Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/316 E. 2023/142 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/316 Esas
KARAR NO : 2023/142

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalılara kalıp yaparak teslim edilmesi için ödenen ancak borçlu yanın edimini yerine getirmemesi ve mali teslim etmemesi nedeniyle alacaklı olduğu,arabuluculuk müesesesinden sonuç alınamadığı, bunun üzerine borçlu aleyhine İzmir …. İcra Müdürli lün … Esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı ve karşı tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu,bu nedenlerle fazla ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile davalılar aleyhine 9020’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;İcra takip dosyasının 2018 olduğundan davanın zaman aşımından reddi gerektiği,kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın süresinde açılmadığı,banka dekontu parayı gönderen tarafın borcunu ödediğine dair delil olup parayı alan kişi veya kurumu borçlu duruma getirmeyeceğinin, davacı müvekkil Mehmet’ten kalıp konusunda yardım istediği ve 30.000,00 TL’ye tamamlanacak kalıpları müvekkil ….’da bulunan …. isimli (…) işyerinde bitirip istedikleri numuneleri hazırlayarak teslim etmek istediğilancak davacı tarafın kalıplar üzerinde revizyon talep ettiği ve müvekkilde Pınarbaşı’nda bulunan İlkşen Kauçuk firmasında revizyonları yaparak kalıpları hazır hale getirmesine rağmen kalıplar davacı tarafça teslim alınmadığının,davacının müvekkilin hakkı olan 30.000,00 TL iken sadece malzeme parası olan 8.500,00 TL ödeyerek işi olduğu gibi bıraktığı,kalıplar halen …. Mah. …. sokak No:… …. – İzmir / … firmasında durduğu, bu nedenlerle iddia edilen bir borç olmadığı aksine davacının saedece malzeme parasını ödediği diğer kısma tekabül eden rakamın ödenmemesi sebebiyle davacının müvekkile borçlu olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ortada bir eser sözleşmesi olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesnin mümkün olamayacağı, açılan davada davalı müvekkil eşine husumet yüklenemeyeceği,bu nedenlerle davanın öncelikle zaman aşımından ve gerekirse esastan her iki müvekkil yönünden reddine davacının % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi arz ve talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İİK 67. Maddesi uyarınca açılmış İtirazın İptali Davasıdır.
Dosya içeriğinden, davacı ile davalı … arasında eser sözleşmesine dayalı bir borç ilişkisinin bulunduğu, dosyaya sunulan yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak cevap dilekçesinde davalı tarafça eser sözleşmesinin varlığı yönünde ikrar içerir beyanların bulunduğu anlaşılmakla, varlığı mahkememizce kabul olunan işbu sözleşme gereğince davacının davalı …’ye daha önce 8.500,00 TL ödemiş olduğu hususunda herhangi bir tartışmanın da bulunmadığı, bu ödemenin davalıların cevap dilekçesi içeriğinde kabul ettikleri görülmektedir.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu olan 8.500,00-TL’lik alacağın ise davacının daha önce davalı …’ye işbu eser sözleşmesine dayalı borç ilişkisi nedeniyle ödemiş olduğu meblağın iadesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle eldeki uyuşmazlık; eser sözleşmesine dayalı olduğu anlaşılan borç ilişkisinde tarafların eser sözleşmesinden kaynaklı edimlerini ifa edip etmediği, davacı tarafından yapılan ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği ve sonuç olarak davacının davalıdan takip miktarınca alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın konusu itibariyle Mutlak Ticari Davalardan olmadığı, ancak davacının ticari ortaklık, davalı …’nün ise İzmir Ticaret Siciline kaydının bulunduğu ve …. Sokak No:.. . ….Sitesi … / İZMİR adresinde İzmir Makina Kalıp ve Aksesuar Sanayi Ticaret isimli firmayı işletmekte olduğu, durumunun faal olduğu mahkememizce yapılan tacir araştırmasından anlaşılmaktadır. Ancak TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesi gereği, davaya konu borç ilişkisinin davacı ve de davalı …’nin tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle eldeki davanın Nisbi Ticari Dava olduğu değerlendirilmiş, davalıların görev itirazına bu nedenle itibar edilmemiştir.
Her ne kadar davalılar tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de TBK 147/6 gereğince eser sözleşmesinden doğan alacaklarda 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmakta olduğu, davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
İİK’nın 67/1 maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmünü içermektedir. Bu hükme göre; itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar. İtiraz tebliğ edilmedikçe süre başlamaz. Ayrıca icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olması itirazın tebliği anlamına gelmez. Bu nedenlerle İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinde davalılar tarafından yapılan borca itiraz gereği 13.09.2018 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, mahkememizce adı geçen icra müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevaben icra müdürlüğünce gönderilen 07.12.2022 tarihli yazıda borçlunun itirazına ilişkin dilekçenin alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Buna göre 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemediği ve işbu davanın hak düşürücü süre dolmadan açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahallinde yapılan keşifte; taraflar arasındaki sözleşmeye konu kalıplar davalı tarafça hazır edilmiş, 5 parçadan ibaret kalıbın bulunduğu bunlardan 1 tanesinin erkek 1 tanesinin dişi olduğu, bunların havuz camı basmak için yapıldığı, kalıbın genel itibariyle muntazam olduğu, yüzeyinde herhangi bir hasarın olmadığı, ayrıca söz konusu ürüne ilişkin conta kısmı içinde dişi kalıbının hazır olduğu, üzerinde bir tane numune contanın olduğu, kalıpta gözle görülür bir ayıbın bulunmadığı, davalı asil tarafından kalıbın çalışma yöntemi izah edildiğinde kalıbın numune olarak getirilmiş bulunan havuz lambasını basmaya elverişli olduğu mahkememizce gözlemlenmiştir.
