Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2022/327 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/328
KARAR NO : 2022/327

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankanın hesap sahibi müşterisi olduğunu, kendisi veya ortağı olduğu şirketler aracılığı ile davalı bankanın bazı ürünlerini kullandığını, davalı banka tarafından kendisine gönderilen yazıda müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı …. LTD. ŞTİ isimli şirketin ve ayrıca hisselerini daha önce devrettiği … LTD. ŞTİ isimli şirketin kullandığı kredilerden dolayı 20.000,00 TLborç bulunduğunu, ve bur borcun ödenmesi gerekktiğini aksi halde kredilerin kat edilerek yasal yollara müracaat edileceğini ihtar edildiğini, müvekkilinin şirketteki hisselerini 17/02/2017 tarihinde devrettiğini, bu tarihten sonra bu şirketin kullanacağı yeni kredilerden dolayı hiçir sorumluluk kabul etmediğini ihbar ve ihtar etmesine rağmen davalı banka tarafından 18/04/2018 tarihinde müvekkilinin banka hesabından hiçbir talimat alınmadan re’sen 20.005,34 TL…. TİC. LTD. ŞTİ’nin kullandığı kredi borcuna karşılık bu şirketin hesabına havale edildiğini belirterek davanın kabulü ile davalı bankanın haksız ve hukuksuz olarak müvekkilinin hesabından kesinti yapılan 20.005,34 TL’nin kesinti tarihi olan 18/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davaya konu edilen ödemenin tarihinin 18/04/2018 olduğu bu haliyle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler de geçmiş olduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı hesabındaki tutarın kefil olduğu kredi borcuna mahsubu davacının imzalamış olduğu sözleşmelere uygun olarak yapıldığını bunu bilerek aradan da 1.5 yıl geçtikten sonra huzurdaki davanın ikame edilmiş olması nedeniyle haksız, mesnetsiz, kötü niyetli ve hakkaniyete aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Banka kayıtları, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Davalı Banka ile dava dışı …. Tic. Ltd. Şti arasında 03.10.2013 düzenleme tarihli 200.000.-TL Limitli ve 16.06.2015 düzenleme tarihli ve eki sözleşme ile 50.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Genel Kredi Sözleşme eki kefaletnameleri davacı … 200.000.-TL ve 50.000.-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır.
6098 sayılı BK. kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet türü, kefalet limiti, kefalet tarihi el yazısı ile yazılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesine ek olarak davalı banka ile davacı arasında 17.06.2015 düzenleme tarihli 25.385.34-TL limitli Mevduat Rehin Sözleşmesi akdedilmiştir.
Sözleşmelere istinaden dava dışı şirkete… gibi çalışan …. no.lu KMH dan krediler kullandırılmış, 20.005.34-TL Borç bakiyesi ödenmediğinden takip hesaplarına aktarılmıştır.
Davalı banka tarafından keşide edilen ve dosyaya sunulan ihtarnamenin iş bu davaya konu dava dışı … Ltd. Şti.nin KMH ‘na ait kredi ile ilgili olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacının, … Tic. Ltd. Şti hisselerini İzmir Noterliğinin 17.02.2017 tarih ve … yevmiye sayısı ile onaylı ile …’a devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı sunulan belgelerden belirlenmiştir.
Ancak şirket ortaklığından ayrılması kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı banka tarafından dava dışı şirketin … dan ileri gelen borcun ödenmemesi ve risk teşkil etmesi üzerine Tasfiye olunacak kredi hesaplarına aktarmış, davacının verdiği Mevduat Rehin Sözleşmesine istinaden 18.04.2018 tarihinde 20.005.34-TL hesabından çekilerek dava dışı …. Ltd. Şti. nin KMH dan ileri gelen ve tasfiye olunacak hesaplara aktarılan borcuna mahsup edilmiştir.
