Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2021/1037 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/403 Esas
KARAR NO : 2021/1037

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; 4857 sayılı iş Kanununun 112. maddesi ve 08.02.2015 tarih ve 29261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 11.09.2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren “Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik” uyarınca hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davalı İdare bünyesinde çalıştırılan ve iş akdi kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona eren işçilerin kıdem tazminatlarından davalı İdare’nin sorumlu olduğunu, davalı İdarenin bu düzenlemeden sonra hizmet alım sözleşmesi ile çalışan müvekkili şirket işçilerine ödediği kıdem tazminatı farklarını müvekkili şirketin davalı İdare nezdindeki alacağından mahsup etmek suretiyle tahsil etmiş olduğunu, bu hususun davalı İdare tarafından dilekçeleri ekinde dosyaya ibraz edilen yazıları ile müvekkilline bildirilmiş olduğunu, sonuç olarak toplamda 8.019.151,57 TL’nin davalı tarafça haksız olarak müvekkili şirketin alacağından mahsuben tahsil edilmiş olduğunu, bu yazıların tebliği üzerine müvekkili şirketin 13.12.2016 tarih vc ……sayılı yazısı ile yapılan kesintilere itiraz ettiğini ve işçilerin kıdem tazminatlarından davalı İdare’nin sorumlu olduğunu yapılan kesintinin geri ödenmesi aksi halde hukuki yollara başvurulacağı hususunun davalıya ihtar olunduğunu, davalı idarenin ise 28.12.2016 tarihli ve …… sayılı cevabi yazısı ile “Bahse konu kıdem tazminatlarının bir bölümünün zaman aşımına uğrama ihtimali söz konusu olacağından 2015 yılı Haziran ayı sonuna kadar rücu edilenler hariç 7.516.653,20 TL’lik kıdem tazminatları cari hesabınıza alacak kaydedilmiştir.” demek suretiyle yapılan kesintilerin 7.516.653.20 TL’lik iade edilen kısmı mahsup edildikten sonra kalan 502.498,37 TIİ.’lik kısmı için olumsuz yanıt vermiş olduğunu, ancak 4857 sayılı iş Kanunu’nda 6552 sayılı Kanunla yapılan 11.09.2014 tarihli değişiklik ve Kamu ihale Kanununa Göre ihale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında islihdam Edilen işçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan alt işveren işçilerinin kıdem tazminatlarından tek başına sorumlu tutulan kamu kurumu davalı idarenin taleplerini reddetmiş olmasının hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını belirtildiğini, açıklanan sebepler nedeni ile, davalı İdare bünyesinde çalıştırılan ve iş akdi kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde söna eren işçilerin kıdem tazminatlarından davalı İdare’nin sorumlu olduğunun tespiti ile buna aykırı şekilde işçilere ödenen kıdem tazminatının müvekkili şirketin davalı İdare nezdindeki alacağından mahsup edilen 502.498,37 TI.’nin, yukarıda belirtilmiş olan mevzuat hükürtleri gereğince, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte rücuen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; 6552 sayılı kanun ile kamu kurumlarına getirilen sorumluluğun sadece alt işverenin işçilerine karşı olduğunu, bu nedenle söz konusu düzenlemenin alt işveren olan davacının, kendi personeline karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, iş sözleşmesi kapsamında işverenler ile işçilerin birbirlerine karşı çeşitli sorumlulukları bulunduğunu, asıl işverenin kendi işçisine, alt işverenin de kendi işçisine karşı aralarındaki iş sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan sorumluluklarının bulunduğunu, Kanun koyucunun asıl işverenle alt işverenin işçileri arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmamasına rağmen, alt işverenin asıl işverene oranla ekonomik bakımdan güçsüz durumda olmasını