Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2022/933 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2022/933
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZIM TARİHİ : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili Salihli İlçesi Zafer Mahallesi … sokak … önünde 24/08/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı ve yaralamalı trafik kazasında dava dışı …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı araç ile müvekkili …’in kullandığı elektrikli bisiklete çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …,’ın tam ve asli kusurlu taraf olduğunu, müvekkili …’in ise kusursuz olduğunu, meydana gelen bu trafik kazasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesine asli kusurlu olarak sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı … sigorta anomin şirketi tarafından ZMMS ile güvence altına alındığını, kazanın oluşumunda asli ve tek kusurlu olarak … plaka sayılı aracı sevk ve idare eden …’ın sebebiyet verdiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu kazaya bağlı olarak süreklilik eden özrünün mevcut olduğunu, zira müvekkilinin geçirdiği kazaya bağlı olarak işlerini eskisi gibi yapmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için şimdilik 100.00-TL tutarındaki geçici işgörmezlik tazminatının ve 900.TL tutarındaki sakatlık sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı … sigorta Anomin şirketinden tazminine, ( maddi tazminat talebimiz bilirkişi v eATK incelemeleri nedeniyle belirlenebileceğinden dolayı belirsiz alacak davası ile ikame edilmesi zorunluluğu doğmuştur. Ayrıca davalının yasal sorumluluğunu aşamayacak şeklide tazminine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde açıkça ifade edildiği üzere hasar aşamasında müvekkil şirkete davacının yüzdesel özür oranını gösterir her hangi bir sağlık kurulu raporu sunulmadan davanın açıldığını, 5684 sayılı Kanun ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapabilmesi için öncelikle gerekli bilgi ve belgelerle birlikte sigorta şirketine başvurmaları zorunlu hale getirildiğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı, … adına kayıtlı araç … poliçe numarası ile 13.06.2019 – 13.06.2020 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, Poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 390.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, Davacının hasar başvurusu aşamasında sunmuş olduğu medikal belgelerin (genel adli muayene raporu ile Manisa Salihli Devlet Hastanesinden temin edilen medikal belgeler) tıbbi olarak incelenmesi ve davacının güncel ve gerçek maluliyet oranının tespiti için ECK Sağlık ve Asistans Hizmetleri tarafından hazırlanan 06.04.2021 tarihli tıbbi mütalaa uzman görüşü raporu alındığını, söz konusu tıbbi mütalaada başvuru sahibinin başvuru konusu kaza nedeniyle herhangi bir maluliyetinin bulunmadığı açıkça tespit edilerek ispatlandığını, müvekkili şirkete özür oranı gösterir sağlık kurulu raporu iletilmeksizin eksik belge ile hasar başvurusu gerçekleştirilmiş olduğundan her şeyden önce huzurda görülmekte olan davanın usulden reddine, sunmuş olduğumuz tıbbi mütalaa doğrultusunda davacının dava konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu maluliyetinin bulunmadığı ispatlanmış olduğundan maluliyet yokluğu nedeniyle davanın reddine, müvekkili şirketin poliçe kapsamında geçici iş göremezlik zararlarına ilişkin sorumluluğu bulunmadığından bu talepler yönünden her halde davanın reddine,Davaya yönelik tüm beyanlarımız dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası sonucu geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı 24/08/2018 tarihli trafik kazasında bisiklet sürücüsü olup davalı, … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketidir.
Davalının sorumluluğu değerlendirildiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince (sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından) davalıdan talep edilebilir. Diğer yandan geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi SGK’nun sorumluluğunu düzenleyen, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından geçici iş göremezlik zararları tedavi gideri kapsamında görülmediği gibi, Yargıtay 10. H.D.’nin 2016/10172 E. – 2019/10217 K. Sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Geçici iş göremezlik zararlarının, TBK’nun 54. maddesi kapsamındaki zararlardan olması ve araç işletenin sorumluluğunda bulunması, kaza tarihinde yasanın 92. maddesinde açıkça sigorta teminat dışında sayılmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararları davalının sorumluluğundadır. Genel Şartlarda sigorta primine esas alınan bu zararların SGK sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesine aykırı şekilde SGK’nın sorumluluğunda olduğunun düzenlenmesi, davalının geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığı sonucunu doğurmaz. Genel şartlar ile sorumluluğu kanun ile belirlenen SGK’nın, aktarılan prim sebebiyle geçici iş göremezlik ödemesinden de sorumlu olacağına ilişkin düzenleme, SGK yönünden bağlayıcı olmadığından, zarar görene karşı da ileri sürülemez. Bu nedenle davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Kazaya karışan … plakalı araç 13.06.2018-2019 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 24/08/2018 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği geçici, kalıcı işgöremezlik tazminatından dava dışı sürücünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacılar zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacılar bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişilerden kusur, maluliyet ve iyileşme süresi ile zarar bedelinin belirlenmesi için raporlar aldırılmıştır.
İstanbul 2. Adli Tıp İhsas Kurulunun raporunun sonuç kısmına göre; Mevcut belgelere göre; … ve … kızı, 31/08/1979 doğumlu, …’in 24/08/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının;
1)20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2)İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği,
3)Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı” şeklinde mütalaa sundukları görülmüştür. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ nin 2021/13938 Esas, 2022/9112 Karar sayılı ilamı ile de belirtildiği üzere hazırlanan raporda uygulanan yönetmelik kaza tarihinde yürürlükte bulunduğundan yapılan itirazlara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Bilirkişilerden alınan kusur ve zarar hesabına yönelik raporunun sonuç kısmına göre;
“1) Davalı sigorta poliçeli aracı kullanan dava dışı sürücü … (…) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 KTK nın 84/f maddesinde belirtilen (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
2) Davacı sürücü … yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, kazanın oluşumunda etken olmadığı;
3) Üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlar ile dış faktörlerin olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken olabilecek bir davranış şekli görülmediğinden kazanın oluşumunda etken olmadığı;
4-Davacının 3 haftalık geçici iş göremezlik tazminatının 1.414,63.-TL tutarında hesaplandığı,
5-Hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının ZMSS teminatı kapsamında olduğu 26.02.2020 tarihinde muaccel olduğu, temerrüt faizinin yasal faiz olabileceği” şeklinde rapor sundukları görülmüştür.
Davacı vekili 07/12/2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile 1.414,63 TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Tüm bu nedenler ile;24/08/2018 tarihli trafik kazasında … plakalı aracın sigorta şirketi, dava dışı sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağından, dava dışı sürücünün tam kusurlu olduğu sabit olup, davacının maluliyetinin bulunmadığı bu hali ile iyileşme süreleri ve dava dışı sürücünün kusur oranı nazara alınarak sunulan aktüerya bilirkişi raporuna göre davacı için 1.414,63 TL tazminat hesabının yapıldığı, yapılan hesaplama denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davanın kısmen kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemine davalı sigorta şirketi başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüte düşeceğinden bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-1.414.63 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden(poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) 26/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 96,63 TL karar ve ilam harcının yatan 63,80 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 32,83TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 63,80 TL ve 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 233,60 TL posta ve diğer giderler, 1.300,00 TL bilirkişi masrafı ile 1.035,00 TL ATK bedeli olmak üzere toplam 2.568,60 TL yargılama giderinin kabul red oranı nazara alınarak 1.569,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 1.414.63 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 900,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin her iki tarafta oturuma katıldığından kabul red oranı nazara alınarak 513,26 TL’ sinin davacıdan, bakiye kalan 806,74 TL’ nin ise davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
8-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”