Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2021/652

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili Şirketin 1992 yılında 10 ortak tarafından İzmir’de kurulmuş, Holding statüsünde, kayıtlı sermaye sistemine tabi ve ana iştigal konusu enerji sektöründe faaliyette bulunan Şirketlerin kurucu, paydaş veya hakim ortağı olarak yönetim ve yatırımlar ile kar elde etmek olan anonim şirket vasfına sahip bir şirket olduğunu, şirketin kurulduğu tarihten bu yana, EPDK nezdinde lisanslı Şirketlere ortak olarak faaliyetlerini yürütmekte, kapalı grup ortaklık yapısında değişiklik yoluna gitmemekte olduğunu, 2020 yılı itibariyle şirketin piyasa koşulları ve ekonomik gereklilikleri gözeterek halka arz statüsünü değerlendirdiğini ve bu konuya ilişkin Genel Kurul’a öneri de bulunma kararı alındığını, anılan kararın 2020 yılı mart ayı itibariyle dünyada ve ülkemizde gerek sağlık, gerek ekonomi ve sosyal hayatta ciddi olumsuzluklara sebep olan Covid-19 salgını sebebiyle şirket aleyhine sonuç doğurabileceği öngörüsü ile Genel Kurul tarafından reddedildiğini, Şirketin ortaklarından … isimli kişinin usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirmiş olduğu muhtelif işlemler ile şirketin iradesi ve menfaatine aykırı olarak bir takım tehditler altında bırakıldığını, adı geçen ortağın, şirketin tabi olduğu Türk Ticaret Kanunu’na aykırı olarak, sahip olduğu payını küçük birimlere ayırmak suretiyle 342 kişiye tek seferde ve sonrasında 74 kişiye daha olmak üzere toplamda 416 farklı kişiye devir görüntüsünde gerçekleştirmiş olduğu yasaya aykırı eylemi ve bu eylemini takiben sermaye Piyasası Kurulu (“SPK”) nezdinde yapmış olduğu asılsız ve haksız şikayetler neticesinde SPK tarafından Şirket’in “halka açıklık statüsü”ne tabi olunacağı yönünde işlem tesisine sebebiyet verildiğini, dava konusu tespit başvurusunda bulunulmasına dayanak süreci özetlemek gerekir ise; … Enerji Holding A.Ş.’nin 24.12.2019 tarihinde halka arz çalışmalarına başladığını, halka arz çalışmaları kapsamında süreli ön iznin, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 12.03.2020 tarihinde onaylandığını, COVID-19 pandemisi ve ekonomik olumsuzluklar dikkate alınarak halka arzın görüşüleceği 16.03.2020 tarihinde yapılması planlanan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının ertelendiğini, şirketin, 27.08.2020 tarihinde 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında yer alan halka arz çalışmalarının sonlandırılması maddesinin oyların yaklaşık %66’sıyla kabul edildiğini, şirket ortaklarından …’ın, sahip olduğu 20.946 adet B grubu payı 342 kişiye aynı anda devrettiğini şirkete bildirdiğini, daha sonrasında … tarafından bir süre daha devir işlemlerine devam edildiğini, … tarafından yapılan pay devirleri ve şirkete sunulan pay devrine dayanak belgelerin Şirket Yönetim Kurulu tarafından değerlendirilmesi sonucunda; ilmühabere bağlanmış nama yazılı payların devri için payları temsil eden ilmühaberin ciro ve teslimi gerekli olduğu halde, gönderilmiş olan belgeler arasında ciro edilmiş ilmühaber bulunmaması, devir beyanları ile Noter aracılığıyla gönderilen devir listesinde yer alan devre konu pay adetlerinin birbiriyle örtüşmemesi, bazı devralma beyanlarında tarihin bulunmaması, devir işleminde, devralan kişilerin ilgili payları kendi nam ve hesaplarına devraldıklarının açıkça belirtilmesi gerektiği halde, devirlerde böyle bir beyanın bulunmaması gibi usulsüzlük ve eksiklikleri içeren pay devirlerinin bu haliyle