Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2023/326 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2021/248 Esas
KARAR NO : 2023/326
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
YAZIM TARİHİ : 29/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğun, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, yapılan görüşmede anlaşmaya varılamadığını, son tutanak olan Anlaşamama Tutanağının dilekçe ekinde yer aldığını, Davalı/borçlu şirketin takibe konu faturalar ile ilgili olarak da defalarca aranarak bilgilendirildiğini, kısmi de olsa ödeme alınamadığını, açıklanan açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılmış İtirazın İptali Davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan 2 adet faturaya ilişkin davacının takip miktarınca alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır:
“1- Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2- Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3- İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Somut olayda; Takibe karşı yapılan itirazın 15.10.2020 tarihinde yapıldığı, takibin 15.10.2020 tarihinde durdurulduğu, itiraza ilişkin alacaklı dilekçesinin borçluya tebliğe çıkarıldığına dair takip dosyası kapsamında her hangi bir belge, bilgi veya tebliğ mazbatasının bulunmadığı, ancak mahkememizde görülmekte olan işbu itirazın iptali davasının 01.04.2021 tarihinde açılmış olduğu ve her halukarda İcra İflas Kanunu md. 67’de öngörülen 1 yıllık süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce Davacı tarafın defterleri incelenerek aldırılan 12/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı … A.Ş.’nin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu, takip ve dava konusu yapılan faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturalardan 10.05.2019 tarihli, 3209 nolu, (6.211,90+KDV) 7.330,04.-TL bedelli fatura ve fatura muhteviyatı mal/hizmetin davalı şirketin kabulünde olduğu dava dosyasındaki mevcut belgelerden anlaşılmış olup, 14.06.2019 tarihli, 3528 nolu, 4.550,00.-TL bedelli fatura ve muhteviyatının davalı şirketin kabulünde olup olmadığının davalı şirketin ticari defterearinin incelenmesi sonucu ortaya çıkacağı kanaatine varılmıştır. Buna göre davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispat edilmedikçe, takip ve dava konusu yapılan 14.06.2019 tarihli 3528 nolu, 4.550,00.-TL bedelli faturanın da davalı şirketin kabulünde olduğu ispat edildiği takdirde, davacı şirketin davalı … Taş. Prt. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden 7.880,05.-TL alacaklı olacağı, iş bu faturanın davacı şirketin kabulünde olduğu ispat edilmediği takdirde 3.330,05.-TL alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin belirlenen gün ve saatte ibraz edilmemiş olması nedeniyle incelenemediği ve bu nedenle davalının ticari defterleri ile ilgili raporun düzenlenmediği görülmüştür.
Denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defter ve kayıtlarının takibe konu fatura alacağını doğruladığı ve davalının usulüne uygun ihtar içerir tebliğe rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan hususların yine kendi lehine delil kabul edilebileceği değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu yargılama giderleri kapsamında davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davanın KABULÜ İLE;
Davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine İTİRAZININ İPTALİNE, takibin 7.880,05-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren Avans Faizi işletilmesine,
2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında hesaplanan 1.576,10-TL İcra İnkar Tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 538,29-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcının mahsubu ile bakiye 478,99-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına,
3- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İrad Kaydına,
4-.Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL Başvuru Harcı, 95,18-TL Peşin Harç, 8,50-TL Vekalet Harcı olmak üzere toplam 162,98-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.880,05-TL Vekalet Ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücretinin, 277,70-TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 877,70-TL Yargılama Giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle Kesin Olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza