Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/283 E. 2022/161 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/740 Esas
KARAR NO : 2022/168

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 2019/07 dönemine ait … numaralı 20.08.2019 son ödeme tarihli 81,25 TL; 2019/08 dönemine ait …… numaralı 20.09.2019 son ödeme tarihli 1.060,54TL, 1.141,79 TL toplam fatura alacağı ve takip tarihine kadar işlemiş olan 45,16 TL faizi ve ile birlikte toplam 1.186,95 TL nin takip tarihinden sonra işleyecek faiz, masraf ve vekalet ücretinin tahsili talebine yönelik Merkezi Takip Sistemi … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmıştır. Dava tarihi itibarı ile toplam şirket alacağının 2.173,52 TL olduğunu, davalı borçlu tarafından 08.11.2019 tarihinde “borcu olmadığı” iddiası ile takibe itiraz etmiş ve itiraz süresinde yapılmış olduğundan takibin durduğunu, davalı borçlunun icra takibine ilişkin itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket kayıtları incelendiğinde davalı borçlunun ULTRANET LİMİTSİZ 50 GB Kampanyası kapsamında kullandığı … hizmet numaralı internet hizmetinin karşılığı olan faturaları ödemediğinin anlaşılacağını, davalı borçlunun 08.11.2019 tarihli itiraz dilekçesinde belirttiği üzere borcunun olmadığı iddiası gerçek dışı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile; Müvekkil şirket tarafından Merkezi Takip Sistemi … E. Sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine ilişkin davalı borçlu tarafından haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ve davacı arasında kurulan sözleşme ile davacı yan müvekkili şirkete internet hizmeti sağlama borcu altına girerken müvekkili şirketin de bu internet hizmeti kapsamında ücret ödeme borcu ile yükümlü hale geldiğini, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri bu sözleşmeye göre söz konusu iken, davacı şirket sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Öyle ki; davacı yanın sözleşmeden doğan yükümlülüğünan müvekkili şirkete internet hizmeti sağladığını ve 3 aydan fazla süre kendisinden kaynaklanan nedenler ile bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili şirket tarafından bu durumun birçok kez davacı şirketin müşteri hizmetlerine bildirildiğini ve her defasında da Nisan-2019 ile 31 Temmuz 2019 tarihleri arasında müvekkillinin bulunduğu alanda arıza/alt yapı sorunu nedeni ile internet hizmetinin sağlanamayacağı cevabı verildiğini, bu hususun davacı yanın ve davalı müvekkilinin telefon kayıtlarında mevcut olduğunu, müvekkili şirketin, muhasebe ve mali müşavirlik hizmeti veren bir şirket olup kamu kurum/kuruluşlarından, büyük hacimli şirketlere, işletmelerden şahıslara kadar birçok mükellefinin işlerini İnternet ortamında yürüttüğünü ve daha da önemlisi mükellefleri adına yaptığı işlemler kanunlardan doğan sürelere tabi olduğunu, en ufak bir gecikmede çok ciddi para cezaları ile karşı karşıya kalınabileceği gibi gecikme nedeniyle mükelleflerini uğrattığı zararlar karşısında hukuki ve cezai sorumluluğu söz konusu olacağını, hal böyle iken, kanuni sürelere tabi işlemler ifa eden ve bu işlemlerin tamamının İnternet ortamında yapılması gerekirken davacı tarafından sözleşmeden doğan İnternet hizmeti sağlama borcunu 3 aydan fazla bir zaman için yerine getirilmemesinin müvekkilini ciddi zararlar ile karşı karşıya bıraktığını, müvekkili şirketin, davacı yana öncelikle müşteri hizmetleri vasıtasıyla sonrasında ise noter ihtarnamesi ile sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı zararı gidermesini ve aynı zamanda da sözleşmeye aykırılık nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, müşteri hizmetleri işlemi ile bu işlemin gerçekleştirildiği bildirilmesine rağmen Müvekkili şirket tarafından ayrıca da İzmir …. Noterliği’nin 12.09.2019 Tarih ve …Yev. No.lu ihtarnamesi ile sözleşmeye aykırılık nedeni ile tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiğinin davacı şirkete bildirildiğini, aynı ihtarnamede davacı yanın sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile uğranılan menfi ve müspet zararların tazminin de istenmiş olup bu husustaki tüm hukuki haklarının mahfuz olduğunu, hal böyle iken; basiretli bir tacirden beklenmeyecek şekilde arıza/altyapı sorunu vb nedenler ile müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verilmiş iken, sözleşmeye aykırı şekilde verilmeyen hizmetin bedelini ve davacının kendi kusuru nedeni ile feshedilen sözleşmeye dayandırılan başkaca haksız bedellerin tahsil amacıyla başlatılan icra takibine ilişkin itirazın iptali talebini içeren huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, bununla birlikte; davacı yan aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde açılan dava nedeni ile takip miktarının %20′ sinden az olmayacak kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Merkezi Takip Sistemi … E. Sayılı dosyası, fatura suretleri bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “… 1) …….Mali Müşavirlik Ltd. Şti. istmli firma yetkilisinin 02/10/2015 tarihinde … isimli firmayla internet hizmet sözleşmesi imzaladığı, … sabit hat üzerinden “880 266 2418” hizmet numarasıyla “ULTRANET LİMİTSİZ 506B” paket isimli internet hizmeti almaya başladığı anlaşılmıştır.