Mahkememizce aldırılan 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; 22.11.2021 tarihinde keşif mahallinde görülen kalıpların temiz, yüzeylerinde herhangi bir çizik ve darbe olmadığı, hasar bulunmadığı, tüm kalıpların kullanılmaya uygun vaziyette olduğu kanaatine, keşif mahallinde görüp incelenen tüm kalıpların kullanılmaya hazır ve tüm kalıpların gerekli imalatı yapmaya elverişli olup,kalıpların hiçbirinde açık ayıp olmadığı kanaatine, Keşif mahallinde görülen kalıpları özel çizimleri … denilen özel çizim gerektiren bir program ile istenilen ölçülerde olması için çok hassaslık gerektirecek mühendislik hizmeti alınarak yapılabilecek bir iş olduğunun, bunun yanında davalının proje ve çizim sonrası da belirlenmiş olan kalıpları özel …., dik işleme tezgahı, Jrezeştorna ve planya gibi özel takım tezgahları kullanılarak imal edebileceğinin, yapılan işin seçilen malzeme yanında özel takım tezgahları ile imal edilmesi sebebiyle yapılan kalıpların özel imalat olup, başka bir işte kullanılmasının mümkün olamayacağı kanaatine, kalıpta kullanılacak malzemenin özelliği, kalıpların projelerinin çizimleri, özel takım tezgahlarda kalıpların imalatının yapılması için davacının yapmış olduğu ödemenin çok üzerinde bir bedelle yapılabileceği görüş ve kanaati bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin yeterince izah edilmediği, ancak dosya kapsamından davalı …’nün kalıp ustası olduğu ve kalıp üretimi yaptığı, davalı …’nün ise eşi olduğu, yapılan tacir araştırmasına göre davalı …’nin tacir olduğu, Davalı …’in ise tacir olmadığının anlaşılmakta olduğu, davacı ile davalı … arasında yazılı olmayan eser sözleşmesine dayalı bir borç ilişkisinin bulunduğu, bu ilişki gereğince davacının davalı …’ye daha önce 8.500,00 TL ödediği hususunda herhangi bir tartışmanın bulunmadığı, bu ödemenin davalıların cevap dilekçesi içeriğinde kabul ettikleri, davalı …’in bu borç ilişkisi ile ilintisinin izah edilmediği ve borçlu olduğunu ispata yarar her hangi bir delilin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu kalıpların imalatının yapılmasına rağmen davacı tarafça teslim alınmadığını öne sürdüğü görülmektedir. Türk Borçlar Kanunu md. 107 ise “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hakim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” hükmünü içermektedir. Davacı ile arasındaki borç ilişkisi gereğince daha önce davalı … tarafından 8.500,00-TL alınmış olduğunun davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanları ile de sabit olduğu, davalı …’nün ise borçlu olduğunu ispata yarar dosya kapsamında her hangi bir belge yada ikrar içerikli beyan bulunmadığı, davalı vekilinin imal edilmiş olmasına rağmen kalıpların davacı tarafça teslim alınmadığı yönündeki savunmasının kanunun anılan hükmü karşısında hukuki ve muteber olmadığının kabulü ile aşağıdaki karara hükmolunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-. Davalı … yönünden DAVANIN KABULÜ ile;
Davalı …’nün İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe yönelik İTİRAZININ İPTALİNE, Takibin işbu davalı yönünden 8.500,00-TL Asıl Alacak yönünden Devamına,
Asıl alacağı takip tarihinden itibaren Avans Faizi uygulanmasına,
2- 1.700,00-TL’ye tekabül eden % 20 İnkar Tazminatının davalı …’den alarak davacıya verilmesine,
3- Davalı … yönünden DAVANIN REDDİNE;
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 580,63-TL harçtan peşin alınan 102,66-TL’nin mahsubu ile bakiye 477,97‬-TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye İrat Kaydına,
5- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL’nin davalı …’den tahsili ile Hazineye İrad Kaydına,
6- Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL Başvuru Harcı, 102,66-TL Peşin Harç, 8,50-TL Vekalet Harcı olmak üzere toplam 170,46-TL harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.500,00-TL Vekalet Ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı tarafından yapılan 750,00-TL bilirkişi ücretinin ve 203,10-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 953,10-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle Kesin Olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza