Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/309 E. 2022/104 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/309
KARAR NO : 2022/104

DAVA : Bankacılık İşleminden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Bankacılık İşleminden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkil şirketin, ülkemizde son dönemde ekonomik sıkıntıların da etkisiyle mali durumunun olumsuz etkilenmesi ve borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunmaları nedeniyle 26.06.2020 Tarihinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
…/… E. Sayılı dosyasıyla konkordato talebinde bulunduğunu, ilgili Mahkemece 25.11.2020 tarihinde, müvekkili şirkete kesin mühlet verildiğini, müvekkil şirketin yetkili hamil olduğu 17 adet çeki tahsil edilmesi amacıyla davalı bankaya tevdi ettiğini, söz konusu hukuki işlemin tahsil cirosu hükmünde olup tahsil cirosu, senedin asıl hamil adına tahsilini sağlama amacını güden ve bu konuda verilen yetkiyi kapsayan bir ciro olduğunu, tahsil cirosuyla çek eline geçen hamil çek bedelini tahsille görevlendirilmiş vekil durumunda olduğunu, ödememe halinde çeki; tahsil halinde ise çek bedelini asıl hamile teslim etmek yükümlülüğünde olduğunu, fakat davalı bankanın, müvekkil şirket konkordato kesin mühleti içerisinde olmasına rağmen bu süre içerisinde tahsil etmiş olduğu çek tutarlarını hakkı olmadığı halde müvekkilin davalı bankaya olan borcundan mahsup etmiş olup bu hususun açıkça gerek yasaya gerekse konkordato kararı veren Mahkeme kararına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirket tarafından davalı bankaya tevdi edilen tahsil cirosu hükmündeki çeklerin tahsil edilen tutarlarının taraflarınca keşide edilen 11.01.2021 Tarihli ihtarname ile takas mahsup yasağı kapsamında olması nedeniyle bu rakamların komiser heyeti denetiminde kullanılan hesaba gönderilmesinin ihtar edildiğini, fakat davalı bankaca yasaya ve Mahkeme kararına aykırı olarak bu ihtara uyulmadığını, öte yandan bankaca yapılan bu hukuksuzluğun müvekkil şirketin konkordato sürecinin olumlu sonuçlanmasına da engel teşkil ettiğini, nitekim konkordatoda amaç, dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların alacaklarına kavuşma olanağı yaratmak olduğunu, oysa banka tarafından yapılan bu işlem neticesinde, bankanın, müvekkil şirketin hakkı olan bu miktarları müvekkil şirketin kendilerine olan borçlarına takas ederek kanuna ve karara aykırı davranarak konkordato sürecine olumsuz anlamda etki doğurduğunu, bu çerçevede taraflarınca haklı olarak söz konusu tutarların taraflarına ödenmesi amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup söz konusu takibe, davalı bankaca, haksız bir şekilde itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, iş bu davayı ikame etmeden önce yine kanunen zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmuşsa da o aşamada da herhangi bir sonuç alınamadığından 15.03.2021 Tarihinde arabuluculuk anlaşamama son tutanağı düzenlendiğini ve akabinde iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, ayrıca taraflar arasında gerçekleşen iş bu davaya konu olan çek teslim işlemlerinin, davalı bankanın İzmir Şubesi’nde gerçekleştirildiğini, buna göre, şube işlemlerinden kaynaklı ihtilaflarda şubenin bulunduğu yer icra dairesi ve Mahkemesinin özel yetkili konumda olduğunu, dolayısıyla mahkemenin bu hususta yetkili olduğunu, açıklanan nedenlerle; açıklanan nedenlerle; davalı tarafça İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Davacı şirket ile müvekkil Banka arasında, 04/05/2016 tarihli 2.500.000.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davacı firmanın müvekkil bankanın İzmir Şubesi ile mevduat müşterisi ve kredi müşterisi olarak yoğun ilişkileri olduğunu, davacı … Plastik Geri Dönüşüm Hurda İmal. İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş. İle müvekkili banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri gereğince kredi ilişkisi kurulduğunu, davacı şirket ile müvekkili banka ile kurulan kredi ilişkisi süresince, davacı şirketin elindeki müşteri çeklerini, tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere, müvekkil bankanın İzmir Şubesine ciro ve temlik ederek teslim ettiğini, davacının kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik ve ciro ettiği, teslim ettiği bu çekleri dava konusu ettiğini, davacı imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kullanmış olduğu krediler için, tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik ve ciro etmiş olduğu çekler üzerinde davacının tasarruf hakkı kalmadığını, yetkili hamilin temlik alan müvekkili banka olduğunu, müvekkili banka yetkili hamil/alacaklı sıfatıyla dava konusu çekleri süresinde muhatap bankalara ibraz ederek tahsil ettiğini, müvekkili bankanın yetkili hamil olduğu dava konusu tahsil olunan çeklerin ise davacının kredi borcundan düşüldüğünü, müvekkil banka tarafından davacı lehine, Genel Kredi sözleşmesine istinaden açılan ve kullandırılan kredilerin tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik ve ciro edilen, davacının üzerinde tasarruf hakkı kalmayan ve müvekkil bankanın tasarruf hakkı bulunan ve yetkili hamil olduğu çeklerin tahsilinden gelen paralar ile kredi borçlarının kapatıldığını, kredi borcunun kapatılmasına ısrarlı bir şekilde davacı tarafından itiraz edilmesi ve davaya konu edilmesi iyiniyetli olmayıp haksız kazanç peşinde olduklarını gösterdiğini, konkordatonun, borca batık şirketlerin alacaklılara borcunun ödenmesi için var olan bir sistem olduğunu, konkordato müessesesinin, borçlarını ödemede zorlanan şirketlerin, bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma getirmeleri için uygulanan bir müessese olduğunu, bu uygulamada alacaklı ve borçluların konkordato müessesesi kapsamında borç ve alacakları yeniden yapılandırma işlemine tabi tutulduğunu, geçici mühlet kararından önce müvekkil bankaya temlik ve ciro edilen çeklerin tahsilatından doğan tutar, davacının müvekkili bankaya olan kredi borcundan düşüldüğünü, bunun üzerine borçlu firma mahkemeye başvuru yaparak maddi hukuk anlamında tedbir kararı talep ettiğini, konkordato mahkemesi takas ve mahsubun tedbiren önlenmesi kararı verdiğini, davaya konu edilen çeklere ilişkin tedbir talebinin ise red edildiğini, davacının bu çekleri temlik ve ciro ettikten sonra alacaklı olduğunun iddia etmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının bu çekleri devir ve ciro ederek yetkili hamil sıfatını kaybettiğini, yetkili hamil olmadığı ve alacaklı bulunmadığından, alacaklı olmasının da mümkün olmadığını, bu nedenle takasa konu edilmiş bir alacak hakkı da bulunmadığını, davacı taraf ile müvekkil banka arasında imzalanan çek tevdi bordrosu başlıklı sözleşme ile çekler temlik ve ciro edildiğini ve tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmesinin hükme bağlandığını, sözleşme hukukuna hakim olan prensip “Sözleşmeye Bağlılık-Ahde Vefa” ilkesi olduğunu, bu ilke gereğince tarafların sözleşmeye konu edimlerini, sözleşmede belirlenen koşullara göre yerine getirmesi gerektiğini, sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturduğunu, sözleşme yapıldığı andaki belirlenen karşılıklı edimler yerine getirldikten sonra sözleşmeye aykırı bir şekilde sözleşmede belirlenen şartlarla müvekkili bankanın yetkili hamil ve alacaklı bulunduğu tahsil edilen çeklerin iadesinin talep edilmesi; sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkelerine aykırı bir durum yarattığını, açıklanan nedenlerle, aleyhe açılmış bulunan ve haklı bir dayanağı bulunmayan davanın reddine, alacak likit olduğundan ve davacı tarafın kötüniyetli olarak açmış olduğu dava nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir … Asliye Tic. Mah. …/… E. 01.07.2020 T. Geçici Mühlet Kararı, İzmir … Asliye Tic. Mah. …/… E. 25.11.2020 T. Kesin Mühlet Kararı, Çek Tevdi Bordrosu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/13040 E. 2018/828 K. Sayılı 07.02.2018 Tarihli kararı, Bornova … Noterliği’nin …Yevmiye numaralı 11.01.2021 Tarihli İhtarnamesi, 15.03.2021 T. Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı, İstanbul BAM 17. HD. 2018/2348 E. 2018/1587 K. Sayılı Kararı, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; genel kredi sözleşmesi, çekler, çek tevdi bordroları (çek temlik ve ciro sözleşmesi), kredi hesap ekstreleri, banka kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair her tür yasal delil, davacı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma ve beyanda bulunma hakkı saklı kalmak kaydı ile her türlü kanuni delile dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kambiyo senedinden doğan alacağa dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından, davalı bankaya verilip, davalı bankaca tahsil edilip, davacı borçlunun, borcuna mahsup edilen çeklerin, davacı tarafından, davalı bankaya tahsil cirosu ile mi yoksa bankaya olan borcuna karşılık mı verilip verilmediği, bu kapsamda konkordato talebinde bulunan davacı borçlunun, talebi üzerine verilen geçici ve kesin mühlet tedbirleri kapsamında tahsil edilen çek bedellerinin, davalı banka alacağına mahsup edilip edilemeyeceği, takipte İzmir icra dairesinin yetkili olup olmadığı, bu kapsamda itirazın iptali davasının görülmesinde, dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı, davalı banka tarafından dosyaya sunulan taraflar arasında yapılmış, bankacılık hizmet sözleşmesinin yetki başlığı altında düzenlenen 18. maddesinde, “Müşteri, banka ile arasındaki ilişkilerde, sözleşme hükümlerini, kredi kartı sistemleri uygulama kuralları ve Türk kanunlarının uygulanacağını ve taraflar arasında olabilecek tüm anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu kabul eder.” hükmünün düzenlendiği, taraflar arasındaki iş bu sözleşme hükmünün 6100 sayılı HMK nun 18. Maddesindeki şartlara haiz yetki sözleşmesi niteliğinde bulunduğu, HMK 17. Maddesinde de , “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır. ” hükmü düzenlenmiş olup, iş bu yasal düzenleme ve taraflar arasında yapılmış yetki sözleşmesi kapsamında, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesinde ve icra takiplerinde, yetkili yer mahkemesi ve icra dairelerinin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri olup, takipte İzmir İcra Dairesi’nin yetkili olmadığı, itirazın iptali davasında icra dairesinin yetkili olması hususu dava şartlarından olup, itirazın iptali istenen davaya konu takipte, İzmir İcra Dairesi’nin yetkili olmaması nedeniyle davanın özel dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Davacı tarafça peşin yatırılan 19.173,35-TL harçtan 80,70-TL red karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 19.092,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Ticari hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri kapsamında, arabulucuya ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)