Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/291 E. 2022/480 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/291
KARAR NO : 2022/480

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi ile müvekkili şirket arası kargo taşımacılığı işinden kaynaklanan ticari ilişki olduğunu, davalı firmanın açık hesap ilişkisinden kaynaklanan 1.076,52-TL borcunu tüm taleplerine rağmen ödemediğini, davalının vadesi geçtiği halde borcunu ödememesi ve müvekkilini oyalaması üzerine 13 01 2021 tarihinde İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının icra takibine, ödeme emrine, borca, faiz oranına, işlemiş faize vs tüm ferilerine itirazda bulunarak icra takibini durdurduğunu, açık hesap ilişkisi nedeni ile davalının müvekkiline borçlu olduğunu, davalının icra takibine yaptığı haksız itirazın 1.076,72-TL asıl alacak yönünden iptali ile bu miktar üzerinden hesaplanacak %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını , davacı ile aralarında açık hesap üzerinden karşılıklı iş yapıldığını Ancak davacı yana olan borcunu takip başlatmadan çok önce 18/12/2020 tarihinde ifa ettiğini davacı yanın adına tahsilat yapmaya yetkili olan davacı ile müvekkili arasındaki Kargo taşımacılığı ilişkisine istinaden görev yapan ve davacı yanında Denizli acentası olan Gökpınar Vergi Dairesine
… vergi numarası ile kayıtlı olan … yetkilisi …’e ekte dekontu sunulduğu üzere 18/12/2020 tarihinde ödeme yapıldığını aynı tarihte müvekkilinin taşıtılan ürünleri nakliyesi sırasında firma sahibi … in müvekkilinden borcunun ödenmesini talep ettiğini müvekkilinin imzalı makbuz karşılığında borcunu ödediğini müvekkilinin davacıya ödeme yapıldığını bildirmiş olmasına rağmen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu dava konusu takibin başlatıldığını, bu sebeple müvekkilinin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı yanın sunmuş olduğu dava dilekçesinde müvekkilinin defter ve kayıtlarını da delil olarak öne sürdüğünü, ancak müvekkilinin defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle müvekkilinin Davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 20/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Davacı taraf davalı aleyhine 1.076,72.-TL asıl alacak 93,23.-TL işlemiş faiz açıklamalı toplam 1,169,75.-TL alacak istemli yıllık 9416,75 oranından az olamamak üzere artan oranlarda avans faizi , masraf ve vekalet ücreti ile tahsili kısmi ödemclerde BK 100 md. Uygulanmasını talebi ile 14.01. 2021 jarihinde İzmir …, İcra Müdürlüğü …/… E sayıh dosyası ile icra takibi başlatmıştır. Davalı taraf 18.01.2021 tarihinde ası! alacağa, işlemiş faize ve diğer tüm ferilerine itiraz etmiştir.
Davacı taraf incelemeye 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları yevmiye, kebir E-Defterlerini sunmuş olup, defterlerin usulüne uygun olduğu, defter kayıtlarına göre davacının davalı taraftan takip tarihi itibariyle 1.076,52-TL alacaklı gözükmekte olduğu,
Davalının ise incelemeye 2018,2020 ve 2021 yılları ticari defterlerini ibraz ettiği, 2018, 2020 yılları yevmiye defterlerinin yıl sonu noter kapanış tasdiklerinin bulunduğu, 2021 yılına ait defterleri E defter şeklinde tutulduğu beratın süresinde gönderildiği,
Davacı defter kayıtlarında davacının davalı taraftan takip tarihi itibariyle açık hesap bakiyesi dolayısıyla takip tarihi itibariyle 1076,52-TL alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya 1062-TL acente aracılığı ile ödeme iddiası kabul edilmez ise, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüş gözükmemesi sebebiyle, takip öncesinde işlemiş faiz alacağı gözükmediği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Davalı tarafın takibe konu açık hesap ilişkisindeki taşıma hizmetinin yerine getirildiği hususunda herhangi bir itirazı bulunmamakta olup açık hesapta kayıtlı olan taşıma hizmetlerinin yerine getirildiği her iki tarafın da kabulündedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafça dava öncesinde dava dışı … yetkilisi …’e yapılan 18/12/2020 tarihli ve 1.062,00-TL ödemenin davacıya yapılmış geçerli bir ödeme olarak kabul edilip kabul edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
3-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve eklerinin incelenmesinde davalının ticari defter ve kayıtlarında ödeme makbuzunun kayıtlı olmadığı, davalı tarafça bu ödemenin davacının alacağı için Denizli’de bulunan tahsile yetkili acentesine yapıldığı ileri sürülmüş ise de makbuz üzerinde ödemenin davacının taşımadan kaynaklanan alacağına ilişkin yapıldığına dair bir kayıt bulunmadığı gibi makbuz üzerinde ödeyen olarak “… Gıda Ltd.Şti.” ünvanının yer aldığı görülmüştür.
