Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2022/930 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO : 2021/409 Esas
KARAR NO : 2022/930
DAVA : Tazminat (Sigorta Poliçesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … sevk ve idaresindeki … Plakalı motosikleti ile, sürücü … sevk ve idaresindeki maliki … olan … Plakalı araç müvekkilin sevk ve idaresindeki araca sol arka yandan çarptığını, Bu kaza sonucunda müvekkilinin aracında ki maddi zararların karşılanmış olmasına rağmen araçta oluşan değer kaybının karşılanmadığını fazlaya ilişkin müvekkil hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile değer kaybı zararı likit alacak olarak kabul edilmediğinden ve kusur irdelemesi gerekebileceğinden HMK 107 gereğince belirsiz alacak davası şeklinde açtıkları davada Asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak üzere faizi ile birlikte İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş nolu dosyaya ilişkin vekalet ücreti ve yargılama giderleri de dahil olmak üzere yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin ve davalı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davaya ilişkin delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, müvekkil şirket tarafından davacının değer kaybı bedelinin sigortalı aracın kusuru üzerinden yapıldığını, davacının başkaca hak ve alacağının kalmadığını davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte; kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, her halükarda müvekkil şirketinin ancak ZMMS genel şartlarında öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini hasar ve değer kaybı iddiasının genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini davacının aracının kasko sigortacısının öğrenilerek ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini talebi kabul etmemekle birlikte müvekkil şirketin temerrüt tarihinin aşağıda belirtilen esaslara uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, açıklanan sebeplerle ve sair hususlar hakkındaki beyan ve hakları saklı kalmak kaydıyla,
Usule yönelik itirazın karara bağlanmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine Yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
1).Dava, haksız fiil nedeniyle oluşan Bakiye Değer Kaybı Tazmini istemine ilişkin HMK md. 107 uyarınca açılmış olan Belirsiz Alacak Davasıdır.
Davacı ile davalı tarafın … tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davalının davacıya 1.800,00-TL değer kaybı tazminatı ödediği hususunda bir tartışma bulunmamaktadır. Taraflar davacının bakiye değer kaybı alacağının bulunup bulunmadığı bulunuyor ise miktarı hususlarında uyuşamadıkları görülmüştür.
2) Ticari uyuşmazlıklarda “Arabuluculuk” bir dava şartı olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenmiş olup, “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir.
Davacının dava öncesi arabuluculuk bürosuna başvurduğu, ancak anlaşmanın sağlanamadığı, böylelikle dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuk yolunun tüketildiği ve dava şartının yerine getirilmiş olduğu dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz olunan arabuluculuk son oturum tutanağından anlaşılmaktadır.
3) Karayolları Trafik Kanunu’nun “14/4/2016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5 md. ile değişik “Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı” başlıklı 97. maddesi;
“Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü öngörmekte olup, dava dilekçesi ekinde yer alan başvuru dilekçesinin 08/02/2021 tarihli PTT teslim sorgusunun incelenmesinde davacı tarafça davalı sigorta şirketinin adresine gönderildiği ve böylelikle dava şartı olan Yazılı Başvuru şartının da sağlandığı görülmüştür.
4) Davaya konu trafik kazasının … tarihinde, … ilçesinde gerçekleştiği, …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın seyir halindeki … plaka sayılı araca çarpması ile kazanın vuku bulduğu dosyada mevcut Kaza Tespit Tutanağından anlaşılmaktadır.
5) Zarar gören … plaka sayılı aracın kaza tarihinde Davacı … adına tescilli olduğu;
Zarar veren … plaka sayılı aracın ise davalı … adına tescilli olduğu trafik tescil kayıtları ve ruhsat suretleri ile sabittir.
6) Zarar veren … plaka sayılı aracın 02.01.2020 – 02.01.2021 tarihlerini kapsar şekilde … Sigorta AŞ.’de Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) yani zorunlu trafik sigortası ile sigortalanmış olduğu celp olunan hasar dosyası içinde yer alan … no’lu poliçe sureti ile anlaşılmaktadır. Davaya konu trafik kazasının tarihi poliçede belirtilen risk periyodu içinde yer almaktadır.
7) Trafik kazaları sonucu uğranan zararlardan sorumluluk da haksız fiil sorumluluğu kapsamında yer almaktadır. Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır.
Haksız fiil sorumluluğu; “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
TBK md. 49; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
TBK md. 50; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmünü içermektedir.
8) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu;
91/1. Maddesinde; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (MMS) yaptırmaları zorunludur”;
85/1. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3 maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
9) Kazaya karışan … plaka sayılı aracın 02.01.2020 – 02.01.2021 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile Davalı … Sigorta AŞ.’de sigortalıdır. Kaza … tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği değer kaybından sigorta şirketi sorumludur.