gözeterek asıl işvereni alt işverenle müteselsil olarak “işçilere karşı” sorumlu tutmuş olduğunu, nitekim kanun koyucunun asıl işveren-alt işveren ilişkilerinin belirlenmesinde, işçilerin haklarını elde edememe tehlikesi karşısında asıl işvereni de sorumlu tutmak sureti ile işçileri koruduğunu, bu nedenle işverenlerin müteselsil sorumluluğun aksi yönünde anlaşmalarının mümkün olmadığını, zira asıl işverenle alt işverenin aralarında bir sözleşme yaparak veya alt işverenlik sözleşmesine özel bir hüküm koyarak, müteselsil sorumluluklarını bertaraf etmelerinin mümkün olmadığının kanunla düzenlenmiş olduğu, Kanun’un bu düzenlemesinin emredici nitelikte olduğunu, aksi yönde bir anlaşma yapılsa dahi bu durumun sadece tarafları bağlayacağını işçilerin talepleri üzerinde herhangi bir etki yaratmayacağını, böyles bir durumda asıl işveren ile alt işverenin sorumluluğunun ne nispetle paylaşılacağı ise ak işverenle asıl işveren arasındaki iç ilişkiye (sözleşmeye) göre belirleneceğini, idareleri ile … A.Ş. arasında imzalanan Hizmet Alım İhaleleri Sözleşmelerinin “Ödeme Yeri ve Şartları” başlıklı 12’nci maddesinde; “Oluşacak kıdem ve ihbar tazminatları ile ilgili her türlü sorumluluk yükleniciye ait olup 4857 sayılı Is Kanunu hükümlerine söre işlem yapılacaktır hükmününün bulunduğunu. Sözleşmenin eki niteliğindeki Teknik Sartnamc’nin “Yüklenicinin İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Sorumlulukları 1” başlıklı 10.4’üncü maddesinde: “İhale konusu hizmeti yürüten ve yüklenicinin personeli konumundaki çalışanların açabileceği her türlü davanın (iş davaları dahil) hukuki muhatabı yüklenici olacaktır. İş ve sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalarda personel lehine mahkemece hükmedilecek tazminattan, mahkeme masrafından, faizden ve vekalet ücretlerinden yüklenici sorumlu olacaktır.” hükmünün bulunduğunu, söz konusu sözleşme ve teknik şartname hükümleri uyarınca, dava dışı işçilere ödenecek tazminatlar dolayısıyla sorumluluğun davacı … A.Ş.’ye ait olduğunu, bu nedenle davacı şirketin kesinti yapılan tutarların İdarelerinden tahsili talebinin, sözleşme hükümleri çerçevesinde bir geçerliliği bulunmadığını, Kanun, Yönetmelik ve İdareleri ile … A.Ş. arasında imzalanan açık sözleşme hükümleri, Yargıtay ve emsal Mahkeme kararları uyarınca kıdem tazminatı ödemelerinin İdarelerinden tahsili talebinin hukuki bir geçerliliği bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; müvekkil şirket ile davalı idare arasında işçilerin kıdem tazminatlarına ilişkin yapılan yazışmalar, yazışmalar, müvekkil şirkete iade edilmeyen haksız kesintileri gösterir tablo, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; hizmet alım işine ilişkin teknik ve idari şartnameler ile sözleşmeler, dava dışı işçilerin şahsi sicil dosyası, idareye ait tüm kayıt ve belgeler, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davanın İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açıldığı, mahkemenin 08/05/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Sözleşme ve teknik şartname hükümlerine göre dava dışı çalışana ödenen miktardan davacının sorumlu olduğu” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 tarih ve … Esas …Karar sayılı ilamı ile uyuşmazlığın çözümünde Asliye ticaret Mahkemesi görevli olduğundan bahisle hükmün kaldırılarak dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve dosyanın mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esasa kaydının yapıldığı görülmüştür.
Davacı vekiline mahkememizin 29/09/2021 tarihli duruşmasında 4 nolu ara kararı gereğince ek delil gider avansı yatırması hususunda 2 hafta kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde ek delil gider avansının yatırılmadığı görülmüştür.
