise kaza sırasında park halinde olması nedeniyle kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamı ve kaza tespit tutanağı birlikte incelendiğinde bilirkişi raporu ile tespit edilen kural ihlallerinin kazanın gerçekleşme şekline uygun olduğu, araç sürücülerinin ihlal ettikleri kurallar ve kazanın gerçekleşme şekli dikkate alındığında davalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olarak dava konusu kazanın gerçekleşmesine neden olduğu değerlendirilmiş, davacıya ait aracın yol kenarında nizami olarak park etmiş vaziyetteyken gerçekleşen kazada davacı tarafa izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığı değerlendirilmiştir.
9-Davacıya ait araçta meydana gelen hasarın Kasko sigorta poliçesi kapsamında onarıldığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup davacının talebi aracın onarımı sonrasında onarım öncesine göre araçta oluşan değer kaybı zararının davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmayan bakiye kısmının tazmini hususundadır.
Dosyaya sunulan 11/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacıya ait aracın kaza öncesi değerinin 300.000,00-TL civarında olduğu, kaza sonucu onarımı ve değişimi gerçekleştirilen parçalar sonrasında aracın rayiç değerinin ortalama olarak 25.000,00-TL düşeceği ve 270.000,00-TL-275.000,00-TL aralığında alıcı bulabileceği, aracın onarımının ekonomik olduğu ve pert total işlemi yapılmasına gerek bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta A.Ş. Vekili tarafından poliçe limiti yönünden itirazda bulunulmuş, raporun içeriğine ve bilirkişi görüşüne dair herhangi bir itiraz sunulmamıştır.
Trafik kazası sonrası araç onarım ile yeniden kullanılabilir hale getirilebilmekte ise de ikinci el piyasasında alıcıların daha önce trafik kazası geçmişi bulunmayan araçları satın alma yönünde güçlü bir istekleri bulunduğu bilinen bir gerçek olup, davacıya ait aracın onarım ve değişimi gerçekleştirilen parçalarının niteliği itibariyle ikinci el satışında değer kaybına uğrayacağının kabulü gerekmektedir. Bilirkişi raporu ile tespit edilen 25.000,00-TL değer kaybı miktarına taraflarca itiraz ileri sürülmemiş olup tespit edilen zararın aracın yaşı, kullanım kilometresi, marka ve modeli ile meydana gelen hasarın boyutu dikkate alındığında emsal nitelikteki dosyalarla uyumlu olduğu gözetilerek davacıya ait aracın kaza sonrasında 25.000,00-TL değer kaybına uğradığı kabul edilmiştir.
10-Bilindiği üzere KZMMS sigortacısı sigortalı aracın vereceği zararlardan poliçe limitleri çerçevesinde sorumlu olup limitlerin kaza başına ve araç başına ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından düzenlenen 18/11/2020-18/11/2021 tarih aralığında geçerli … poliçe nolu poliçenin incelenmesinden poliçe limitinin araç başına 41.000,00-TL olarak belirlenmiş olduğu, KZMMS Genel Şartları uyarınca 01/01/2021-31/12/2021 döneminde asgari limitin 43.000,00-TL olarak uygulanacağı ve davalı sigorta şirketinin davacıya ait araç yönünden 43.000,00-TL poliçe limitini aşmamak üzere sorumlu olduğu, dosyaya sunulan 28/04/2021 tarihli dekont ile davacının Kasko Sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye 35.268,00-TL hasar ödemesi yapılmış olduğu ve 23/03/2021 tarihli dekont ile davacı …’a 7.732,00-TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğu, her iki ödeme toplamı 43.000,00-TL’ye ulaşmakla davalı sigorta şirketinin davacıya ait aracın uğradığı zararlar yönünden poliçe limitince ödeme yaparak sorumluluğunun sona erdiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
11-Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı ise de zarar veren araç maliki ve sürücüsü herhangi bir sınırlama olmaksızın zararın tamamından sorumludur. Davalı … yargılama sırasında zararın sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini savunmuş ise de sigortalı ve sigortacı arasındaki sorumluluk ilişkisi sıralı değil müteselsil olup zarar gören ikisine ayrı ayrı veya birlikte zararının giderilmesini talep edebilir. Bu yönüyle davacının meydana gelen zararını davalı araç maliki ve sürücüsünden talep etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bir diğer husus ise davalı sigorta şirketinin 43.000,00-TL tutarlı teminat limitince zararı tazmin etmiş olduğu gözetildiğinde poliçe limitinin üzerinde oluşan zarardan davalı araç maliki ve sürücüsünün sorumlu olacağı da açıktır.
Somut olayda davacıya ait aracın 25.000,00-TL değer kaybı zararına uğradığı ve dava öncesi sigorta şirketi tarafından 7.732,00-TL değer kaybı ödemesi yapıldığı anlaşılmış olup karşılanmayan bakiye 17.268,00-TL zarardan davalı sigortalının sorumlu olduğu değerlendirilmiş ve davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Maddi tazminat alacağı zararın görüldüğü tarih itibariyle muaccel hale gelmekte olup davacının tazminat alacağına haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmiş, davalıya ait aracın hususi nitelikte olduğu anlaşıldığından faiz türü olarak yasal faiz uygulanmıştır.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek haklılık durumuna göre tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … yönünden kabulü ile 17.268,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına haksız fiil tarihi 01/01/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacıya ait araç için toplam 43.000,00-TL ödeme yapmış olduğu ve poliçe limiti dolduğu gözetilerek işbu davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.179,57-TL harçtan peşin olarak alınan 170,78-TL ile ıslah harcı olarak alınan 124,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 884,67-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş. yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp iş bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 124,12-TL toplamı 294,90-TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 184,50-TL posta ve tebligat ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.243,8‬0-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraflarca karşılanan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen yatıran taraflara iadesine,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davalı …’dan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”