işleme alınamayacağına karar verdiğini, belirtilen usulsüzlük ve eksiklikler giderildikten sonra, Şirket tarafından, payları devraldığını iddia edenlerin bulunması halinde, TTK’nın 493. maddesi uyarınca devre konu payları gerçek değeri üzerinden şirket hesabına satın alma teklifinde bulunulmasına karar verildiğini, söz konusu kararın hem …’a hem de payları devraldığı belirtilen kişilere Şirket tarafından gönderilen cevap yazıları ile bildirildiğini, payları devraldığını iddia eden kişilere gönderilen yazılara karşılık bazı kişiler konudan haberleri olmadığını, konuyu yanlış anladıklarını, hatta bir kişi imzasının kopyalandığının bildirdiğini, bunun üzerine şirket tarafından payları devraldığı belirtilen kişilerden böyle durumda (pay devrinden haberi olmayan, imzaları kopyalanan) olanların en kısa sürede şirkete müracaat etmelerinin uygun olacağını ve bu kişiler aleyhinde yasal yollara başvurulacağının payları devraldığı belirtilen kişilere bildirildiğini, payları devraldığını iddia eden kişilerden …, … Derneği, …, …’in pay defterine kayıt talebi ile şirket aleyhine birtakım davalar açtıklarını, bu dava açan kişiler arasından yalnızca … isimli kişi devre konu payları kendi nam ve hesabına satın aldığını beyan ettiğini, diğer kişilerin herhangi bir beyanda bulunmamış olup, anılan davaların yargılamasının halen devam ettiğini, açılan davalar dışında,şirket paylarının devredildiği iddia edilen kişiler tarafından şirket aleyhine pay defterine kayıt talebi ile herhangi bir davanın açılmadığını, SPK tarafından şirkete gönderilen 19.03.2021 tarihli yazıda, herhangi bir hukuki dayanak belirtilmeksizin Şirketin ortak sayısının 500’ü aştığı ve bu kapsamda şirket paylarının halka arz olunmuş sayıldığının bildirildiğini, Sermaye Piyasası Kanunu’nun Ortaklıkların Kanun Kapsamından Çıkarılması ve Paylarının Borsada İşlem Görmesi Zorunluluğuna İlişkin Esaslar Tebliği’nin (II-16.1) “Ortak Sayısı Nedeniyle Kanun Kapsamından Çıkarılma” başlıklı 7. Maddesi kapsamında, şirket’in Sermaye Piyasası Kanunu kapsamından çıkarılabilmesi için öncelikle mahkeme tarafından atanan bilirkişi tarafından tanzim edilecek olan bir Bilirkişi Raporu’na ihtiyaç olduğunun düzenlendiğini, bu kapsamda, şirket pay defteri, son bir yıl içinde gerçekleşen genel kurula ilişkin hazır bulunanlar listesinin, müvekkili şirketin kayıtlı sermaye sistemine tabi olduğundan 11.02.2021 tarihinde alınan Yönetim Kurulu Kararı ile gerçekleşen sermaye artırım kararının dilekçe ekinde sunulduğunu, Sayın Mahkeme tarafından atanacak bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesi halinde tüm belge ve kayıtlar Şirketin merkez adresinde bulunduğunu, Müvekkili şirket paylarının henüz borsaya kote edilmemiş olduğunu her halükarda “Borsada İşlem Görmeyen” şirket konumunda olduğunu, Halka Açık Şirket Statüsü için kriterin, pay sahibi sayısının beş yüzü aşması olup, pay sahipliği sıfatının kazanılma anının TTK hükümlerine uygun pay devirlerinin tamamlanarak pay defterine kayıt tarihine göre belirleneceğini, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 134/3. maddesi ile: “Halka açık ortaklıkların borsada gerçekleştirilen işlemler neticesinde satın alınan paylarının pay defterine kaydedilmesinden imtina edilemez. Bu ortaklıkların borsada işlem görmeyen payları için ise 6102 sayılı Kanunun 493 üncü ve 494 üncü maddeleri uygulanır.” hükmü ile, pay devirlerine ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ile pay sahipliği sıfatının kazanılma