Davacı vekili mahkememizin 24/11/2021 tarihli duruşmasında; müvekkil şirket tarafından yapılan araştırmada ödeme yapılan işçilerin, müvekkil şirket nezdinde alt işveren olarak başka bir şirket adı altında davalı genel müdürlükte çalışmasının bulunmadığının tespit edildiğini beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; ticari hizmet sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı ile davalı müdürlük arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında, alt işveren olan davacı yüklenicinin, davalıya ait iş yerlerinde çalıştırdığı işçilere ayrılışları nedeniyle, davacı tarafça ödenen 502.498,37-TL brüt kıdem tazminatı alacağı miktarından hangi tarafın sorumlu olduğu, iş bu miktar alacağın davacının hak edişinden kesinti yapılıp yapılamayacağı noktasında toplandığı,
6552 Sayılı Kanunun 8. Maddesi ile değişik 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 112/3. fıkrasının “…Alt işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesi sona ermediği gibi, alt işveren tarafından 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunan idarelere ait işyerleri dışında bir işyerinde çalıştırılmaya devam olunan ve bu şekilde çalıştırıldığı sırada iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona eren işçinin kıdem tazminatı, işçinin yazılı talebi hâlinde, kıdem tazminatının söz konusu kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, kamu kurum veya kuruluşuna ait çalıştığı son işyerindeki ücretinin yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle son kamu kurum veya kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir. Bu şekilde hesaplanarak ödenen kıdem tazminatı tutarının, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden aynı süreler dikkate alınarak hesaplanacak kıdem tazminatı tutarından daha düşük olması hâlinde, işçinin aradaki farkı alt işverenden talep hakkı saklıdır.” şeklinde düzenlendiği,
08/02/2015 tarih 29261 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kamu İhale Kanuna Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkındaki Yönetmeliğin 8. Maddesinde; “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin bu Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilen sürelere ilişkin kıdem tazminatları, ilgili kamu kurum veya kuruluşunca mülga 1475 sayılı Kanunun yürürlükte olan 14 üncü maddesi kapsamında ödenir.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Yukarıda arz edilen yasal düzenlemelerin, asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı olan müteselsil sorumluluğunun düzenlediği, alt işveren olan yüklenicinin işçiye karşı sorumluluklarını ortadan kaldırmadığı, davacı ve davalının dava dışı işçiye karşı olan iş bu sorumluluğu aralarındaki sözleşme ile kendi aralarında ayrıca düzenleyebilecekleri, yasal düzenlemenin amacının işçiyi korumaya yönelik iş güvencesi kapsamında yapılan düzenleme niteliğinde bulunduğu,
Taraflar arasındaki teknik şartnamenin yüklenicinin iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili sorumlukları başlıklı 10.4 maddesinde “İhale konusu hizmeti yürüten ve yüklenicinin personeli konumundaki çalışanların açabileceği her türlü davanın (iş davaları dahil) hukuki muhatabı yüklenici olacaktır. İş ve Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan davalarda personel lehine mahkemece hükmedilecek tazminattan. mahkeme masrafından, faizden ve vekalet ücretinden yüklenicinin sorumlu olacaktır.” şeklinde belirtildiği, sözleşmenin 22. maddesinde, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ve ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. bölümünde belirlenmiş olup yüklenicinin buna aynen uymak ile yükümlü olduğunun belirtildiği, idari şartnamenin 54. maddesinde yüklenicinin çalıştıracağı personel ile ilgili 4857 İş Kanununa göre yapılacak ödemelerden sorumlu olduğunun bildirildiği, ayrıca, sözleşmenin 12. maddesinde oluşacak kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili her türlü sorumluluğun yükleniciye ait olduğu ve 4857 Sayılı İş Kanununa göre işlem yapılacağının belirtildiği,
Mahkememizce davalı tarafça kıdem tazminatı ödemesi yapılan çalışanların, davacı alt işveren yüklenici ile olan sözleşme kapsamı dışında başka alt işveren yükleniciler ile olan sözleşmeler kapsamında, çalışması olup olmadığı, varsa buna ilişkin çalışmaların bildirilmesi hususunda, davacı tarafa süre verildiği, davacı tarafça verilen süre içerisinde bu hususta herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacı vekilinin 24/11/2021 tarihli duruşmada, ödeme yapılan çalışanların, müvekkili şirket dışında başka bir şirket adı altında davalı genel müdürlükte çalışmasının bulunmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin iş bu beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri kapsamında, davalı tarafça dava dışı çalışanlara yapılan kıdem tazminatı ödemelerinden, davacı alt işveren yüklenicinin sorumlu olduğu, iş bu sorumluluğu kapsamında, davalının, davacının hizmet sözleşmesi kapsamındaki hak edişlerinde yapılan kesintinin usul ve yasaya ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, yapılan kesintinin ödenmesine dair davanın iş bu nedenle reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Davacı tarafça peşin yatırılan 8.581,42-TL harçtan 59,30-TL red karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8.522,12-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 42.174,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 31,00-TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair Davacı vekili Av. … ile davalı Eshot vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.24/11/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip ..
e-imza.