Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/293 E. 2022/485 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/293
KARAR NO : 2022/485

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili Mahkememize verdiği dilekçe ile; müvekkili şirketin, davalının alt yüklenicisi olarak belirli bir dönem Tire-Bayındır İlçeleri Arıza Bakım Onarım işini yürüttüğünü, 22.05.2010-21.09.2012 tarihleri arasında müvekkili şirketin yürüttüğü işyerinde çalışan …’nun , işçilik alacaklarının olduğu iddiasıyla … Elk. Dağıtım A.Ş.’ye 20.05.2016 tarihinde dava açtığını, üst işverenin işyerinde değişik alt işverenler nezdinde çalışan işçinin açmış olduğu dava alt işverenlere ihbar edildiğini, müvekkili şirket’in de işçilik alacağının tahsili konulu davada ihbar edilen sıfatı ile yer aldığını, İzmir 15.İş Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda kesinleşen Mahkemenin kararının infazı için İzmir 7.İcra Müdürlüğü’nün …/… İcra sayılı dosya üzerinden işçi … tarafından davalı … Elektrik A.Ş. Hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı … tarafından icra dosyasına 54.000,35 TL ödeme yapıldığını ; bu tutardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu tutar olarak iddia edilen bedelin rücuen tahsili için müvekkilimize müracaat edildiğini, müvekkilin sorumlu olduğu tutar olarak 15.308,97 TL iddia edilerek talep edildiğini,müvekkili şirketin, teminat mektubunun nakde çevrilmesi baskısı altında, talep edilen 15.308,97 TL’yi ihtirazi kayıt ile ödemek zorunda kaldığını, müvekkili şirkette, rücuen tazminata konu olan işçinin 22/05/2010 tarihinde işe başladığını ve müvekkili şirketin işinin sona erdiği 21/09/2012 tarihine kadar müvekkili şirkette çalışmıştır. O tarihten sonra işçinin çalışmasının aynı işyerinde ancak başka bir alt işveren nezdinde devam ettiğini, müvekkili şirkette çalıştığı dönemdeki işçilik alacakları eksiksiz olarak ödenen işçinin önceki ve sonraki dönem işçilik alacaklarından sorumluluğu 4857 sayılı yasanın 6. Maddesi kapsamında değerlendirilebileceğini, Bunun yanında feshe bağlı olan alacaklardan ise (Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı) iş akdini fesheden son işveren sorumlu olduğunu, aksi kanaat hasıl olsa dahi, müvekkilimi şirketin kıdem tazminatından sorumluluğunun, işçinin kendisinde çalıştığı dönemle ve yine o dönemdeki ücreti üzerinden yapılacak hesaplama sınırlarında olabileceğini ,müvekkili şirketten 15.308,97 TL talep edilmesinin dayanağı bulunmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafa fazla ödenen miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte şimdilik 1000.-TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREKÇE: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; davanın yasada belirtilen sürelerde açılmadığı için, talep edilen alacaklar bakımından davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davaya konu rücu işlemi dava dışı … tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan İzmir 15. İş Mahkemesi …/… E- …/… K sayılı kararına istinaden açılan İzmir 7. İcra Müdürlüğü …/… İcra sayılı dosyasına yapılan ödeme nedeniyle gerçekleşmiş olup yapılan hesaplamalarda ve rücu edilen tutarda bir hata bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 15. İş Mahkemesinin …/… E-…/… K sayılı dosyasının incelendiğinde; davacının … olduğu, davalının … Elektrik olduğu, işçilik alacaklarından dolayı dava açıldığı, davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verildiği görülmüş, dava dışı işçinin işçilik alacaklarına ve çalışmalarına dair deliller bu dosyada mevcuttur.
İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı takip dosyasının incelendiğinde, alacaklısının … olduğu, borçlusunun … Elektrik olduğu, İzmir 15. İş Mahkemesi’nin kararına dayanarak işçilik alacaklarının tahsili için takip yapıldığı görülmüştür.
Dosyada rücu hatası bulunup bulunmadığının tespiti için aktüer bilirkişiden rapor da alınmıştır.
Tüm dosya içeriğine göre; davacı Alt İşverenin kendi dönemi ile sınırlı olarak doğmuş işçilik alacaklarından tamamen sorumlu olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacının sorumlu olduğu döneme ilişkin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerinden olan sorumluluğunun ise o dönemdeki işçilik ücretleri üzerinden hesaplanması gerektiği, zira taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesinin sona ermesinden sonra aynı işçinin, aynı işyerinde bir başka alt işveren nezdindeki çalışmalarının “işyerinin devri” hükümleri kapsamında değerlendirilmektedir. Anılan düzenlemeye göre de “İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve işçinin devir tarihindeki ücreti ile sınırlı olmak üzere” sorumludur. Öte yandan Davalı Üst İşveren Mahkeme kararı ile işçi lehine işçinin iş akdinin feshedildiği tarihteki son ücreti üzerinden hükmedilen kıdem tazminatını ödemek durumunda kalmıştır. Bu nedenle her ne kadar Davacı Alt İşveren kendi dönemindeki ücret üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından sorumlu ise de, Davalının uğradığı zararlardan da sorumlu olması gerekecektir.
Yargıtay 13.HD’nin E.2016/3944 K. 2018/10429 sayılı ve 7.11.2018 tarihli kararında belirlenen ilkelere göre “Tacir olan davacının çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında sair ücret alacağı ve tazminat haklarından sorumlu olacağını bilebilecek durumda olduğu ancak, davacı bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya ve dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir” denilerek, Üst İşverenin sair zararlarının yine kendi dönemine isabet eden kısmı ile sınırlı olarak yarı yarıya sorumlu olacağı prensibinin benimsendiği anlaşılmıştır.Aynı şekilde yargılama ve icra giderleri (vekalet ücretleri) bakımından da Alt İşverenin sorumlu olduğu işçilik alacakları miktarlarına oranlama yapılarak, davacının sorumluluğunun belirlenmesi durumuna göre yapılan hesaplamalarda , Davalının dava dışı işçiye iş akdinin feshi tarihindeki ücreti üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerini ödemiş olması nedeni ile aradaki fark kadar zararının bulunduğu ve söz konusu zararın 5.782,99 TL ye tekabül ettiği; bu zararın da Yargıtay 13.HD tarafından içtihat edildiği üzere taraflarca yarı yarıya üstlenilmesine karar verilmesi durumunda davacının 2.891,49 TL tutarındaki davalı zararından sorumlu olabileceği ve bu olasılıkta davacı tarafından davalıya 15.092,99 TL ödenmesi gerekirken, 15.308,97 TL ödenmiş olması nedeni ile davalıdan 215,97 TL fazla ödemeyi talep edebileceği tespit edilmiş olmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 215,97.-TL fazla ödenen bedelin 15/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar ve ilam harcı olan 80,70.-TL harçtan peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik 21,40.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinden; tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 285,08.-TL’sinin davalıdan, kalan 1.034,92.-TL’sinin ise davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 215,97.- TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap edilen ve takdir olunan 784,03.- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 127,10.- TL, tebligat, posta ve bilirkişi ücreti gideri 589,50- TL olmak üzere toplam 716,60.- TL yargılama giderinden tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 154,76.-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”