Davalı banka tarafından davacı hesabından yapılan işlemin davacının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi ve eki Mevduat Rehin Sözleşmesin kapsamında yapıldığı ve mevzuata aykırılık teşkil etmediği değerlendirilmiş nihai takdir sayın mahkemeye bırakılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, genel kredi sözleşmesi eki mevduat rehnine dayalı olarak davacının şahsi hesabından yapılan kesintinin iadesi talepli alacak davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davalı banka nezdinde bulunan şahsi hesabından, ortaklık payını devretmiş olduğu şirketin borçları nedeniyle kesinti uygulandığını, davacının ortaklık pay devrine ilişkin bankaya gerekli bilgilendirmeleri yaptığını ancak banka tarafından haksız şekilde şahsi hesaptan şirket borçları için kesinti uygulandığını ileri sürerek hesaptan yapılan 20.005,34-TL kesintinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davalı banka vekili tarafından cevap dilekçesi ile hak düşürücü süre ve zamanaşımı defi ileri sürülmüş, esasa yönelik olarak davacının dava dışı şirketlerin imzalamış olduğu kredi sözleşmelerinde kefil olarak yer aldığını ayrıca mevduat rehni sözleşmesi imzalandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
4-Taraflar arasında bankacılık hizmet sözleşmesi bulunmakla sözleşme kapsamında gerçekleştirildiği anlaşılan kesintiler nedeniyle zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gözetilerek davalı tarafın zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir.
5-Dosya kapsamında toplanan bilgi ve belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık noktasının davacının bireysel hesabından, dava dışı … Ltd.Şti.’nin borcu için yapılan 20.005,34-TL tutarlı kesintinin hukuka uygun olup olmadığı, davalı bankanın davacı hesabından bu miktarda bir kesinti ile dava dışı şirket borcunu tahsil edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
6-Davalı banka tarafından dosyaya sunulan genel kredi sözleşmelerinin ve hesap ekstrelerinin incelenmesinde, davacı ile dava dışı … Ltd.Şti. Arasında … müşteri no altında 16/05/2015 tarihli … nolu genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, davacının şirket yetkilisi olarak sözleşmede imzasının bulunduğu, ayrıca 16/06/2015 tarihli 50.000,00-TL üst limitli kefalet sözleşmesi ile davacının anılan kredi için kredi müşterisi şirkete kefil olduğu, yine 17/06/2015 tarihli mevduat rehni sözleşmesi ile davacının …. nolu genel kredi sözleşmesi kapsamında …. Ltd.Şti.’nin krediden kaynaklanan borçlarının temini için 25.385,34-TL tutarlı mevduat rehni sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür.
Dosyaya davacıya ait hesaptan uygulanan kesintinin kaynağını oluşturan borca ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiş, uygulanan kesintinin …. Tic.Ltd.Şti.’nin kredili mevduat hesabından yapılan nakit kullanımları nedeniyle oluştuğu, davacının hesabından 18/04/2018 tarihinde 20.005,34-TL tutarlı kesinti uygulandığı, bu kesinti ile dava dışı … Ticaret Ltd.Şti.’nin 15.924,91-TL tutarlı …asıl alcağı, 3.929,90-TL işlemiş faiz, ve 150,53-TL BSMV borcunan mahsuben tahsilat yapıldığı görülmüştür.
7-Davacı tarafça şirket hisselerinin dava dışı 3.kişiye 17/02/2017 tarihinde devredildiği, devrin davalı bankaya 03/01/2018 tarihinde bildirildiği, bu tarih sonrası kullanılacak kredilerde davacının sorumlu olmayacağı beyan edilmiş ise de;
Öncelikle davacı ile davalı banka arasında dava dışı …. Ticaret Ltd.Şti.’nin … nolu genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullanmış olduğu kredi ürünleriyle ilgili olarak kefalet sözleşmesi ve mevduat rehni sözleşmesi imzalanmış olup, davacının kefalet sözleşmesinden ve mevduat rehni sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinin şirket hisselerinin devri ile sona ermeyeceği, yine davacının tek taraflı bir beyanı ile bu sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerinden kurtulamayacağı değerlendirilmiştir. Kaldı ki, kesinti uygulanan KMH hesabında bulunan borç bakiyesinin 15.878,94-TL ana para tutarındaki kısmı davacının davalı bankaya hisse devri sözleşmesini bildirdiği tarihe kadar yapılan işlemlerden oluşmaktadır. Sonraki tarihlerde de davacının kefalet sözleşmesi ve mevduat rehni sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri devam etmekte olup davacı banka tarafından mevduat rehni sözleşmesine dayanılarak davacıya ait mevduat hesabından uygulanan kesinti ve borç tahsilatında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 341,64-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 260,94‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”