4-Tüm delillerin birlikte incelenmesinden davalı tarafça davacının takibe konu açık hesap ilişkisi içerisinde yerine getirdiği ileri sürülen taşıma hizmetlerinin yerine getirilmediğine dair bir savunması bulunmamakta olup, ödeme savunmasında bulunulması suretiyle davacının taşıma hizmetini yerine getirmiş olduğu zımnen kabul edilmiş olduğu görülmekle davacının açık hesaba konu faturaların içeriği taşıma hizmetlerini yerine getirdiği kabul edilmiş, davalı açısından ise ödeme savunmasına dayanak yapılan makbuz yönünden inceleme yapılmıştır.
Davalı tarafça ödeme belgesi olarak dava dışı … yetkilisi …’e yapılan 18/12/2020 tarihli ve 1.062,00-TL ödeme makbuzuna dayanmış ise de makbuz üzerinde ödeyenin davalı olmadığı, ödemenin davacının alacağına istinaden yapıldığına dair bir kayıt olmadığı, bu haliyle ödeme makbuzunun davacının açık hesap alacağından mahsubunun mümkün olmadığı değerlendirildiğinden ödemenin davacıya yapıldığı yönündeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça dava dışı …’in davacının … olarak faaliyet gösterdiğini ve davacı adına tahsilat yetkisi bulunduğunu savunmuş ise de, dava dışı tahsilat yapan …’in davacı acentesi olmasının yargılamanın sonucuna etkisinin bulunmayacağı, zira ödeme makbuzu üzerinde ödeyen olarak davalının yer almadığı ve yine hangi borca istinaden ödeme makbuzu düzenlendiği hususu da yer almadığı dikkate alındığında ödeme yapılan kişi ile davacı arasında
acente ilişkisi bulunsa dahi bu ödemenin davacı adına tahsil edildiğini gösterir bir delil bulunmadığı da dikkate alındığında davacı açısından bu koşullar altında bağlayıcı olmayacağı, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket ederek ödeme yaptığı sırada yapılan ödemenin hangi borca istinaden yapıldığını makbuz üzerinde ayırt edici olarak yer almasını makbuz düzenleyenden istemesi gerektiği, keza 6098 TBK’nın 101/2. Maddesi “Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.” hükmünü haiz olup, makbuz üzerinde belirli bir borcun gösterilmediği ve ödeyen olarak da davalının yer almadığı dikkate alındığında bu belirsizliğin davacı aleyhinde sonuç doğurmaması gerektiği değerlendirildiğinden davalının sunduğu ödeme makbuzunun davacı alacağına yönelik bir ödeme olduğu yönündeki savunmaya itibar edilmemiştir.
5-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere davalı tarafın savunmasında dayandığı ödeme makbuzunda yer alan ödemenin davacı alacağına istinaden yapılmış olduğunun ispat edilemediği değerlendirildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafça takipte avans faizi talep edilmiş olup, davalı vekilinin borca itiraz talebinde açıkça faiz oranına itiraz edilmediği gözetildiğinde faiz oranı yönünden yeniden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı, takip talebinde talep edilen faiz türü ve oranı üzerinden takibe devam olunması gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de davalının savunmasının ödeme belgesine dayandığı, ödemenin davacı yönünden bağlayıcı olup olmayacağının yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının İzmir ….İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı takip dosyasına sunduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 1.076,52-TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği değerlendirildiğinden inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.076,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 48,50-TL posta ve tebligat ücreti, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 757,8‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda miktar itibariyle kanun yolu başvuru sınırı altında kaldığından kararın kesin olduğu ve istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”