Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/280 E. 2022/414 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/280
KARAR NO : 2022/414

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 01.04.2019 tarihinde müvekkiline ait, eşi …. tarafından kullanılan …. plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından …. nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış …. tarafından kullanılan …. plakalı araç arasında trafik kazası gerçekleştiğini, bu kaza sebebi ile müvekkilinin eşinin yaralandığını ve müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, 01.04.2019 tarihli Yaralamalı Trafik Kaza Tespit Tutanağı doğrultusunda tanzim edilen kusur raporuna göre davalı sigorta şirketinin sigortalısı …. plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, kaza akabinde araçta müvekkilinin karşılayamayacağı tutarda hasar oluştuğunu ve 03.04.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, yapılan ekspertiz çalışması sonucu müvekkilinin hasarı, parça ve malzeme ücretinin 31.580-TL ve işçilik ücreti 4.170,00-TL olacak şekilde belirlendiğini, ancak hukuka aykırı olarak “hasarın trafik kazası ile uyumlu olmadığı ve kazanın tutanakta belirtildiği şekilde gerçekleşmediği” sebebi ile olumsuz rapor verildiğini, bu olumsuz rapora istinaden de davalı sigorta şirketince aracın tamir edilmediğini, müvekkiline de herhangi bir ödeme yapılmadığını, aracın tamir masraflarını ödeyemeyen müvekkilinin aracını kazalı halde satmak zorunda kaldığını, aracın kazadan önceki değerinin tahminen 45.000-TL civarında iken çok düşük bir bedele satılmak zorunda kalındığını, Fazlaya ilişkin haklarım saklı kalmak ve bilirkişi raporundan sonra arttırılmak üzere, aracında meydana gelen zarar ve değer kaybı sebebi ile müvekkilinin uğradığı maddi zararın şimdilik 15.000-TL’sinin olay tarihi olan 01.04.2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacı tarafça meydana geldiği iddia edilen dava konusu kaza incelendiğinde oluştuğu ifade edilen hasar ile tutanakta belirtilen kazanın uyumlu olmadığının açıkça görüldüğünü, bununla birlikte davacı tarafça mahkemeye sunulan tutanağın gerçeği yansıtmadığını işbu nedenle huzurda görülmekte olan davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesî olduğunu,
kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterler esas alınması gerektiğini, müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı …. plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…Davalı sigorta poliçeli ….plaka sayılı araç sürücüsü ….’in 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/a maddesini ihlal ettiği, kazanın oluşumunda Etken Olduğu,
Davacı taraf … plaka sayılı araç sürücüsü ….’nın kural ihlali görünmediği görüş ve kanaatine varılmıştır.
…. plaka sayılı davacıya ait araçta meydana gelen hasarın dava konusu kaza sonucu oluştuğu, tespit edilen hasar onarım kalemlerinin kaza ile uyumlu olduğu ve hasar onarım bedelinin ekonomik onarım limitlerini aştığı, tamirinin ekonomik olmadığı, pert total işlemine tabi olması gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı … Sigorta Şirketi’nin, 20.000,00 TL. olarak tespit edilen gerçek zarar bedelinden sorumlu olduğu,
Dava dilekçesi ekinde yer alan Kargo Teslim Alma Belgesinden davalı sigorta şirketine kaza ihbarının 05.07.2019 tarihinde yapılmış olduğu, ihbarın 06.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin ihbar tebliğ tarihinden itibaren 8 işgününün hitamı olan 18.07.2019 tarihinden itibaren temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre; “… Kaza sonucunda davacı tarafın aracında meydana gelen zararın 20.000,00TL olduğu, ..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
2-Taraflar arasında kazanın gerçekleşmesindeki kusur dağılımı, kaza ile araçta oluşan hasar arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı, araçta meydana gelen hasar nedeniyle davacının uğradığı zarar miktarının belirlenmesi yönlerinden uyuşmazlık bulunmaktadır.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Somut olayda öncelikle dava konusu kazanın meydana gelmesindeki kusur dağılımı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkememizce kusur dağılımına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plaka sayılı dava dışı sürücü …’in şerit izleme kurallarını ihlali nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tek etken olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde davacının kendi şeridinde hareket halindeyken sağ şeritten gelen davalının sigortacısı olduğu aracın çarpması ile kazanın meydana geldiği, dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davacının bir kusurunun bulunmadığı, … plaka sayılı araç sürücüsünün asli ve %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
10-Kusur oranlarının tespiti ile birlikte 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda hasar yönünden yapılan incelemede davacıya ait aracın kaza öncesi serbest piyasa rayiç değerinin 35.000,00-TL olduğu, aracın onarımı içinn KDV dahil 42.185,95-TL olacağı, aracın onarımının ekonomik olmadığı, aracın onarılmamış kazalı haliyle satılması halinde sovtaj değerinin 15.000,00-TL olduğu, böylelikle davacının toplam zararının 20.000,00-TL seviyesinde olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı davacı tarafça ve davalı tarafça ayrı ayrı itiraz edilmiştir.
Mahkememizce gerek itirazların değerlendirilerek yeniden zarar yönünden rapor düzenlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdi edilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 11/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile aynı yönde görüş bildirilerek davacının gerçek zararını 20.000,00-TL olacağı belirtilmiştir.
11-Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde dosyaya sunulan bilirkişi ve ATK raporunda davacının gerçek zararının 20.000,00-TL olarak tespit edildiği, benzer nitelikteki kazalar neticesinde oluşan zararın, sovtaj değeri de dikkate alındığında piyasa rayiçlerine uygun olduğu, taraflarca farklı bir rapor alınmasını gerektiren somut verilere dayalı bir itiraz ileri sürülemediği değerlendirilmekle davacının gerçek zararının 20.000,00-TL olduğu kabul edilmiştir.
12-Davacı tarafça dava öncesi davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulmuş olup, dava dilekçesi ekinde yer alan kargo teslim alma belgesinin …. şirketi sisteminden sorgulanmasında evrakın davalı şirkete 08/07/2019 tarihinde teslim edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının 19/07/2019 tarihinde temerrüte düştüğü belirlenmiş, bu tarih itibariyle davacı talebi dikkate alınarak yasal faize hükmedilmiştir.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 20.000,00-TL maddi tazminatın 19/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,2‬0-TL harçtan peşin olarak alınan 256,17-TL ile ıslah harcı olarak alınan 86,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,03‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 256,17-TL peşin harç ile ile 86,00-TL ıslah harcı toplamı 342,17-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 146,6‬0-TL posta ve tebligat ücreti, 950,00-TL bilirkişi ücreti ve 910,00-TL İstanbul Adli Tıp rapor bedeli olmak üzere toplam 2.065,9‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”