2) “…….” şeklinde isimlendirilen 5 dakika 43 saniye süreli ses kaydı içeriğinde, Müşteri temsilcisinin 02:45 süresi itibariyle; “genel arıza var bölgenizde sizin, o yüzden giremiyorsunuz Fıbere yönelik bir çalışma var bulunduğunuz bölgede evet uzun sürecek görünüyor. 8 Nisan’da bize iletilmiş, 16:43’de, tahmini bitiş 31 Temmuz öğlen 1 gibi görünüyor.“ şeklinde vermiş olduğu bilgiye dayanılarak;
a) Öz Rehber firmasının … numaralı sabit telefon hattı üzerinden 2015 yılı itibariyie kullandığı, 04/02/2019 günü 24 ay Taahhüt ederek yenilediği, mevcut 16 Mbps ADSL vb. internet hizmetini 08/04/2019 ile 31/07/2019 tarihleri arasında “Genel Altyapı çalışması” sebebiyle kullanamadığı, hizmet alamadığı değerlendirilmiştir.
b) … isimli firmanın 08/04/2019 ile 31/07/2019 tarihleri arasında “Genel Altyapı çalışması” sebebiyle çalışma yapması ve bu sebeple mevcut internet hizmetini aksattığı, hizmet vermediği anlaşılmış olup, … isimli firmanın dosyaya konu olayda teknik eksikliği/ sorumluluğunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Davalının sözleşmesi ve kullanmış olduğu hizmet paketi itibariyle kendisine sağlanan faydaların toplam miktarının tespiti, uzmanlık alanımızın (Bilişim sistemleri) dışında, Mali vb. teknik konuya sahip olması sebebiyle ilgili hesaplama yapılamamıştır….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı internet servis sağlayıcıdan internet hizmeti alan davalının, internet abonelik taahhüt süresinden önce aboneliğini iptal ettirmesi nedeniyle kendisine sağlanan indirim bedellerini ve işyeri sigorta ücretini iade etmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
3-Davacı tarafça internet hizmetinin kusursuz olarak yerine getirildiği, davalının internet hizmeti kullanımında yaşadığı teknik sorunların kullandığı telefon hattının başka bir operatöre ait olmasından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Davalı ise sözleşme süresi içerisinde uzunca bir süre internet bağlantısı sağlanmadığını, bu nedenle mağdur olmaları nedeniyle internet aboneliğini iptal ettirdiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
4-Mahkememizce dosya telekomünikasyon alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 28/01/2022 tarihli raporda genel altyapı çalışması nedeniyle davalının “08/04/2019-31/07/2019” tarihleri arasında internet hizmeti alamadığı, hizmetin alınamamasında davacının kusurlu olduğu belirtilmiştir.
5-Davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz beyanları Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği uyarınca aboneliğin süresinden önce sonlandırılması nedeniyle kullanıcıya sağlanan indirim ve diğer ücretlerin tahsil edilebileceği ileri sürülmüş ise de belirtilen yönetmeliğin “Tüketici” kullanıcılar için yürürlükte olduğu, davalının tüketici olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gözetilerek öncelikle sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
6-Taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibariyle ticari nitelikte bir hizmet sözleşmesi olup davacının yükümlülüğü internet hizmeti sağlamak, davalının ise buna karşılık fatura bedelini davacıya ödemekten ibarettir. Davacının taraflar arasındaki sözleşmenin asli unsuru olan internet hizmetini kusurlu olarak ifa edemediği sabit olup, salt taahhüt bulunması nedeniyle davalının sözleşmeyi devam ettirmesi beklenemez. Sözleşme ile her ne kadar davalı kullanıcının taahhüt süresinden önce aboneliği sona erdirmesi halinde sağlanan avantajların tahsil edileceği düzenlenmiş ise de bu iptalin haklı bir nedene dayanmaması sebebiyle sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda kullanıcının ayıplı olarak veya hiç almadığı bir hizmetle ilgili olarak 24 ay süresinde aboneliği devam etmeye zorlanması anlamına gelmektedir. Sözleşme içeriğinde davacının hizmet sunamaması halinde uygulanacak bir hüküm bulunmamakta olup bu nedenle 6098 sayılı TBK’nın 126. Maddesinin uygulanması gerekmektedir;
“MADDE 126- İfasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”
Somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacı hizmet sağlayıcının hizmetin ayıplı hizmetten veya hizmet verilememesinden sorumsuzluğuna dair bir sorumsuzluk hükmü bulunmadığı gözetildiğinde TBK’nın 126. Maddesi uyarınca davalı müşteri tarafından sözleşmenin feshi istenebilecektir. Davalı tarafın sözleşmeyi feshinde haklı nedene dayandığı gözetilerek daha önceki aylar için yapılan indirimlerin davalıdan istenebilmesi de mümkün değildir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu bir diğer alacak kalemi ise işyeri sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında bu alacak kalemine ilişkin herhangi bir somut açıklama yapılmadığı gibi sözleşmede de işyeri sigortası sağlandığına dair bir ibare bulunmamaktadır. Davacı tarafça yargılama aşamasında kampanya kapsamında 10.000,00-TL bedelli işyeri sigortası hediye edildiği ileri sürülmüş ise de sigorta hediyesinin kapsamı ve şartlarına ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, davalı tarafça sözleşmenin feshi ile sigorta sözleşmesinin de sona erdirilmesinin mümkün olabileceği, taraflarca imzalanan sözleşmede bir düzenleme bulunmayan bu hususta sözleşmenin feshi sonucu olarak davacı tarafça bu bedelin tahsilinin istenmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiş ve bu yönden de davacının alacak talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davanın reddine karar verilmiş ise de davacının takipte kötü niyetli hareket ettiğini gösterir somut bir delil bulunmadığı gözetilerek kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Takipte kötü niyet kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,3‬0-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 1.186,95-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafın sarf etmiş olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim
e-imza