Ancak sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlı olarak dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranındadır. Bu nedenle aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
10) Kaza tespit tutanağının polis marifetiyle tanzim edilmemiş olup sürücü …’in KTK 47/1-c maddesini ihlal ettiği be nedenle kusurlu olduğu, sürücü …’in kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı görülmektedir.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Davacının bilirkişi deliline dayanmış olması nedeniyle mahkememizce bilirkişiden kusur ve değer kaybının belirlenmesi için rapor aldırılmıştır.
11) 29/04/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda;
– Kusur Dağılımı Yönünden; ZMMS trafik sigorta poliçesiyle sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki araç ile ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47-c bendinde düzenlenen “Karayollarından faydalananlar trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadırlar” kuralını ihlal etmesi nedeniyle Kazanın Oluşumunda Etken Olduğu;
Davacıya ait … plaka sayılı aracı sevk ve idare eden davacı …’in ise; meydana gelen trafik kazasında 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanununu ve diğer trafik düzenlemelerini ihlal eden bir davranışının bulunmadığı Kazaya Etki Edecek Bir İhlalinin Bulunmadığı belirtilmiştir.
– Maddi Zarar Tespiti Yönünden ise; Dava konusu … plaka sayılı araçta kaza nedeniyle 3.500,00.-TL değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa değer kaybı bedeli olarak 22.02.2021 tarihinde 1.800,00.-TL ödeme yaptığı, buna göre; davalı sigorta şirketinin bakiye değer kaybı yükümlülüğünün 1.700,00.-TL olabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
12) Mahkememizce Kusura İlişkin yapılan değerlendirmede; 29.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ile kaza sonrası tanzim olunan kaza tespit tutanağında yapılan kusura ilişkin tespitlerin örtüştüğü ve birbirini doğruladığı görülmekle, bilirkişi raporlarındaki kusura ilişkin tespitlere itibar edilerek kaza oluşumunda sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün % 100 ve Asli Kusurlu olduğu, zarar gören … plaka sayılı aracın kazaya etkisinin bulunmadığı ve Kusursuz olduğu, zararın tamamının poliçe limitlerini aşmamak kaydıyla sigortalı aracın ZMMS poliçesi ile sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu kabul edilmiş, 29.04.2022 tarihli Bilirkişi Raporu Mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
13) Mahkememizce Değer Kaybına İlişkin yapılan değerlendirmede; 29.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ile dava öncesi tespit amaçlı başvurulan İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş nolu dosyasında tanzim olunmuş olan 07.12.2020 tarihli bilirkişi raporunun her ikisinde değer kaybının 3.500,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
14) Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda talebini arttırmış, harcını karşılamıştır.
15) Davacı tarafça dava öncesi davalı sigorta şirketine 28.05.2021 tarihinde KEP üzerinden mail yoluyla yazılı başvuru yapılmış olup aynı gün okunarak tebliğ olunduğu, tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonu olan 10/06/2021 tarihinde temerrüte düştüğünün kabulü gerekmektedir.
16) Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde Avans Faizi talep etmiş ise de; sigortalı … plaka sayılı aracın ruhsatında kullanım amacının “HUSUSİ” olduğunun belirtildiği görülmekle davalı Sigorta Şirketi yönünden temerrüt tarihi olarak tespit olunan 19.02.2021 tarihinden itibaren Yasal Faiz işletilmesine;
17) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davanın KABULÜ İLE;
1.700,00-TL Değer Kaybına Tazminatın poliçe limiti olan 41.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, Temerrüt Tarihi olan 19/02/2021 tarihinden itibaren Yasal Faiz işletilmesine,
2- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 116,12-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL ve 24,76-TL Tamamlama Harcının mahsubu ile bakiye 32,06-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL Başvuru Harcı, 59,30-TL Peşin Harç, 8,50-TL Vekalet Harcı ve 24,76-TL Tamamlama Harcı olmak üzere toplam 151,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.700,00-TL Vekalet Ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 600,00-TL Bilirkişi Ücretinin ve 75,20-TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 675,20-TL Yargılama Giderinin ve de Yargılama Gideri Kapsamına Alınan İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyasında yapılmış delil tespitine ilişkin (25,00-TL başvuru harcı, 89,60-TL peşin harç, 7,80 vekalet harcı, 384,90 keşif ücreti, 36 TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 910,00-TL delil tespiti vekalet ücreti toplamı) toplam 1.853,00 TL’den oluşan son toplamda 2.528,30 TL olan Yargılama Giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle Kesin Olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”