Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2022/542 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/408
KARAR NO : 2022/542

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kurumun sorumluluğundaki … İlçesi … Mah. … cad. … arkasında bulunan …-… nolu beton köşk trafo binasına … tarihinde … plakalı aracın çarpması nedeni ile maddi hasar oluştuğunu, araç sürücüsünün firar ettiğini, trafik tarafından kaza tespit tutanağının tanzim edildiğini, sigorta firması olan … Sigorta AŞ den yazılı olarak zararın tazmininin istendiğini, hasar bedeli olarak KDV dahil 48.455,60 TL meblağın ödeme ihtarını içeren tebligat gönderildiğini, hasar bedelinin ödenmemesi nedeni ile İzmir … İcra Müdürlüğü …/… E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, itiraz sonrasında icra takibinin durdurulduğu, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin bağlı olduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafından müvekkili sigorta şirketine karşı yapılmış usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını, müvekkili şirketin sigorta poliçesinde kapsamında ödeme yapabilmesi için hasar tarihinden itibaren 5 gün içerisinde hasar dosyası açılması gerektiğini, davacı tarafından hasarla ilgili müvekkili şirkete süresinde başvuru yapmadığını, hasarın araştırılması için gerekli evrakların davacı tarafından müvekkili şirkete sunulmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, talep edilen hasar tazminatı bedelinin fahiş olduğunu, hasarlandığı belirtilen trafonun davaya konu kaza ile uyumlu olup olmadığının belli olmadığını, müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, faiz isteminin haksız olduğunu, müvekkili şirket müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı şekilde açılan davanın reddine, %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyası, kaza tespit tutanğı, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; “… … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında davacı şirket tarafından işletilen …-… kodlu trafo merkezinde oluşan hasar sonucu trafo merkezinin onarılarak kullanılmasının şartnameler gereği mümkün olmadığı, bu nedenle yerine başka bir monoblok köşk getirilerek monte edildiği, hasarlı merkez içindeki … gaz izoleli hücreler çıkartılarak yeni koyulan merkeze montajı yapılarak kullanıldığı, kullanım foksiyonları ve olmadığından değer artışının da olmadığı, betonarme trafo merkezinden çıkan metal ve saç malzemelerin hurda değerleri de belirlenerek toplam bedelden düşüldükten sonra davacının toplam zararının 50.068,27 TL +KDV olduğu kanaati tarafımca oluşmuş, davacı kurumun zarar talebi olan 48.455,60 TL nin ise hesap edilen 50.068,27 TL +KDV bedelden daha az ancak yakın olduğu…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait elektrik trafosunun, davalının sigortalısı olan … plaka sayılı aracın çarpması nedeniyle zarar gördüğü iddiasına dayalı maddi tazminat davasıdır.
2-Davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davalıya dava öncesi başvuru yapılmadığını, talep edilen zararın yüksek olduğunu ileri sürmüş, ayrıca zamanaşımı defi ileri sürmüştür.
Mahkememizce yetki itirazı yönünden yapılan incelemede dava konusu kazanın İzmir ili … ilçesinde meydana geldiği ve haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi de yetkili mahkemelerden olduğu gözetilerek yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Davalının sigortalısı olan … plaka sayılı aracın tek taraflı kaza sonucu davacıya ait elektrik trafosuna zarar vermiş olduğu kolluk personelince düzenlenen kaza tespit tutanağı ile tespit edilmiştir. Davalı savunmasında kusur kabul edilmemiş ise de kazanın başka bir etken nedeniyle meydana geldiğine dair somut bir savunma sunulmadığı görülmüştür.
9-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün tek taraflı olarak kazaya sebebiyet vermiş olması, kazanın oluşmasında kaza tespit tutanağı ve cevap dilekçesinde başkaca bir etken gösterilmediği dikkate alınarak davalı sigorta şirketinin zarardan %100 kusur oranında sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
10-Davacıya ait trafoda meydana gelen zararın onarım bedelinin hesaplanması için dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 04/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda trafonun onarım bedelinin 50.068,27-TL+KDV tutarında onarılabileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekilince rapora karşı itiraz ileri sürülmüş ise de itiraz nedenlerinin incelenmesinde soyut ifadeler kullanıldığı, bilirkişi raporunda rapora esas ücretlendirme ve ücret kalemlerine ilişkin yeniden rapor alınmasını gerektirecek somut bir hata gösterilmediği, mahkememizce tespit edilen bir hukuka aykırılık da bulunmadığı dikkate alınarak bilirkişi raporu ile belirlenen onarım bedeli, talebi aşmamak üzere hükme esas alınmıştır.
11-Dosyaya sunulan Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi’nin incelenmesinde poliçe vadesinin 29/09/2018-29/09/2019 tarihleri aralığında olduğu, teminatın araç başına 36.000,00-TL ve kaza başına 72.000,00-TL olarak belirlendiği görülmüştür.
Davacı zararı araç zararı olmayıp, trafoda meydana gelen zarardan kaynaklanmaktadır. Poliçede yer alan “araç başına” ifadesinin kazada yalnızca trafikte zarar görecek araçların düşünülerek konulmuş bir ifade olduğu, tek taraflı kaza neticesinde uğranılan zararda “araç” ifadesinin zarar gören şey olarak değerlendirilebileceği, bu itibarla davacının uğradığı zararın yalnızca 36.000,00-TL’sinin poliçe kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir.
Davalının sigortalısı olan … plaka sayılı araç ticaret şirketi üzerine kayıtlı olup hususi nitelikte ise de ticaret şirketine ait araçların da ticari kabul edileceği dikkate alınarak uyuşmazlıkla ilgili olarak temerrüt tarihinden itibaren poliçe limitince asıl alacağa ticari avans faizi talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
11-Davacı tarafça icra takibinde 20/10/2018-19/10/2020 tarihleri arası için toplam 16.900,24-TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de, dava öncesi yazılı başvuru ile davalı sigorta şirketinin temerrüte düşeceği, dava dilekçesi ekinde Ek-3 olarak sunulan başvuru kaydının ulaşımına dair dosyada delil bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde 19/02/2020 tarihinde evrakın PTT’ye teslim edildiğinin kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından sunulan 18/04/2022 tarihli müzekkere cevabında davacı şirketin 25/02/2020 tarihli başvurusundan bahsedildiği dikkate alınarak davalı sigorta şirketinin 25/02/2020 tarihli yazılı başvuru ile hasar dosyası açtığı dikkate alınarak, 8 iş günü sonrası 07/03/2020 tarihi temerrüt kabul edilerek takip tarihi 19/10/2020 tarihine kadar geçen süre için ticari faiz işletilebileceği gözetilerek, temerrüt ile takip tarihi arasındaki 128 gün için 36.000,00-TL asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanarak 2.591,51-TL işlemiş faiz talep edilebileceği kabul edilmiştir.
12-Davacı tarafça icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de alacağın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, kusur ve zararın varlığına bağlı olarak sorumluluğun belirlenebileceği, bu haliyle davalı açısından likit nitelikte bulunmadığı dikkate alınarak inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 36.000,00-TL asıl alacak ve 2.591,51-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Alacak likit nitelikte olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.636,18-TL harçtan peşin olarak alınan 826,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.810,10-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.788,73-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 826,08-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 45,70-TL posta ve tebligat ücreti, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 705,00-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 397,77-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 744,77-TL’sinin davalıdan, 575,23‬-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”