anı, payın hamiline ve nama yazılı olması hallerine bağlı olarak açıkça belirlendiğini, dolayısıyla, Müvekkili Şirket pay sahibi sayısı pay devirlerinin TTK hükümlerine uygun olarak pay defterine kaydı ile belirleneceğini, müvekkili Şirketin Ana Sözleşmesi ile belirlendiği üzere sahip olduğu tüm payların nama yazılı olduğunu ayrıca, Müvekkili şirket tarafından tüm paylar için ilmühaber düzenlendiğini ve ortaklara teslim edildiğini, TTK’nın 486/2 maddesi ile ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağının öngörüldüğünü, Nama yazılı pay senetlerinin TTK 645. maddesi anlamında kıymetli evrak sayıldığını, yani bunlarda mündemiç olan hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği gibi, başkalarına da devredilemeyeceğini, TTK m.490 ile, nama yazılı payların devri için özel bir düzenleme getirilerek senedin “ciro” ve teslim yolu ile ancak devir edilebileceği düzenlendiğini, bu kapsamda, kanunen emre yazılı kıymetli evrak sayılan nama yazılı pay senedinin devri, TTK m.490/2’nin açık hükmü doğrultusunda ciro ve TTK m.647 hükmü uyarınca kıymetli evrak niteliğini taşıyan senetlerin zilyetliğinin geçirilmesi suretiyle gerçekleşeceğini, Nama yazılı payların devrinin aynı zamanda anonim şirket pay defterine kaydının da gerektiğini, şirketin onay vermemesi halinde devrin TTK’nın 494/1 madde düzenlemesi uyarınca geçersiz olacağını ve payların mülkiyeti ve paylara bağlı haklar devredende kalacağını, TTK 499/2. Madde hükmünce payın usulüne uygun olarak devredildiği ispat edilmediği sürece, devralanın pay defterine yazılamayacağının düzenlendiğini, müvekkili Şirket’e 28 Temmuz 2020 yılında … Holding A.Ş.’nin sahip olduğu ilmühaberleri ciro ve zilyetliğin devri yolu ile devralarak ortak olan … tarafından, sahip olduğu ilmühaberler ciro ve zilyetliğin teslimi yolu ile devredilmediğinden usulüne uygun bir devirden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, nitekim, Müvekkili Şirket ortağı olan …’ın Şirket’e ortak olurken devre konu payları, bu payları temsil eden ilmühaberlerin ciro edilmesi ve zilyetliğin teslimi ile devralarak ortak olmuş olduğundan, devreden …’ın pay devrinin ne şekilde gerçekleşmesi gerekeceğini bilmediğinden bahsedilmesinin de mümkün olmayacağını, diğer yandan, bir an için ilmühaber devrinin usule uygun olmadığı hususu değerlendirme dışı bırakılsa dahi, … tarafından yapılan pay devirlerinin TTK ile düzenlenmiş olan devir prosedürüne ve bildirim şartına uygun gerçekleştirilmediğini, bu kapsamda, Müvekkili şirket tarafından yalnızca … tarafından yapılan, hukuken geçerliliği olmayan payların devredildiği iddiasının hukuken geçerli olmadığı hususuna detaylı olarak açıklama getirilmiş ve pay devirleri süreç içerisinde usulüne uygun olarak da gerçekleştirilmediğinden iddia edilen fakat hukuken geçerliliği olmayan pay devir işlemlerinin pay defterine kaydedilmediğini, açıklanan sebeplerle; davanın kabulüne, müvekkili Şirket pay sahibi sayısının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
DELİLLER : Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; yönetim kurulu kararı, sözleşme tadili onay yazısı, genel kurul toplantısı erteleme tutanağı, ihtarname ve tebligat zarfı, pay devrinden vazgeçen kişilerce şirkete yapılan başvurular, bilirkişi raporu, yönetim kurulu kararı, şirket ana sözleşmesi, güncel pay defteri fotokopisi, genel kurul hazirun cetveli, ticari defter ve kayıtlar, keşif, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü delile dayandığı görülmüştür.
