Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/317 E. 2021/470 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2021/563

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davalı … Gıda Yem Tarım San Tic Ltd Şti ye ait olan … plakalı araç, davalı … sevk ve idaresinde iken 24.06.2019 tarihinde trafik kazasına karıştığını, iş bu kazada müvekkilim ağır yaralandığını, araç … Sigorta A.Ş tarafından sigortalandığını, meydana gelen kazada davalı … asli kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağında taraflarına da kusur izafe edilmiş olup, bu hususu kabul etmediklerini, meydana gelen kaza sebebi ile müvekkilde kalıcı sakatlık oluştuğunu, bu sebeple; kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ve yitirilmesinden dolayı kaybı ve ekonomik geleceğinin sarsılması sebebi ile maddi kayıpları olduğunu ve olacağını, geçici ve sürekli iş göremezliği olduğunu, yine, sakatlık sürecinde yapıldığını ve halen yapılan tedavi giderlerinin bulunmakta olup, iş bu zararlarının tazmini için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, tazminat miktarının bilirkişi raporu ile tespit edilebileceğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat talep ettiklerini, meydana gelen kaza da asli kusurlunun davalı olduğunu, kaza sebebi ile müvekkilinin uzun süre yoğun bakımda kaldığını, umutlar tükenmişken hayata döndüğünü, kendisinin halen tedavisi devam etmekte olup, kendisi yönünden hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını, kendisi yoğun bakımda iken eşinin doğum yaptığını ve çocuklarının olduğunu, bu zor süreçte eşinin yanında olmadığı gibi kendisinin de en mutlu gününde eşinin yanında olamadığını, ayağa kalkıp çocuğunu sevme, kucağına alma mutluluğundan mahrum kaldığını, doğuma yönelik aile fotagrafının dahi olmadığını, araç sürücüsü ve sahibi olan davalıların bu süreçte müvekkili ile ilgilenmediğini, önemsemez tavırlar sergilediğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının, tarafların kusuru, olayın meydana geliş şekli, hak ve nesafet gereği talep edilen tazminat miktarının makul olduğunu, manevi tazminat taleplerinin sadece davalılar … Gıda Yem Tarım San Tic Ltd Şti yönünden olduğunu, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber 200.000,00-TL manev tazminat talep ettiklerini, dava şartlarından olana arabuluculuğa başvurulmuş olup, anlaşamama tutanağını sunduklarını, müvekkilinin yaşanan kaza sebebi ile sakat kaldığını ve çalışamaz durumda olduğunu, kendisinin ve ailesinin geçimini yardımlarla sürdürdüğünü, bu nedenle adi yardım taleplerinin kabul edilmesini belirterek; adli yardım taleplerinin kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müşterek ve müteselsilen sorumlu olan davalılardan şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın alınarak davacıya verilmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 200.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … Gıda Yem Tarım San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, kaza tarihinden yasal faiz işletilmesine, yargılama ve harç giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar … Gıda Mad. Ve Yem San. Ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı yanın 24.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı açtığı maddi ve manevi tazminat davasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı yan, tarafından müvekkilleri bakımından dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmamış olup bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacı yan tarafından talep edilen maddi tazminatın hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğunu ve miktarlarının açıklanmamış olup soyut nitelikteki talebin reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde her ne kadar kaza sebebiyle davacının malul kaldığı ifade edilmiş ise de, davacının anılı kaza sebebiyle malul kalıp kalmadığı, kalmış ise maluliyetin oranının ne olduğu, zararın olup olmadığı, zararın mevcut olması halinde miktarının ne olduğunun Adli Tıp Kurumu ve konusunda uzman bilirkişiler tarafından tespit edilmesi gerektiğini, davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması, varsa bu miktar kadar tenzilat yapılması gerektiğini, öte yandan, her ne kadar kaza tespit tutanağında müvekkili …’ın kırmızı ışıkta geçmek kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu, davacı aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, bu kusur durumunun kabulü mümkün olmadığını, müvekkilinin kırmızı ışıkta geçmediğini, kırmızı ışıktan sonra harekete geçtiği için hız kurallarını ihlal etmediğini, buna karşın davacının geçiş üstünlüğüne sahip kavşağa girerken hızını azaltması gerekirken azaltmadığı gibi, sevk ve idaresinde bulunan motorsikleti hız sınırının çok üzerinde kullanarak hız kurallarını ihlal ettiğini, ayrıca koruyucu kıyafet, dizlik ve dirseklik de kullanmadığını ve kask taşımasına rağmen kaskını bağlamaması nedeniyle kaskının kaza sırasında başından fırladığını mobese kayıtlarından ve diğer delillerden anlaşılacağını, dolayısıyla davacının meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu olup TBK m.52 gereğince tazminat talebinin reddi gerektiğini belirterek; manevi tazminat, zenginleşme aracı olmayıp davacı yan tarafından talep edilen fahiş manevi tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “Davacı ile davalı tarafın 24/06/2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle tarafların kusur oranı, davacının maluliyet oranı, geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktar ve süresi davacının tedavi gideri talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise miktarı, davacının manevi zararının olup olmadığı, olmuş ise miktarı ve davalı sürücü ile işleten açısından zorunlu arabuluculuğun yerine getirilip getirilmediği hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Davacı arabulucuya sadece sigorta açısından başvurmuş diğer davalılar … Gıda Yem Tarım San Tic Ltd Şti açısından zorunlu arabulucuya başvurmamıştır. Bu sebeple davalılara yöneltilen davanın tefrikine karar verilmiştir. Tefrik kararı sonrasında tefrik olunan davadaki tarafların sıfatı gözetildiğinde öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır.
Tefrik olunan davalılardan … ile … A.Ş aleyihine açılan davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı ile davalı …’ın tacir olmaması ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkta haksız fiil hükümlerinin uygulanacak olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olduğu Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu sebeple mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılara karşı açmış olduğu davanın HMK.114/1-c,115/2 mad gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.22/06/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”