Dosyanın rapor düzenlenmek üzere Yeminli Mali Müşavir …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 06/07/2021 tarihli raporda özetle;davacı şirket tarafından “TTK ile düzenlenmiş olan devir prosedürüne ve bildirim şartına uygun gerçekleştirilmediğinden hukuken geçerli olmadığı iddiası ile” pay devir işlemleri pay defterine kaydedilmeyen … isimli şirket ortağının hisse devirlerinin takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere; davacı … A.Ş.’ne ait; Yasal Ticari Defter kayıtlarının, Yönetim Kurulu Karar defterinin, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defterinin, 2019,2020 ve 2021’de yapılmış olan Genel Kurullara ait toplantı tutanaklarının, 2019,2020 ve 2021’de yapılmış olan Genel Kurullara ait hazır bulunanlar listelerinin, Ortaklar Pay defterinin, Kar payı dağıtımına dair muhasebe kayıt ve belgelerin, Kuruluşa ve sonrasında gerçekleştirilen sermaye artırımlarına başvuran pay sahiplerine ilişkin kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucunda, 28.05.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısına ait Hazır bulunanlar listesinde 190 pay sahibinin, 27.08.2019 tarihinde yapılan 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısına ait Hazır bulunanlar listesinde 182 pay sahibinin ve 26.01.2021 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına ait Hazır bulunanlar listesinde 180 pay sahibinin kayıtlı olduğu, buna göre de Rapor tarihi itibarıyla Sermaye Piyasası Mevzuatının (II-16.1) nolu Ortaklıkların Kanun Kapsamından Çıkarılması Ve Paylarının Borsada İşlem Görmesi Zorunluluğuna İlişkin Esaslar Tebliği’nin 7. Madde birinci fıkrasında sayılan belgelerin tamamının incelenmesi sonucunda … Enerji Holding A.Ş.’nin pay sahibi sayısının beş yüzün altında olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :6100 sayılı HMK nun 103/1-ğ maddesi ve aynı yasanın 382/10.e maddesine göre, Ticaret hukuku çekişmesiz yargı işlerinden olan iş bu tespit istemli davanın adli tatilde görülebilecek davalardan olduğu, davacı tarafın istemi üzerine ortaklıkların kanun kapsamında çıkarılması ve payların borsada işlem görmesi zorunluluğuna ilişkin esaslar tebliğinin 7. Madesindeki düzenleme kapsamında, bilirkişi raporu aldırılması istemi üzerine dosyanın bilirkişi Yeminli Mali Müşavir …’e tevdi ile 06/07/2021 tarihinde bilirkişi tarafından düzenlenen raporun davacı vekiline tebliği ile, davacı vekilince rapora itiraz edilmediğine dair 26/07/2021 tarihinde beyanda bulunmuş olmakla, dava dosyasının tekamül ettiği, dosya kapsamı ve davacı şirket defter ve kayıtları esas alınarak itiraz edilmeyen raporun hükme esas nitelikte olduğu anlaşılmakla, davacı şirketin bilirkişi raporu aldırılmasına dair isteminin, TTK 493 ve 494 maddeleri ile 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. Maddesi ile 30/12/2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ortaklıkların Kanun Kapsamından Çıkarılması ve Paylarının Borsada İşlem Görmesi Zorunluluğuna İlişkin Esaslar Tebliğinin 7. Maddesindeki düzenleme kapsamında kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ ile, bilirkişi Yeminli Mali Müşavir …’ün düzenlemiş olduğu 06/07/2021 tarihli raporun TTK ‘nun 342 ve 343.maddeleri uyarınca ONAYLANMASINA
Davacı tarafından peşin yatırılan harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davanın mahiyeti gereği davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ,
Davacı tarafından peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın davacılara iadesine,
Dair; kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.29/07/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır